Hücre Zar Yapısı ve Madde Geçişleri
Hücre Zar Yapısı ve Madde Geçişleri
HÜCRE ZAR YAPISI VE MADDE GEÇİŞLERİ
HÜCRESEL YAPILAR
Ökaryot hücreler ;
- Hücre Zarı,
- Sitoplazma ve organeller
- Çekirdek,
olmak üzere 3 ana kısımdan oluşur.
UNUTMA !
» Hücreler canlı varlıklardır. Dolayısıyla hücrenin bu canlılığını korumak için hücre iç ortamının , dış ortamdan ayrılması gerekir. Bu hücre zarı ile gerçekleşir.
» Tüm hücrelerde ( ister prokaryot hücre isterse ökaryot hücre olsun ) hücre zarı vardır.
» Hücre zarı olmayan veya parçalanmış bir hücre yaşayamaz.
» Prokaryot ve ökaryot hücrelerin her ikisinde de bulunan hücre zarı, önemli işlevlere sahiptir.
» Prokaryot hücrelerde; Hücre Zarı, Sitoplazma bulunmaktadır.
- Organel olarak sadece ‘’ribozom’’ organeli bulunmaktadır.
- Ayrıca zarla çevrili bir çekirdek yapısı yoktur. Genetik materyal ( DNA,RNA ) sitoplazmada dağınık halde bulunur.
1) Hücre Zarı:
» Canlı hücreyi cansız çevreden ayıran ince bir zardır.
A) Hücre Zarının Görevleri:
1) Hücreyi dış etkenlerden korur. (Hücreyi dıştan sarar.)
2) Hücreye şekil verir.
3) Hücre içeriğinin bir arada kalmasını sağlar. (Dağılmasını önler.)
4) Hücrenin madde alışverişi yapmasını sağlar. (En önemli görevidir.)
5) Hücrelerin birbirini tanımasını sağlar.
6) Prokaryot hücrelerde fotosentez ve solunuma yardım eder.
7) Bitki hücrelerinde selüloz sentezini sağlar.
B. Hücre Zarının Özellikleri:
1) Canlıdır.
2) Esnek, ince, seçici geçirgen (yarı geçirgen) bir yapıdır.
» (Hücre zarı seçici geçirgendir. Bir molekülün zardan geçip geçemeyeceği ya da ne kadar kolaylıkla geçebileceği molekülün ve hücrenin özelliğine bağlıdır.)
3) İki tabakalı fosfolipitten oluşmuştur.
4) Çift lipit (fosfolipit) tabakası akıcı olup sürekli hareket hâlindedir.
5) Sıvı , Akıcı -Mozaik Zar yapısındadır.
6) Üzerinde madde alışverişini sağlayan porlar bulunur.
7) Karbonhidrat, yağ ve protein moleküllerinden oluşmuştur.
UYARI !
» Hücre zarının özelliği, yapısını oluşturan protein ,lipit ve glikoproteinlerin (karbonhidrat ve protein bileşimi) hücre zarı üzerindeki dağılışına ve sayısına bağlıdır.
» Hücre zarı yırtılırsa belli bir dereceye kadar kendini onara bilir. Ancak hücre zarının büyük miktarda zarar görmesi hücrenin ölümüne neden olur.
C. Hücre Zarının Yapısı: (Akıcı – Mozaik Zar Modeli )
» Bilim adamları 20. yy başlarından itibaren hücre zarının yapısını anlamaya çalışmışlardır.
» Bunun için birçok model öne sürülmüştür.
» Günümüzde geçerli olan model Singer ( Singır) ve Nicholson ( Nıkılsın) tarafından 1972 yılında oluşturulmuştur.
» Bu modele AKICI MOZAİK ZAR MODELİ denmiştir.
Modele AKICI MOZAİK ZAR MODELİ denilmesinin nedeni;
» Yapısına katılan moleküllerin yerlerinin sabit olmaması nedeni ile akıcı,
» Yapısını oluşturan moleküllerin dağılımının düzensiz olması nedeni ile de mozaik yapıda, olmasıdır.
» Hücre zarı ;
- Protein ,
- Lipit ,
- Karbonhidrat ,
moleküllerinden meydana gelmiştir.
» Bu moleküllerin genellikle zarda bulunma miktarları;
Protein ( %55 ) > Lipit ( %42 ) > Karbonhidrat ( %3 ) şeklindedir.
1) Lipit Tabakası:
» Hücre zarı iki sıralı fosfolipit tabakasından oluşmuştur.
» Yağ̆ çeşitlerinden olan Fosfolipitlerin yapısı baş ve kuyruk olmak üzere iki kısımdan oluşur.
Fosfolipitlerin kısımları:
- Suyu seven ( hidrofilik ) baş kısımları dışta,
- Suyu sevmeyen ( hidrofobik ) kuyruk kısımları ise içe doğru (birbirine bakacak şekilde ) yerleşmiştir.
Bu özellikler, fosfolipit moleküllerinin çift sıralı dizilerek hücre zarının temel yapısını oluşturmasını sağlar.
» Lipit tabakası sürekli hareket hâlindedir ve akıcı bir durumdadır.
» Zara esneklik sağlar.
» Fosfolipitler kuyruk kısımları birbirine bakacak şekilde dizilmişlerdir.
» Fosfolipitlerin bu dizilişi;
- hücre zarının iç tarafının hidrofobik,
- dış tarafının hidrofilik olmasını sağlar.
EK BİLGİ :
» Fosfolipitler, bir yağ çeşit yağdır.
» Kelime anlamı olarak zaten lipit ‘’ yağ ’’ demektir.
» Lipitlere , fosfat eklenmesiyle ‘’ fosfolipitler’’ oluşur.
» Fosfolipitlerin sentezinde , normal yağların (lipitlerin) sentezinde olduğu gibi , gliserol ve yağ asiti kullanılır.
» Ancak , normal bir yağ sentezinde 1 gliserol ve 3 yağ siti kullanılırken, Fosfolipidin sentezinde 1 gliserol ve 2 yağ asiti kullanılır. Fosfolipit sentezinde üçüncü yağ asiti yerine 1 fosforik asit molekülü bağlanır.
Kolesteroller:
» Fosfolipit moleküllerinin arasında konumlanmıştır.
» Yağ̆ çeşitlerinden olan kolesterol molekülleri hücre zarına desteklik sağlar.
» Kolesterol molekülleri , ’’ STEROİT ‘’ yapılı olan yağ çeşitlerindendir.
NOT:
» Hayvan hücrelerinin zarında zara sağlamlık ve esneklik veren, steroit olan kolesterol molekülü de bulunur.
1- Kolesterol, zarın ortalama bir akışkanlıkta olmasında tampon görevi yapar. Örneğin alkol veya çeşitli kimyasallarla zarın akışkanlığı artarsa kolesterol ile bu akışkanlık normal düzeyde tutulur.
2- Zar lipitlerindeki doymuş yağ asitleri düz zincirlidirler, doymamış yağ asitlerinin kuyrukları ise kıvrımlıdır. Zar lipitlerindeki doymamış yağ asitlerinin kuyruklarında kıvrımlar artıkça zarlar daha gevşek biçimde sıkışmaya başlar ve sonuçta daha akışkan olurlar.
3- Zarların lipit bileşimindeki farklılıklar ve lipit bileşenini değiştirebilme yeteneği, zar akışkanlığının korunması için önemlidir.
2. Proteinler:
- Zardaki protein molekülleri fosfolipit tabakalarının arasına gömülüdür ya da yüzeyinde bulunur.
- Singer ve Nicholson zarla ilişkili proteinleri yüzeysel ve iç protein olarak sınıflandırmışlardır.
- İç proteinlerin çoğu zarın iki yanında açık kısımlar bulunacak biçimde lipit tabakayı bir baştan bir başa geçerek kanallar oluşturur. Bu proteinler zardan madde geçişinde rol alır.
- Proteinlerin sayısı ve dağılımı hücreden hücreye farklılık gösterir.
- Fosfolipit tabakası içine tamamen gömülü olarak ya da yarı gömülü olarak yerleşmişlerdir.
- Tamamen gömülü olanlar madde alışverişinde görev alacak olan taşıyıcı protein (por) yapısını oluşturur.
Fosfolipit moleküllerinin arasında serpiştirilmiş̧ şekilde bulunan Proteinler:
- Madde taşınmasında,
- Enzim aktivitesinde,
- Hücreler arası sinyal aktarımında,
- Hücrelerin birbirini tanımasında,
- Hücrelerin birbirine ve hücreler arası matrikse bağlanmasında işlev görür.
3. Karbonhidratlar:
- Fosfolipit ya da proteinlere bağlanarak hücre zarının yapısına katılırlar.
- Karbonhidratın lipitlere bağlanması ile GLİKOLİPİT, proteinlere bağlanması ile GLİKOPROTEİN oluşur.
DİKKAT ET !
- Karbonhidratlar hemen hemen daima diğer moleküllerle bir arada bulunur.
- Karbonhidratlar, ya glikoprotein ya da glikolipit halindedirler.
- Hemen hemen daima hücre dışına doğru çıkıntı yaparlar.
- Bu karbonhidratlı yapı hücreyi dıştan bir örtü gibi kaplar.
- Bu tabakaya GLİKOKALİKS denir.
Glikoproteinler:
» Protein moleküllerine karbonhidrat zincirlerinin bağlanması ile oluşur.
- Hücreye gelen maddelerin tanınması,
- Hücrelerin birbirini tanıması,
- Hormonların tanınması ve cevap verilmesi glikoproteinlerin görevidir.
- Glikoproteinler, hücrelere spesifiklik (özgüllük) kazandırır. (Unutma!)
Glikolipitler:
- Lipit moleküllerine karbonhidrat zincirlerinin bağlanması ile oluşur.
- Glikolipitler, glikoproteinlerin işlevlerine yardımcı moleküllerdir.
Glikokaliks :
» Glikoproteinler ve Glikolipitleri bulundurur.
1- Hücrenin antijenik özellik kazanmasında,
2- Hücrelerin birbirini tanımasında,
3- Hücre yüzeyinin negatif yük kazanmasında,
4- Uyarıları algılayan reseptör oluşumunda,
5- Bağışıklık sisteminde önemli rol oynar.
6- Glikokaliks tabakasının bozulması, hücrelerin kontrolsüz bölünmelerine (kanserleşmeye) neden olur.
NOT:
» Zar proteinleri ve lipitleri, ER ‘de ( Endoplazmik Retikulum)sentezlendikten sonra ER ve Golgi aygıtı içinde değişikliğe uğratılırlar.
Glikokaliks ; Hücre zarının dış bakan kısmında fosfolipit tabakasının üst kısmında , glikoprotein ve glikolipit kısımlarından oluşur.
» Hücreye spesifiklik ( özgüllük) kazandırma durumu Glikokaliks için geçerli bir durum da denir.
HATIRLATMA !
Hücre zarının yapısında bulunan moleküller, zara çeşitli özellikler kazandırır. Bu özellikler şu şekilde sıralanabilir:
1) Canlıdır. ( Hücre proteinlerinin bazen enzim gibi hareket etmesinden kaynaklanır.)
