Sinir Sistemi
Sinir Sistemi
VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER
1- DOKU ,ORGAN VE SİSTEM İLİŞKİSİ
- Vücudumuzu oluşturan tüm yapılar , kimyasal düzeyde bir organizasyonun sonucudur.
Canlılardaki Organizasyon Şeması:
Atomlar → İnorganik Moleküller → Organik Moleküller → Organel → Hücreler → Dokular → Organlar → Sistemler → ORGANİZMA
- Canlı organizmanın yapısını ve işleyişini anlamada temel bilgileri edinmemizi sağlayan biyoloji biliminin alt dalı Fizyolojidir.
- Fizyoloji vücut yapılarının işlevlerini incelemekte ve açıklamaktadır.
1- Atom düzeyi = Oksijen
2- Molekül düzeyi = Protein
3- Organel düzeyi = Mitokondri
4- Hücre düzeyi = Epitel hücresi
5- Doku düzeyi = Epitel doku
6- Organ düzeyi = Mide
7- Sistem düzeyi = Sindirim Sistemi
8- Organizma düzeyi = İnsan
- İnsan vücudunda yaklaşık 50-60 trilyon hücre vardır.
- Bu hücreler vücutta çok farklı görev ve işlevlere sahiptir.
DOKU:
⇒Bir canlıda aynı kökenden (aynı embriyonik tabakadan) gelmiş ve aynı görevi yapmak için farklılaşmış benzer hücre topluluklarına Doku denir.
(Kısaca; yapıları ve işlevleri aynı olan hücre topluluğuna doku denir.)
Örneğin; kas hücreleri KAS DOKUYU, sinir hücreleri SİNİR DOKUYU oluşturur.
NOT:
- Dokuların yapı ve özelliklerini inceleyen bilim dalına “Histoloji” denir.
DİKKAT !
- Dokuyu oluşturan hücreler yaşamlarını bir “ara madde” içinde sürdürür.
- Bu nedenle bir doku; “HÜCRELER” ve “Hücreler Arası Maddeden” oluşur.
- Hücrelerin içinde bulunduğu ve yaşamlarını sürdürdükleri Ara Madde, çeşitli ;
- ORGANİK MADDELER
- İNORGANİK MADDELER
- FİBRİLLERDEN oluşur.
BİLGİ:
FİBRİL: İnce lif, telcik. ( çok ince ipliğimsi yapılar.)
Örneğin: MİYOFİBRİL = KAS TELCİĞİ, NÖROFİBRİL = SİNİR TELCİĞİ
HAYVANSAL DOKULAR:
♦Hayvansal Dokular Dört Çeşittir. Bunlar:
1- Epitel doku
Örtü Epiteli
Salgı Epiteli
Duyu Epiteli
2- Bağ ve Destek Doku
Temel bağ doku
Kıkırdak doku
Kan doku
Yağ doku
3- Kas Doku
Düz kas
Çizgili (İskelet) kas
Kalp kası
4- Sinir Doku
EPİTEL DOKU
A. Genel özellikleri:
1. Vücudun dış ve iç yüzeyini örten dokudur.
2. Hücreleri birbirine bitişiktir. Ara madde yoktur.
3. Kan damarı ve sinir taşımaz.
4. Vücudun en fazla hücre kapsayan dokusudur.
5. Dokunun altında hücresel yapıda olmayan bir taban zar bulunur.
6. Gerekli besin ne oksijen bağ dokudan difüzyon ile gelir.
7. Hızlı yenilenme yeteneğine sahiptir. (Duyu epiteli hariç)
NOT:
- Bu hızlı yenilenme, hücrelerin hızlı bölünmelerini gerektirir.
- Bu sırada bir hata oluşumu riskini artırarak kansere varabilecek sonuçlar doğurabilir.
- Aynı zamanda diğer vücut dokularına kıyasla epitel doku hücreleri dış ortamla doğrudan temas ettiği için kanserojen (kanser yapıcı madde) olarak bilinen etkenlere çok daha açık bir dokudur.
- Buna bağlı olarak tüm kanserlerin %80’i epitel doku kaynaklıdır.
B. Başlıca görevleri:
a. Bulundukları organı, fiziksel, kimyasal ve mekanik etkilere karşı korumak.
b. Bağırsaklardan bazı maddelere emmek.
c. Süt, gözyaşı gibi salgı yapmak.
d. Çevreden gelen uyarıları almak.
2. BAĞ ve DESTEK DOKU
1- Hücreler arası boşluk fazla, ara madde vardır.
2- Ara maddenin sertleşmesi ile kıkırdak ve kemik dokuyu oluşturur.
3- Bitkisel dokulardan parankima dokusuna karşılık gelir.
4- Diğer dokuları desteklemek, birbirine bağlamak ve taşıdığı kan damarları sayesinde beslemek gibi iki temel görevi vardır.
5- Kıkırdak, kemik, kan ve yağ doku, bağ dokunun özelleşmesiyle oluşmuş dokulardır.
6- Bu dokuların vücuda giren mikropları ve vücutta ömrünü tamamlamış hücreleri yok etme, kanın damar içinde pıhtılaşmasını önleme, kılcal damar geçirgenliğini artıran kimyasalları salgılama ve ısı yalıtımını sağlama gibi farklı görevleri bulunur.
Önemli Bazı Temel Bağ Doku Hücreleri:
1- Fibroblastlar: Bağ dokunun temel hücreleridir. Yerleri sabittir. Bağ doku liflerini üretir.
2- Makrofajlar: Gelişmiş fagositoz yetenekleri ile ölü kan hücrelerini, vücuda giren bakterileri yok eder.
3- Plazma hücreleri: Antikor üreterek bağışıklık sistemine yardımcı olurlar.
4- Mast hücreleri: Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparin ve kılcal damarların geçirgenliğini arttıran histamin salgılar.
5-Melanositler: Sitoplazmalarında melanin pigmenti taşıdıkları için dokuya renk verirler.
3. KAS DOKU
1.Hayvanların büyük çoğunluğunda en çok bulunan dokudur.
2.Hücre ara maddesi bulunmaz.
3.Kas lifleri olarak adlandırılan uzun, ince silindirik yapıdaki hücre demetlerinden oluşur.
4.İskelet kası, düz kas ve kalp kası olmak üzere üç tip kas vardır.
5.İstemli olarak kontrol edebildiğimiz tek doku iskelet kası dokusudur. Düz kas ve kalp kası istemsiz çalışır.
6.İnsanlar ömür boyu kullanacakları iskelet kas liflerine sahip doğarlar.; yeni kas lifleri normalde üretilmez.
Örneğin ağırlık kaldırma, iskelet kas liflerinin sayısını artırmaz. her birinin kalınlaşmasını sağlar.
4. SİNİR DOKU
- Bölünme özelliklerini kaybetmiş “nöron” adı verilen sinir hücrelerden oluşur.
- Dışarıdan ve vücut içerisinden gelen uyarıları almak, değerlendirmek ve oluşan cevabı ilgili kas ya da bezlere iletmek temel görevidir.
DOKU, ORGAN SİSTEM İLİŞKİSİ
⇒ Temel yaşamsal olaylar (solunum, beslenme, dolaşım, boşaltım gibi) canlıyı oluşturan sistemler tarafından gerçekleştirilir. Her sistem belli bir görevi yerine getiren farklı organlardan oluşur.
⇒ Bu organlar ise sistemleri oluşturmaktadır.
Örneğin;
- Sinir sistemi, duyu organları ve endokrin sistem (hormonal sistem) birlikte denetleyici ve düzenleyici sistemleri oluşturmaktadır.
- Ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, anüs, karaciğer, pankreas ve tükürük bezleri, sindirim sistemini oluşturmaktadır.
- Ağız, burun, yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğerler, solunum sistemini oluşturmaktadır.
Şekil: Hücre-Doku-Organ-Sistem ilişkisi
İNSAN FİZYOLOJİSİ
1- Denetleme ve Düzenleme Sistemi ( Sinir Sistemi Ve Endokrin Sistemi )
2- Destek ve Hareket Sistemi ( Kas Sistemi Ve Kemik Sistemi )
3- Sindirim Sistemi
4- Dolaşım Sistemi
5- Solunum sistemi
6- Boşaltım Sistemi
7- Ürogenital Sistem ( Üreme Sistemi )
1- DENETLEME VE DÜZENLEME SİSTEMİ
- Farklı organların birleşmesi ile oluşan sistemlerin birbirleri ile uyum halinde çalışması gerekir.
- Bu uyum Denetleyici Ve Düzenleyici Sistemler ile gerçekleşir.
- Denetleyici ve düzenleyici sistem iki farklı sistemin birlikte çalışması ile ortaya çıkar.
Bu sistemler;
1)Sinir sistemi
2)Endokrin sistem
⇒Bu sistemlerin beraber çalışması ile HOMEOSTASİ sağlanır.
⇒Değişen çevre şartları karşısında vücudun fizyolojik dengesinin korunması amacı ile canlıda görülen ani ve kalıcı olmayan değişikliklere HOMEOSTASİ denir.
Sistemler bu dengeyi farklı mekanizmalar ile korur.
UNUTMA !
⇒Başka bir ifadeyle HOMEOSTASİ;
♦ Vücudun kararlı iç dengesine HOMEOSTASİ denir.
♦ Homeostasinin sürekli olarak sağlanması “sinir sistemi” ve endokrin sisteminin” denetiminde gerçekleşir. Bu nedenle bu iki sisteme “Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler” denir.
⇒Canlıların iç çevresi ile dış çevresi arasında iletişim kurulmasını ve canlının bütünlüğünün korunmasını sağlayan sisteme denetleyici ve düzenleyici sistemler denir.
⇒Sinir sistemi, duyu organları ve endokrin sistemden oluşur.
⇒Tüm sistemlerin amacı canlıda karalı bir iç dengi yani homeostazisi sağlamak ve korumaktır.
⇒Sinir sistemi ve duyu organları ile değişen çevre şartlarına kısa sürede tepki gösterilirken hormonlarla (endokrin sistem ile) oluşan tepkiler daha uzun sürede gerçekleşir.
SİNİR SİSTEMİ
- Sinir sistemini SİNİR DOKU oluşturur.
- Bu dokuda Nöron (Sinir Hücresi) ve Glia (Nöroglia) hücreleri bulunur.
- Sinir doku, uyarıların alınması, değerlendirilmesi ve iletilmesinde görev yapar.
- Bu durumda değişen çevre şartlarına kısa sürede cevap verilmiş olur.
RESEPTÖR:
♦ Duyu organlarında bulunan uyarılara özgü alıcı hücrelerdir.
EFEKTÖR:
- MSS ‘de(Merkezi Sinir Sistemi) değerlendirilen bilgiler yeni bilgi ve emre dönüştürülerek iç salgı bezlerine ( endokrin bezler) ve kaslara gönderilir.
- Uyartılar alarak harekete geçen ve faaliyet gösteren bu yapılara efektör organ denir.
- Salgı bezleri ve kaslar efektör organlardır.
♦ Organizmaların dış ortamında ışık, sıcaklık, ses dalgaları gibi birçok uyarı bulunur.
CANLILARDA BULUNAN RESEPTÖR ÇEŞİTLERİ:
- KEMORESEPTÖRLER : Burun ve dilde bulunur. ( Kimyasal Uyartıları Alırlar. )
- FOTORESEPTÖRLER : Gözde bulunur. ( Işık Uyartısını Alırlar. )
- MEKANORESEPTÖRLER : Kulak ve deride bulunur. ( Mekanik ,Fiziksel Uyartıları Alırlar. )
- TERMORESEPTÖR : Deri ( Isı Uyartısını Alır. )
Sinir Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi
1.İnsanlarda sinir sistemi iç ve dış ortamdan gelen uyartıları alır.
2.Canlının çevresinde ışık, sıcaklık ve kimyasal maddeler gibi uyarıcı etkileri alan duyu organlarındaki özelleşmiş hücrelere reseptör (alıcı hücreler) denir.
3.Uyarılar reseptör hücrede uyartının başlamasına neden olur.
4.Bu uyartılar sinir hücrelerine iletilerek merkezî sinir sistemi organlarına (beyin ve omurilik) taşınır ve burada yorumlanır.
5.Merkezi sinir sisteminde değerlendirilen uyartılara tepki oluşturan kas ve salgı bezi gibi organlara efektör denir.
6.Sinir doku, nöron adı verilen sinir hücrelerinden ve glia denilen yardımcı hücrelerden oluşur.
Glialar (Nöroglia) Görevi:
⇒Nöronlardan daha fazla sayıda olan yardımcı hücrelerdir.
Unutma !
- Schwann ve Oligodendrosit hücrelerinin ikisi de MİYELİN KILIF oluşturur ve görevleri aynıdır.
- Aralarındaki fark sadece, Schwann ÇSS ‘ye ait bir hücredir. Oligodendrosit ise MSS’ ye ait bir hücredir.
NÖRONLAR ve NÖROGLİALAR
Glialar (nöroglia):
- Nöronlardan daha fazla sayıda olan yardımcı hücrelerdir.
- Nöronların arasını doldurur.
- İnsanın yaşamı boyunca çoğalabilir.
Unutma !
♦ NÖRON HÜCRELERİ , “ sentrozom organelleri ” olmadığı için bölünemez dolayısıyla çoğalamazlar.
♦ Ancak NÖROGLİA (GLİA) hücreleri, bölünebilir yani çoğalabilirler. Çünkü “sentrozom organeli “ vardır.
Glia Hücrelerinin Görevleri
1- Nöronlara DESTEK OLMAK, KORUMAK , BESLENMESİNDE, SOLUNUMU ve ONARIMINDA görevlidir.
2- Ortamdaki iyon konsantrasyonunu kontrol ederek nöronların metabolizmasını ve faaliyetlerini düzenlemek
3- Miyelin Kılıfı Oluştururlar . (Schwann Hücreleri ve Oligodendrositler )
( Schwann Hücreleri ÇSS ’de Ve OLİGODENDROSİTLER MSS’de miyelin kılıf oluşturur. )
4- Savunma Görevi Yaparlar. ( Mikroglialar )
( Mikroglialar MSS’ni patojenlere karşı korurlar. )( Makrofaj benzeri hücrelerdir. )
5- Kan Beyin Bariyerini Oluşturur. ( Astrositler )
( Astrositler yıldız şeklinde olduklarından bu isim verilmiştir. Nöronlara yapısal olarak destek olur. Kan- beyin bariyerini oluşturur ve kandan madde alışverişinde görev alır. Böylece kanda bulunan zehirli kimyasal (toksin gibi) maddelerin beyne girmesi engellenir. )
6- BOS ( Beyin Omurilik Sıvısı ) oluşumunda etkilidirler. ( Ependim Hücreleri )
( Ependim Hücreleri; merkezi sinir sistemi içindeki boşlukları doldurur )
Nöron ( Sinir Hücresi )
♦ Sinir hücreleri vücuttaki en fazla özelleşme gösteren hücrelerden biridir.
♦ Hücre bölünmesi yapma yetenekleri ( sentrozomları olmadığı için) yoktur.
Bir nöron DÖRT farklı kısımdan oluşur. Bunlar :
1- Hücre gövdesi (Soma)
2- Dendrit
3- Akson
4- Akson ucu
DİKKAT ET !
⇒Hücre tarafından “devam et” sinyali alınmazsa döngü “G1” evresinde durur.
⇒“S “evresine geçilmez .
⇒Bu durumda hücrede bölünme işi iptal olur , gerçekleşmez.
⇒Ancak bu durumda bazı hücreler ise , döngüden çıkarak G0 evresi olarak adlandırılan “ durgun döneme ” geçer.
⇒Örneğin ileri derecede özelleşmiş sinir ,kas ve karaciğer hücreleri G0 evresindedir .
⇒Karaciğer hücreleri yaralanma gibi olaylarda büyüme hormonlarının etkisiyle G0 evresinde G1 evresine devam edebilir.
⇒Bu durma bir başka örnekte ”BEYİN HİPOKAMPÜS “ bölgesindeki sinir hücrelerinin bölünmelerinin bilimsel olarak ispat edilmesi verilebilir.
1- HÜCRE GÖVDESİ (SOMA):
1.Hücre organellerinin ve çekirdeğin bulunduğu kısımdır.
2.Sinir hücrelerinin hücre zarına NÖROLEMMA denir.
3.Sitoplazmasına ise NÖROPLAZMA denir.
4.Sentrozom organeli yoktur. Bu nedenle hücre bölünmesi yapamazlar.
5. Granüllü endoplazmik retikulumun bulunduğu, mikroskopta daha koyu renkli görülen bölgelere NİSSL CİSİMCİKLERİ adı verilir.
6. NÖROFİBRİL adı verilen hücre iskelet elemanları bulunur. Bu yapılar uyarı iletiminde görev alırlar.
NÖRONDA BULUNAN ORGANELLER:
1- ÇEKİRDEK ( Belirgin ve gelişmiş bir çekirdek. )
2- RİBOZOM
3- MİTOKONDRİ ( Akson ucunda da fazlaca bulunur. )
4- GOLGİ AYGITI
5- NİSSL TANECİKLERİ ( Granüllü Endoplazmik Retikulumun Bulundukları Yerlere Denir.)
( Sadece “PERİKARYONDA” ve “DENDRİT” lerde bulunur. Aksonda bulunmaz. )
( PERİKARYON: nöronun sitoplazmasının çekirdek etrafında bulunan kısmına denir. )
6- NÖROFİBRİLLER ( sinir telciği)
UNUTMA :
⇒ Yetişkinlerin Nöronlarında Sentrozom Bulunmaz !
NOT:
♦ Yetişkin bir insanda yaklaşık 100 milyar nöron bulunur.
2- DENDRİT
1.Gövdeden çıkan çok sayıda ve kısa uzantılardır.
2.Duyu hücrelerinden veya diğer nöronlardan gelen uyarıları alır ve hücre gövdesine iletir.
3.Dendritlerin çok sayıda olması, hücrelerin pek çok nörondan sinyal alma kapasitesini arttırır.
4.Dendritler, uyartıları alır hücre gövdesine dolayısıyla aksonlara iletir.
3- AKSON
1- Hücre gövdesinden çıkan uzun uzantılardır.
2- Aksonlar aldıkları uyartıları başka bir sinir hücresine ya da efektör organlara (kas, bez) iletirler.