2) Hareketlidir. ( Fosfolipit tabakasıyla ilgili bir özellikte. Fosfolipit tabakası hareketli olduğu için hücre zarı hareketlidir denir.)
3) Esnektir. ( Yapısındaki fosfolipit ve kolesterol gibi yağlı moleküllerden kaynaklanır.)
4) Yarı geçirgendir. ( Yapısındaki glikoproteinler sayesinde )
5) Hücreye spesifiklik (özgüllük) kazandırır. ( Glikoproteinlerden yada Glikokaliks tarafından hücre zarının özgüllük özelliği vardır.)
Hücre Zarının Farklılaşması İle Oluşan Yapıları
1.Villus (Mikrovilluslar)
2. Yalancı ayak
3. Sil
4.Kamçı
5. Pinositik (pinositoz) cep
6. Mezozom
1. Villus (Mikrovilluslar):
Hücre zarının dışarı doğru oluşturduğu parmak şeklindeki çıkıntılardır.
Bağırsak epitelinde besinleri emme görevi olan hücrelerde, hücre zarının bir miktar sitoplâzmayla dışarı doğru oluşturduğu parmak şeklindeki uzantılara villus denir. Villusların üzerindeki daha küçük uzantılara MİKROVİLLUS denir.
2. Yalancı ayak:
Amip, akyuvar ve cıvık mantar hücrelerinde besin bulma ve yer değiştirme için hücre zarının oluşturduğu geçici uzantılardır.
Yalancı ayaklar, hareket ve besin alımında (fagositoz) kullanılır.
3. Sil:
Kısa ve çok sayıda uzantılardır. Siller hem bir hücreli hem de çok hücreli ökaryot canlılarda bulunur.
Titreşim hareketleri yaparak, tek hücreli canlılarda canlının hareket etmesini sağlar. Çok hücreli canlılarda ise bulunduğu ortamın hareketlenmesini sağlar. Örneğin, memelilerde solunum yollarının iç yüzeyini kaplayan hücreler sillidir. Bir hücrelilerden paramesyumun su içerisinde hareketi sillerle sağlanır.
4.Kamçı:
Kamçılar, sillerden daha uzun olmaları ve dalga benzeri hareketleriyle farklılık gösterir. Hücrede bir ya da iki tane bulunur. Örneğin bazı bakterilerde, öglena ve memeli spermlerindeki hareket kamçı ile sağlanır.
5. Pinositik (pinositoz) cep:
Porlardan geçemeyecek kadar büyük sıvı besinlerin alınmasında hücre zarında oluşan geçici çöküntülerdir.
Hayvansal hücrelerde görülür. ( Örneğin ,Böbrek hücrelerinde görülür. )
6. Mezozom:
Oksijenli solunum yapan prokaryotlarda solunum yüzeyini artırarak solunumu hızlandırmak amacıyla hücre zarının sitoplazma içine doğru kıvrımlar yapması ile oluşan yapıdır.
Bakterilerde mitokondri görevi gören zar kıvrımlarıdır. Burada solunum enzimleri bulunur.
Hücre Duvarı ( Hücre Çeperi )
» Bazı canlılarda hücre zarının dışında hücre duvarı (hücre çeperi) vardır.
» Bakteri, alg, mantar ve bitkiler hücre çeperi bulundururlar.
» Hayvan hücrelerinde yoktur.
Hücre Duvarının Özellikleri:
- Cansız,
- Hücre zarına göre daha kalın ve dayanıklı (sert) bir yapıya sahiptir.
- Hücre çeperi cansız olduğundan tam geçirgen özelliğe sahiptir.
- Yapısı bulunduğu canlı türüne göre değişir.
Hücre Duvarının Görevleri:
1) Hücreyi korur.
2) Hücreye şekil verir.
3) Hücrenin aşırı su almasını engeller. (Hemolize engel olur.)
Canlı Türlerine Göre Hücre Çeperin Yapı Maddesi:
- Mantarlarda → KİTİN,
- Bitkilerde ve alglerde → SELÜLOZ,
- Bakterilerde → PEPTİDOGLİKAN, (Peptidoglikan = Protein + karbonhidrat)
- Arkelerde →SAHTE ( yalancı ) PEPTİDOGLİKAN
» Hücre yaşlandıkça biriktirecekleri madde miktarı artacağından yaşlı hücrelerde çeperler daha kalındır.
» Bazı prokaryotlarda yoktur. (mikoplazma, thermoplama)
» Bitki hücrelerinde hücre çeperlerinde plazmodesma denilen boşluklar vardır
NOT:
» Bitkilerde hücre duvarının temel yapısı selüloz olup değişik bitkilerde lignin, süberin , pektin de birikebilir.
» Bitkilerde hücre duvarını oluşturan selüloz, hücre zarında bulunan selüloz sentez kompleks proteinleri tarafından üretilir. Golgi aracılığı ile düzenlenir.
NOT !
» Prokaryot ve ökaryot tüm hücrelerde bulunan hücre zarının aksine hücre duvarı sadece bitki, mantar ve bakteri hücrelerinde bulunur.
» Bitki hücrelerinde selüloz, mantar hücrelerinde kitin, bakteri hücrelerinde karbonhidrat ve protein yapıdadır.
» (Ayrıca bazı arkelerde de hücre duvarı bulunabiliyor.)
KONU TARAMA
Soru.1: Aşağıda verilen zar görevlerinden hangisi ökaryot bir hücrenin hücre zarına ait olamaz?
A) Madde alışverişinin gerçekleşmesini sağlar.
B) Hücrenin dağılmasını önler.
C) Hücreyi mekanik etkilere karşı korur.
D) Fotosentez ve solunuma yardım eder.
E) Selüloz üretimini sağlar.
CEVAP. 1: D
Açıklama:
D) Fotosentez ve solunuma yardım eder. YANLIŞ.
- Çünkü, bu prokaryot hücre zarına ait bir özelliktir.
- Ökaryotlarda fotosentez ve solunum işlerini yapan organeller vardır. (Ökaryotlarda, fotosentez için kloroplast organelindeki klorofil pigmenti , solunum işi için ise mitokondri organeli görev yapmaktadır.)
- Prokaryotlarda ribozom dışında bu tür işeleri yapacak organeller olmadığı için hücre zarı fotosentez ve solunum gibi işleri yapmak için özelleşir.
Soru.2: Glikoprotein ve Glikolipitler ile ilgili;
I. Hücre zarının sitoplazmaya bakan yüzeyinde bulunur.
II. Taşıma proteinlerinin oluşumunu sağlar.
III. Dışarıdan gelen sinyallerin algılanmasını sağlar.
verilenlerden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I ve III
CEVAP. 2: C
Açıklama:
I. Hücre zarının sitoplazmaya bakan yüzeyinde bulunur. YANLIŞ. (Glikoprotein ve Glikolipitler ,hücrenin dış yüzeyinde bulunur ve diğer hücrelerin besin maddelerin algılanmasın, tanınmasını sağlar. Bu nedenle hücre iç yüzeyine doğru bulunmaz.)
II. Taşıma proteinlerinin oluşumunu sağlar. YANLIŞ. (Glikoprotein ve Glikolipitler hücre zarındaki fosfolipit tabakasına yarım gömülü yapılardır. Taşıma proteinleri ise fosfolipit tabakasına tam gömülüdür yani hücre dışından hücre içine kadar uzanan bir durumdadır. Böylece maddeleri içlerinden geçirerek dış ve içi yüzey arası madde taşınmasını sağlar.)
III. Dışarıdan gelen sinyallerin algılanmasını sağlar. DOĞRU. (Glikoprotein ve Glikolipitler, hücre dış yüzeyine bakacak şekilde konumlanmıştır. Böylece dış yüzeyden gelen sinyallerin algılanmasını sağlayarak etrafın hücre tarafından tanınmasını sağlar. )
Soru.3:
I. Hücreyi mekanik etkilere karşı korur.
II. Her canlı hücrede bulunur.
III. Yapısında karbonhidrat bulunur.
Yukarıda verilen özelliklerden hangileri hücre çeperi ve hücre zarı için ortak olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III
CEVAP. 3: D
Açıklama:
I. Hücreyi mekanik etkilere karşı korur. DOĞRU. ( Hücre zarının da hücre çeperinin de hücreyi koruma özelliği vardır. )
II. Her canlı hücrede bulunur. YANLIŞ. ( Hücre zarı tüm canlı hücrelerde vardır ve olmak zorundadır. Ancak, hücre çeperi tüm hücrelerde yoktur. ÖRNEĞİN; Hayvan hücrelerinde hücre çeperi yoktur. )
III. Yapısında karbonhidrat bulunur. OLABİLİR. ( Hücre zarının yapısında karbonhidrat kesinlik vardır. Hücre çeperinin de yapısında karbonhidrat olabilir. Örneğin,
- Bitki hücre çeperinin yapısında bulunan SELÜLOZ, karbonhidrattır.
- Mantar hücre çeperinin yapısında bulunan KİTİN, karbonhidrattır.
Ayrıca;
- Bakteri hücre çeperinin yapısında bulunan PEPTİDOGLİKAN ve Bazı arkelerdeki hücre çeperinin yapısında bulunan YALANCI PEPTİDOGLİKAN, protein ve karbonhidratlardan oluşmaktadır . Yani yapılarının tamamı olmasa da bir kısmında karbonhidrat bulunmaktadır.)
Soru.4: Aşağıdaki hücresel yapılardan hangisi hücre zarının farklılaşması ile oluşmamıştır?
A) Mezozom B) Kamçı C) Yalancı Ayak D) Mikrovillus E) Hücre Çeperi
CEVAP. 4: E
Açıklama:
A) Mezozom. ( Hücre zarının farklılaşmasıyla oluşan bir yapıdır. )
B) Kamçı. ( Hücre zarının farklılaşmasıyla oluşan bir yapıdır. )
C) Yalancı Ayak. ( Hücre zarının farklılaşmasıyla oluşan bir yapıdır. )
D) Mikrovillus. ( Hücre zarının farklılaşmasıyla oluşan bir yapıdır. )
E) Hücre Çeperi . ( Hücre çeperinin oluşumu hücre zarı tarafından gerçekleştirilir. Ancak, hücre çeperi hücre zarının farklılaşmasıyla oluşan bir yapı değildir.
Soru.5:
Bitki ⇒ Selüloz
Alg ⇒ Kitin
Mantar⇒ Kitin
Bakteri ⇒ Peptidoglikan
Arke ⇒ Yalancı Peptidoglikan
Yukarıda bazı canlı gruplarının hücre çeperinin yapısında yer alan organik maddeler verilmiştir.
Hangi canlı grubunun hücre çeper yapısındaki madde yanlış verilmiştir?
A) Bitki B) Alg C) Mantar D) Bakteri E) Arke
CEVAP. 5: B
Açıklama:
Bitki ⇒ Selüloz . DOĞRU.
Alg ⇒ Kitin . YANLIŞ. ( Alglerdeki hücre çeperi de selüloz yapılıdır.)
Mantar ⇒ Kitin . DOĞRU.
Bakteri ⇒ Peptidoglikan . DOĞRU.
Arke ⇒ Yalancı Peptidoglikan . DOĞRU.
SORU 6. Bir hücrenin bakteri, mantar veya bitki hücresi olduğuna karar vermede aşağıdakilerden hangisinin kullanılması yeterlidir?
A) Hücre duvarının kimyasal içeriğinin saptanması
B) Ribozomun varlığının saptanması
C) Endoplazmik retikulumun varlığının saptanması
D) Golgi cisimciğinin varlığının saptanması
E) Çekirdeğin varlığının saptanması
CEVAP. 6: A
Açıklama:
A) Hücre duvarının kimyasal içeriğinin saptanması. KULLANILABİLİR. ( Çünkü, üçünde de hücre duvarı vardır. Ancak bakterilerde peptidoglikan, mantarlarda kitin, bitkilerde selülozdan yapılmıştır. Kimyasal yapıları farklı olduğu için içeriğinin saptanması kullanılabilir.)
B) Ribozomun varlığının saptanması. KULLANILAMAZ. ( Çünkü, üçü için de ortaktır. )
C) Endoplazmik retikulumun varlığının saptanması. KULLANILAMAZ. ( Çünkü, Endoplazmik retikulum, bakterilerde bulunmaz. Ancak mantar ve bitkiler için ortaktır.
D) Golgi cisimciğinin varlığının saptanması. KULLANILAMAZ. ( Çünkü, golgi bakterilerde bulunmaz. Ancak mantar ve bitkiler için ortaktır.
E) Çekirdeğin varlığının saptanması. KULLANILAMAZ. ( Çünkü, çekirdek bakterilerde bulunmaz. Ancak mantar ve bitkiler için ortaktır.
SORU 7. Aşağıdakilerden hangisi, bitki hücre duvarının genel özelliklerinden biri değildir?
A) Temel yapısının selülozdan oluşması
B) Sert ve dayanıklı olması
C) Hücreye şekil vermesi
D) Suya geçirimsiz olması
E) Geçitlere sahip olması
CEVAP. 7: D
Açıklama:
A) Temel yapısının selülozdan oluşması. DOĞRU.
B) Sert ve dayanıklı olması. DOĞRU.
C) Hücreye şekil vermesi. DOĞRU.
D) Suya geçirimsiz olması. YANLIŞ. ( Hücre çeperi cansızdır. Seçici geçirgenliği yoktur. Üzerindeki geçitlerden boyutları uygun olan her türlü madde geçişi olur. )
E) Geçitlere sahip olması. DOĞRU.
SORU 8. Hücre zarının,
I. elektrik yüklü olması,
II. zar lipitlerinin iki tabakalı dizilmesi,
III. zar lipitlerinin hareket halinde olması,
IV. yüzey proteinlerine karbonhidratların eklenmesi
özelliklerinden hangileri özgüllüğünü sağlar?
A) Yalnız I B) Yalnız IV C) I ve III D) II ve III E) III ve IV
CEVAP. 8: B
Açıklama: Hücrelerde hücre zarının;
- Elektrik yüklü olması, zar lipitlerinin iki tabakalı dizilmesi, zar lipitlerinin hareket halinde olması ortaktır.
- Yüzey proteinlerine karbonhidratların eklenmesi ile oluşan glikoproteinler, her hücrenin kendisine özgüdür.
UNUTMA:
» Hücre zarına, özgüllük ( spesifiklik) veren zar yapısındaki GLİKOPROTEİNLERDİR. ( Glikokaliks , glikoprotein içerdiği için zara özgüllük veren ’’ glikokalikstir’’ ifadesi de doğru olur.)
» Glikokaliks = glikoprotein + glikolipit
SORU 9. Bir bilim insanı, iyot, etil alkol ve suyun canlı bir hücreye glikozdan daha kolay girdiğini gözlediğinde, aşağıdaki hipotezlerden hangisini ileri sürebilir?
A) Yağda çözünen maddeler hücreye daha kolay girer.
B) Nötr moleküller hücreye iyonlardan daha kolay girer.
C) Negatif iyonlar bazı hücrelere pozitif iyonlardan daha kolay girer.
D) Yağı çözen maddeler hücreye daha kolay girer.
E) Küçük moleküller hücreye daha kolay girer.
CEVAP. 9: E
Açıklama:
- Üçünü de birlikte değerlendirebileceğimiz molekül büyüklükleridir.
- İyot, etil alkol ve su glikozdan daha küçüktür. Hücreye daha kolay girer.
SORU 10. Hücre zarından;
I. iyonlar nötr moleküllere göre,
II. yağda çözünen moleküller, suda çözünenlere göre,
III. negatif (-) yüklü iyonlar, pozitif (+) yüklü iyonlara göre
daha kolay geçer.
Yukarıdaki yargılardan hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP. 10: D
Açıklama:
- İyonlar nötr moleküllere göre daha kolay geçer ifadesi yanlış, doğrusu “nötr atomlar, iyonlara göre daha kolay geçer” şeklinde olmalıdır.
SORU 11. Hücre zarı ile ilgili yapılan aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) Seçici geçirgendir.
B) Üzerinde ribozom bulunabilir.
C) Yapısındaki fosfolipitler akışkanlık sağlar.
D) Glikokaliks tabakası antijen özellik kazanmasını sağlar.
E) Glikokaliks tabakasının bozulması kanserleşmeye neden olabilir.
CEVAP. 11: B
Açıklama:
- Hücre zarı üzerinde ribozom bulunmaz.
» Hücre zarı ;
- Protein , ( genellikle zarda bulunma miktarı % 55 )
- Lipit , ( genellikle zarda bulunma miktarı % 42 )
- Karbonhidrat , ( genellikle zarda bulunma miktarı % 3 )
moleküllerinden meydana gelmiştir.
SORU 12. Hücre zarının farklılaşması sonucu oluşan,
I. sil,
II. kamçı,
III. mikrovillus
yapılarından hangileri farklı canlılarda yer değiştirme hareketinin gerçekleşmesini sağlar?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP. 12: D
Açıklama:
- Sil ve kamçı yer değiştirmede, mikrovilluslar ise ince bağırsaklarda emilim yüzeyini artırmada işlev görür.
SORU 13. Hücre zarı, aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip değildir?
A) Geçit denilen yapılara sahip olma
B) Madde alışverişini sağlama
C) Esnek olma
D) Karbonhidrat, yağ, proteinden oluşma
E) Bütün hücrelerde bulunma
CEVAP. 13: A
Açıklama:
- Geçitler, hücre duvarında bulunur. Hücre zarında ise por denilen yapılar bulunur.
SORU 14. Hücre çeperi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Bitkiye destek verir.
B) Bitki hücrelerinde selülozdan oluşur.
C) Hücreyi mekanik etkilere karşı korur.
D) Sadece bazı ökaryotik hücrelerde bulunur.
E) Cansız, sert ve kalındır.
CEVAP. 14: D
Açıklama:
- Bazı ökaryotik hücrelerle birlikte prokaryotik hücrelerin büyük bir kısmında da bulunur.
Canlı Türlerine Göre Hücre Çeperin Yapı Maddesi:
- Mantarlarda → KİTİN,
- Bitkilerde ve alglerde → SELÜLOZ,
- Bakterilerde → PEPTİDOGLİKAN, (Peptidoglikan = Protein + karbonhidrat)
- Arkelerde →SAHTE ( yalancı ) PEPTİDOGLİKAN
SORU 15. Hücre zarından oluşan;
I. Yalancı ayak
II. Mezozom
III. Villus
yapılarından hangilerine bitkilerde rastlanmaz?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
CEVAP. 15: E
Açıklama:
I. Yalancı ayak. RASTLANMAZ. ( Yalancı ayak çeper bulunanlarda ortaya çıkmaz. Bitkilerde hücre çeperi vardır. )
II. Mezozom. RASTLANMAZ. ( Mezozom, oksijenli solunum yapan bakterilerde bulunur. Bitkilerde mezozom yoktur. Solunum işini mitokondri yapar. )
III. Villus. RASTLANMAZ. ( Villus ince bağırsaklarımızın iç yüzeyini genişleten sitoplazmik uzantılardır. Bitkilerde villus yoktur. )
Hücre Zarından Madde Geçişleri
» Hücrelerin canlılıklarını korumaları ve sürdürebilmeleri için madde alışverişi yapabilmeleri gerekir.
» Madde alışverişi sayesinde hücrede gerçekleştirilecek metabolik faaliyetler için ihtiyaç duyulan organik ve inorganik maddelerin alınması, metabolik olaylar sonucu oluşan artık maddelerin ve ürünlerin de dışarı atılması gerçekleşir.
» Böylece hücre içi madde dengesi korunmuş olur.
» Su , iyonlar, tuz , iyot, oksijen ve karbondioksit, glikoz ve diğer monosakkaritler, amino asit, vitaminler, yağ asiti ve gliserol, üre ve amonyak hücre zarından geçebilir.
» Disakkarit, polisakkarit, protein, enzim, yağ ve ATP gibi diğer daha büyük moleküller hücre zarından geçemez.
Hücre Zarından Maddelerin Geçiş Kolaylığı:
1- Küçük moleküller büyük moleküllere göre daha kolay geçer.
Örnek: glikoz , amino asit, yağ asidi, gliserol gibi monomerler > polisakkarit, protein, yağ gibi makromer veya polimerler göre daha kolay geçer.
2- Nötr atomlar, iyonlara göre daha kolay geçer.
Örnek: O2 > K+ veya Su > Cl- , Na+ ( su hücre zarından çok kolay geçer.)
3- Negatif (-) yüklü iyonlar (anyonlar) , pozitif (+) yüklü iyonlara (katyonlara) göre daha kolay geçer.
Örnek: Cl- > Na+
4- Yağda çözünen maddeler, suda çözünenlere göre daha kolay geçer.
Örnek: A,D,E,K vitaminleri > B grubu, C vitaminleri
5- Yağı çözen maddeler, çözemeyenlere göre hücre zarından daha kolay geçer .
Örnek: Eter, kloroform, aseton, alkol … > A vitamini, Su …
NOT : Yağı çözen maddeler (Eter, kloroform, aseton, alkol … ) hücre zar yapısını bozduğu için yani hücre zarını parçaladığı için hücreye zarar verir.)
» Hücre zarı canlıdır ve seçici-geçirgendir.
» Bu özelliği nedeniyle bazı maddeler hücre zarından geçebilirken bazı maddeler geçemez.
» Hücre zarından madde geçişlerini taşınan maddelerin büyüklüğüne göre ikiye ayırabiliriz:
1. Küçük Moleküllerin Geçişi:
a) Pasif taşıma (difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve osmoz)
b) Aktif taşıma
2. Büyük Moleküllerin Geçiş:
a) Endositoz (fagositoz ve pinositoz)
b) Ekzositoz
» Hücre zarından madde geçişlerini enerji harcanıp harcanmamasına göre ikiye ayırabiliriz:
1. Enerji (ATP) harcanmayan geçişler: Pasif taşıma (difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve osmoz)
2. Enerji (ATP) harcanan geçişler: Aktif Taşıma, endositoz (fagositoz ve pinositoz) ve ekzositoz
UNUTMA !