3- Uyarıyı diğer nöronun dendritlerine yakınlaşarak iletir.
4- Bazı sinir hücrelerinin aksonları üzerinde MİYELİN KILIF bulunur. Bu yapı SCHWANN HÜCRELERİ tarafından oluşturulmuş bol miktarda lipit içeren bir kılıftır.
5- Miyelin kılıf bir izolasyon oluşturarak uyartı iletiminin daha hızlı yapılmasını sağlar.
6- Miyelin kılıfın kesintiye uğradığı yerlere ise RANVİER BOĞUMU ( Ranvier düğümü = boşluğu ) denir.
7- Aksonların uzunluğu yaklaşık 1cm’den 1 m’ye kadar değişebilir.
Örneğin omuriliği ayağa bağlayan aksonlar bir metreden daha uzundur.
8- Aksonların sitoplazmasına AKSOPLAZMA, zarına ise AKSOLEMMA denir.
NOT:
♦ Bazı sinir hücrelerinin aksonları üzerinde Miyelin Kılıf bulunur. Bu yapı Schwann Hücreleri tarafından oluşturulmuş bol miktarda lipit içeren bir kılıftır.
♦ Dolayısıyla özellikle miyelin kılıf içeren nöronlar lipit yönünden oldukça zengindir.
♦ Normal bir hücrenin yapısında bulunan organik maddelerin bulunma oranlarına göre sıralaması:
Protein > lipit > karbonhidrat
♦ Bu durum nöronlarda ise
Lipit > protein > karbonhidrat
olarak değişir.
Schwann (Şıvan) hücresi:
Bazı nöronların aksonlarını saran ve miyelin kılıfı üreten bir çeşit glia hücreleridir.
Miyelin kılıf: ( Protein + Lipit Yapısından Oluşur.)
1.Schwann (Şıvan) hücreleri ( Oligodendrositler ) in oluşturduğu akson etrafını saran kılıftır.
2.Etrafında miyelin kılıf bulunan aksonlara miyelinli aksonlar denir.
3.Miyelin kılıf aksonun elektriksel izolasyonunu sağlayarak uyartı iletimini hızlandırır. Bu yapı bakır elektrik tellerinin etrafını saran izolasyon tabakasına benzetilebilir.
4.Miyelin kılıf, Schwan hücreleri arasında kesintiye uğrayarak boğumlar meydana getirir. Bu boğumlara Ranvier boğumları denir.
♦ Sinirsel uyarılar, sadece miyelin kılıfın olmadığı boşluklarda (Ranvier boğumlarda) oluşmakta ve bir aralıktan diğerine atlayarak iletilmektedir.
Şekil: ( Miyelin kılıf oluşumu)
♦ Nöronlarda enerji tasarrufu sağlar.
♦ Nörona ait bir oluşum değildir.
1- Miyelin kılıf, uyartıların daha hızlı taşınmasını sağlar.
2- Miyelin kılıf bulunan nöronlarda, uyartılar; 120 metre/saniye hızla taşınır.
3- Miyelin kılıf bulunmayan nöronlarda ise uyartılar; 12m/s hızla taşınır. Buna göre yaklaşık miyelinli nöronlarda iletim daha hızlıdır diyebiliriz. .
♦ Miyelin kılıf tüm sinir hücrelerinde bulunmaz.
♦ Miyelin kılıfsız nöronlarda vardır.
Miyelin Kınını Taşıyan Yapılar :
1- Somatik Sinirler
2- Merkezi Sinir Sisteminin (MSS) bazı hücreleri
3- Otonom Sistemin preganglionik nöronları
Ek Bilgi:
- ” MULTİPLE SKLEROZ ( MS) HASTALIĞI “ miyelin tabakanın çeşitli nedenlerle tahrip olması sonucu oluşur.
- Bu nedenle MS hastaları uyartılara geç tepki verir. Bir çeşit ağır çekim hareket ederler diyebiliriz.
4- AKSON UCU
1- Aksonların dallandığı yada sonlandığı bölge “Akson Ucu “ olarak adlandırılır.
2- Akson uçlarında “ Nörotransmitter” maddelerin depolandığı “ Sinaptik Kesecikler ” bulunur.
♦ İki nöron arasındaki bağlantıyı sağlayan kimyasal maddelere Nörotransmitter denir.
Nörotransmitter maddeler örnek olarak;
• SERATONİN,
• HİSTAMİN,
• NÖRADRENALİN,
• DOPAMİN,
• ASETİL KOLİN
gibi maddeler verilebilir.
♦ Başta “SERATONİN” (seratonin bir hormondur ) olmak üzere henüz yapısı tam olarak açıklanamamış binlerce madde nörotransmitter olarak görev yapmaktadır.
SİNAPS:
- İki sinir hücresi arasındaki bağlantı bölgesine, Sinaps denir.
1- Sinapslarda sinir hücreleri birbirine temas etmezler.
2- İki sinir hücresi arasında sinaps boşluğu bulunur.
3- Sinapslarda uyartıların taşıma hızı düşer.
İMPULS:
Tüm uyarıların hücrede oluşturduğu uyartıya denir.
AKSON:
Nöronun gövdesinden çıkan en uzun uzantılara akson denir.
SCHWAN KINI:
Aksonu en dıştan saran kılıfa denir. beslenme ve rejenarasyonu sağlar.
RANVİER BOĞUMU:
Akson üzerinde görülen boğumlara denir. ranvier boğumlarında impulslar güçlenir.
SNAPS:
Bir nöronun aksonu ile diğer nöronun dendriti ya da gövdesinin karşı karşıya geldikleri yere denir.
MİYELİN:
• Bazı nöronların aksonları etrafında bulunan yağ tabakasına denir.
1.Beyin ve omurilik sinirleri ile deri ve iskelet kasların giden sinirler miyelinli , otonom sinirler miyelinsizdir.
2.Miyelinli nöronlar impulsları daha hızlı iletir.
3.Miyelinli aksonlarda sinirsel ileti hızı 120 km/sn , miyelinsiz aksonlarda ise 12 km/sn ‘ dir.
• Miyelinli aksonlardaki ranvier boğumlarda impulslar boğumda boğuma atlayarak ilerler.
NÖRON ÇEŞİTLERİ
- Nöronlar görevlerine ve yapılarına ( morfolojilerine) göre iki grupta incelenir.
A.GÖREVLERİNE GÖRE NÖRON ÇEŞİTLERİ
1- DUYU NÖRONLARI ( Afferent = Getirici )
- İç ve dış çevreden aldığı uyarıları (duyu organlarından aldığı ),ara nöronlara yani merkezî sinir sistemine ( beyin ve omurilik) iletir.
- Bu nöronların dendritleri alıcı (reseptör) hücrelerle, aksonları ise diğer nöronlarla bağlantılıdır.
- Tümü miyelinli ve Akson çapları kalın, olduğu için İmpuls İletimi hızlıdır.
- Duyu nöronları zarar gördüğünde uyarılar reseptörlerce alınır ancak merkeze iletilmediği için algılanmaz ve uyarıyla ilgili gerekli tepkileri oluşturamaz.
- Örnek : Lokal Anestezi.
2-ARA NÖRONLAR ( İnternöron = Bağlayıcı )
- Duyu nöronları ile motor nöronlar arasındaki bağlantıyı sağlar.
- Duyu nöronlarından gelen bilgileri (UYARTILARI) değerlendirir ve bu uyartılara oluşturduğu cevabı (tepkiyi) motor nöronlara iletir.
- Merkezî sinir sisteminde bulunur. ( beyin ve omurilikte ). MSS ile ÇSS arasında iletimi sağlar da denebilir.
- Bazıları miyelinli bazıları ise miyelinsizdir.
- Bu nöronlar aynı zamanda, ruhsal faaliyetleri ve iç organların çalışmasını düzenler.
- Örnek: Felç
3- MOTOR NÖRONLARI ( Efferrent = Götürücü )
- Merkezî sinir sisteminden aldığı uyartıyı kas ya da endokrin bez gibi efektör organlara taşır.
- Bu sebepten bunlara götürücü sinirler adı da verilir.
- Dendritleri diğer nöronlarla, aksonları ise tepki organlarıyla (örn: kas) bağlantılıdır.
- İç organlara giden motor nöronların AKSONUN ÇAPI DAR VE MİYELİNSİZ, çizgili kasları uyaran motor nöronların AKSONUNUN ÇAPI GENİŞ VE MİYELİNLİDİR.
- Motor nöronlar zarar gördüğünde uyarılar alındığı değerlendirme yapıldığı halde ,tepki oluşumu gerçekleşmez.
- Örnek: Botoks
Uyarının nöronlar arasındaki ilerleyişi aşağıdaki gibi şematize edilebilir :
Sadece Duyu Nöronu Zarar Görmüş Bir Kişide;
⇒Uyarı duyu organından merkezî sinir sistemine iletilemeyeceğinden kişinin eli yansa bile sıcaklık hissedilmez, ancak elini oynatmak isterse ara nöronlardan motor nöronlara uyarı verilip motor nöronlardan kasa uyarı iletileceğinden elini oynatabilir.
⇒( Lokal anestezi bu duruma örnek verilebilir: Elinde kesik oluşan bir kişi, kesiğin lokal anestezi uygulanarak dikilmesi sırasında acıyı hissetmez, fakat elini oynatabilir. )
DİKKAT ET !
- Ara nöronlar duyu nöronlarından gelen uyarıları değerlendirir ve oluşturduğu cevabı motor
nörona iletir olarak tanımlanır. Ancak buradaki örnekte olduğu gibi yani;
- Lokal anestezide olduğu gibi kişi bilinçli olarak elini kaldırmak isterse ara nörondan motor
nörona uyarı gider ve kaslar uyarılarak kişi elini kaldırabilir bilgisi, ara nöronun duyu nöronundan
uyarı almadan da değerlendirme yaparak motor nöronuna iletebileceği ve böylece hareketin gerçekleşebileceği anlaşılır.
Sonuçta;
- Ara nöronların istemli hareket yani bilinçli hareketlerde duyu nöronundan uyarı almadan değerlendirme yapabilir.
Sadece Ara Nöronu Zarar Gören Bir Kişide ;
⇒Uyarı duyu organından alınıp duyu nöronları ile merkezî sinir sistemine getirilse bile buradaki ara nöronlar çalışmayacağından uyarı değerlendirilemez, sıcaklık hissi algılanmaz ve tepki oluşmaz. ( Felç durumu buna örnek verilebilir. )
Sadece Motor Nöronu Zarar Gören Bir Kişide;
- Uyarı duyu organından alınır, duyu nöronu ile ara nörona getirilir ve değerlendirilir.
- Yani “ sıcak, acı ” hissi algılanır, fakat değerlendirme sonucu tepki organına iletilemez; bundan dolayı eli yanan bir kişi acıyı hissetse dahi elini çekemez.
- Estetik amaçlı botoks uygulamaları buna örnek verilebilir.
- Botoks uygulanan bölgede motor sinirler çalışmaz.
Örneğin; yüzde yapılan botoks uygulamasında bu bölgedeki motor sinirler çalışmadığından yüzdeki kaslara uyarı iletilemez ve yüz mimiklerinde azalma görülür.
DİKKAT ET !
- Motor nöronlar zarar gördüğünde istemli veya istemsiz fark etmez hareket gerçekleşmez.
- Ara nöron, duyu nöronundan gelen uyarı ile veya istemli durumlarda kendiliğinden değerlendirme yapar ancak en son hareketi gerçekleştirecek efektör motor nöronu çalışmadığı için uyarı alamayacak ve dolayısıyla çalışmayacaktır.
EK BİLGİ :
B.YAPILARINA GÖRE NÖRON ÇEŞİTLERİ
1- Tek Kutuplu Nöron ( Ünipolar )
a) Hücre gövdesinden tek uzantı çıkar.
b) Bu tek uzantı daha sonra ikiye ayrılır.
c) Uzantıların biri akson diğeri dendrit olarak kabul edilir.
d) Çevresel sinir sisteminin duyu nöronları bu nöronlara örnek olarak verilebilir.
EK BİLGİ :
B.YAPILARINA GÖRE NÖRON ÇEŞİTLERİ
2- İki Kutuplu Nöron (Bipolar)
a) Hücre gövdesinden karşılıklı olarak iki uzantı çıkar.
b) Kısa ve dallı olan dendrit, uzun olan aksondur.
c) Genellikle görme ve koku alma organında bulunan nöronlar bu şekildedir.
EK BİLGİ :
B.YAPILARINA GÖRE NÖRON ÇEŞİTLERİ
3- Çok Kutuplu Nöron (Multipolar)
a)Hücre gövdesinden çok sayıda dendrit ve genellikle bir tane akson çıkar.
b)Merkezî sinir sistemi ara nöronlarının büyük bir kısmı ve motor nöronlar bu tiptedir.
EK BİLGİ :
Not:
1) Unipolar ve bipolar nöronlar duyu nöronlarıdır.
2)Multipolar nöronlar ise motor ve ara nöronlardır.
EK BİLGİ :
EK BİLGİ :
NÖRONDA İMPULS OLUŞUMU VE İLETİMİ
♦ Uyaran (uyarı):
Organizmanın iç ve dış çevresinde bulunan ve organizmayı etkileyebilecek ağrı, ısı, ışık, nem, basınç vb. etmenlere denir.
♦ İmpuls (uyartı):
Uyaranın nöronda oluşturduğu elektriksel ve kimyasal (elektrokimyasal) değişikliklere denir.
♦ Eşik Değer (Eşik Şiddeti):
- Sinir hücresinde impuls oluşmasını sağlayan ( başka bir ifadeyle nöronda Aksiyon Potansiyeli oluşumunu neden olan)en düşük uyarı şiddetine denir.
- Nöron eşik şiddetinin altındaki uyarılara cevap vermez yani impuls oluşturmaz.
- Eşik değer bireylere göre farklılık göstereceği gibi aynı bireyde zamana bağlı olarak da değişebilir.
♦ Ya Hep Ya Hiç Prensibi:
- Bir sinir telinin eşik değer ve eşik değerin üzerindeki tüm uyarılara maksimum tepki vermesi, eşik değerden daha düşük uyarılara tepki vermemesine denir.
NOT:
- Ya Hep Ya Hiç Prensibi sadece bir sinir hücresi (bir sinir teli) veya bir kas teli için geçerlidir.
- Sinir demetleri veya bir kas demeti için geçerli değildir.
- ÇÜNKÜ ; Sinir kordonunda eşik değeri birbirinden farklı bir çok nöron vardır.
- Dolayısıyla sinir telinde yani bir çok nörondan oluşmuş sinir demetinde
- “ Ya Hep Ya Hiç Prensibi ” olmaz. Onun yerine “MERDİVEN ETKİSİ “görülür.
Şekil: Bir nöronda ya hep ya hiç prensibi
Merdiven Etkisi Prensibi:
- Çok sayıda sinir telinden oluşmuş bir sinir kordonu (demeti) ve çok sayıda kas telinden oluşmuş bir kas demeti ya hep ya hiç prensibine uymaz. Çünkü her sinir telinin uyarılması için gerekli eşik şiddeti (eşik değeri) aynı değildir.
- Kolay uyarılabilen sinir tellerini veya kas tellerini önce düşük şiddetteki uyarı uyarır. Uyarı şiddeti arttıkça uyarılan sinir teli veya kas teli sayısı artacağından daha kuvvetli cevap verilir.
- Uyarı şiddetinin artışına bağlı olarak, tüm sinir telleri uyarılıncaya kadar sinir demetinin tepkisinin artmasına merdiven etkisi denir. Tüm sinir telleri uyarıldıktan sonra uyarı şiddeti arttırılsa bile verilen cevap değişmez.
Şekil:
- 1, 2 ve 3 ile verilen sinir tellerinin uyarılma eşiği farklıdır.
- Belli bir şiddetteki uyarı önce kolay uyarılabilen 1. sinir telini uyarır.
- Uyarı şiddeti arttıkça sonra 2. sinir teli sonra da 3. sinir teli uyarılır.
- Uyarılacak sinir teli kalmayınca aksiyon potansiyeli değişmez.
Önemli !
⇒Aşağıdaki şemada görüldüğü gibi uyarının şiddeti artsa da oluşan impulsun (uyartının) büyüklüğü değişmez. Fakat sayısı ARTAR.
⇒Bu durumda uyarılan efektör hücre sayısı artacağından tepki şiddeti de ARTAR.
Örnek:
Aşağıdaki eşik değeri 10 mV (mili volt) olan bir nöronun dört farklı uyarıya karşı verdiği tepkiler sembolik olarak gösterilmiştir .
AÇIKLAMA:
⇒Uyarının şiddeti artsa da oluşan impulsun bir nörondaki iletim hızı değişmez. bunun sebebi iletim için gerekli enerjinin uyarıdan değil, nörondan sağlanmasıdır.
İMPULS İLETİMİ SIRASINDA GERÇEKLEŞEN KİMYASAL OLAYLAR;
• Sinir hücrelerinde impuls iletimi elektriksel ve kimyasal (elektrokimyasal) yolla yapılır.
İmpuls iletimi dendritten aksona doğrudur. İmpuls taşıyan bir nöronda bazı kimyasal değişiklikle görülür;
1- Metabolizma hızlanır.
2- ATP tüketimi artar. (Çünkü Aktif taşıma yapılır)
(ATP tüketimi arttığı için İhtiyaç duyulan ATP ye karşılamak için Fosforilasyon ve Defosforilasyon olayları gerçekleşir de diyebiliriz.)
3- Oksijen tüketimi atar.. (Oksijenli solunum hızının artışı)
4- Glikoz tüketimi artar.
5- Karbondioksit üretimi artar.
6- Isı artışı olur.
7- Na+ (sodyum ) iyonları hücre içine alınır.
8- K+ (potasyum) iyonları hücre dışına çıkar.
( İletim sırasında Na – K pompası etkisi ile nöron zarında gerçekleşen elektriksel yük değişimlerinin olması iletimde elektriksel olayların gerçekleştiğini gösterir.)
Not:
⇒ O2 ve Glikoz tüketimi , CO2 ve Isı oluşumu KİMYASAL DEĞİŞİKLİKLERDİR.