» Canlılarda ATP Kullanılmayan Olaylar Sadece Şunlardır:
1- Pasif taşıma (difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve osmoz)
2- Hidroliz olayları
» Canlılarda Enzim Kullanılmayan Olaylar Sadece Şunlardır:
1- Osmoz
2- Difüzyon
DİKKAT ET !
» Kolaylaştırılmış Difüzyonda enzim kullanılır.
1. Küçük Moleküllerin Geçişi:
a. Pasif Taşıma :
- Küçük boyutlu moleküllerin hücre zarından enerji harcanmadan doğrudan geçmesi ile olan taşımadır.
Pasif Taşımanın Özellikleri:
1- Küçük boyutlu moleküller taşınır.
2- Hücre enerji ( ATP ) harcamaz.
3- Taşıma çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğrudur.
4- Çift yönlü olarak gerçekleşebilir.
5- Canlı ve cansız hücrelerde görülür.
6- Sıcaklık ve hareket difüzyonu hızlandırır.
7- Geçişme moleküllerin kinetik enerjisiyle gerçekleşir.
8- Geçişme iki ortam arasında madde yoğunluğu dengeleninceye kadar devam eder, sonra durur.
9- Pasif taşıma, difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve osmoz olmak üzere üç şekilde gerçekleşir.
» Hücre zarından geçebilecek büyüklükteki moleküllerin kendilerine ait kinetik enerjileri vardır. Bundan dolayı moleküller hareket halindedirler.
» Bir molekülün çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun olduğu ortama doğru kendi enerjisiyle geçmesine pasif taşıma denir.
» Gazlar daima pasif taşıma ile geçiş yaparlar.
Difüzyon:
Difüzyonla ilgili genel olarak söylenebilecekler şunlardır ;
- Maddelerin, konsantrasyonunun (yoğunluğunun) çok olduğu taraftan az olduğu tarafa maddenin kendi kinetik (hareket) enerjisi ile geçişidir.
- Difüzyon hem canlı hem de cansız ortamlarda gerçekleşebilir.
- Bir zar olması şart değildir.
a.) Basit Difüzyon:
- Hücre zarından geçebilecek büyüklükteki molekül ya da iyonların, zarda bulunan fosfolipit tabakasından zarın her iki tarafındaki yoğunlukları eşitleninceye kadar kendiliğinden geçmesine ‘’ Difüzyon’’ denir.
- Enerji harcanmaz.
- Taşıyıcı proteinler kullanılmaz.
- Enzimler görev almaz.
- Çift taraflı gerçekleşebilir. ( Yani hücrenin içinden dışına veya dışarıdan hücre içine doğru gerçekleşebilir. Önemli olan bu olayın çok yoğundan az yoğuna doğru olmasıdır.)
» Basit Difüzyonda ,moleküller hücre zarından geçerken fosfolipit tabakasını kullanırlar.
NOT:
Basit difüzyon ile çoktan aza fosfolipit tabakasından geçebilen moleküllerin bazıları:
» Fosfolipit tabakasından, difüze olabilen yağda eriyen moleküller;
⇒ O2 , CO2 , N2 , yağ asitleri , steroid hormonlar (Kortizol, aldosteron, testesteron, östrojen ve progesteron),
⇒ A, D, E ve K vitaminleri
» Fosfolipit tabakasından, difüze olabilen suda eriyen küçük moleküller;
⇒ su (az miktarda), üre, gliserol, alkol.
Hatırlatma:
Elektrik yüklü iyonlar ve suda eriyen büyük moleküller (glukoz, fruktoz, galaktoz, amino asitler, nükleotidler ve bu temel ünitelerin uç uca eklenmesi ile oluşan polisakkaritler, polipeptidler/proteinler, nükleik asitler, iyonize fosfat içeren bileşikler-ATP vs. ) ise lipit tabakadan hiçbir şekilde difüze olamaz.
Şekil: Doğrudan fosfolipit tabakasından geçebilen ve geçemeyen moleküller
NOT !
- Difüzyon için, moleküllerin hareketli olması gerekir.
- Mürekkebin suda , kolonyanın havada , şekerin çayda, oksijen ve karbondioksitin suda dağılımları birer difüzyondur.
- Difüzyon iki ortamın eşit oluncaya kadar devam eder.
- Canlı ve cansız zarlarda ve zar olmaysan ortamlarda gerçekleşir.
- Hücrede 0o C ve daha düşük sıcaklıklarda difüzyon durur.
- Hücreler difüzyonla porlarından geçebilecek maddeleri alır ve verirler.
b. Kolaylaştırılmış Difüzyon:
» Hücre zarından geçebilecek büyüklükte olan ancak fosfolipit tabakasından geçemeyen moleküllerin çok yoğun olduğu ortamdan az yoğun olduğu ortama doğru taşıma proteinleri (permeaz) aracılığı ile geçmesine Kolaylaştırılmış Difüzyon denir.
- Amaç difüzyonun daha hızlı gerçekleşmesini sağlamaktır.
- Yalnızca, çok yoğundan (derişimden) az yoğun ortama (derişime) doğru olur.
- Çift taraflı gerçekleşebilir. ( Yani hücrenin içinden dışına veya dışarıdan hücre içine doğru gerçekleşebilir. Önemli olan bu olayın çok yoğundan az yoğuna doğru olmasıdır.)
- ATP harcanmaz.
- Taşıyıcı protein görev yapar. ( Zardaki taşıyıcı proteinler taşınacak moleküle özgüdür. Örneğin glikozun taşınmasını sağlayan protein ,bu molekülün izomeri olan fruktozu taşıyamaz.)
- Enzimler görev yapar. ( Taşınacak maddeler enzimler yardımıyla proteinlere bağlanır. Enzimlerin taşıyıcı proteinlere bağlanmasıyla proteinler şekil değişikliğine uğrar ve maddenin zarın diğer tarafına geçişi sağlanır.)
- Sadece yarı geçirgen canlı hücrelerde gerçekleşir. ( Enzimler ve taşıyıcı proteinler görev aldığı için cansız ortamlarda gerçekleşmez.)
NOT !
DİKKAT ET !
⇒ Su ve suda çözünen bazı maddeler, fosfolipit tabakasından doğrudan geçemezler.
⇒Glukoz, fruktoz , galaktoz ,yağ asidi, amino asit gibi bazı monomerlerin, B ve C vitaminleri, iyonlar, tuzlar gibi suda çözünebilen maddeler , suyun büyük kısmının kanal taşıyıcı protein ile (kanal proteinlerinden) yoğunluğun çok olduğu taraftan az olduğu tarafa doğru taşınmasıdır.
⇒ Basit difüzyonda difüze olacak madde ortamda konsantrasyonu arttıktan sonra difüzyon hızı artar ama kolaylaştırılmış difüzyonda belli bir eşik değerinden sonra artış durur.
Difüzyon Hızını Etkileyen Faktörler:
1- Taşıyıcı Protein Sayısı:
Zardaki protein kanalının sayısı arttıkça difüzyon hızı artar.
2- Molekülün Büyüklüğü ( ağırlığı ):
Molekülün büyüklüğü arttıkça difüzyon hızı azalır.
3- Sıcaklık:
Ortam sıcaklığı arttıkça moleküllerin kinetik enerjileri artacağından difüzyon hızı da artar.
4- Difüzyon yüzeyi:
Difüzyon yüzeyinin genişliği arttıkça difüzyon hızı artar.
5- Yoğunluk Farkı:
İki ortam arasındaki yoğunluk farkı arttıkça difüzyon hızı artar.
6- Maddenin Hali:
Molekülün yapısal özellikleri vb. durumlardan etkilenir.
Aynı maddenin gaz hali ve sıvı halinden, sıvı hali de katı halinden daha hızlı difüze olur.
Difüzyon ve Kolaylaştırılmış Difüzyonun Karşılaştırılması
c) Osmoz:
» Osmoz suyun özel difüzyonudur.
» Suyun, yarı geçirgen bir zar üzerinde çok olduğu ortamdan, az olduğu ortama doğru geçişine denir.
- ATP harcanmaz
- Enzim kullanılmaz.
- Taşıyıcı proteinler görev almaz.
- Her iki ortamın yoğunluğu eşitlenene kadar devam eder.
- Osmoz da, difüzyondan farklı olarak yarı geçirgen bir zar olması zorunludur.
UYARI !
» Osmoz zar varlığında gerçekleşir. Difüzyon ise hem zarlı hem de zarsız ortamlarda gerçekleşir.
» Osmoz olayını anlayabilmek için çözeltileri tanımamız gerekir.
Çözeltiler ;
- Çözücü madde ( genellikle su)
- Çözünen maddelerden oluşur.
» Hücre içindeki çözeltiye yani hücre öz suyuna göre üç tip çözelti vardır.
OSMOZUN GERÇEKLEŞTİĞİ FARKLI ORTAMLAR
» Çözeltiler içindeki çözünmüş madde miktarına üç grupta incelenir.
1- Hipertonik (çok yoğun) ortam (Derişik çözelti).
2- İzotonik (eş yoğun) ortam .
3- Hipotonik (az yoğun) ortam .
1- Hipertonik (çok yoğun) ortam (Derişik çözelti):
» Hücreye göre çözünen madde miktarının çok, suyun az olduğu ortamdır.
Örneğin;
- Tuzlu su, Şekerli su gibi.
» Yoğunluğu hücrenin yoğunluğundan fazla olan ortama HİPERTONİK ORTAM denir.
DİKKAT ET !
- Hipertonik ortama konulan bitki hücresinde koful küçülür.
- Zar ile çeper arasındaki boşluk artar.
- Selüloz çeperden dolayı küçülme azdır.
- Hayvan hücresinde ise çeper olmadığı için küçülme fazladır.
2- İzotonik (eş yoğun) ortam :
» Su ve çözünen madde miktarı hücre içi ile hücrenin bulunduğu ortamda aynı olan çözeltilere denir.
a.)Vücudumuzda hücre sitoplazması ile doku sıvıları izotoniktir.
b.)İzotonik ortamlarda bulunan hücreler, derişim farkı olmadığından canlılıklarını sürdürür.
c.)pasif taşıma olayları gerçekleşmez.
d.)Madde alışverişi devam eder. ancak, çözeltilerin madde yoğunlukları değişmez.
e.)Hücrenin büyüklüğünde bir değişim beklenmez.
Örneğin; İnsan hücreleri için %0,9 tuzlu su ( NaCl ) çözeltisi izotonik çözeltidir.
♦Hücre ile aynı yoğunlukta olan ortama izotonik ortam denir.
3- Hipotonik (az yoğun) ortam :
» Hücreye göre maddenin az, suyun çok olduğu ortamdır.
» Başka bir ifadeyle ; Çözünmüş madde miktarı hücre içine çözeltiden az olan çözeltilere denir. Dolayısıyla ortamdaki su yoğunluğu hücre içinden daha fazladır.
Örneğin;
- Saf su hipotonik çözeltidir.
» Yoğunluğu hücrenin yoğunluğundan az olan ortama hipotonik ortam denir.
» Hücre kendisinden farklı yoğunlukta su içeren ortamlara ( Hipertonik, İzotonik, Hipotonik ortamlara ) konursa ,aşağıdaki durumlar gözlenir:
- Plazmoliz ( Büzülme)
- Deplazmoliz
- Turgor
- Hemoliz
- Diyaliz
EK BİLGİ
TERS OSMOZ
» Ters osmoz, herhangi bir ozmos sistemine osmotik basıncın tersi yönünde basınç uygulanarak, konsantrasyonu daha yoğun olan çözeltinin daha da yoğunlaşmasını diğer hazneye daha az yoğun (daha saf) bir çözelti geçişine neden olan yapay bir geçişimdir.
» Eğer ters ozmos sistemine uygulanan basınç bir süreliğine uygulanmazsa sistem kendiliğinden normal osmoza döner.
» Kısacası ters ozmos bir arıtma/süzme yöntemidir.
» Genellikle su arıtmak için kullanılır.
» Yüksek basınç ile pompalanan çözelti şeklindeki su sadece suyun geçebileceği ve diğer maddelerin (tuz, kir vb.) takılacağı membran ( zar) adı verilen bir filtreden geçirilir ve oldukça saf bir su elde edilir.
OSMOZ İLE TERS OSMOZUN FARKI
» Osmoz farklı yoğunluktaki çözeltilerin yoğunluğunu eşitlerken, ters ozmos bir çözeltinin yoğunluğu artırırken diğerininkini oldukça azaltır.
» Ozmos kendiliğinden olurken, ters ozmos için yapay basınç gereklidir.
1) Plazmoliz ( Büzülme):
» Hipertonik bir çözeltiye ( örneğin yoğun tuz veya şekerli su gibi) konulan bir hücrenin ozmos ile suyunu kaybederek büzülmesine PLAZMOLİZ denir.
» Plazmoliz bitki hücreleri gibi hücre çeperi olan hücrelerde meydana geldiğinde hücre zarı ile hücre çeperi arasındaki boşluk artar.
» Hücre hipertonik ortamda uzun süre kalırsa aşırı su kaybından dolayı hücre ölebilir.
DİKKAT ET !
- Hipertonik ortama konulan bitki hücresinde koful küçülür.
- Zar ile çeper arasındaki boşluk artar.
- Selüloz çeperden dolayı küçülme ( PLAZMOLİZ) azdır.
- Hayvan hücresinde ise çeper olmadığı için küçülme fazladır.
2) Deplazmoliz :
» Plazmolize uğramış hücre, hipotonik ortama( örneğin; saf suya) konursa su alarak eski hâline döner. Hücrenin su alarak eski hâline dönmesine DEPLAZMOLİZ denir.
» Deplazmoliz bitki hücreleri gibi hücre çeperi olan hücrelerde meydana geldiğinde hücre zarı ile hücre çeperi arasındaki boşluk azalır.
» İzotonik ortamdaki bir hücre, kendisi ile aynı yoğunluktaki bir ortamda bulunmaktadır.
» Bir hücre kendisi ile aynı yoğunlukta (izotonik) bir ortama konulduğunda hücreye net su giriş̧ ve çıkışı olmaz.
» Bu nedenle hücrede fiziksel bir değişim (büyüme ya da büzüşme) gözlenmez.
3) Turgor :
» Normal bir hücrenin hipotonik bir ortama konulması sonucunda hücrenin ozmos ile su alarak şişmesine TURGOR denir.
» Turgor bitki hücresi gibi hücre çeperi olan hücrelerde görülür.
» Hücre zarı içeri giren suyun etkisi ile hücre çeperine dayanır.
» Hücre zarı ile hücre çeperi arasındaki boşluk tamamen kapanır.
» Hücre çeperi yapısı gereği sert ve sağlam olduğundan suyun yaptığı basınca dayanabilir.
» Hatta bir süre sonra aşırı su alındığında içeri daha fazla su girmesini de engeller.
- Hipotonik ortamdaki hücre, kendisinden daha yoğun bir ortamda bulunmaktadır.
- Bir hücre, yoğunluğu kendisinden daha az olan (hipotonik) bir ortama konulduğunda, hücre su alarak şişer.
- Bu olay turgor olarak isimlendirilir.
4) Hemoliz :
» Eğer bitki hücresi hipotonik ortamda uzun süre beklerse, içine alınan su etkisi ile hücre zarına uygulanan turgor basıncı artar ve hücre zarı çepere doğru yaklaşır.
» Eğer hayvan hücresi hipotonik ortamda uzun süre beklerse, hücre içine alınan su etkisiyle hücre zarına uygulanan turgor basıncı artar ve hücre bir süre sonra artan basınca dayanamaz ve patlar. Bu olaya HEMOLİZ denir.
Uyarı: Hücre duvarı bulunan hücrelerde (örneğin: bitki hücresi) Hemoliz gerçekleşmez.
» Turgor hayvan hücreleri gibi hücre çeperi olmayan hücrelerde görülmez.
» Bu hücrelerde hücre çeperi olmadığından içeri giren fazla su hücre zarına baskı yapar ve hücre zarının patlamasına neden olur. Buna hemoliz denir.
» Hemoliz sonucunda hücre içeriği dağılır ve hücre ölür.
UYARI !
» Bitkisel hücreler ‘’ hemoliz ‘’ OLMAZ.
» Çünkü hücre duvarı ‘’turgor basıncına’’ dayanır.
5) Diyaliz :
» Suda çözünmüş maddelerin yarı geçirgen zar aracılığı ile difüzyonu ‘’ Diyaliz’’ denir.
- Böbrek yetmezliği olan hastalarda böbrekler görevlerini tam olarak yerine getiremediğinden kandan süzülerek atılması gereken su, üre ve ürik asit gibi maddelerin vücuttan uzaklaştırılamaz.
- Bu maddelerin kandan uzaklaştırılması diyaliz ile gerçekleştirilir.
- Diyaliz makinası ile bu maddelerin kandan uzaklaştırılması sağlanmış olur.
Turgor Basıncı ( TB ):
» Hipotonik ortamda( örneğin saf su ortamına) su alarak şişen ve hücre içindeki suyun hücre çeperine yaptığı basınca turgor basıncı denir.
» Turgor durumundaki bir hücrenin turgor basıncı maksimumdur.
» Su miktarı arttıkça turgor basıncı artar.
Turgor Basıncı Bitki Hücrelerine Faydaları :
1. Otsu bitkilerin dik ve canlı durmasını sağlar.
2. Bitkilerde gaz alışverişi ve terlemede rol oynayan stomaların açılıp kapanmasında etkilidir.
3. Küstüm otu gibi bitkilerde nasti hareketlerinin gerçekleşmesini sağlar.
» Bitki hücrelerinde selüloz çeper bulunduğu için turgor basıncı hücreyi parçalamaz.
» Bitkilerde turgor basıncı taze dal uçlarında bitkilerde dikliği sağlar.
» Küstüm otundaki hareket de turgor basıncından kaynaklanmaktadır.
Osmotik Basıncı ( OB ):
» Bir hücrenin bulunduğu ortamdan su alma basıncına (su emme kuvvetine) osmotik basınç denir.
» Su miktarı azaldıkça osmotik basınç artar.
- Osmotik basınca, kısaca hücrenin su alma isteğidir de diyebiliriz.
- Su molekülleri osmotik basıncın fazla olduğu yere doğru hareket eder.
- Hücre içindeki çözünmüş madde miktarı arttıkça veya hücre su kaybettikçe osmotik basınç dolayısı ile emme kuvveti (EK) artar.
- Hücre su alırsa veya hücrede çözünen madde miktarı azalırsa, osmotik basınç da azalır.
- Turgor basıncı ile osmotik basınç ters orantılıdır.
- Hücrede çözünen madde miktarı arttıkça osmotik basınç artar, turgor basıncı azalır.
- Ortam suyu arttıkça turgor basıncı artar, osmotik basınç düşer.
Emme Kuvveti ( EK ):
» Bir hücrede etkili olan osmotik basınç ile turgor basıncı arasındaki fark emme kuvvetini verir.
» Bir hücredeki osmotik basınç ile doğru, turgor basıncı ile ters orantılıdır.
- Emme kuvveti başka bir ifadeyle Osmotik basıncın neden olduğu su çekme kuvveti olarak da tanımlanabilir.
- Emme kuvveti osmotik basınç ile turgor basıncı farkına eşittir. (EK = OS – TB)
Turgor Basıncı, Osmotik Basınç̧, Emme Kuvveti:
» Aralarında yoğunluk farkı olan ortamlarda yoğunluğu daha fazla olan ortam yoğunluğu daha az olan ortamdan su emer. Bu emme kuvveti osmotik basınç̧ olarak adlandırılır.
Uyarı:
» Osmotik basınç̧, hücredeki madde yoğunluğu ile doğru orantılıdır.
» Bulunduğu ortamdan su alan hücrelerde, suyun hücre zarına ve eğer varsa hücre duvarına yaptığı basınca turgor basıncı adı verilir.
Uyarı:
» Turgor basıncı, hücredeki su miktarı ile doğru orantılıdır.
» Turgor basıncı sayesinde bitkilerde diklik, stomaların açılıp kapanması ve nasti hareketi sağlanır.
Hücre bulunduğu ortamdan su alırken, hücre içine su girişini sağlayan kuvvete emme kuvveti denir.
» Emme kuvveti, osmotik basıncı ile turgor basıncı arasındaki farka eşittir.
» Bir hücre içinde bulunduğu ortamdan su aldığı sürece hacminde bir artış̧ meydana gelir.
» Hücrenin hacmi (su miktarı) arttıkça osmotik basıncı ve emme kuvveti azalırken turgor basıncı artar.
Emme Kuvveti ( EK ) = Osmotik Basınç ( OB ) – Turgor Basıncı ( TB )
Uyarı: Emme kuvveti, osmotik basınç̧ ile doğru, turgor basıncı ile ters orantılıdır.
1.Küçük Moleküllerin Geçişi:
b.) Aktif Taşıma :
» Aktif taşımada madde, hücre zarından geçebilecek büyüklükteki moleküllerin az yoğun oldukları ortamdan çok yoğun oldukları ortama doğru enerji harcanarak ve hücrenin kontrolünde taşınmasına AKTİF TAŞIMA denir.
Aktif Taşımanın Özellikleri :
1.) ATP harcanır.
2.) Enzimler görev alır.
3.) Taşıma proteinleri görev alır.
4.) Bu nedenlerle sadece canlı hücrelerde gerçekleşir.
5.) Madde, derişimin az olduğu ortamdan çok olduğu ortama doğru taşınır.
Yoğunluk eşitlenmesi olmaz, yoğunluk farkı artar.
6.) Hem hücre içine hem de hücre dışında doğru olmak üzere çift taraflı gerçekleşebilir.
7.) Zardan geçebilen küçük yapılı maddeler taşınır.
NOT:
a)Pasif taşıma için yoğunluk farkı şarttır. Ancak aktif taşıma için yoğunluk farkı şart değildir.
b)Pasif taşıma olayı ile hücre ve ortamı arasındaki yoğunluk farkı zamanla kaybolur. Ancak aktif taşıma ile yoğunluk farkı korunabilir.
c)Aktif taşımada iki ortam arasındaki yoğunluk eşitlenmez hatta yoğunluk farkı artar.
d)Her iki ortamın yoğunluğu eşit olduğunda da aktif taşıma yapılabilir.
e)Aktif taşımada ve kolaylaştırılmış difüzyonda bir taşıyıcı protein kullanılması, küçük moleküllerin taşınması, canlı hücrelerde gerçekleşmesi ortaktır.