İmpulsların Özelliği ve Sonuçları ( Etkileri )
- Eşik şiddeti altındaki uyarılar sinirde tepki oluşturmaz.
- Eşik şiddetindeki uyartı sinirde bir veya birkaç impuls oluşturur. Bu impulslar sinir boyunca ilerler. İmpulslar sinapsları geçse bile efektör yapıda tepki zayıf ve bölgesel olur.
Eşik Şiddetinden Fazla Uyarı Sinirde Şunlara Neden Olur:
- İmpuls sayısının artmasına,
- Sinapstan geçen impuls sayısının artmasına,
- Tepkinin şiddetinin artmasına,
- Daha fazla efektörle cevap verilmesine.
İmpulsların Özelliği ve Sonuçları (Etkileri)
- Uyartının şiddeti impulsun hızını ve etkisini değiştirmez.
- Uyartının şiddeti oluşan impuls sayısıyla doğru orantılıdır.
- İmpuls sayısı uyartının şiddeti ve süresine bağlıdır.
- Uyartının şekli ( Kimyasal veya Fiziksel ) impuls özelliklerini etkilemez.
- İmpuls sinapslardan daha yavaş geçer. ( Kimyasal yol )
- İmpulsların sinapslarda engellenmesi (zorlaştırılması) veya desteklenmesi (kolaylaştırılması) diğer sinapslarla salgılanan nörotransmitter maddeler veya kimyasal alıcılarla olur.
- Farklı reseptörlerden alınan farklı uyaranlar sinir hücrelerinde aynı mekanizma ile taşınır.
İmpuls İletimi ve Oluşumu
İmpuls İletiminin Özellikleri
- Uyartı nöronun neresine yapılırsa yapılsın impuls;
Dendrit → Hücre Gövdesi → Akson → Sinaps → Dendrit yönünde taşınır.
- Dinlenme halinde aksonun içi negatif , dışı pozitif yüklüdür.
- Aksondan, impuls geçişi Na – K pompası denilen aktif taşıma olayları ile olur.
- Sinirdeki impuls iletimi için gerekli enerji, uyarandan değil, sinirin hücresinin kendisi tarafından yapılan solunumla karşılanır.
- Sinir uyarıldığı zaman Depolarize okur. Uyartı iletildikten sonra sinir hücresi tekrar eski halini ( Repolorize) alır.
Önemli !
1- İMPULSUN SAYISI :
1- Uyarının Süresine,
2- Uyarının Şiddetine,
3- Uyarının Tekrarlanma Sıklığına, ( = “ uyarının frekansı ” olarak ta sorulabilir. )
bağlıdır.
2-TEPKİNİN DERECESİ:
1- İmpuls Sayısının Artmasına,
2- Uyarılan Sinir Teli Sayısının Artmasına,
3- Uyarı Şiddetinin Artmasına,
bağlıdır.
UNUTMA !
• BİR NÖRONDA İLETİM HIZI DEĞİŞMEZ.
( yani dendriti ve aksonu arasında iletim hızı artarak veya azalarak olmaz. Hep iletim hızı sabittir.)
- Ancak iki veya daha fazla nöronun karşılaştırılmasında nöronlar arasında iletim hızı farklı olabilir.
Bu farklılık ;
1. Nöronların miyelinli olup olmamasından( miyelinliden daha hızlı)
2. Akson çapından ( akson çapı büyük olanın iletim hızı daha fazladır.)
3. Miyelin olduğu zaman görülen ranvier boğum sayısından (ranvier boğum sayısı az olanda iletim daha hızlıdır.)
4. Ortamın soğuk olması impuls iletim hızını azaltır.
UNUTMA !
Aksiyon Potansiyeli:
• İmpulsun nöronda meydana getirdiği elektriksel değişimlere denir.
♦ Dinlenme halindeki bir sinir hücresinde (polarizasyon) hücre içi( HÜCRE İÇİ NEGATİF ) ile hücre dışı ( HÜCRE DIŞI POZİTİF ELEKTRİK YÜKLÜ )arasında -70 mV’ luk bir potansiyel fark bulunur.
♦ Sinir hücresi uyarıldığında (depolarizasyon), bu potansiyel fark bozulur ve + 40 mV’ luk bir potansiyel fark oluşur.
♦ Buna aksiyon potansiyeli denir.
♦ Daha sonra sinir hücresi, tekrar eski haline geri döner. (repolarizasyon)
Başka bir ifadeyle AKSİYON POTANSİYELİ;
⇒ Nöronda meydana gelen ( polarizasyon, depolarizasyon ve repolarizasyon ) kısa süreli değişikliğe AKSİYON POTANYİSELİ denir.
0: Polarizasyon
1: Na kapıları açılır ve depolarizasyon olur.
3: Na kapıları kapanır ve K kapıları açılır.
4: Repolarizasyon
5: K kapıları kapanır ve Na – K pompası aktif olur. Yeniden polarizasyon sağlanır.
( Hiperpolarizasyon )
UNUTMA !
1. Uyartı (impuls) bir nöronda dendritten akson ucuna doğru tek yönlü iletilir.
2. Sinaps akson – dentrit arasında ise bir akson orta kısmından uyarıldığında impuls, her iki yöne de gider. Ancak dentrit ve nöron gövdesine doğru giden impuls söner, ortadan kalkar. Çünkü dentrit ve gövdeden nörotransmitter madde salgılanmaz. Dolayısı ile diğer nörona impuls iletilemez.
KONU TARAMA
1-Yetişkin bir insana ait nöronda,
I. Replikasyon
II. Difüzyon
III. Aktif taşıma
IV. Protein sentezi
V. İğ ipliği oluşumu
olaylarından hangileri gerçekleşmez?
Cevap.1 : I ve V
Açıklama:
Yetişkin bir insana ait nöronda sentrozom organeli bulunmaz.
Bu nedenle sinir hücreleri bölünemez.
Bölünemeyen hücrelerde ise REPLİKASYON ve İĞ İPLİĞİ OLUŞUMU GERÇEKLEŞMEZ.
2-Bir nöronda,
I. Miyelin kılıf
II. Çekirdek
III. Sentrozom
IV. Dendrit
Yapılarından hangileri KESİN olarak BULUNUR?
A)Yalnız IV
B)I ve II
C)II ve III
D)II ve IV
D)I, II ve IV
CEVAP:2: D
Açıklama:
Nöronların hepsinde miyelin yoktur . Miyelinli ve miyelinsiz nöronlar vardır.
Nöron lar mitoz bölünmeyle çoğalamaz. Bunu nedeni sentrozomları olmamasıdır.
Buna göre:
II ve IV
3- Ergin bir bireye ait olan duyu nöronunda aşağıdaki olaylardan hangileri gerçekleşmez?
A)Uyartı iletimi
B)Oksijenli solunum
C)Mitoz bölünme
D)Protein sentezi
E)Ekzositoz
CEVAP:3: C
Açıklama:
A)Uyartı iletimi . Gerçekleşir.
B)Oksijenli solunum. Gerçekleşir.
C)Mitoz bölünme. Gerçekleşmez. ( Çünkü, sentrozomları yoktur.)
D)Protein sentezi. Gerçekleşir.
E)Ekzositoz. Gerçekleşir.
4- Botoks, insanlarda uygulandığı bölgede motor sinirlerindeki iletimi engellemek için kullanılan bir maddedir.
Buna göre , botoks uygulandığı bölgede;
I. Uyarıların alınarak MSS ’ ne iletilmesini,
II. Tepki organında cevap oluşması,
III. Uyarıların MSS ‘de algılanması,
İşlevlerinden hangisini engeller?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP:4: B
Açıklama:
I. Uyarıların alınarak MSS ’ ne iletilmesini. Engellemez.
II. Tepki organında cevap oluşması. Engeller.
III. Uyarıların MSS ‘de algılanması. Engellemez.
Nöronlardaki İletim Sırasında Görülen Olaylar:
Uyarı !
ZAR POTANSİYELİ:
- Sinir hücrelerinin hücre zarının iki yüzeyi arasında bir elektrik yükü farkı bulunur.
- Buna ZAR POTANSİYELİ denir.
- Zar potansiyelinin ortaya çıkmasında K+ (potasyum) ve Na+ (sodyum) iyonları etkilidir.
- K + derişimi hücre içinde, Na+ derişimi hücre dışında fazladır.
- Bu iki iyonun hücre içi ve hücre dışı derişim farkı, hücre zarında yer alan sodyum-potasyum pompalarının faaliyeti ile korunur.
Hatırlatma:
- Nöronda impuls iletimi aşamalarında akson potansiyeli (zar potansiyeli) grafiğinin oluşumu.
Nöronlardaki İletim Sırasında Görülen Olaylar:
1- Miyelinsiz Nöronda İmpuls İletimi:
1- POLARİZASYON ( Kutuplaşma )
2- Depolarizasyon
3- Repolarizasyon
aşamaları görülür.
Uyarı:
1- Bir nöronda impulsun geçtiği bölge eski durumuna dönmeden aynı bölge ikinci kez uyarılırsa gelen bu uyarıya cevap oluşturulmaz.
2- Bir nörondaki impuls iletimi hem elektriksel hem de kimyasal yolla gerçekleşir. Buna kısaca “elektrokimyasal yol” denir.
Elektriksel İletim: Kimyasal İletim:
Na+ – K+ pompası ile Aktif taşıma,
O2’li solunum,
O2 azalması ,
ATP kullanımı,
CO2 oluşumu,
Isı oluşumu, ile olur.
3- Nöronda enerji üretimi substrat düzeyde sadece “glikoz “ ile olur. Başka bir ifadeyle nöronların enerji kaynağı sadece “GLİKOZ” dur.
1- POLARİZASYON ( Kutuplaşma ):
- Dinlenme durumundaki bir nöronun (yani uyarılmamış bir nöronun) dışı pozitif (+), içi negatif (-) yüklüdür.
- Bu duruma POLARİZASYON (KUTUPLAŞMA) denir.
- Polarizasyon durumunda hücre içi ve dışı elektriksel güç farkı -70mV tur.
- Bu fark hücreden hücreye değişebilir.
⇒Sodyum-potasyum pompası (Na-K ATP az pompası) aktif taşıma ile ( ATP harcayarak ) Na iyonlarını hücreden uzaklaştırır.
⇒K iyonlarını ise hücre içine taşır.
⇒Dışarı çıkan Na iyonu sayısı içeri alınan K iyon sayısından fazladır.
⇒Ayrıca Cl iyonları ve diğer anyonlar içinde, zarın iki tarafı arasında derişim farklılığı vardır.
⇒Cl hariç, diğer anyonların hücre içindeki derişimi hücre dışına göre fazladır.
⇒Böylece hücre içi negatif (-) yüklenir.
UNUTMA:
♦Polarize durumundaki bir nöronda akson içinin negatifliğini sağlamak için NA – K Pompasının sürekli aktif taşıma yapmasından dolayı ATP harcanır.
♦Buna göre nöron polarize durumda ATP kullanır veya enerji harcar.
Polarizasyon Halindeki Bir Nörondaki Elektriksel Yük Farkı Ve İyonların Yerleşim Yeri:
- Buradaki elektrik yükü farkının en büyük nedeni anyonların büyük olmasından dolayı akson zarında dış ortama geçememesidir.
Anyonlar: Negatif yüklü iyonlara “anyon” denir. Buradaki anyon çeşitli moleküllerden oluşur .
Örneğin; amino asit , protein gibi organik maddeler veya sülfat (SO4-3), fosfat (PO4-3) gibi inorganik maddeler olabilir.
Ek Bilgi:
1mM = mili Molar
- mili Molar ,moların binde biri kadardır.
1mM = 0,001 Molar
- Molarite : Bir litrede çözünmüş madde miktarı.
⇒Klor ( Cl – ) iyonları normalde aksolemmadan (akson zarından) geçebilir.
Ancak;
- Hücre içinde “anyonların” daha fazla olmasından dolayı hücre içinin toplam yoğunluğu hücre dışından daha fazla olduğu için ,Cl – iyonları dışarda yoğunluğu fazla olsa da hücre içi ve hücre dışı arasındaki toplam yoğunluk farkından dolayı polarizasyon yani dinlenme halinde hücre içine giremez.
Hatırlatma: Cl- iyonu da bir anyondur.
Polarizasyonun Nedeni:
♦Bunun sebebi hücre içi ile hücre dışı arasındaki iyonların derişim farklılığıdır.
1- Hücre içinde K+ derişimi fazla, Na+ derişimi azdır.
2- Hücre dışında ise tam tersine K+ derişimi az, Na+ derişimi fazladır.
3- Hücre içinin negatif olmasının nedeni ise derişimi hücre dışına göre fazla olan anyonlardan (A-) kaynaklanır.
4- Bunlar proteinler, amino asitler, sülfat (SO4-3), fosfat (PO4-3) ve diğer negatif yüklü iyonlardır.
5- Hücre içinde klor (Cl-) da bulunur. Ancak klor derişimi hücre dışında daha fazladır. Buna rağmen hücrenin dış kısmı pozitif, iç kısmı negatif yüklüdür. Bu da gösteriyor ki hücre içinin negatif olmasında Cl- un bir etkisi yoktur.
6- Polarize durumundaki bir nöronda hücre içi ile hücre dışı arasında -70mV’luk bir potansiyel farkı ölçülür.
Polarizasyondaki İyonların ve Moleküllerin Dağılım Durumunun Nedeni:
♦Polarize durumdaki bir nöronda Na ve K kanalları kapalıdır.
♦Polarizasyonu sağlayan hücre zarında bulunan Na+-K+ pompasıdır.
♦Aktif taşıma yapan bu elemanlar hücre içindeki Na+ ları dışarı atarken hücre dışındaki K+ ları hücre içine alırlar.
♦Na-K pompası ile dışarı pompalanan Na+ iyonları, içeri pompalanan K+ iyonlarından fazladır.
♦Ayrıca hücre içinde bol miktarda bulunan negatif yüklü protein anyonları büyük moleküller olduklarından zardan geçemezler ve hücre içindeki K+ iyonlarını kendilerine doğru çekerek hücre dışına çıkmasına engel olurlar.
♦Bunun sonucunda sinir hücresinin dış kısmı pozitif, iç kısmı negatif yüke sahip olur.
Hatırlatma !
“Na-K ATP az pompası” na başka bir ifadeyle sadece “Na-K pompası “ da denir.
Şekil: Polarizasyon durumundaki hücre zarı
- K+ iyonları yoğunluk farkından dolayı dışarı çıkmak isteyecektir.
- Ancak Na – K pompası dışardaki K+ iyonlarını yakalayıp az yoğundan çok yoğuna ATP harcayarak “aktif taşıma “ ile hücre içine taşıyacaktır.
- Na+ iyonları da yoğunluk farkından dolayı çok yoğundan az yoğuna difüzyonla geçmek isteyecektir.
- Ancak Na-K pompası içerdeki Na + iyonlarını yakalayıp az yoğunda çok yoğuna ATP harcayarak “aktif taşıma “ ile hücre dışına taşıyacaktır.
2-DEPOLARİZASYON (Kutuplaşmanın bozulması):
1- Eşik değer ve ya üzerinde bir uyarı alındığında sinir hücresinin zarında bulunan Na+ kapıları açılır (K+ kapıları kapalı kalır).
2- Na+ kapıları açıldığı için hücre dışında daha fazla bulunan Na+ lar içeri doğru difüzyon kuralları gereğince akmaya başlar.
3- Bu durumda hücre içinde hem Na+ hem K+ iyonları fazla duruma geldiğinden hücre içi dışarısına göre daha pozitif duruma geçer.
4- Bu duruma DEPOLARİZASYON denir.
5- Depolarize durumdaki bir sinir hücresi Na – K pompası görev
yapmadığından ATP harcanmaz.
6- Depolarize durumdaki bir sinir hücresi plazmasının hücre dışına göre elektriksel güç değeri +40 mV (mili volt) dur.
Şekil: Depolarizasyon durumundaki hücre zarı
⇒İmpuls iletimi, hücre içi ve dışı arasındaki yük dağılımının bozulması ile gerçekleşir.
⇒Depolarizasyonda içerde Na+ iyonları fazla olması ve K+ iyonlarının varlığından dolayı hücre içi pozitif hücre dışı da negatif duruma gelmiş olur.
3-REPOLARİZASYON:
1- Depolarizasyondan sonra hücre zarında bulunan Na+ KAPILARI KAPANIR.
2- Hücre içine giren Na + girişi durur.
3- Ardından hücre zarındaki K+ KAPILARI AÇILIR.
4- K+ lar difüzyon ile (ATP harcamadan) hücre dışına çıkmaya başlarlar.
5- Bu durumda hücrenin içi negatif (-), dışı pozitif (+) yüklü olur.
6- Buna REPOLARİZASYON denir.
7- Repolarizasyon, polarizasyondan farklıdır. Polarizasyonda hücre içinde K + fazlayken , repolarizasyonda Na+ fazladır.
Şekil: Repolarizasyon durumundaki hücre zarı
♦Repolarizasyon durumundaki bir nörondan yeni impuls geçemez.
♦Repolarizasyondan sonra hücre zarındaki Na – K pompası devreye girerek aktif taşıma ile (ATP harcayarak) nöronun o bölgesini POLARİZE hale getirir.
♦Polarize hale gelen nöron yeni impuls iletimini yapabilir.
Grafik: İmpuls İletimi Sırasında Hücre Zarındaki Elektriksel Yük Değişimi (Aksiyon Potansiyeli)
Ek Bilgi:
Hiperpolarizasyon ( İleri polarizasyon)
- Repolarizasyon sırasında açılan potasyum kanalları yavaş yavaş kapandığı için, hücre dışına istenenden fazla K çıkışı olur.
- Bu durumda hücre -70 mV değerine dönmek isterken, -85 mV ( mili Volt)değere kadar düşebilir. Bu duruma Hiperpolarizasyon denir. Yani hücrenin aşırı polarize hale gelmesidir.
Konuya Ait İp Uçları
İmpuls İletimi Sırasında Çalışan Yapılar Şunlardır:
1- Polarizasyon Sırasında Çalışan Yapı: Na+ – K +POMPASI (aktif çalışma ile gerçekleşir.)
2- Depolarizasyon Sırasında Çalışan Yapı: Na+ Kapıları (difüzyon ile gerçekleşir.)
3- Repolarizasyon Sırasında Çalışan Yapı: K+ Kapıları (difüzyon ile gerçekleşir.)
4- Tekrar Polarizasyon Haline Dönmek İçin: Na+– K+POMPASI (aktif çalışma ile gerçekleşir.)
2- Miyelin Nöronda İmpuls İletimi:
Nöronda Atlamalı İletim:
1- Miyelinli nöronda depolarizasyon ve repolarizasyon sağlayan iyon geçişleri miyelinin kesintiye uğradığı yerler olan RANVİER BOĞUMLARINDA olur.
2- İmpuls bir boğumdan bir sonraki boğuma atlayarak iletilir. Buna Atlamalı İletim denir.
3- Atlamalı iletim, miyelinsiz nöronlara göre daha hızlı iletim yapılmasını sağlar.
4- Atlamalı iletim iletim için harcanan enerji daha azdır.
5- Ranvier boğumu sayısı arttıkça iletim hızı düşer.
Not:
1-) Na-K pompası, miyelin kılıf taşımayan nöronlarda sinir hücresi boyunca gerçekleşir.
2-) Miyelin kılıf taşıyan nöronlarda ise Na-K pompası, sadece ranvier boğumlarında gerçekleşir.
3-) Miyelin kılıfın bulunduğu yerlerde ( Schwann hücrelerinde ), Na-K pompası görev yapmaz.
4-) Bu kısımda uyartılar, bir boğumdan diğerine atlayarak taşınır. ( miyelin kılıf taşıma hızını 10 kat arttırır)
5-) Bu taşımaya atlamalı iletim denir.
HATIRLATMA !
♦Bir sinir hücresinde impuls iletim hızı değişmez. Yani oluşan İmpulsun iletimi sırasında hızında artma veya azalma meydana gelmez.
⇒Bir sinir hücresinde;
a. Uyaranın şiddeti
b. Uyaranın frekansı (sıklığı)
c. Uyaranın süresi, impuls hızını değil impuls sayısını ve uyarılan hücre sayısını etkiler.
♦Bir sinir demetinde uyarı şiddetinin artması hem impuls sayısını hem de uyarılan nöron sayısının artmasına neden olur. ( Bunun sonucu merdiven etkisi ortaya çıkar. )
İMPULS HIZININ ETKİLEYEN FAKTÖRLER;
1- Nöronların miyelinli olup olmaması.
(Miyelinli nöronlardaki atlamalı iletim sayesinde miyelinsiz nöronlara göre iletim daha hızlıdır.)
( Unutma: Miyelinli nöronlarda iyon değişimi ile impuls iletimi sadece ranvier boğumlarda gerçekleşir.)
2- Ranvier boğum sayısı.
( Ranvier boğum sayısı arttıkça iletim hızı yavaşlar. Çünkü her ranvier boğumda iyon değişimi ile gerçekleşecek olan iletim impuls hızını yavaşlatacaktır.)
3- Akson çapı arttıkça hız da artar.
(Çünkü iç direnç azalır. Akson çapı artarsa aksolemma denilen akson sıvısı da artar. Böylece aksolemmadaki iyon derişimi artmış olur bu durumda iletim hızlanır. MİYELİNSİZ NÖRONLAR İÇİN)
4- Sıcaklık.
(Optimum sıcaklıkta en hızlıdır.) ( Soğukta impuls hızı düşer.)
UNUTMA !
⇒Birden fazla nörondaki iletim hızı karşılaştırılırken ayırt edici özellikler olarak belirtilen durumlara verilen sırayla bakılır.
Yani ;
- Önce Miyeline Bakılır ,
- Sonra Ranvier Boğum Sayısına,
- Sonra Akson Çapına,
- En Sonda Belirtilmişse Sıcaklığa,
bakılır.
NOT:
- Sinaps sayısı, nörondaki impuls iletim hızını değiştirmez.
- Sinaps sayısının fazlalığı impulsun hedefe ulaşma süresini etkiler.(MSS’ ye veya EFEKTÖR ORGANA)
Şekil: İmpulslar saniyenin 1/10 hızla nöronun kendi enerjisiyle iletilir.
İki Nöron Arasında İmpuls İletim Hızının Farklı Olabileceği Durumlar :
1)Miyelin Kılıf: Miyelin kılıflı nöronlarda iletim daha hızlıdır.
2)Ranvier Boğumu: Boğum sayısı arttıkça, iletim yavaşlar.
3)Akson Çapı: Aksonun çapı arttıkça iletim hızı artar.
4)Ortamın Soğuk Olması İmpuls İletim Hızını Azaltır.
⇒Nöronda impuls ya hep ya hiç prensibine göre oluşturulur.
⇒Nöron, eşik değeri üzerindeki uyarılara her zaman aynı tepkiyi verir.
Eşik değeri üzerindeki uyarılar;
- İmpulsun şiddetini
- İmpulsun hızını
- İmpulsun taşınma şeklini
değiştirmez.
Uyarı Şiddeti Nasıl Ayırt Edilir ?
♦30 derece sıcaklıktaki bir demire dokunma ile 100 derece sıcaklıktaki demire dokunma arasındaki farkı nasıl anlarız?
1) Uyarının şiddetinin artması, nöronda daha fazla sayıda ve sık aralıklarla impuls oluşmasına neden olur.
2) Nöronların eşik değeri farklı olabilir. Bu nedenle uyarı şiddetinin artması giderek daha fazla nöronun uyarılmasını sağlar.
- Beyindeki duyu merkezleri hem gelen impuls sayısı ve sıklığına hem de uyarılan nöron sayısına göre uyarının şiddetini anlar. Bu sayede uyarının ılık ya da sıcaklığına karar verilir.
- Sinir sistemine gelen uyarının çeşidi, uyarıyı alan duyu reseptörüne ve buna bağlı olarak da impulsun taşındığı yolla belirlenir.
Örnek.1 : Bir sinir teline farklı zamanlarda verilen uyartı şiddeti grafikte verilmiştir.
Buna göre bu uyartının;
a)İletim hızını
b)Uyartı (impuls) sayısını gösteren grafiklerini çiziniz.
DİKKAT !
⇒Sinir hücrelerinde uyarıların iletilme şekli aynı olmasına rağmen uyarılar ;
- ışık,
- koku,
- basınç
- sıcaklık
şeklinde algılanır.
⇒Bunun sebebi uyarıların beyindeki değerlendirilme merkezlerinin farklı olmasıdır.
Örneğin, kulaktan gelen impulslar, beynin işitme merkezine iletildiğinde ses olarak algılanır.
Örnek.2 :
Aşağıdaki tabloda çeşitli hayvan gruplarına ait K, L, M, N ve P olarak adlandırılan nöronların bazı özellikleri verilmiştir.
Tablodaki bilgilere göre K, L, M, N ve P nöronlarının hangisinde impuls iletimi en hızlı olması beklenir?
CEVAP. 2 : ‘’ P ‘’ nöronunda impuls iletimi en hızlıdır.
Hatırlatma:
1)Miyelin Kılıf: Miyelin kılıflı nöronlarda iletim daha hızlıdır.
2)Ranvier Boğumu: Boğum sayısı arttıkça, iletim yavaşlar.
3)Akson Çapı: Aksonun çapı arttıkça iletim hızı artar.
4)Ortamın Soğuk Olması İmpuls İletim Hızını Azaltır.
Bu bilgiye göre;
- Öncelikle miyelinsiz nöronlar elenir . Buna göre ; M ,N , P nöronlarına bakılır.
- Bu nöronlar içinde de akson çapı büyük olanlara bakılır. Buna göre de miyelinli M , N , P nöronları arasında akson çapı en büyük olan P nöronudur. Yani iletim hızı en fazla olan P nöronudur.
UNUTMA !
♦Sinir hücrelerinin ATP üretimi için kullandıkları enerji verici tek molekül glikozdur.
♦İmpuls iletimi sırasında gerçekleşen olaylar şunlardır:
- ATP harcanır.
- O2’li solunum hızlanır.
- O2 ve glikoz azalır.
- CO2 , H2O ve ısı artar.
- Üretilen ATP artar.
- Harcanan ATP de artacağı için ATP miktarı azalır.
- ADP+Pİ miktarı artar.
Sinapslarda İmpuls İletimi :
♦Bir nöronun diğer bir nöronla ya da bir nöronun reseptör veya efektör organların hücreleriyle oluşturduğu temas bölgelerine SİNAPS denir.
♦Sinapslarda iki hücre arasındaki boşluğa da SİNAPS BOŞLUĞU denir.
Bilgi: “Sinaps boşluğu “ yaklaşık bir saç telinin iki bin de biri kadardır.
- Aksonun ucu çok sayıda dallanma yaptığı için bir tek nöron birçok nöronla sinaps yapabilir.
- Aksonun dallarından her biri, küçük şişkinliklerle sona erer.
- Bu yapılara Sinaptik Yumru ( Uç ) denir.
- Snaptik yumruda birçok Sinaptik Kesecik ve bu kesecikler içinde de Nörotransmitter Maddeler bulunur.
- Nörotransmitterler, sinapslarda kimyasal iletimi sağlayan moleküllerdir.
- Asetil kolin
- Nöradrenalin
- Adrenalin
- Dopamin
- Seratonin
- Histamin
- Glutamat
- Glisin
bazı nörotransmitter maddeler.
Sinapslarda İletimin Gerçekleşmesi Şu Şekilde Olur :
1- Bir impuls Sinaptik yumruya geldiğinde akson ucunun Ca +geçirgenliği artar.
2- Hücre içine yani akson ucuna Ca +girişi başlar.
3- Akson ucunda Ca+ iyonlarının fazlalığı Sinaptik keseleri akson zarına (PRESNATİK ZAR) yapıştırır.
4- Nörotransmitter MAKRO (büyük) moleküllerdir. Bu nedenle bu maddeler ekzositozla (aktif taşıma ile ATP harcanarak) Sinaptik boşluğa dökülür.
5- Nörotransmitter maddeler Snaptik boşlukta ilerleyerek(difüzyon ile ilerleyerek ) komşu hücre zarında (POSTSNAPTİK ZAR) gömülü olarak bulunan reseptörlere bağlanır.
6- Reseptöre bağlanan nörotransmitter maddeleri tanır ise dendrit ucundaki Na+ kapılarının açılmasına neden olur.
7- Na+ girişi başlar ve hücre depolarizasyon olur.
8- İletim gerçekleştikten sonra sinaptik boşluktaki fazla olan nörotransmitter maddeler enzimler aracılığı ile parçalanır ya da nöronlar tarafından tekrar hücre içine alınır.
9- Böylece dendrit ucundaki Na+ kanalları kapanır.
10- Reseptöre bağlanan nörotransmitter maddeler komşu hücre nöron ise İMPULS
oluşturur; efektör ise TEPKİ oluşturur.
- Ca+ iyonlarının sinaptik yumru içine alınmasıyla Ca+ iyonlarının içerdeki yoğunluğu artar ve sinaptik kesecikler Presinaptik Zara (akson zarına ) doğru iter ve zara yapıştırır.
♦Sinapslarda “ Kimyasal İletim ” gerçekleşir.
♦Nöronlarda “ Elektrokimyasal İletim ” gerçekleşir.
Sinapstaki İletim İle İlgili Soru Çıkabilecek Önemli Notlar:
1- Snapslarda iletim yönü AKSONDAN DENDRİTE doğrudur.
(nöronların üzerinde iletim dendritten aksona doğrudur.)
2- Sinapslarda iletim sadece “ Kimyasal” nöronlarda ise
“ Elektrokimyasal ” dır. ( yani hem elektriksel hem de kimyasal olarak gerçekleşir.)
Bu nedenle nöronların üzerindeki iletim sinapslardaki iletimde daha hızlıdır.
3- Nöronda oluşan impulslar her sinapstan geçemez.
Bazı sinapslar impulsun geçişini sağlarken, bazıları engeller.
Yani Seçici Direnç oluşturur.
Böylece oluşan her impulsun vücuttaki tüm tepki organlarını uyarması önlenmiş olur.
- Bir nöron birçok nöronla iletişim halindedir .
- Ancak bir nörondaki impulsun bağlantılı olduğu tüm nöronlara aktarılması söz konusu değildir.
- Bu durum dendritdeki reseptörlerin akson ucundan gelen nörotransmitter molekülleri tanıyıp tanımamasıyla ilgidir.
- Eğer dendritdeki reseptörler nörotransmitterleri tanırsa Na+ kanallarını açar ve Na+ iyonlarının içeri girmesiyle ikinci nöron DEPOLARİZE olur. Yani impulsu alır ve iletim başlar
- Ancak reseptörler gelen nörotransmitterleri tanımazsa Na+ kanallarını açmaz.
- Böylece İçeriye Na+ iyonları giremediği için nöron DEPOLARİZE olmaz dolayısıyla da uyartı ileti başlamaz.
SEÇİCİ DİRENÇ ;
Öğrenme , hafıza, ve karışık olayların birbirinden ayırt edilmesini sağlar.
Seçici Geçirgenlik Özelliği Sayesinde Vücudun Gereksiz Tepkiler Vermesi Önlenmiş Olur.
ÖRNEĞİN:
Elimize aniden iğne battığında tepki olarak normalde elimizi çekeriz.
Ancak nöronlarda seçici geçirgenlik olmasaydı iğne battığında ayağımızı kaldırabilirdik.
çünkü bir nörona gelen uyartı ilgili ilgisiz tüm diğer nöronlara veya efektör organlara gidecekti.
4- İmpulsun geçişine izin veren sinapslara Kolaylaştırıcı Sinaps, geçişi engelleyenlere ise Durdurucu Sinaps denir.
Kolaylaştırıcı sinapslar;
Komşu hücre zarında depolarizasyona neden olur.
Durdurucu sinaps;
Komşu hücre zarının polarizasyonunu artırarak (yani Hiperpolarizasyon = ileri polarizasyonla) iletimi engeller.
Sinapslarda iletim, nörondaki iletimden daha yavaştır.
İletim yolunda ne kadar çok sinaps varsa iletim hızı o kadar yavaş olur.
♦Aynı nöron üzerinde bir uyartının diğer uyartıyı etkisiz hale getirmesine Engellenme denir.
Bir uyartının diğer uyartının gücünü artırmasına ise Kolaylaştırma denir.
ÖRNEK;
♦Açlıktan dolayı beynimize gelen uyartıyla çok acıktığımız bir durumda önümüze gelen bir tabak çorbanın içinde kıl gördüğümüzde iştahımızın kapanması ilk gelen uyartının Engellenmesine neden olmuştur.
♦Herhangi iç veya dış uyartıdan dolayı hapşırmamız geldiğinde bazen hapşıramayabiliriz. Hapşırmakta zorlandığımız anda ışığa bakarsak hapşırmamız kolaylaşacaktır . Bu durumda ilk uyartının gücünü ikinci uyartıyla artırarak Kolaylaştırmış oluruz.
Ek Bilgi:
Güneş Işığı Ve Ya Yüksek Işığın Hapşırmaya Etkisi:
- Yüksek ışığa baktığında kişi, bu ışık burun sinirlerin uyarılmasına sebep olmakta ve bu nedenle bu da kendini hapşırma şeklinde göstermektedir.
⇒Bazı uzmanlar hapşırmanın göz sinirlerinin çalışması ile alâkalı olabileceğini söylüyor. Bunun nedeni ise, güneşli bir ortama çıktığımızda göz bebeğimizin yoğun ışıktan dolayı daralmasıdır. Bu daralmanın sağlanabilmesi için öncelikle ışık bilgisinin sinirler vasıtasıyla beyne iletilmesi gerekir. Bu esnada yakında bulunan burun sinirleri bundan etkilenerek hapşırığa neden olur. Bazı uzmanlar da güneşte veya çok parlak ışık karşısında hapşırmanın genetiksel olduğunu söylemektedir.
⇒Yapılan araştırmalara göre insanların %15 – %25’inin güneşte 4-5 defa, %5 – %8’inin de daha fazla kez hapşırdığını gösteriyor. Uzmanlar bu hapşırmanın zararsız olduğunu söylüyor.
5- Merkezi Sinir Sisteminde AKSON –DENDRİT sinapslarının yanı sıra DENDİRT-DENDRİT sinapslarıda bulunur.
- DENDİRT- DENDRİT sinapslarında uyartı çift yönlüdür.
Nöronlar Arası Bağlantı Şekilleri
Not:
- Bir sinir hücresinin aksonu boyunca, taşıma hızı sabittir.
- Duyu organlarından gelen tüm uyartılar, elektrokimyasal olarak taşınır.
- Uyartıların farklı algılanmasının (ses, ışık, koku…) nedeni; uyartıların beynin farklı bölümlerinde değerlendirilmesidir.
ÖZET
1- İmpulsun iletimi için gereken enerji uyarandan değil, nörondan karşılanır.
2- Nöronların ATP üretimi için kullandıkları enerji verici tek molekül glikozdur.
3- Sinirsel aktivite ne kadar fazla ise ara nöron sayısı o kadar fazladır.
4- Uyarı şiddeti ne kadar artarsa artsın, impuls hızı değişmez, impuls sayısı artar. İmpuls sayısının artması, verilen tepkinin şiddetini arttırır. (Çok sıcak cisme dokunduğumuzda elimizi hızlı çekmemiz gibi.)
5- Uyarının şiddeti, frekansı (sıklığı) ve süresi de impuls sayısını etkiler.
6- Ranvier boğum sayısına göre impuls hızı değişmez.
Önemli Uyarı !
- Nöronlarda impuls iletim hızı sabittir. Bir nöronda oluşan impulsun hızı nöron boyunca değişmeden aktarılır.
- Miyelinli nöronların iyon kanallarının açılıp kapanması sadece miyelin kılıfın bulunmadığı aralıklarda (ranvier boğumlarda) gerçekleşeceğinden, aksiyon potansiyeli en yüksek hıza ulaşır.
- Ranvier boğum sayısına göre impuls hızı değişmez.
Örneğin, diğer bütün özellikleri aynı olan iki nöronun birisi 2, diğeri 3 ranvier boğumlu olsun.
Bu iki nöronda impuls iletim hızı eşittir.
Ancak ranvier boğumu 2 olan nöronda impuls hedefe daha erken vardığı için boğum sayısı az olanda impuls hızlı iletilir şeklinde yorumlanır.