1- Sinir hücrelerinde iletim için gerekli olan sodyum-potasyum (Na-K) pompası aktif taşıma gerçekleştirir.
- Sinir hücrelerinde iletimin sağlanması için sodyumun hücre içinde az, hücre dışında çok ve potasyumun ise hücre dışında az, hücre içinde çok olması gerekmektedir.
- Bu durumu koruyabilmek için hücre aktif taşıma ile sodyumu az bulunduğu hücre içinden çok bulunduğu hücre dışına doğru taşırken, potasyumu ise az bulunduğu hücre dışı ortamdan çok bulunduğu hücre içi ortama taşır.
2- Tatlı sularda yaşayan tek hücreli canlılar yaşamlarına devam etmek için suyu aktif taşıma ile atmak zorundadır.
- Osmozla hücre içine giren su kontraktil kofullar ile aktif taşıma sayesinde dışarı atılır.
- Kontraktil kofulların görevini yapamaması durumunda canlı hemolize uğrar.
- Bu olay suyun enerji harcanarak taşındığı tek yerdir.
Uyarı:
» Madde taşınmalarında ve diğer metabolik aktiviteler için kullanılan ATP hücre içinde üretilir.
Uyarı:
» Madde alışverişi hücre içinden hücre dışına doğru ya da tam tersi yönde gerçekleşebilir
2.Büyük Moleküllerin Geçişi:
» Hücre zarından geçemeyecek büyüklükte olan maddelerin hücre içine ve hücre dışına taşınması iki şekilde sağlanır. Bunlar:
1- Endositoz (Hücre içine büyük moleküllerin taşınması )
2- Ekzositoz (Hücre dışına büyük moleküllerin taşınması )
√ Hücrede bu olaylar için enerji harcanır.
1- Endositoz ( Hücre içine büyük moleküllerin taşınması ) :
» Hücre zarından geçemeyen büyük moleküllerin hücre zarında oluşturulan bir cep yardımı ile koful oluşturularak hücre içine alınması endositoz olarak adlandırılır.
» Endositoz olayında hücre zarının bir parçası alınacak maddeyi sarar ve hücre zarından koparak hücre içinde bir koful oluşturur.
Endositoz Olayının Özellikleri;
1.Enerji harcanır.
2.Enzim kullanılır .
3.Bu nedenlerle sadece canlı hücrelerde gerçekleşir.
4.Taşıma proteini kullanılmaz.
5.Endositoz sırasında hücre zarının bir kısmı kopup koful oluşumuna katıldığı için hücrenin yüzey alanı küçülür.
6.Hücre içi ve dışındaki yoğunluk farkının önemi yoktur.
7.Bazı istisnalar hariç hücre çeperi olan canlılarda endositoz görülmez.
8.Prokaryot hücrelerde ise (Bakteri ve Arkelerde) endositoz kesinlikle olmaz.
9.Endositoz olayı tek yönlüdür (Hücre dışından içine doğru). Besin maddelerinin hücre içine alınması gerçekleşebilir.
1- Endositoz:
- Endositoz hücre içine alınacak maddenin sıvı ya da katı olmasına göre iki çeşittir.
Bunlar:
A- FAGOSİTOZ (katı maddelerin hücreye alınmasına)
B- PİNOSİTOZ (sıvı maddelerin hücreye alınması) olarak adlandırılır.
Uyarı !
- Bakteri ya da protein gibi büyük moleküller alınır.
- Bitki hücrelerinde, Bakteri ve mantar hücrelerinde hücre duvarı olduğu için endositoz gerçekleşmez.
- Enzim kullanılır. ATP harcanır.
A- FAGOSİTOZ (katı maddelerin hücreye alınmasına) :
» Hücre zarından geçemeyecek büyüklükteki katı bir maddenin (Bakteri gibi hücrelerin ve büyük moleküllü katı besin maddelerinin ) yalancı ayaklarla sarılarak koful şeklinde hücre içine alınmasına FAGOSİTOZ denir.
Özellikleri:
1- Amip, öglena, paramesyum gibi tek hücrelilerin beslenme şekli, akyuvarların mikropları yutması, fagositoza örnek verilebilir.
2- Besin, hücre zarının oluşturduğu yalancı ayaklarla sarılarak hücre içine alınır.
3- Yalancı ayakların bu hareketiyle oluşan yapı, zardan ayrılıp besin kofulu hâlinde sitoplazmaya aktarılır.
4- Besinlerin koful içinde sindirimi, lizozomdan gelen sindirim enzimleri ile gerçekleşir.
B- PİNOSİTOZ (sıvı maddelerin hücreye alınmasına) :
» Hücre zarından geçemeyecek büyüklükteki sıvı maddelerin pinositik cep oluşturularak hücre içine alınmasına PİNOSİTOZ denir:
Özellikleri:
1- Sıvı moleküllerin zara değmesi ile zar içeri doğru çöküntü yaparak pinositoz cebini meydana getirir.
2- Sıvı molekülün hücre zarına değdiği yerde çöküntü oluşur. Bu çöküntüye pinositik cep denir. Çöküntü derinleştikçe besin kofulu oluşur ve böylece besin hücre içine alınmış olur.
3- Bağırsak ve böbrek hücrelerinde görülür.
4- Kan yoluyla taşınan hormonların ilgili doku hücreleri tarafından alınması genellikle bu yolla olmaktadır.
5- Yağ molekülü pinositoz ile hücre içine alınır.
UNUTMA !
» Endositoz sırasında hücre zarının bir kısmı kopup koful oluşumuna katıldığı için hücrenin yüzey alanı küçülür.
» Fagositoz ve pinositoz ile maddenin hücreye girişi kofullar içinde olur. Ancak, bu kofullar fagositozda büyük, pinositozda çok küçüktür.
» Her iki olayda da enerji harcanır.
2- Ekzositoz ( Hücre dışına büyük moleküllerin taşınması ) :
» Hücre zarından geçemeyecek büyüklükteki maddelerin koful oluşturularak hücre dışına atılmasına EKZOSİTOZ denir.
» Hücrelerin dışarı verdiği maddeler atık maddeler olabileceği gibi hücrelerin ürettiği özel maddeler de olabilir.
» Örneğin sindirim enzimleri, böcekçil bitkilerde ve ayrıştırıcı (çürükçül) mantarlarda bu yolla hücre dışına verilir.
Ekzositoz Olayının Özellikleri;
1.Enerji harcanır.
2.Enzim kullanılır .
3.Bu nedenlerle sadece canlı hücrelerde gerçekleşir.
4.Taşıma proteini kullanılmaz.
5.Ekzositoz sırasında boşaltım ya da salgı kofulunun zarı hücre zarı ile birleşeceğinden hücre zar yüzeyi büyür.
6.Hücre içi ve dışındaki yoğunluk farkının önemi yoktur.
7.Hücre çeperi olan ökaryot hücrelerde de gerçekleşebilir. Örneğin, böcekçil bitkilerde yakalanan böceğin sindirimi için gerekli enzimler ekzositozla dışarı salgılanır.
8.Prokaryot hücrelerde ise (Bakteri ve Arkelerde) ekzositoz kesinlikle olmaz.
9.Ekzositoz olayı tek yönlüdür (Hücre içinden dışına doğru).
» Tek hücrelilerde ve bazı hücrelerde sindirim atıklarının; hormon, enzim ve salgıların dışarı atılması ekzositozla sağlanır.
Uyarı !
» Bitki hücrelerinde ekzositoz gerçekleşir.
» Ekzositoz olayı salgı yapan bütün hücrelerde görülür ve ekzositoz olayında da enerji harcanır.
ÖNEMLİ UYARI !
- Hem endositoz hem de ekzositoz olayları hücrenin koful oluşturmasıyla gerçekleşir.
- Endositoz da dışarıdan alınan besin (fagositoz veya pinositozla fark etmez.)hücre zarının bir kısmının koparak alınan besin etrafında besin kofulu oluşturulmasıyla gerçekleşir. Koful zarlı bir organeldir.
- Aynı şekilde ekzositoz olayında da hücre atık maddesini veya dışarıya salgılamak istediği maddeyi (örneğin sindirim enzimini) boşaltım kofulu veya salgı kofulu oluşturarak hücre dışına atar. Prokaryotlar zarlı organel oluşturamadığı için koful oluşturamayacaklardır.
- Bu nedenle prokaryotlarda ne endositoz ne de ekzositoz olayı kesinlikle gerçekleşmez.
Örneğin; saprofit bakteriler, hücre dışına gönderecekleri enzimleri ekzositoz ile değil, translokaz adı verilen taşıyıcı proteinler yardımıyla salgılar.
Not:
- Hücre dışı sindirimini gerçekleştiren ökaryotik organizmalar, enzimlerini ekzositoz ile hücre dışına salarken Bakteriler koful oluşturamadığı için ekzositoz yapamazlar.
NOT!
- Saprofit bakteriler, hücre dışına gönderecekleri enzimleri (proteinleri) hücre zarlarında bulunan translokaz adı verilen taşıyıcı proteinler yardımıyla taşırlar. Normal ekzositoz yapamaz. Çünkü koful oluşturamaz.
- Hücre dışı sindiriminin hücre içi sindirime göre avantajı, hücre içine alınamayacak kadar büyük besinlerin de sindirilebilmesidir.
Unutma !
- Hücre dışı sindirimde lizozom organeli görev Yapmaz.
- Lizozom, hücre içi sindirimi için gerekli enzimleri bulundurur.
Hücre Dışı Sindirimi İçin Sırası İle;
1.Granüllü ER üzerindeki ribozomlardan protein sentezlenir.
(Buradaki proteinlerin enzim olarak kullanıldığını unutma !)
2.Golgi tarafından işlenir ve paketlenir.
3.Hücre zarından enzim dışarı salınır.
4.Hücre dışında besinler monomerlerine parçalanır.
5.Oluşan monomerler Difüzyon veya Aktif Taşıma ile hücre içine alınarak kullanılır.
UNUTMA !
1- Endositoz olayı istisnalar hariç (Azot bağlayıcı bakterilerin bitki kök hücresine girip nodül oluşumu gibi) hücre çeperi taşıyan bakteri, mantar ve bitki gibi hücrelerde görülmez.
Ancak ekzositoz görülür.
Örneğin; böcekçil bitkiler enzimlerini ekzositoz ile hücre dışına salgılar.
2- Prokaryotik organizmalar koful oluşturamadığı için hem ekzositoz hem de endositoz yapamazlar.
Örneğin; saprofit bakteriler, hücre dışına gönderecekleri enzimleri ekzositoz ile değil, translokaz adı verilen taşıyıcı proteinler yardımıyla salgılar.
KONU TARAMA
Soru.1: Hücre zarından geçebilecek büyüklükteki maddelerin hücre zarından geçiş yapması sürecinde aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Yağı çözmeyen maddeler çözebilen maddelere göre daha kolay geçer.
B) Küçük maddeler büyük maddelere göre kolay geçer.