7- Bir nöronda depolarize olan bölge eski haline dönmeden ikinci bir uyarıya cevap vermez.
8- Nörondan geçen impuls sayısı arttıkça salgılanan nörotransmitter madde miktarı da artar.
9- Bir impuls sinapsı geçerse, bunu izleyen diğer impulsların sinapstan geçişi daha kolay olur.
10- Bir impulsun nörondan geçişi, kimyasal sinapstan geçişinden daha hızlıdır.
11- Ya hep ya hiç prensibi, sadece bir sinir hücresi (bir sinir teli) veya bir kas teli için geçerlidir.
12- Sinir demetleri veya bir kas demeti için geçerli değildir.
13- İmpulslar bütün nöronlarda aynı şekilde iletilmesine rağmen farklı duyuların oluşumu, merkezi sinir sisteminde farklı merkezlerin görev yapmasından kaynaklanır.
MERKEZİ VE ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ
GİRİŞ:
- MSS ,sinir sistemimizin düzenleyici kısmıdır.
- MSS, ARA NÖRONLARDAN ve MOTOR NÖRONLARIN SOMA
kısmından oluşmaktadır.
♦ MSS ,
1. Ara nöron
2. Motor nöronların soma (hücre gövdesi) oluşur.
⇒MSS ‘nin BEYİN VE OMURİLİK gibi iki önemli merkezi vardır.
⇒Beyin ve omurilik iç ve dış uyarıları alır ve değerlendirir.
- ÇSS ,MSS’ ye bilgi gönderir, ondan bilgi alır ve vücudun iç ortamını düzenler.
ÇSS,
1. Duyu nöronlarından
2. Motor nöronlarından oluşur.
Unutma:
Duyu nöronlarının akson ucu ,motor nöronların gövdesi MSS içindedir.
Vücudumuz sinir hücrelerimizle sarılmış durumdadır.
Hatırlatma
1- MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ: ( MSS )
⇒Beyin ve omurilikten oluşur.
⇒Hem dış hem iç ortamdan gelen uyarıları değerlendirerek uyarılara uygun cevap oluşturur.
⇒Merkezi sinir sisteminde ara nöronlar ve motor nöronların hücre gövdeleri bulunur.
1- BEYİN:
- Vücudumuzun komuta merkezidir.
- İnsan vücudunun en karmaşık organıdır.
- Yaklaşık olarak 100 milyar nörondan ve çok daha fazla destek hücreden oluşmuştur.
- Kafatası kemikleri ile korunur.
- Yetişkin bir insanda 1300-1400 gr’dır.
NOT:
⇒Beynin, hacim ve kütlesinin zekâ ve öğrenme kapasitesi ile ilgisi yoktur. Yüzey alanının fazla olması insan beyninin diğer omurgalı canlılardan daha gelişmiş olmasını sağlayan etkenlerden biridir.
⇒Beynin, omurilik ağırlığına oranının zekayı belirlemede rol aldığı söylenebilir.
Beyin MENİNGENS adı verilen 3 katlı zar tabakası ile sarılıdır.
Meningens Zarları Dıştan İçe Doğru;
1.Sert Zar,
2.Örümceksi Zar,
3.İnce Zar
olarak adlandırılır.
1- Sert Zar:
a- Kafatasının hemen altında ,kafatası kemiklerine bitişik olarak bulunur.
b- Bağ dokudan oluşur.
c- Beyni mekanik etkilerden, yaralanma ve zedelenmelerden korur.
2- Örümceksi Zar:
a- Sert zar ile ince zar arasında bulunur.
b- Örümcek ağına benzeyen ince bağ dokusu lifleri ile sert zar ve ince zarı birbirine bağlar.
3- İnce Zar:
a- Beyin bütün girinti ve çıkıntılarına girerek beyin yüzeyine yapışan ve en içte olan ince zardır.
b- Taşıdığı kılcal kan damarları sayesinde beynin besin ve oksijen ihtiyacını karşılar.
BOS ( Beyin – Omurilik Sıvısı )
- Kılcal kan damarlarından kan basıncının etkisiyle sızan sıvı, beyin-omurilik sıvısını (BOS)
- oluşturur.
- Örümceksi zar ile ince zar arasında bulunur.
- BOS ( Serobrospinal Sıvı ) hem beynin hem de omuriliğin tamamını kapsar.
- Beyin ve Omurilik birbirine 900 ‘lik açıyla bağlanır.
- Meningens Zarları ( sert zar, örümceksi zar ve ince zar) sadece beyinde değil omuriliğin dış kısmında da bulunur.
MENENJİT:
- BOS ’ a mikroorganizmalar enfekte olursa (bulaşırsa) Meningens Zarlarının ( Beyin Zarlarının ) iltihaplanmasına neden olur.
- Bu durum da MENENJİT denilen hastalığın ortaya çıkar.
- Virüs kaynaklı menenjit genellikle zararlı değildir, ancak bakteri kaynaklı olanı öldürücü olabilir.
Ek Bilgi
Menenjit:
- Beyni saran zarların iltihaplanmasıyla oluşan ve erken evrede tedavi edilmediğinde başta işitme kaybı, beyin hasarı ve ölümle sonuçlanabilen ciddi bir bakteriyel enfeksiyondur.
- Yaygın olarak çocuklarda görülen menenjitin en önemli belirtileri arasında yüksek ateş, şiddetli baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, ensede ağrı veya ense sertliği, bilinç bulanıklığı, uyku hali, kusma, parlak ışığa bakamama, ciltte basmakla solmayan lekeler, havale geçirme bulunur.
- Hastalığa yakalananların % 95’ i 5 yaş altındaki çocuklardır.
- Kalabalık ortamlarda bulunan çocuk ve erişkinler daha fazla risk taşırlar.
- Bazı virüs türleri de daha hafif bir menenjit tablosuna yol açabilirler ayrıca kafa travmaları da hastalığa neden olabilir.
- Ancak bakteriyel menenjit ağır seyreden tıbbi bir durumdur ve tedavi edilmediğinde yüksek oranda ölümle sonuçlanabilir.
- Menenjitten en önemli korunma yöntemi aşı yaptırmaktır.
Menenjit Nasıl Bulaşır?
- Menenjite neden olan bakteri ve virüsler genellikle üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan mikroorganizmalardır.
- Damlacık enfeksiyonu, yakın temas ile bulaşır.
- Bu nedenle hijyen kurallarına uymak, sık sık elleri yıkamak menenjit etkeni olabilen mikroorganizmaların vücuda ulaşmasına engel olur.
- Çocuklarda önemli menenjit etkenleri olan Haemophilus enflüanza ve Pnömokok adlı bakterilerden aşıyla korunmak mümkündür. Anne sütü, pek çok başka faydasının yanı sıra bebekleri menenjitten de korur.
- Çocukların kalabalık yerlere götürülmemesi ve okulların kapatılması ancak salgın durumlarında alınacak önlemlerdir. Menenjit damlacık enfeksiyonu yolu ile bulaştığından, su, yiyecek ve tuvalet temizliğinin korunmada yeri yoktur.
Beyin Omurilik Sıvısının Görevleri
1- Beyin ve omuriliği vurma, çarpma ve sarsıntı gibi mekanik etkilerden korur.
2- Kan ile nöronlar arasında madde alışverişini sağlar.
( İnce zarda birçok kılcal damar olduğunu hatırlayalım. )
( Beyin ve omurilikte metabolizma sonucu oluşmuş atık maddelerin kana geçmesini sağlar. Beyin ve omuriliğin beslenmesi için gerekli maddeleri kandan alarak süzer. )
3- Merkezi sinir sisteminde ( beyin – omurilik ) iyon değişiminin dengede kalmasına yardım eder.
4- Kafatasının iç basıncını dengeler.
♦Baş ağrılarının sebeplerinden biri de BOS seviyesinin değişmesidir.( Basınç değişikliği yarattığı için )
BİLGİ:
⇒Kadınlarda beyin yaklaşık 1000 -1250 gr erkeklerde ise 1200 -1350 gr civarındadır.
⇒Sahip olduğumuz nöronların yaklaşık % 65’i beyinde bulunur.
⇒Beynimizin kıvrımlı yapısını düz olarak düşünecek olursak yaklaşık 20 m2 lik bir alanı kaplar.
Ek Bilgi:
Tablo: Beynin İçeriğini Oluşturan Maddeler ve Oranları
BEYNİN BÖLÜMLERİ
- Gelişimini tamamlamış bir insan beyni üç bölümden oluşur.
Bunlar:
1.Ön Beyin
2.Orta Beyin
3.Arka Beyin
Resim: İnsan Beyninin Üsten Görünümü
Şekil: Beynin Boyuna Kesitinin İçten Görünümü
1- ÖN BEYİN ( Büyük Beyin = Prozencephalon ):
♦İnsanda beynin en büyük kısmı olduğundan ‘’ Büyük Beyin’’ de denir .
♦Diğer beyin bölümlerini üsten örter.
1)Uç beyin
2)Ara beyin
olmak üzere iki kısımda incelenir.
1- UÇ BEYİN: ( BEYİN KABUĞU = Cerebrum )
- Sağ ve sol yarım küre olmak üzere iki kısımdan oluşu.
- Diğer beyin kısımlarını üstten örter.
NOT: Beyin kütlesinin yaklaşık % 80 ’ini beyin kabuğu oluşturur.
⇒Sağ ve sol yarım küreler nöronların aksonlarından oluşan bağlarla birbirine bağlıdır.
- Üstteki bağa → Nasırlı Cisim ,
- Alttaki bağa → Beyin Üçgeni ,
denir.
♦Beyin yarım kürelerini enine ayıran derin bir yarık bulunur. Bu yarığa Rolando Yarığı denir.
♦Bu yarığın üst kısmında motor, alt kısmında duyu merkezleri bulunur.
♦Beyin yarım kürelerini boyuna ayıran yarığa ise Sylvius Yarığı denir.
♦Rolando yarığının üst kısmında motor, alt kısmında duyu nöronlarının merkezleri bulunur.
( Yani beyinde duyu nöronlarından gelen impulsların toplandığı merkez ve motor nöronlarının taşıdığı cevabın çıkış merkezi olarak düşünebiliriz. )
- Diğer beyin kısımlarını üstten örten Uç Beyinden Enine bir kesit alındığında;
1- Dışta gri renkte boz madde (nöronların gövde kısmı),
2- İçte iç kısımda beyaz renkte ak madde (nöronların akson kısmı) bulunur.
- Boz madde, beyin kabuğu ( korteks ) adını alır.
DİKKAT ET !
- Uç beynin yüzeydeki dış kısmına beyin kabuğu yani KORTEKS denir.
- Ancak, ” kabuk ” kelimesine bakarak “ beyin kabuğu “ beyni korumada görevlidir diyemeyiz.
- Korteksin başka görevleri vardır.
♦Korteksin Beyni Koruma Görevi Yoktur !
Ak Madde:
- Miyelinli sinirlerin aksonlarından meydana gelmiştir. Bu bölgenin beyaz olmasının sebebi lipitçe zengin miyelinlerin bulunmasıdır.
Boz Madde:
- Miyelinsiz nöron gövdelerinden oluşmuştur.
a)Beynin kabuk kısmı çok sayıda kıvrıma sahiptir.
b)Bu kıvrımları boz maddenin yüzey alanını artırır.
c)İnsan beyninin kıvrım sayısı diğer omurgalı canlıların beyinlerinin kıvrım sayısından fazladır.
d)Kıvrım sayısının fazla olması zihinsel yeteneklerin daha gelişmiş olduğunu gösterir.
e)Bu kıvrımların girintilerine SULKUS, çıkıntılarına GİRUS denir.
♦Uç Beyin (beyin kabuğu) bölgesine elektrik şoku verilerek hangi bölgelerin hangi işlevleri gerçekleştirdiği belirlenmişti.
♦Buna göre beynin her iki yarım küresi birbirinden farklı işlevleri olan dört loba ayrılmıştır.
1- FRONTAL (ÖN) LOB:
a)Alın tarafındadır.
b)İstemli hareketlerin(yani çizgili kaslara etkilidir) kontrolünü yapar.
c)Ayrıca konuşma ,yazma ve gelecekteki olayları planlama , karar verme (yani soyut muhakeme yeteneği) gibi görevleri vardır.
2- PARİETAL (YAN) LOB:
a)Yan kafa tarafındaki lobdur.
b)Duyu organlarından gelen bilgilerin işlenmesi
c)Dokunma(ağrı ,acı, basıncın) algılanmasını kontrol eder.
d)Konuşulan ve okunanlarını algılanması
3- OKSİPİTAL (ARKA) LOB:
a)Kafanın arka tarafındadır.
b)Görme duyusu ile ilgili merkezler bulunur.
4- TEMPORAL (ŞAKAK) LOB:
a)Şakak tarafındadır.
b)Ses ve koku duyusu ile ilgili merkezler bulunur.
c)Konuşulan kelimelerin anlaşılması
⇒Beyin yarım kürelerinin her biri vücudun zıt tarafını kontrol eder.
⇒İnsanların yaklaşık %90’ında sol yarım küresi baskın olduğundan büyük bir çoğunluk sağ elini kullanır.
⇒Herhangi bir sebeple sol yarım kürede bir hasar oluşursa sağ yarım kürede baskın özellik gelişebilir.
Uç Beyinin Görevleri
- Zeka
- Hafıza
- Yazı yazma
- Konuşma
- İstemli hareket etme
- Beş duyu organlarından gelen bilgilerin değerlendirilmesi
- Öğrenme
- Karar verme
- Bilinçli davranış
- Duyusal olarak çevrenin farkında olma
gibi görevleri vardır.
UNUTMA:
Beyin yarım küreleri vücudun zıt tarafını kontrol eder.
Uç Beyni (Beyin Kabuğu = Korteksi) Çıkarılmış Bir Hayvanda;
Beyin Kabuğu Çıkartılmış Bir Güvercinin;
1- İtilirse yürüyebildiği,
2- Uyarılmadıkça uçamadığı,
3- Havaya atılırsa uçabildiği,
4- Açlık hissetmediği, önüne konulan yiyeceği yemediği,
5- Ağzına besin verildiğinde yemediği,
6- Besin, yutak bölgesine itildiğinde yuttuğu,
7- Yanına kedi veya köpek yaklaştığında hiçbir tepki göstermediği,
8- Dış etkilere karşı duyarlı olmadığı görülmüştür.
9- Bu canlının hareketlerinin tümünün bilinçsiz olduğu gözlenmiştir.
Kısaca;
- Canlı bilinçli davranışları yapamaz , bilinçsiz davranışları solunum kan dolaşımı gibi yapar.
2- ARA BEYİN: ( Diencephalon )
- Beyin yarım küreleri arasında kalmıştır.
1.Epitalamus
2.Talamus
3.Hipotalamus
olmak üzere 3 kısımdan oluşmuştur.
DİKKAT !
- Epitalamus , talamusun arka üst kısmında bulunduğu için, bu şekle göre görünmemektedir.
1- Epitalamus:
a)Talamusun arka üst kısmında bulur.
b)Talamus ve hipotalamusla birlikte görev yapar.
c)Epitalamusun ince uzantısı epifiz bezi adını alır.
Ek Bilgi:
♦Epifiz bezinden salgılanan Melatonin Hormonunun salgılanır.
Melatonin Hormonu;
- Biyolojik ritimler (biyolojik saatin) etkilidir.
- Kişide uykulu, halsiz ve depresif bir duruma yol açar.
Melatonin Hormonu;
- Karanlıkta salgılanır ve salgı miktarı gece uzunluğuna göre değişir.
- Sonbaharda ve kapalı havalarda kendimizi mutsuz hissetmemizin nedeni bu hormonla ilişkilendirilebilir.
♦Gündüzleri melatonin ışık etkisiyle Seratonin Hormonuna dönüşür.
Seratonin Hormonu: Mutluluk Hormonu olarak da isimlendirilir.
2-Talamus :
♦Koku duyusu hariç bütün duyuların toplanma ve dağılma merkezidir.
♦Koku ise talamusa uğramadan direkt uç beyindeki değerlendirme merkezine geçer.
⇒Vücudun çeşitli bölgelerinden gelen duyu nöronlarının taşıdığı tüm uyartılar burada sınıflandırılır
( koku hariç ) ve beyin kabuğundaki duyu merkezlerine gönderilir.
⇒Başka bir ifadeyle gelen uyartıların duyu merkezlerine gitmeden önce uğradıkları en son yerdir.
♦Uyku halinde Talamus ve beyin kabuğu ( uç beyin ) görev yapmaz !
♦Gelen duyular iyi, kötü, hoş, güzel gibi özelliklerle değerlendirdikten sonra korteksteki ilgili merkeze iletilir.
♦Ayrıca uyku oluşumunda da görevi vardır. ( Dikkat et : Hipotalamusa yardımcı olarak uyku oluşumunda rol oynar. Asıl uyku oluşumunda Hipotalamus görevlidir.)
•Heyecan, gülme, ağlama, kızma, korku, sevinç, tasa, üzüntü, ceza gibi duygusal olayların
(psikorefleks) dışa yansımasını sağlar.
Hatırlatma :
Ön beynin ,uç beyin kısmına beyin kabuğu veya beyin korteksi denir.
3-Hipotalamus:
- Ara beynin taban kısmına denir.
- Beynin çok küçük bir bölgesi olmasına rağmen iç organların ve dokuların ana kontrol merkezidir.
- Hipotalamus uyku ve uyanıklık durumunu düzenler !
♦Hipotalamus: Vücut homeostasisinin (iç denge) korunduğu, bölgedir.
Hipotalamusun Başlıca görevleri şunlardır:
1- Kan basıncı ve kalp atış hızının (ritminin) ayarlanması
2- Vücut ısısının sabit tutulması (Eğer vücut çok ısınırsa, derideki kılcal damarların genişlemesini ve terle ısı kaybı sayesinde vücudun soğumasını sağlar.)
3- Susama, idrar oluşumu, elektrolit dengesinin düzenlenmesi
4- Açlık, tokluk ve iştahın düzenlenmesinde rol oynar.
5- Uyku ve uyanıklığın ayarlanması.
6- Üreme ve cinsel davranışları düzenler.
7- Duyu ve davranışların ayarlanması
8- Karbonhidrat ve yağ metabolizmasının ayarlanması
9- Salgıladığı özel hormonlar ile hipofiz bezinin düzenli çalışmasının sağlanması
10- Otonom ve somatik sinirlerin duyu ile ilgili aktivitelerini düzenler.
11- Hipofiz bezinin çalışmasını kontrol eder.
Hipotalamusun Başlıca görevleri şunlardır:
♦Hipotalamusun fonksiyonları homeostasinin sağlanmasında hayati önem taşır.
- Hormonal denge üzerinde etkilidir.
- Hipofiz bezinin arka lobundan salgılanan hormonlar hipotalamusta üretilir.
- Ayrıca hipotalamusta üretilen özel hormonlar hipofiz bezinin ön lobundan hormon salgılanmasını kontrol eder.
- Hipotalamusun salgıladığı bazı maddeler hipofiz bezinin uyarması sonucu, hipofiz bezinin hormonlarını salgılaması ve kana vermesi söz konusu olacaktır.
HİPOFİZ:
Diğer endokrin bezlerin, dolayısıyla diğer organların çalışmasını düzenler.
DİKKAT !
♦Canlıların sıcak kanlı olmasının nedeni HİPOTALAMUSTUR.
♦Hipotalamus bir çeşit termostat gibi çalışarak vücut sıcaklığının sabit kalmasını sağlar.
2- ORTA BEYİN ( Mezencephalon) :
♦Ponsun üzerinde, beyincik ve ara beyin arasındadır.
(Orta beyin ,dört loplu (dördüz çıkıntı) bir beyin kısmıdır.)
♦Ön ve arka beyin arasında köprü görevi görür.
(Beynin bu bölümünden ön beyin ile arka beyin arasında bağlantı kuran sinirler geçer.)
♦Orta beyin vücudumuzdaki REFLEKS MERKEZLERİNDEN biridir. Diğer refleks merkezleri olarak “omurilik soğanı” ve “omurilik” sayılır.
Orta Beynin Görevleri:
1- Görme ve işitme ile ilgili refleksleri düzenler.
Örnek :
a)Yan taraftan yaklaşan bir cismin görüntüsünü beyin daha oluşturmadan kafa o yöne döner.
b)Fazla ışıkta göz bebeğinin küçülmesi, az ışıkta büyümesi.
c)Ses duyan köpeğin kulaklarının dikilmesi.
2- Kas tonusu ve vücut duruşunu düzenleyen merkezler bulunur.
Kas Tonusu :
•Kasın dinlenme hâlinde kasların az da olsa kasılı kalması durumuna denir.
Bilgi Notu:
- Kazalarda başından darbe almış bir insanın gözüne, sağlık ekiplerinin ışık tutmasının sebebi , göz bebeğinin küçülüp küçülmediğini kontrol etmek ,yani orta beyninin zarar görüp görmediğini anlamak içindir.
3- ARKA BEYİN
Arka beyin, üç kısımdan oluşur.
Bunlar:
1)Beyincik ( Hayat Ağacı),
2)Pons ( Varol Köprüsü ),
3)Omurilik Soğanı ( Hayat Düğümü ),
1) Beyincik ( Cerebellum = Hayat Ağacı ):
a- Beynin arka alt kısmında, omurilik soğanının üzerinde bulunur.
b- Beyin gibi iki yarım küreye ayrılmıştır.
c- Beyincik yarım küreleri “ varol köprüsü ” ( pons ) ile birbirine bağlanır.
d- Dış kısmında boz madde, iç kısmında ak madde bulunur.
e- Ak madde boz madde içine dallanmalar yapar.
⇒Bu bir ağacı andırdığından ” hayat ağacı ” adını alır.
Beyinciğin Görevleri:
1- Beyincik hareket ve denge merkezidir.
(Kas hareketlerini düzenler, kas tonusunun sağlanmasında rol alır ve vücut dengesini sağlar.)
2- Hem eklemlerin ve kasların durumuyla ilgili hem de iç kulaktaki denge organından başın hareketiyle ilgili bilgileri alır.
3- Ayrıca işitme ve görme merkezinden de bilgileri toplar.
(Beyinciğin çalışmasında iç kulaktan ve gözden gelen uyartılar etkilidir.)
4- Tüm bu bilgileri bir araya getirerek koordinasyon sağlar.
5- Hatalı olanlar varsa düzeltir.
6- İstemli hareketlerin gerçekleştirilmesinde beyin yarım küreleri ile beyincik beraber çalışır.
Beyinciği Hasar Gören ya da Ameliyatla Çıkarılan Bir İnsan ;
- İki elindeki parmaklarını birbirlerine değdirmekte zorlanır.
- Düz çizgi üzerinde yürüyemez.
- Kalemi eline alıp herhangi bir kelime yazamaz.
- Ayakta dururken ya da yürürken sallanma ,
- Bir cisme doğru uzanan elin dengesiz hareket etmesi,
- Hareket eden bir cismi izleyememesi ,
gibi belirtiler ortaya çıkmıştır.
1) Beyincik :
UNUTMA !
- Bebekler ancak beyincik geliştikten sonra oturma , ayakta durma ve yürüme gibi faaliyetler gösterebilir.
- Deneysel olarak beyinciği çıkarılan köpeğin yürüyemediği gözlenmiştir.
- Beyinciği zedelenen bir kuş, havaya atıldığında kanat çırpıp uçmaya çalışsa da kanatlarını birbirleriyle uyumlu çırpamadığından uçamaz.
♦Başka bir ifadeyle; bir kuş kanat çırpıyor ama uçamıyorsa, beyinciği hasar görmüş olabilir. Çünkü dengeyi sağlayamıyor.
2) OMURİLİK SOĞANI ( Myelencephalon = Hayat Düğümü ):
⇒Omurilik, ‘’ Son Beyin ‘’ olarak da adlandırılır.
1- Ön beyin ve beyinciğin tersine, dışta ak madde, içte boz maddeden oluşur. Bu yapısı ile omuriliğe benzer. ( Dikkat ! )
2- Omuriliğin devamı niteliğindedir.
3- Beyin yarım kürelerinden çıkıp vücuda giden motor sinirler omurilik soğanında çaprazlanır.
4- Böylece sağ yarım küreden gelen sinirler vücudun sol tarafını, sol yarım küreden gelen sinirler ise vücudun sağ tarafını kontrol eder.
♦Hayati önemi olan olayların kontrol edildiği merkezlerin burada olmasından dolayı buraya “hayat düğümü” de denir.
Omurilik Soğanının Görevleri
1- Beyin ve omurilik arasındaki mesajların düzenlenmesinde görev yapar.
2- Omurilik soğanı sindirim, solunum, dolaşım, boşaltım gibi sistemlerin çalışmasını, karaciğerin kan şekerini ayarlamasını denetler ve yutkunma, hapşırma, öksürme, kusma gibi hayati iç refleksleri kontrol eder.
Omurilik soğanının zedelenmesi, hayatsal faaliyetlerin durmasıyla sonuçlanır.
Bu nedenle, omurilik soğanına hayat düğümü de denir.
Önemli Bilgi ve Uyarılar:
1- Omurilik soğanı ,soluk alıp verme merkezidir. Yani omurilik soğanı çalışmayan bir kişi ölür.
2- Bitkisel hayatta, beyin fonksiyonları ( beyin sapı hariç ) durmuştur ama omurilik soğanı
çalıştığı için hayat devam eder.
3- Soluk alıp vermenin otomatik kontrolü omur ilik soğanıdır ama istediğimizde soluğumuzu
tutmamız uç beynin kontrolündedir.
4- Uykuda uç beyin ve talamus çalışmaz ama omurilik soğanı ve Hipotalamus çalışır.
5- Beyinden çıkan sinirler omurilik soğanında , beyne gelen sinirler ise omurilikte çapraz yapar.
⇒Bu yüzden vücudun sağ tarafının merkezi beynin sol yarım küresi, sol tarafın merkezi ise beynin
sağ yarım küresidir.
3- PONS ( Varol Köprüsü ):
1- Pons, orta beyin ile omurilik soğanı arasında bulunan kalın sinir demetlerinden oluşur.
2- Sadece memelilerde bulunur.
3- Pons, omurilik soğanı ve orta beyin birlikte “ Beyin Sapı “ olarak adlandırılır.
♦Beyin kabuğuna ( korteksine) doğru uzanan ve beyin kabuğundan omuriliğe doğru giden tüm sinirler beyin sapından geçmek zorundadır.
Ponsun Görevleri;
1- Beyincik yarım kürelerini birbirine bağlar ve aralarındaki impuls iletimini sağlar.
2- Omurilik soğanındaki solunum merkezi ile birlikte çalışır.
UYARI:
♦Ön beyin hariç, beynin diğer kısımları öğrenilmemiş veya otomatik davranışlarla ilgilidir.
2- OMURİLİK
- Omurganın içinde, omurga boyunca uzanır.
- Omurga içerisinde beyinden aşağı doğru uzanan yaklaşık 45 -50 cm boyunda bir sinir dokusudur.
- Yaklaşık 1cm çapındadır.
- Vücut organlarından beyne gelen , beyinden vücut organlarına giden uyartılar omurilikten geçer.
- Omurilikte duyu ve motor nöronlarının birleştiği ara nöronlar bulunur.
- Omurilikten 31 çift sinir çıkar.
- İnsanda en büyük omurilik siniri bacaklara giden Siyatik Sinirlerdir.
- Omuriliğin yapısında beyinde olduğu gibi sert zar örümceksi zar ince zar bulunur.
- Örümceksi zar ile ince zar arasında beyin- omurilik sıvısı ( BOS ) bulunur.
♦Duyu sinirlerinin çoğu beyne ulaşmadan önce omurilik içinden çapraz yaparak geçer !
- Omurilikten enine bir kesit alınıp incelendiğinde DIŞTA AK MADDE, İÇTE İSE BOZ MADDE bulunur. ( omurilik soğanıyla aynı yapı vardır .Yani dışta ak madde, içte boz madde ) Beyinde tam tersi durum görülür. Yani dışta boz ,içte ak madde bulunur.
- Boz madde, ak madde içinde kanatları açık kelebek şeklinde görülür.
- Boz maddenin ikisi önde, ikisi arka tarafta olmak üzere dört çıkıntısı vardır.
- Bu çıkıntılar Boynuz olarak tanımlanır.
- Öndeki çıkıntılara Ön Boynuz, arkadaki çıkıntılara ise Arka Boynuz denir.
- Ön ve arka boynuz arasında Yan Boynuz bulunur.
Hatırlatma:
Ön Beyinde ( ön beynin ,uç beyin kısmında ) ve Beyincikte :
•Enine kesit alındığında dışarda boz madde içerde ak madde yer alır.
Omurilik Soğanında ;
•Dışarda ak madde ,içerde boz madde yer alır.
Omurilikte :
•Dışarda ak madde ,içerde boz madde ( kelebek kanadı şeklinde ) yer alır.
♦Omurilik ve Omurilik Soğanı birbirleriyle aynı yapıda ancak ikisi Beyne ve Beyinciğe ters yapıdadırlar.
- Omuriliğin arka kısmından çıkan iki kola Dorsal ( Sırt = Arka) Kök adı verilir.
- Buradan omuriliğe duyu sinirleri girer.
- Ön kısmından çıkan iki kola ise Ventral ( Karın ) Kök adı verilir. Buradan ise motor sinirleri çıkar.
UNUTMA !
Enine Bir Kesit Alındığında ;
- Beyin ( uç beyin ) ve Beyincikte ; Dışta boz madde , içte ak madde bulunur.
- Omurilik soğanı ve Omurilikte ; İçte boz madde , dışta ak madde bulunur.
Beyinin Sağ ve Sol Yarım Kürelerinin Birbirine Bağlandığı Kısımlar ;
- Dışta nasırlı cisim, altta beyin üçgenidir.
Beyinciğin Sağ ve Sol Yarım Kürelerinin Birbirine Bağlandığı Kısım ;
- Pons ( varol köprüsü )
Omuriliğin Görevleri:
1.Uyartıları iletmek:
•Beyin ile çevresel sinir sistemi arasındaki bağlantıyı kurar.
•Çevreden gelen uyartılar sonucu oluşan impulsları beyne iletir.
•Beyinden gelen impulsları da çevresel sinir sistemine ulaştırarak hedef organların uyarılmasını sağlar.
2.Refleksleri yönetmek ve kontrol etmek:
•Refleksler, bir uyartı karşısında istemsiz ve otomatik olarak yapılan hareketlerdir.
3.Alışkanlık haline gelmiş davranışları kontrol eder:
•Omurilik aynı zamanda beyin kabuğu (kortesi) tarafından öğrenildikten sonra alışkanlık haline gelen yüzme, dans etme, bisiklet sürme gibi hareketleri de denetler.
•Bu davranışların gerçekleşmesinde bir aksaklık ortaya çıkarsa beyin tekrar devreye girer.
- Alışkanlık davranışları ilk kez yapıldığında beynin kontrolündedir.
- Davranışlar alışkanlık haline geldiğinde omurilik tarafından kontrol edilir.
- Alışkanlık hareketi devam ederken bir hata olursa beyin devreye girer.
NOT:
⇒Doğuştan gelen bazı reflekslerin kontrol merkezi omurilikte değildir.
Örneğin;
- Göz ve kulak refleksleri orta beyinden, yutkunma, hapşırma, öksürme, kusma gibi hayati iç refleksleri omurilik soğanından kontrol edilir.
REFLEKS:
♦Vücudun bilinç dışı ve ani olarak tepki vermesine Refleks denir.
İki çeşittir.
1- Kalıtsal refleks.
2- Kazanılmış ( Şartlı = Koşullu ) refleks.
1- Kalıtsal Refleks:
- Doğuştan gelir
- Her insanda ortak olan reflekslerdir.
- Öğrenilerek gerçekleştirilen olaylar değildir.
- Düzenlenmesinde beynin rolü yoktur.
Örneğin;
Kalıtsal Refleksler:
Şekil: Diz Kapağı Refleksi
2- Kazanılmış (şartlı=koşullu) Refleks:
- Özel eğitimle sonradan kazanılan reflekslerdir.
- Bu reflekslerin öğrenme aşamasında beyin kabuğu işlev görür.
- Öğrenildikten sonra davranış alışkanlığa dönüşür ve omurilik denetiminde gerçekleşir.
(Alışkanlıklar: Beynin öğrendiği ve sık sık yaptığı işleri omuriliğe yüklemesidir.) - Kazanılmış refleksler uzun süre kullanılmadığı zaman zayıflar ve unutulur.
- Bu tip reflekslerin yapılmasında hata yapıldığında tekrar beyin kabuğu devreye girer ve hat düzeltilir. Yani davranış omurilik tarafından yönetilse de beyin her zaman bilgilendirilir.
ÖRNEKLER:
- Müzik aleti çalmak
- Dans etmek
- Örgü örmek
- Yazmak
- Yürümek
- Yüzmek
- Bisiklete binmek
- Araba kullanmak
- Sıcak cisimlerden sakınmak
- Limon görünce ağzın sulanması
- Tavukları “ bili bili” sesine gelmesi
- Kedileri “ pisi pisi ” sesine gelmesi.
Önemli Hatırlatma:
⇒Doğuştan gelen refleksler hiçbir zaman unutulmaz ve zayıflamaz.
⇒Kazanılmış refleksler uzun zaman kullanılmadığı zaman zayıflar.
NOT:
♦Kazanılmış (şartlı=koşullu) refleks, ilk kez ” Pavlov ” tarafından köpekler üzerinde araştırıldı.
♦Pavlov ‘ un şartlı refleks deneyinde köpek yavrularının aç iken zil sesiyle birlikte eti gördükleri zaman ağızlarından salya akması şeklinde meydana gelen bir tepki sırasında ilk uyarma dildeki alıcıda ( reseptörlerde ) değil, gözdeki alıcılarda olur.
Kazanılmış ( Koşullu = Şartlı ) Refleks
DİKKAT !
- Sıcaklık ya da acının hissedilmesi normalde beynin görevidir.
- Omurilik sadece buna anlık cevap verilmesi gerektiğinde refleksi gerçekleştirir.
- Bilerek sıcağa yaklaştığımızda kontrol beyindedir.
- Bu bir refleks değildir.(Omurilik de beynin kontrolündedir.)
⇒Vücudun tek refleks merkezi omurilik değildir.
⇒Orta beyin ve omurilik soğanı da farklı refleksleri kontrol eder.
UNUTMA !
♦Beyinden çıkan sinirler omurilik soğanında , beyne gelen sinirler ise omurilikte çapraz yapar.
♦Bu yüzden vücudun sağ tarafının merkezi beynin sol yarım küresi, sol tarafın merkezi ise beynin sağ yarım küresidir.
Örnek:
I. İğne batırılan elin aniden çekilmesi,
II. Göz bebeğinin karanlıkta büyüyüp , ışıkta küçülmesi,
III. Öksürme ve hapşırma,
IV. Gülme ve kızarma,
V. Hıçkırma,
VI. Diz kapağı refleksi,
Yukarıda verilen doğuştan gelen reflekslerin kontrol merkezlerini yazınız.
Cevap:
I. İğne batırılan elin aniden çekilmesi. OMURİLİK
II. Göz bebeğinin karanlıkta büyüyüp , ışıkta küçülmesi. ORTA BEYİN
III. Öksürme ve hapşırma. OMURİLİK SOĞANI
IV. Gülme ve kızarma. OMURİLİK SOĞANI
V. Hıçkırma. OMURİLİK SOĞANI
VI. Diz kapağı refleksi. OMURİLİK
REFLEKS YAYI
- Özel bir uyarıya karşı verilen otomatik cevaba refleks denir.
- Bir refleksin oluşumunda impulsun izlediği yola Refleks Yayı denir.
- Refleks yaylarında sinaps sayısı azdır , bu nedenle iletim hızlı olur.
- Bir refleks yayında iki ya da daha fazla nöron bulunur.
Bir Refleks Yayı;
1)Reseptör uyarılır. Duyu nöronunda impuls oluşur.
2)Duyu nöronu impulsu omuriliğe taşır.
3)İmpuls omurilik içindeki ara nörona taşınır.
4)İmpuls, ara nörondan motor nörona iletilir.