C) Anyonlar katyonlara göre kolay geçer.
D) Yağda çözünen maddeler çözünmeyen maddelere göre kolay geçer.
E) Nötr maddeler iyonlara göre kolay geçer.
CEVAP. 1: A
Açıklama:
A) Yağı çözmeyen maddeler çözebilen maddelere göre daha kolay geçer. YANLIŞ.
B) Küçük maddeler büyük maddelere göre kolay geçer. DOĞRU.
C) Anyonlar katyonlara göre kolay geçer. DOĞRU.
D) Yağda çözünen maddeler çözünmeyen maddelere göre kolay geçer. DOĞRU.
E) Nötr maddeler iyonlara göre kolay geçer. DOĞRU.
Soru.2:
I. Fagositoz
II. Aktif taşıma
III. Ekzositoz
Yukarıda verilen hücre zarından madde taşınım şekillerinden hangisinde geçiş yapan maddeler hücre zarından geçebilecek büyüklüktedir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP. 2: B
Açıklama:
I. Fagositoz . BÜYÜK KATI MOLEKÜLLERİN GEÇİŞİDİR. Dolayısıyla hücre zarından direk geçemez.
II. Aktif taşıma. KÜÇÜK MOLEKÜLLERİN GEÇİŞİDİR. Dolayısıyla hücre zarından direk geçer.
III. Ekzositoz . BÜYÜK SIVI MOLEKÜLLERİN GEÇİŞİDİR. Dolayısıyla hücre zarından direk geçemez.
Soru.3: Basit ve kolaylaştırılmış difüzyon ile ilgili,
I. Taşıma proteinlerinin kullanılması
II. ATP kullanılması
III. Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşmesi
verilen özelliklerden hangileri ortaktır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP. 3: C
Açıklama:
I. Taşıma proteinlerinin kullanılması. Ortak değil. Sadece kolaylaştırılmış difüzyonda var.
II. ATP kullanılması. Ortak değil. Sadece kolaylaştırılmış difüzyonda var.
III. Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşmesi. Ortaktır.
Soru.4: Aşağıda verilen faktörlerden hangisinin artış göstermesi difüzyon hızını diğerlerinden farklı şekilde etkiler?
A) Molekül büyüklüğü B) Basınç C) Por sayısı D) Sıcaklık E) Yoğunluk farkı
CEVAP. 4: A
Açıklama:
A) Molekül büyüklüğü. Difüzyon hızının düşür.
B) Basınç. Difüzyon hızının artırır.
C) Por sayısı. Difüzyon hızının artırır.
D) Sıcaklık. Difüzyon hızının artırır.
E) Yoğunluk farkı. Difüzyon hızının artırır.
Soru.5: Osmoz ile ilgili olarak;
I. Taşıma proteinleri görev alır.
II. Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşir.
III. ATP kullanılmaz.
verilenlerden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız IIII C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III
CEVAP. 5: B
Açıklama:
I. Taşıma proteinleri görev alır. YANLIŞ. (Pasif taşımada proteinler görev almaz. Kolaylaştırılmış difüzyon hariç)
II. Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşir. YANLIŞ. (Çok yoğun ortam demek madde yoğunluğunun fazla olması demektir. Madde yoğunluğun fazla olması demek de su yoğunluğunun az olması demektir. Osmoz da suyun yoğunluğuna göre incelendiğine göre, yani su yoğunluğunun fazla olduğu (yani madde yoğunluğunun az olduğu ortamdır. ) ortamdan az olduğu ortama göre olacağı için yanlıştır.)
III. ATP kullanılmaz. DOĞRU.
Soru.6: Kolaylaştırılmış difüzyon ve aktif taşıma için,
I. Taşıma proteinlerinin görev alması
II. ATP kullanılması
III. Taşımanın çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşmesi
verilenlerden hangileri ortaktır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
CEVAP. 6: A
Açıklama:
I. Taşıma proteinlerinin görev alması. ORTAKTIR.
II. ATP kullanılması. ORTAK DEĞİLDİR. (Kolaylaştırılmış difüzyon bir pasif taşıma çeşididir Yani ATP harcanmaz. Ancak aktif taşımada ATP harcanır.)
III. Taşımanın çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşmesi. ORTAK DEĞİLDİR. (Kolaylaştırılmış difüzyonda taşımanın çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğrudur. Ancak aktif taşımada taşımanın az yoğun ortamdan çok yoğun ortama doğrudur.)
Soru.7: Kontraktil kofulları etkisi ile suyun hücre dışına taşınması sürecinde aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşmez?
A) ATP harcanmaz.
B) Enzimler görev alır.
C) Taşıma proteini kullanılır.
D) Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşir.
E) Aktif taşıma yapılır.
CEVAP. 7: A
Açıklama:
A) ATP harcanmaz. YANLIŞ. (ATP harcanır. Kontraktil koful ile fazla suyun dışarı atılması, suyun osmozu sırasında ATP‘nin harcandığı tek osmozdur.)
B) Enzimler görev alır. DOĞRU.
C) Taşıma proteini kullanılır. DOĞRU.
D) Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru gerçekleşir. DOĞRU.
E) Aktif taşıma yapılır. DOĞRU.
HATIRLATMA:
Tatlı sularda yaşayan tek hücreli canlılar yaşamlarına devam etmek için suyu aktif taşıma ile atmak zorundadır.
•Osmozla hücre içine giren su kontraktil kofullar ile aktif taşıma sayesinde dışarı atılır.
•Kontraktil kofulların görevini yapamaması durumunda canlı hemolize uğrar.
•Bu olay suyun enerji harcanarak taşındığı tek yerdir.
Soru.8: Ekzositoz ve endositoz için aşağıdakilerden ortak olarak görülen bir özelliktir?
A) Gerçekleşmesi sırasında boşaltım kofulu oluşturulur.
B) Prokaryotlarda gerçekleşebilir.
C) Hücre zar yüzeyi küçülür.
D) Sadece canlı hücrelerde gerçekleşir.
E) Taşıma proteinleri görev alır.
CEVAP. 8: D
Açıklama:
A) Gerçekleşmesi sırasında boşaltım kofulu oluşturulur. ORTAK DEĞİL. (Sadece ekzositoz da görülür.)
B) Prokaryotlarda gerçekleşebilir. ORTAK DEĞİL. (Çünkü ikisinde de görülmez.)
C) Hücre zar yüzeyi küçülür. ORTAK DEĞİL. (Sadece endositoz da görülür.)
D) Sadece canlı hücrelerde gerçekleşir. ORTAKTIR.
E) Taşıma proteinleri görev alır. ORTAK DEĞİL. (Çünkü ikisinde de görülmez.)
Soru.9: Aşağıdaki moleküllerden hangisinin hücre içine alımı endositoz ile olur?
A) Mineral B) Vitamin C) Nişasta D) Aminoasit E) Su
CEVAP. 9 : C
Açıklama:
♦Endositoz büyük moleküllerin hücre içine alınması demektir.
Buna göre:
A) Mineral. Küçük molekül. (Pasif taşıma)
B) Vitamin. Küçük molekül. (Pasif taşıma)
C) Nişasta. Büyük molekül.
D) Aminoasit. Küçük molekül. (Pasif taşıma)
E) Su. Küçük molekül. (Pasif taşıma)
Soru.10: Fagositoz ile ilgili,
I. Yoğunluk farkı önemli değildir.
II. Besin kofulu oluşturulur.
III. Hücre zar yüzeyi küçülür.
verilen özelliklerden hangileri pinositozun da özelliğidir?
A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III
CEVAP. 10: E
Açıklama:
Fagositoz: Büyük katı moleküllerin besin cebi oluşumuyla meydana gelen kofullar sayesinde hücre içine madde alımıdır.
Pinositoz: Büyük sıvı moleküllerin besin cebi oluşumuyla meydana gelen kofullar sayesinde hücre içine madde alımıdır.
Buna göre:
I. Yoğunluk farkı önemli değildir. İkisinde özelliğidir.
II. Besin kofulu oluşturulur. İkisinde özelliğidir. (fagositozda, pinositoza göre daha büyük kofular oluşur. Ancak sonuçta ikisinde de koful oluşumu görülür.)
III. Hücre zar yüzeyi küçülür. İkisinde özelliğidir.
Soru.11: Aşağıdaki şekilde hücre zarında gerçekleşen iki farklı taşıma olayı gösterilmiştir.
Bu taşıma olaylarıyla ilgili,
I. Madde geçişleri derişim farkına göre kendiliğinden gerçekleşir.
II. Zar proteinleri işlev görür.
III. Hücre tarafından enerji harcanarak gerçekleşir.
ifadelerinden hangilerinin her iki taşıma şekli için ortak olduğu söylenebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III D) II ve III
CEVAP. 11:B
Açıklama:
I. Madde geçişleri derişim farkına göre kendiliğinden gerçekleşir. ORTAK DEĞİLDİR. (Çünkü, İlk taşıma azdan çoğa yapılmış. O halde aktif taşımadır. İkinci taşıma taşıyıcı protein ile çoktan aza taşınmış. O halde kolaylaştırılmış difüzyondur. Bir molekülün kendiliğinden yer değiştirmesi için pasif taşıma olması gerekir.)
II. Zar proteinleri işlev görür. ORTAKDIR. (Çünkü, her ikisinde de taşıyıcı protein görev alır.)
III. Hücre tarafından enerji harcanarak gerçekleşir. ORTAK DEĞİLDİR. (Çünkü, Aktif taşımada enerji harcanır. Kolaylaştırılmış difüzyon pasif taşımadır. Enerji harcanmaz.)
SORU 12. Difüzyon ve osmoz ile ilgili olarak
I. Enerji harcanmaksızın gerçekleşirler.
II. Seçici geçirgen olan yapay veya doğal bir zarın varlığında gerçekleşebilirler.
III. Zardan geçemeyen moleküllerin hücre dışına atılmasını sağlarlar.
ifadelerinden hangileri ortaktır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP. 12: D
Açıklama:
I. Enerji harcanmaksızın gerçekleşirler. ORTAKDIR. (Çünkü, her ikisi de pasif taşımadır. Enerji harcanmaz.)
II. Seçici geçirgen olan yapay veya doğal bir zarın varlığında gerçekleşebilirler. ORTAKTIR. (Çünkü, osmoz kesinlikle zar varlığında gerçekleşir. Difüzyon ise hem zarlı hem de zarsız ortamlarda gerçekleşir. Difüzyon için zar şart değildir. Verilen ifadede de gerçekleşebilir olarak belirtildiği için ikisi içinde ortak bir özellik olarak kabul edilir.)
III. Zardan geçemeyen moleküllerin hücre dışına atılmasını sağlarlar. ORTAKTIR DEĞİLDİR. (Çünkü, her ikisi de pasif taşımadır. Pasif taşımada zardan geçebilen küçük moleküller taşınır. Yani her ikisi de büyük moleküllerin geçişini sağlayamaz. İkisi içinde büyük molekül taşımama ortak olsa da soruda yapabildikleri özellikler açısından ortaklık istendiğinden, bu özellik ‘’ ortak değildir ’’ olarak kabul edilir.)