5)Motor nöron, impulsu cevabı gerçekleştirecek tepki organına iletir. Böylece refleks yayı tamamlanmış olur.
♦Refleks yayı ikili ve üçlü olmak üzere iki şekilde olabilir.
•İkili refleks yayında ara nöron yoktur. Sadece motor ve duyu nöronu vardır.
•Üçlü refleks yayında ise duyu, motor ve ara nöron bulunur.
İKİ NÖRONLU REFLEKS YAYI:
Diz Kapağı Refleksi:
•Diz kapağı refleksinde bir duyu nöronu ve bir motor nöronu olmak üzere iki tip nöron görev yapmaktadır.
ÜÇ NÖRONLU REFLEKS YAYI:
Sıcak Bir Cisimden Elin Çekilmesi:
Sıcak bir cisme dokunup elimiz çekmemiz şeklinde gerçekleşen refleks olayında sırasıyla
1)duyu nöronu,
2)ara nöron
3)motor nöronu
olmak üzere üç çeşit nöron görev yapar.
♦Karmaşık bir refleks yayında sırası ile;
Duyu Nöronlar – Ara Nöron – Motor Nöron bulunur.
♦Buradaki ara nöron omurilik üzerinde bulunur.
Bir Refleks Olayında İmpulsun İzlediği Yol;
Elimize İğne Battığında Hiç Düşünmeden Hemen Çekmemizi Sağlayan Refleks Yayı Aşağıda Verildiği Gibi İşlemektedir:
1. Derideki reseptör, basınç ile uyarılır.
2. Reseptör duyu nöronunda impuls başlatır. Bu nöron da impulsu omuriliğe taşır.
3. Duyu nöronu impulsu omurilik içindeki ara nörona aktarır. Ara nöron impulsu motor nörona iletir.
4. Motor nöron, impulsu kol kaslarına taşır. Motor nöronla gelen impulslar el ve kolumuzu hareket ettirmemizi sağlar.
- Yukarıda açıklanan bu refleks hareketi, impuls beyne ulaşmadan gerçekleşir.
- Sıcaklık ya da acı hissedilmesi omurilikten beyne impuls aktarılması sonucu oluşur.
- İmpuls sinirlerle beyne iletilerek sıcaklık ve acı hissi olarak yorumlanıp istemli hareketlerin meydana gelmesi sağlanır.
Örneğin;
•Acının azaltılması için elin soğuk suya tutulması gerektiği düşünülür veya elini yakan kişinin istemli olarak elini üflemesi gibi.
UNUTMA:
Omurilikte Refleks Yayını Oluşturan Nöron Çeşitlerinden Omuriliğin Boz Maddesi İçinde Bulunanlar;
1- Ara Nöronun Tamamı
2- Motor Nöronun Hücre Gövdesi
3- Duyu Nöronunun Akson Ucu
( Ara nöronla sinaps iletimi gerçekleştirmek için duyu nöronunun akson ucu burada bulunur. )
Dikkat Et !
⇒Omuriliğin çalışması beyin tarafından kontrol edilir.
Örneğin ;
•Elimize iğne battığında elimizi çekeriz. Ancak parmağımızdan kan alınırken batırılan iğne canımızı acıtsa da elimizi çekmez, bekleriz. Çünkü burada beyin devreye girer, yorum yapar, refleksi baskılar ve istemli hareket etmemizi sağlar.
NOT:
•Uykuda refleksler omurilikte çapraz yapıp gerçekleşir.
•Yani uyuyan birinin sağ ayağına iğne batırılırsa sol ayanı çeker.
Buna Göre Uykudaki Bir İnsanın Sağ Ayağına İğne Batırılırsa Uyarının İzleyeceği Yol Şu Şekildedir:
Önemli Bilgi:
- Elimize iğne batırıldığında önce elimizi çekeriz sonra ağrıyı algılarız.
- Çünkü omurilik önce refleksi gerçekleştirip daha sonra beyne ileti gönderir.
- Yani beyin refleksin sadece sonucundan haberdar edilmiş olur.
(Başka bir ifadeyle , refleks yaylarında impulslar önce omuriliğe daha sonra beyne iletilir.)
EK BİLGİ
MORFİN;
⇒Nörotransmitter madde salgısını geçici olarak durdurur.
⇒Böylece sinaptik iletim kesintiye uğrar.
Örneğin;
- Dişinizin çekilmesi gerektiğinde morfin kullanılarak çekilecek dişin bulunduğu bölgedeki sinirsel iletimin durması sağlanır.
- Böylece dişiniz çekilirken acı hissetmezsiniz.
KONU TARAMA:
SORU.1- Omuriliğin yapı ve görevleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Dışta ak madde içte boz madde bulunur.
B) İskelet kaslarından gelen uyarıların ilk değerlendirildiği yerdir.
C) Omurilik kanalında beyin omurilik sıvısı bulunur.
D) Beyine gelen ve beyinden giden sinir tellerinin geçiş merkezidir.
E) Alışkanlık hareketlerini denetler .
CEVAP.1- B
Açıklama:
A) Dışta ak madde içte boz madde bulunur. DOĞRU. ( Omurilik ve omurilik soğanında dışta ak içte boz madde bulunur. beyinde tersi durum görülür. )
B) İskelet kaslarından gelen uyarıların ilk değerlendirildiği yerdir. YANLIŞ. ( Gelen uyartıları değerlendirmek beynin işidir. İskelet kaslarından gelen uyartı istemli hareketlerle ilgilidir unutma. Omurilik uyartıları sadece iletir değerlendirmez. Ancak bu refleks uyartıları değilse. )
C) Omurilik kanalında beyin omurilik sıvısı bulunur. DOĞRU. ( Örümceksi zar ve ince zar arasında bulunan BOS omurilik kanalındadır. )
D) Beyine gelen ve beyinden giden sinir tellerinin geçiş merkezidir. DOĞRU. ( Omurilik çevresel sinir sisteminden gelen uyartıları beyne gönderip, beyinden gelen cevapları tepki organı olan efektörlere iletir. )
E) Alışkanlık hareketlerini denetler . DOĞRU. ( Omuriliğin görevlerinden biride alışkanlığa dönüşmüş hareketleri denetlemektir. )
SORU.2- Omurilikteki refleks yayını oluşturan,
I. Duyu nöron
II. Ara nöron
III. Motor nöron
çeşitlerinden hangilerinin hücre gövdeleri boz madde içinde yer alır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP.2- D
Açıklama:
Omurilikte refleks yayını oluşturan nöron çeşitlerinden, omuriliğin boz maddesi içinde bulunanlar;
1- Ara nöronun tamamı
2- Motor nöronun hücre gövdesi
3- Duyu nöronunun akson ucu
(Ara nöronla sinaps iletimi gerçekleştirmek için duyu nöronunun akson ucu burada bulunur.)
⇒(Duyu nöronun sadece akson ucu burada bulunduğundan sayılmaz. Çünkü nöronun beyni olan çekirdek kısmı hücre gövdesindedir . Duyu nöronunun hücre gövdesi de burada bulunmadığı için sayılmaz.)
SORU. 3- Aşağıdakilerden hangisi omuriliğin görevidir?
A) Duyuları değerlendirme
B) Metabolizma hızını düzenleme
C) Kalbin çalışmasını düzenleme
D) Kan basıncını düzenleme
E) Reflekslerin kontrolü ve duyu iletiminde rol oynama
CEVAP.3- E
Açıklama:
A) Duyuları değerlendirme. Uç beynin görevidir.
B) Metabolizma hızını düzenleme. Omurilik soğanı ve özellikle hipotalamusun görevidir.
C) Kalbin çalışmasını düzenleme. Omurilik soğanı ve özellikle hipotalamusun görevidir.
D) Kan basıncını düzenleme. Hipotalamusun görevidir.
E) Reflekslerin kontrolü ve duyu iletiminde rol oynama. Omurilik refleks kontrol merkezidir. ( Duyu denetiminde değil, duyu iletiminde rol oynar. )
UNUTMA
⇒Beyinden çıkan sinirler Kafa Sinirleri olarak adlandırılır.
⇒Bunlar 12 çifttir.
⇒En önemlisi 10. beyin siniri olan “ Vagustur. ”
⇒Vagus, iç organların çalışmasını kontrol eder.
- Omurilikten çıkan sinirler Omurilik Sinirleri olarak adlandırılır.
- Omurilikten 31 çift sinir çıkar.
- Bunlar duyu ve motor sinirleridir.
- İnsanda en büyük omurilik sinir çifti, bacaklara giden “ Siyatik Sinirlerdir. “
2- Çevresel (Periferal) Sinir Sistemi : (ÇSS)
- Çevresel Sinir Sistemi ( ÇSS ), Merkezi Sinir Sistemine ( MSS ) bilgi ileten ve MSS ‘ den bilgi alan sinir sistemi bölümüdür.
- MSS ‘ den çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri oluşturur.
ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ (ÇSS )
1. Sinir hücreleri ( beyin ve omuriliğin dışındaki duyu ve motor nöronları )
2. Sinir lifleri
3. Gangliyonlardan
oluşmaktadır.
⇒Çevresel sinir sistemindeki sinir hücresi topluluklarına “ Düğüm “ ( Gangliyon ) denir.
⇒Uyartıları alıp beyin ve omuriliğe götüren, oluşturulan cevabı doku, bez ve organlara götüren sinirlerin tümüne ” Çevresel Sinir Sistemi ” denir.
♦Çevresel Sinir Sistemi;
1.Duyu Sinirleri
2.Motor Sinirleri
olmak üzere iki bölümde incelenir.
⇒Duyu sinirleri uyarıları duyu organlarından veya diğer organlardan alarak MSS‘ye taşıyan (getirici) sinirlerdir.
⇒Motor bölümündeki sinirler ise merkezî sinir sisteminden aldıkları cevabı tepki verilecek organa ileten (götürücü) sinirlerdir.
Motor Bölümündeki Sinirlerden;
- Somatik Sinirler, istemli çalışır.
- Otonom Sinirler, istemsiz çalışır.
Motor Sinirler Görev ve işleyiş bakımından iki kısımdan oluşur:
1. Somatik ( kişinin isteğine bağlı iş gören ) Sinir Sistemi.
2. Otonom ( istemsiz, kendiliğinden iş gören ) Sinir Sistemi.
1) SOMATİK SİNİR SİSTEMİ:
- Bilinçli olarak yaptığımız hareketleri bu sinirler kontrol eder.
- İstemli olarak çalışır.
- İskelet kaslarını merkezî sinir sistemine bağlayan sinirler, somatik sinirlerdir. ( İskelet kaslarına uyarı taşır. )
- Somatik sinirlerin hücre gövdeleri beyin ve omurilikte bulunur.
- Aksonları ise iskelet kaslarına gider.
- Bu sinirler konuşmak, koşmak, yazmak gibi istemli vücut hareketlerini kontrol eder.
- Uç beyin ve beyincik kontrolündedir.
- Aksonları miyelinli nöronlar içerir.
- Akson çapları büyüktür.
- İmpuls iletimi oldukça hızlıdır.
Örnek:
•Konuşma, yürüme, iş yapma…
2) OTONOM SİNİR SİSTEMİ:
- İstemsiz olarak gerçekleştirilen olayları kontrol eder .
- Beyinden ( orta beyin ve omurilik soğanı) ve omurilikten gelen motor sinirlerden meydana gelir.
- Otonom sinir sisteminin bazıları hariç çoğunlukla miyelinsiz sinirlerden oluşur. Bu sebepten impuls, miyelinli motor sinirlere göre daha yavaş ilerler.
- İç organların çalışmasını düzenler.
- Boşaltım, kan dolaşımı, üreme, solunum, sindirim sistemi hareketleri ve bazı endokrin bezlerin çalışması gibi önemli vücut fonksiyonlarını kontrol eder.
- Otonom sistemi birbirine zıt çalışan ( Antagonisttik ) Sempatik ve Parasempatik Sistemden oluşur. Her iç organa biri sempatik diğeri parasempatik sinir sisteminden gelen bir çift sinir bağlanır.
- Otonom sistem ; Hipotalamus, korteks, omurilik soğanı, pons gibi merkezlerden yönetilir.
DİKKAT !
♦Ancak mide, bağırsak bezleri ve pankreas gibi bazı organlara sadece Parasempatik, ter bezleri ve adrenal medulla gibi bazı bezlere de sadece Sempatik Sinirler bağlıdır.
♦Her iki tip sinirin de etkisinin birbirine zıt ( Antagonisttik ) olmasının nedeni, farklı nörotransmitter maddelerin salgılanmasındandır.
Örneğin;
- Parasempatik Sinirlerin nörotransmitterleri: Asetilkolin.
- Sempatik Sinirlerin nörotransmitterleri : Nöradrenalin.
2) OTONOM SİNİR SİSTEMİ:
- Otonom sinir sisteminin görevi homeostasi için önemlidir.
NOT:
- Beyin zarar görse bile ( Beyin Sapı hariç ) otonom sinir sistemi çalışıyorsa insan yaşamı devam eder. Bu durumda bilinçli davranışlar yapılamaz. Bu olaya “ Bitkisel Hayat “ denir.
DİKKAT ET !
1- Sempatik Sinirler bir çok sistemin faaliyetini hızlandırıcı etki gösterirken “ Sindirim Sistemi ” faaliyetlerini yavaşlatır.
2- Parasempatik Sinirler bir çok sistemin faaliyetini yavaşlatıcı etki gösterirken “ Sindirim Sistemi ” faaliyetlerini hızlandırır.
ÖRNEK:
Parasempatik sinirlerin faaliyeti artmış bir insanda gözlenebilecek değişimlere ait olan aşağıdaki grafikleri çiziniz.
SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ
1)Vücudu gerilime hazırlar. Stres anında çalışması artar.
2)Daha çok stres, tehlike ve heyecan anında devreye girer.
3)Sempatik sistem genel olarak organizmayı zor durumlara karşı koruyucu ve uyarıcı olarak çalışır.
4)Genellikle bedensel ya da duygusal baskılarda ( stres ) ortaya çıkar, “ Savaş ya da Kaç ” tepkisi oluşur.
5)Sempatik sistem genel olarak vücudun aktivitesini ve enerji tüketimini arttırıcı yönde etki eder.
Örneğin;
- Sempatik sinirler kalbin çalışma hızını ve atardamarlardaki kan basıncını arttırır.
Sempatik Sinirler;
- Göz bebeklerini genişletir.
- Kalp atışını hızlandırır.
- Kan basıncını artırır.
- * Kılcal damarlar daralır.
- Akciğer bronşlarını genişletir.
- Soluk alış-verişini hızlandırır.
- Ter bezlerinin salgısını artırır. (Terleme artar.)
- Kan şekeri yükselir.
- İdrar kesesini genişletir.
⇒Sempatik Sinirler sindirim sisteminde azaltan, yavaşlatan etki yapar.
1.Tükürük salgısını azaltır.
2.Mide ve bağırsak hareketlerini yavaşlatır.(sindirim yavaşlar.)
3.Sindirim salgısını azaltır.
4.Böbrek faaliyetleri yavaşlar.(boşaltım yavaşlar.)
UYARI !
Sempatik Sinirlerin özelikleri ile verilen 3. ve 4. özellikler;
3- Kan basıncını artırır.
4- Kılcal damarlar daralır.
DİKKAT ET !
- Üçüncü özellikte verilen, kan basıncının artması için, damar çapının daralması gerekir. Damar çapı ne kadar daralırsa basınç o kadar artar.
- Tam tersi olarak damar çapı ne kadar genişlerse kan basıncı o kadar azalır.
PARASEMPATİK SİNİR SİSTEMİ
1)Stres, tehlike ve heyecan geçtiğinde, organların çalışmasını normale dönmesini sağlar.
2)Genelde sempatik sinir sistemini dengeleme görevi vardır.
3)“ Dinlen ve Sindir ” tepkisi oluşur.
4)Vücudun kendine gelmesini, dinlenme anında enerji dengesinin düzeltilmesini sağlar.
5)Parasempatik sistem genel olarak vücutta enerjinin korunmasını sağlayacak yönde etki eder.
Örneğin;
- Kalp atışının yavaşlaması, sindirimin artması gibi…
HATIRLATMA:
- Sempatik sinir sisteminin nörotransmitteri Nöradrenalin ( Nörepinefrin ),
- Parasempatik sinirlerin ise Asetil Kolindir.
- Yemek yedikten sonra parasempatik sinirler uyarıldığı için sindirim kanalına giden kan miktarı artar. Beyin ve diğer organlara giden kan miktarı azaldığı için uykumuz gelir. Bu nedenle yemekten hemen sonra suda yüzmeye çalışırsanız kramplar oluşarak boğulma tehlikesi ortaya çıkabilir.
- Otonom sinirlerin zıt etki yapacak ( Antogonist ) şekilde çalışması, homeostatik dengenin sağlanması ve organların çalışmasının kontrol edilmesine yardımcı olur.
- Beyin zarar görse bilinç de ortadan kalksa bile otonom sistem çalışıyorsa insanın yaşamı devam eder. Bu durumda hiçbir bilinçli davranış yapılamaz. Bu duruma “ Bitkisel Hayat ” denir.
Parasempatik Sinirler
1.Göz bebeklerini daraltır.
2.Kalp atışını yavaşlatır.
3.Akciğer bronşlarını daraltır. ( Soluk alış-verişi yavaşlar. )
4.İdrar kesesini daraltır.( kasılır. )
5.Kan basıncını azaltır.
6.Kan şekeri azalır.
7.* Kılcal damarlar genişler
8.Ter bezlerinin salgısını azaltır.( terleme azalır. )
⇒Parasempatik Sinirler sindirim sisteminde artıran, hızlandıran etki yapar.
1.Tükürük salgısını artırır.
2.Mide ve bağırsak hareketlerini hızlandırır.(sindirim hızlanır.)
3.Böbrek faaliyeti artar. (boşaltım artar.)
4.Sindirim salgısını artırır.
Parasempatik ;
‘’ Dinle ve beslen ; Kestir ve sindir. ‘’
Sempatik ;
‘’ Savaş veya kaç ! ‘’
‘’ Enerji gerektiren faaliyetler.