SORU 13. “U” şeklinde bir cam boru, şeker moleküllerine geçirgen olmayan yarı geçirgen bir zarla bölünüyor.
Bu borunun A ve B kollarına eşit hacimlerde fakat farklı derişimlerde şeker çözeltileri konuyor (Şekil I, başlangıç durumu).
Bir süre beklendikten sonra bu borunun kollarındaki çözelti seviyelerinin sabit hâle geldiği görülüyor (Şekil II, son durum).
Bu durumla ilgili,
I. Son durumda A koluna saf su ilave edilip beklendiğinde, bu koldaki çözeltinin seviyesinin yükselerek B kolundaki seviyeyi geçmesi beklenir.
II. Başlangıç ve son durumları karşılaştırıldığında, A kolundaki çözeltinin derişimi artmış B kolundaki çözeltinin derişimi ise azalmıştır.
III. Başlangıç durumunda B koluna konulan çözeltinin şeker derişimi, A koluna konulan çözeltinin şeker derişiminden daha yüksektir.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP. 13: D
Açıklama:
I. öncül: YANLIŞTIR. (Son durumda A koluna saf su ilave edilirse hipotonik olur. B koluna su geçerek A da su seviyesi düşer B de yükselir.)
II. öncül: DOĞRUDUR. (Başlangıç ve son durumları karşılaştırıldığında, A kolundan B koluna su geçtiği için A kolundaki çözeltinin derişimi artmış B kolundaki çözeltinin derişimi ise azalmıştır.)
II. öncül: DOĞRUDUR. (A kolundan B koluna su geçişi olduğuna göre B koluna konulan çözeltinin şeker derişimi, A koluna konulan çözeltinin şeker derişiminden daha yüksektir.)
SORU 14. Bir hayvan hücresi, bu hücre içiyle izotonik olan bir ortama konuluyor.
Bu ortamdaki hücreyle ilgili,
I. Su molekülleri, hücre zarından içeriye ve dışarıya eşit miktarda geçer.
II. Hücrenin hacmi sürekli olarak genişler.
III. Hücrede su molekülleri dışında madde alışverişi gerçekleşmez.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
CEVAP. 14: A
Açıklama:
I. Su molekülleri, hücre zarından içeriye ve dışarıya eşit miktarda geçer. DOĞRUDUR. (İzotonik ortamda madde alışverişi devam eder. Giren kadar madde de çıkar.)
II. Hücrenin hacmi sürekli olarak genişler. YANLIŞTIR. (Hücrenin büyüklüğünde bir değişim beklenmez.)
III. Hücrede su molekülleri dışında madde alışverişi gerçekleşmez. YANLIŞTIR. (Hücredeki madde alışverişi hem su hem de diğerleri için devam eder.)
SORU 15. Hücre zarından madde taşınımıyla ilgili,
I. Oksijen, hücre zarından daima pasif taşıma yoluyla geçer.
II. Hücre zarının iki tarafında derişim farkına sahip olan her madde, kolaylaştırılmış difüzyonla geçiş yapabilir.
III. Aktif taşımada moleküller yalnızca hücre dışından hücre içine doğru taşınır.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I ve III
CEVAP. 15: A
Açıklama:
I. Oksijen, hücre zarından daima pasif taşıma yoluyla geçer. DOĞRUDUR. (Gazlar, hücre zarından daima pasif taşıma yoluyla geçer.)
II. Hücre zarının iki tarafında derişim farkına sahip olan her madde, kolaylaştırılmış difüzyonla geçiş yapabilir. YANLIŞTIR. (Kolaylaştırılmış difüzyonda her madde değil, küçük maddeler çoktan aza geçebilir.)
III. Aktif taşımada moleküller yalnızca hücre dışından hücre içine doğru taşınır. YANLIŞTIR. (Aktif taşımada madde, derişimin az olduğu ortamdan çok olduğu ortama doğru taşınır. Hem hücre içine hem de hücre dışında doğru olmak üzere çift taraflı gerçekleşebilir.)
SORU 16. Hayvan hücrelerinde, hücre zarından madde taşınmasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Oksijen ve karbondioksit gibi moleküller zardan difüzyonla geçer.
B) Kolaylaştırılmış difüzyonla moleküllerin taşınmasına, zarı bir uçtan bir uca kat eden taşıyıcı proteinler yardım eder.
C) Su molekülleri sadece çift lipit tabakasından hücreye girebilir.
D) Zardan geçebilen bir molekülün; zarın karşılıklı iki tarafındaki derişim farkının korunması, hücrenin enerji harcamasıyla sağlanabilir.
E) Salgı hücreleri sentezledikleri ürünleri hücre dışına ekzositozla salgılar.
CEVAP. 16: C
Açıklama:
C) Su molekülleri sadece çift lipit tabakasından hücreye girebilir. YANLIŞTIR. (Su moleküllerinin çok azı çift lipit tabakasından hücreye girer. Büyük bir kısmı özel su kanallarını kullanarak girer.)
SORU 17. Aşağıdaki tabloda; basit difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve aktif taşımanın bazı özellikleri verilmiştir.
Bu tablodaki bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sadece aktif taşımada ATP harcanır.
B) Zar proteinlerinin kullanıldığı madde taşınımında genellikle özgüllük vardır.
C) Basit difüzyon, derişim farkına göre gerçekleşir.
D) Kolaylaştırılmış difüzyon, derişim farkına göre gerçekleşir.
E) Aktif taşıma ve kolaylaştırılmış difüzyonla hücre içerisine birim zamanda alınan madde miktarı hiçbir zaman değişmez.
CEVAP. 17: E
Açıklama:
E) Aktif taşıma ve kolaylaştırılmış difüzyonla hücre içerisine birim zamanda alınan madde miktarı hiçbir zaman değişmez. SÖYLENMEZ.
(Hem aktif taşıma hem de kolaylaştırılmış difüzyon; Hem ortam şartlarına göre, hem de taşınan molekülün büyüklüğüne göre miktar değişebilir. Aktif taşıma için ATP durumuna göre de değişebilir.)
SORU 18. Molekül büyüklüğü ile difüzyon hızı arasındaki ilişkiyi incelemek için aşağıdaki deney düzenleniyor.
I. deney tüpüne K,
II. deney tüpüne L ,
III. deney tüpüne M,
boyaları eşit miktarlarda eklendikten sonra aynı ortamda 24 saat bekletiliyor.
Bu süre sonunda tüpler incelendiğinde en fazla M boyasının, en az ise K boyasının yayıldığı gözleniyor.
Buna göre;
K, L ve M boyalarının molekül büyüklüklerinin doğru sıralaması aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
(Bu boyaların jelatin içindeki çözünürlük katsayılarının aynı olduğu kabul edilecektir.)
A) K > L > M B) K > M > L C) L > M > K D) M > L > K E) M > K > L
CEVAP. 18: A
Açıklama: Sıralama: K ˃ L ˃ M
(Çünkü; küçük moleküller daha hızlı yayılır. Molekül büyüklüğü artıkça yayılma hızı da azalacaktır. Buna göre M boyası en küçük, K boyası ise en büyük yapıya sahiptir.)
SORU 19. Hücre zarından madde alışverişiyle ilgili olarak
I. moleküllerin, derişimlerinin az olduğu ortamdan çok olduğu ortama taşınması,
II. hücredeki büyük moleküllü atık maddelerin dışarı atılması,
III. difüzyonla alınamayacak kadar büyük moleküllerin hücre içine alınması,
IV. suyun hipotonik ortamdan hücre içine geçmesi,
V. moleküllerin kolaylaştırılmış difüzyonla hücre içine alınması
olaylarından hangilerinin gerçekleştirilmesi için ATP enerjisi kullanılır?
A) I ve V B) II ve IV C) I, II ve III D) I, III ve IV E) II, III ve V
CEVAP. 19: C
Açıklama:
I. moleküllerin, derişimlerinin az olduğu ortamdan çok olduğu ortama taşınması. ATP kullanılır. (Aktif taşımadır.)
II. hücredeki büyük moleküllü atık maddelerin dışarı atılması. ATP kullanılır. (Ekzositozdur. )
III. difüzyonla alınamayacak kadar büyük moleküllerin hücre içine alınması. ATP kullanılır. (Endositozdur.)
IV. suyun hipotonik ortamdan hücre içine geçmesi. ATP kullanılmaz. (Su her zaman osmozla yer değiştirir.)
V. moleküllerin kolaylaştırılmış difüzyonla hücre içine alınması. ATP kullanılmaz. (Kolaylaştırılmış difüzyon pasif taşımadır.)
SORU 20. U şeklindeki bir borunun M ve N kolları bir bağırsak zarıyla şekildeki gibi ayrılmıştır. M koluna glukoz çözeltisiyle nişasta, N koluna ise iyot çözeltisi konmuştur. (İyot nişasta ayıracıdır ve nişasta taneciklerini maviye boyar.)
Bu deneyin sonunda aşağıdakilerden hangisi beklenmez?
A) M kolunda çözelti yoğunluğunun değişmesi
B) M kolunda nişasta miktarının aynı kalması
C) N kolunda sıvı renginin maviye dönüşmesi
D) N kolunda iyot yoğunluğunun azalması
E) Kollardaki glukoz yoğunluğunun eşitlenmesi
CEVAP. 20: C
Açıklama:
C) N kolunda sıvı renginin maviye dönüşmesi. BEKLENEMEZ.
(Çünkü; M kolundaki nişasta N koluna geçemez. N kolunda nişasta bulunmaz. Dolayısı ile N kolunda sıvı renginin maviye dönüşmesi söz konusu olamaz.)
SORU 21. Aşağıdakilerden hangisi turgor basıncı yüksek olan bir bitki hücresinin turgor basıncının azalmasını sağlar?
A) Hücrenin izotonik bir ortama konması
B) Hücrenin, sitoplazmasındaki çözünmüş maddeleri dış ortama atması
C) Hücrenin hipotonik bir ortama konması
D) Hücrenin, osmotik basıncı yüksek bir ortama konması
E) Hücrenin ATP kullanarak suyu içine alması
CEVAP. 21: D
Açıklama:
D) Hücrenin, osmotik basıncı yüksek bir ortama konması. TURGOR BASINCININ AZALMASINI SAĞLAR.
(Çünkü; Osmotik basıncı yüksek ortam, hipertoniktir. Hücre bu ortamda su kaybeder. Su kaybeden hücrenin turgor basıncı düşer.)
SORU 22. Aşağıda bir deney düzeneğinde bir kaptaki %60 glukoz çözeltisi içerisine derişimler farklı üç hücre konularak bir süre bekleniyor.
Bu sürenin sonunda hücrelerdeki ve kaptaki glukoz miktarının değişimi aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
CEVAP. 22: B
Açıklama: Kap ile birlikte 4 farklı ortam var. Bir süre beklenirse ortamlarda glukoz derişimi eşitlenir.
% 60 (kap) + % 60 ( I. hücre ) + % 65 ( I. hücre ) + % 55 ( I. hücre ) = % 240 / 4 = % 60 ortalama da derişim eşitleneceğinden;
•Kap ve I. hücre değişmemiş olur.
•II. hücre azalmış olur.
•III. hücre artmış olur.
KONU BİTTİ.
Bir yanıt yazın