Tablo: Sempatik ve Parasempatik Sinirlerin Karşılaştırılması
Uyarı :
⇒Sindirim sisteminde sindirim sistemi organlarının dışında bir de sindirime yardımcı organlar vardır.
Bunlar:
1- Tükürük Bezleri
2- Pankreas
3- Karaciğer
Bu hatırlatmaya göre :
Sempatik Sinirlerin ;
♦Pankreasın inhibe etmesi sağlanır.
♦Çünkü. Pankreas aynı zamanda sindirime yardımcı olur.
♦Karaciğerden glikoz çıkışını uyarır.
♦Çünkü, Sempatik Sinirler karaciğerdeki glikojeni glikoza çevirerek yani glikoz salgılanmasını
uyararak “safra salgısını azaltır.” Safra Salgısı da sindirim yapan bir enzimdir.
Dolayısıyla Sempatik Sinirler sindirimi yavaşlatacağı için safra salgısının azaltılması gerekir.
Bunun içinde karaciğerden glikoz çıkışı uyarılır.
♦Safra kesesini de inhibe eder. Böylece sindirimde etkili safra sıvısını engeller.
UYARI
Eşeysel bezler üzerinde Sempatik ve Parasempatik Sinirler ,sindirim sisteminde olduğu gibi etki eder.
Yani, Sempatik Sinirler eşeysel dürtüleri azaltırken , Parasempatik Sinirler eşeysel dürtüleri artırır.
♦Sempatik sistem organizmada zor duruma karşı korunma tedbirlerini harekete geçmesini sağlar. ( Kızma, heyecan, korkum, vb. )
♦Parasempatik sistem ise normal durumda beslenme, büyüme ve gelişme, üreme vb. davranışların harekete geçmesini sağlar.
Sempatik ve Parasempatik Sinirlerin Etkileri:
Koku ve Hafıza İlişkisi
- Yaşamımızda karşılaştığımız tüm kokular farklı bir mekanizma ile beynimizde yer alan koku belleğinde saklanmaktadır.
- Bir koku ile ilk defa karşılaştığımızda bu koku önce hafızamızdaki diğer kokularla karşılaştırılır ve bir yere ait olarak algılanmaya çalışılır. Koku daha önce alınmış ise anılar tekrar yaşanır ve kokunun daha önce oluşturduğu anın olumlu ya da olumsuz olmasına göre duygu durumu oluşur.
Örneğin, bir restoranda yemek yediğiniz sırada arkanızdaki masadan bir parfüm kokusu geldiğinde o anda sanki bir zaman yolculuğu yapar gibi anılarınıza dönebilirsiniz.
- Koku hafızayı sürekli uyaran bir uyarıcıdır. Koku kaybı yaşayan kişilerde hafıza kaybının da olduğu, hafıza kaybı olan kişilerde bazı kokuların unutulduğu araştırmacılar tarafından tespit edilmiştir.
Uyanma ve Uyku
⇒Hipotalamus ve talamus uyku ve uyanıklığı etkileyen yapılar .
Ancak;
Uyku ve Uyanıklığın Asıl Kontrol Merkezi :
- Beyin Sapı ( orta beyin ,pons, omurilik soğanı ) ve Uç Beyin ( beyin kabuğu = beyin korteksi ) dir.
- Düzenli uyku güne zinde başlamayı sağlamasının yanı sıra hafızanın güçlenmesine ve öğrenme
kapasitesinin artmasına da katkı sağlamaktadır.
ÖNEMLİ:
- Uykunun, beyni zehirli maddelerden temizlediğine dair yeni veriler elde edilmiştir. Yapılan araştırmalarda uyku sırasında beyin hücreleri arasındaki boşluğun arttığı ve bu artışın uyanıkken merkezî sinir sisteminde oluşan zehirli maddelerin beyinden uzaklaştırılmasında etkili olduğu belirlenmiştir.
- Özellikle B grubu vitaminler, E vitamini, demir, çinko, iyot gibi mineraller içeren besinlerin tüketimi sinir sistemi sağlığı açısından çok önemlidir. B vitaminleri birçok yararının yanı sıra beynimizi strese karşı da korur. E vitamini, hem felç hem de kalp krizi riskini düşürür. Demir, beynin beslenmesi açısından hayati önem taşımaktadır.
- Beyin sağlığımız için her gün yeterli miktarda C vitamini içerikli yiyecekler, su tüketilmesi ve protein içeriği yüksek gıdaların alınması gerektiği de unutulmamalıdır.
- Beyin, aşırı çalıştığında hücrelerde biriken atık maddeleri uzaklaştıramadığı için yorulur.
- Buna SÜRMENAJ denir.
- İstirahat etmek, uyumak, temiz hava almak beyni dinlendirir.
SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI
1.Felç ( İnme ):
- Beyni besleyen kan damarlarında kan akımının durması sonucu oluşan beyin hasarları felce neden olabilir.
- Tıkanan damarların beslediği beyin bölgesi, kan akımı durduğundan oksijen alamaz, beslenemez ve canlılığını yitirir.
- Hasar gören beyin bölgesine bağlı olarak konuşamama, yüz şeklinin değişmesi, idrar kaçırma, yutkunamama, kol ya da bacağın hareket edememesi gibi olumsuzluklar ortaya çıkar.
- Felç riskini tetikleyen etmenler, yüksek tansiyon, kan glikoz değerinin yüksek olması, kolesterol sayılabilir.
2. Multiple Skleroz ( MS ):
⇒Sinir hücrelerin aksonlarında bulunan miyelin kılıfın zarar görmesinden kaynaklanır.
⇒Bu hastalarda zamanla sinir hücreleri arasındaki iletişim bozulur.
Hastalığın belirtileri:
- Denge bozuklukları, konuşma bozuklukları, titreme, idrar kaçırma, cinsel güçte azalma, çift görme…
- MS ’ in sebebi bilinmiyor.
- Vücudun bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırdığı otoimmün bir hastalık olduğuna inanılır.
- Böylece bazı sinir hücrelerini saran miyelin kılıfının yıkılmasına neden olur.
- Bu hastalığa multiple denmesinin nedeni, beyin ve omuriliğin birçok farklı alanını etkilemesidir. Skleroz denmesinin nedeni ise miyelin kılıfın hasar gördüğü yerlerde sertleşmiş dokuların (skleroz) oluşmasıdır. Plak denilen bu yapılar sinirler boyunca mesajların iletilmesini engelleyebilir.
- Miyelin kılıf herhangi bir yerden yıkıldığında uyartı iletimi yavaşlar ya da yanlış yerlere doğru yönlenir. Bunun sonucunda ise görme kaybı, kol, el ve bacakta güçsüzlük; yürüyüşte bozulmalar ve dengesizlik, konuşmada ağırlaşma ve peltekleşme gibi MS belirtileri ortaya çıkar.
1.MSS hastalığıdır.
2.Miyelinli nöronların miyelin kılıflarındaki hasar nedeni işe ortaya çıkar.
3.Hasar görmüş miyelin kılıflar sert plakalar oluşturur.
4.Hasarlı plakalara sahip nöronların uyartı iletiminde görevli olduğu olaylarda aksamalara neden olur.
5.Görme bulanıklığı, konuşma bozukluğu gibi durumlara neden olabilir.
3.Alzheimer (Alzhaymır):
- Kısaca unutkanlıktır.
- Hatta o kadar ileri seviye bir unutkanlıktır ki bir sabah uyandığınızda yanınızda yatan 40 yıllık eşinizi bile hatırlayamaz hale gelebilirsiniz.
- Tıbbi olarak anlatmak gerekirse beynin günden güne hafıza ve depolama fonksiyonlarını kaybetmesidir.
- Alzheimer Hastalığı için beyinde “Asetil Kolin” azalması bir neden olarak bilinmektedir.
- Ailede bu hastalığa yakalanmış bir birey olması bir risk faktörü olarak görülmekle birlikte daha çok genetik bir hastalık olduğu bilinmektedir.
- Alzheimer hastalığı tedavisi maalesef yoktur.
- Sürekli beyin egzersizleri yaparak, bulmaca çözerek ve hafızamızı tazeleme amaçlı zorlarsak Alzheimer hastalığına karşı bireysel anlamda en etkin savaşı vermiş oluruz.
- Koku duyusunun beyindeki hafızayla ilişkisi vardır. Bu nedenle koku duyusunun kaybolması Alzheimer hastalığının belirtisi olarak karşımıza çıkabilir.
- Demans gözlenir. (Demans hastalığı ayni bunama, zihinsel becerilerin hastalık nedeniyle zayıflaması durumudur. )
- Öğrenme, bellek, dil fonksiyonlarındaki bozulmalara neden olur.
- Yaşlandıkça görülme oranı artar.
- Genellikle 65 yaş üstünde görülür.
Alzheimer hastalığına yakalanmamak için;
1.Kolesterol seviyesine dikkat etmek,
2.Zihni aktif kullanmaya devam etmek
3.Beslenmeye dikkat etmek
gerekir.
4.Parkinson Hastalığı:
- İlerleyen tipte nörolojik bir hastalıktır. Yavaş ve sinsi seyreden bir hastalık olup genellikle 60 yaş üzerindeki insanlarda görülür. Erkeklerde kadınlara göre daha yaygındır.
- Parkinson hastalığı, beynin Substantia Nigra adı verilen bölgesinde bulunan ve Dopamin üreten nöronların kaybedilmesiyle oluşur. Dopamin yetersizse sinir hücreleri doğru şekilde çalışmaz ve beyin mesajlarını aktaramaz; böylece Parkinson belirtileri olan vücutta titreme, yavaş hareket etme durumu ortaya çıkar.
1- Beyindeki belirli bir bölgede “Dopamin” (akson ucundan salgılanan bir nörotransmitter olduğunu hatırlayalım) eksikliği nedeni ile ortaya çıkar.
2- Hareketlerde yavaşlama ,yüz hatlarında donukluk, vücudun bir bölümünün titremesi şeklinde gözlenir.
3- Her bin kişinin üçünde gözlenebilir.
4- Yaşlandıkça görülme olasılığı artar.
5.Epilepsi ( Sara ):
- Epilepsi, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan nörolojik hastalıktır.
- Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur.
1- Nöronlardaki anormal elektriksel boşalma sonucu ortaya çıkar.
2- Geçirilen nöbet çeşitleri farklılık gösterir.
3- Bilinen yaklaşık 150 çeşit farklı epilepsi vardır.
4- Nöbet sırasında şuurun kaybolması gözlenir.
Sara Nöbeti Sırasında Neler Yapılmalıdır?
- İlerlemiş vakalarda nöbetle birlikte yere düşen kişinin dilini ısırıp koparmasını hatta yutmasını önlemek için ağzına dişlerini aralık tutacak bir nesne konulması ilk yardımda oldukça önemlidir.
- Kıyafetleri ve yakası gevşetilmelidir.
- Dili soluk borusuna doğru kıvrılıp nefes almasını engelliyorsa dilini parmak yardımıyla soluk borusundan dışarı almalı , dişleri arasına zarar vermeyecek (örneğin; temiz tahta parçası) bir nesne koyularak dilini ısırmasını engellemeye çalışılmalıdır.
- Yan yatırılarak nefes alması kolaylaştırılmalıdır.
Şekil: EPİLEPSİ nöbeti ve beyinde meydana gelen değişimler ve EEG görüntüsü.
( EEG = Elektroansefalografi ya da Beyin Çizgesi Yöntemi.)
6. Menenjit:
⇒Menenjit, beyni saran zarların ( Meningens ) iltihaplanmasıyla oluşan, hemen tedavi edilmezse işitme kaybı, beyin hasarı ve ölümle sonuçlanabilen ciddi bir merkezî sinir sistemi hastalığıdır.
⇒Menenjitin bakteriyel ve virütik olmak üzere iki tipi vardır.
Viral Menenjit ;
•Genellikle daha sık görülür ve daha kolay atlatılır.
Bakteriyel Menenjit;
•Erken tanı konulduğunda antibiyotikle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
7.Çocuk Felci:
1- “ Polio “ virüsünün yol açtığı omurilikteki motor sinir hücrelerinin tahribatı ile ortaya çıkar.
2- Viral ve bulaşıcı bir hastalıktır.
3- Buna bağlı olarak ortaya çıkan organ felçlerine neden olur.
4- Genellikle 1-4 yaşları arasındaki çocuklarda görülmektedir.
5- Aşılama ile tamamen önlenebilen bir hastalıktır.
8- Siyatik Hastalığı:
1- Siyatik sinirler omur ilikten çıkar ve ayak baş parmağına kadar uzanır.
2- Siyatik sinirler insan vücudundaki en uzun aksona sahiptir.
3- Siyatik sinirlerin sıkışması nedeniyle ortaya çıkar.
4- Bel fıtığı nedeniyle ortaya çıkabilir.
9- Kuduz:
1- Kedi ,köpek gibi havanların tükürük salgısındaki virüsün bulaşması ile ortaya çıkar.
2- Virüs önce çizgili kas hücrelerinde çoğalır. Daha sonra sinir hücrelerine zarar verir.
3- Kuluçka dönemi geçmeden aşı yapılması veya serumun verilmesi ile önlenebilir.
10.Alkol Ve Madde Bağımlılığının Sinir Sistemine Etkisi
- Bağımlılık yapan maddelerin tümü merkezî sinir sistemine etki ederek duyarlılığı azaltır ya da yok eder.
- Devamlı kullanılması hâlinde sinir sistemi tahribatına neden olur.
- Alkolün en fazla tahribata neden olduğu organlardan biri beyindir.
- Alkol, beyin hücrelerini öldürdüğü için zamanla beyin küçülür.
- Aşırı alkol tüketimi mantıklı düşünme, karar verme ve hareket etme yeteneklerinin bozulmasına, hafızanın zayıflamasına ve uyku bozukluklarına sebep olmaktadır.
KONU TARAMA
Soru .1– Omuriliğin görevlerini yazınız.
Cevap.1:
1- Refleksleri yönetir ve kontrol eder.
2- Beyin ile çevresel sinir sistemi arasındaki bağlantıyı kurar.
3- Alışkanlık haline gelmiş davranışları kontrol etmek ve yönetmek.
Soru.2 – Bitkisel hayat ne demektir? Açıklayınız.
Cevap.2:
Beynin zarar görmesine rağmen otonom sinir sistemi faaliyetlerinin devam etmesine “ bitkisel hayat ‘’ denir.
Soru.3– Sempatik sini sisteminin uyarıcı etkisi sonucu aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmez?
A – Kan basıncı artar.
B – Kan şekeri artar.
C – Terleme artar.
D – Göz bebekleri genişler.
E – Mide ve bağırsaklarda peristaltik hareketler artar.
Cevap.3: E
AÇIKLAMA:
Peristaltik hareket: Yemek borusu ve bağırsaklarda besinin ilerlemesini sağlayan düzenli kasılıp gevşeme hareketi.
- Sempatik sinirler genel olarak ,artırma, genişletme, hızlandırma ,hareketleri yaparlar.
- Ancak, sindirim sistemi hariç.
- Sindirim sisteminde , azaltma, daraltma, yavaşlatma hareketleri yaparlar.
- B- şıkkı için; kan şekerinin artması sindirim sonucu olduğu düşünülmez. Burada kan şekerinin artması karaciğer faaliyeti sonucu gerçekleşir.
Soru.4– Somatik sinir sistemini oluşturan nöronların;
I. Akson çapı kalınlığı
II. Uyartıyı iletme hızı
III. Uyardıkları kas tipleri
Otonom sinir sistemini oluşturan nöronlardan farklı olabilir.
İfadelerinden hangileri doğrudur ?
A- Yalnız I B- I ve II C- I ve III D- II ve III E- I , II ve III
Cevap.4: E
AÇIKLAMA:
I. Akson çapı kalınlığı : Farklı olabilir. Çünkü tüm sinirlerin akson çapı farklı olduğuna göre , somatikle otonom sinirlerinden akson çapları farklı olabilir.
II. Uyartıyı iletme hızı: Farklı olabilir. Çünkü, somatik sinirlerin tamamının aksonları miyelinlidir.
otonom sinirlerin ise bazıları miyelinli bazıları miyelinsizdir. Ayrıca miyelinli olanlarında ranvier buğum sayısı , akson çapı gibi durumlardan dolayı farklılık olabilir.
III. Uyardıkları kas tipleri: Farklı olması beklenir. Çünkü somatik sinirler iskelet( çizgili) kaslarına bilinçli uyarı taşırken , otonom sinirler kalp kası ve düz kaslara uyarı taşır.
SORU 5. İnsan sinir sistemindeki impuls oluşumu ve iletimiyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Sinir hücrelerindeki impuls oluşumu, sodyum ve potasyum iyonlarının hücre zarında yarattığı kimyasal ve elektriksel değişimdir.
B) Bir uyarının, sinir hücrelerinde impuls oluşturabilmesi için en azından eşik değere ulaşması gerekir.
C) Eşik değer veya üzerindeki uyarılara nöronlar aynı şiddette cevap verir.
D) Akson üzerindeki Ranvier boğum sayısı ve akson çapı impuls iletim hızını etkilemez.
E) Dinlenme hâlindeki bir nöronun içindeki ve dışındaki iyon derişimi farklıdır.
Cevap.5: D
AÇIKLAMA:
•Akson çapı arttıkça iç direnç azalacağından impuls iletim hızı artar.
SORU 6. İnsan sinir isteminde bulunan glia hücreleri ile ilgili olarak hangisi söylenemez?
A) Sayıları nöronlardan fazladır.
B) Sinir dokunun beslenmesi, solunumu ve onarımını sağlarlar.
C) Nöronlar gibi bölünme yeteneklerini kaybederler.
D) Bazı çeşitlerinden beyin-omurilik sıvısı (BOS) salgılanabilir.
E) Bazı çeşitleri koruyucu kılıf oluşturabilirler.
Cevap.6: C
AÇIKLAMA:
•Glialar, insanın yaşamı boyunca çoğalabilir.
SORU 7. Bir impulsun alınması ile değerlendirme sürecinden sonra gerekli tepkinin verilmesi şeklinde sonuçlanan olaylarda görevli yapılar aşağıda verilmiştir.
I. Efektör (tepki) organ
II. Ara nöron
III. Duyu nöronu
IV. Motor nöronu
V. Reseptör (duyu) organ
bu yapıların görev yapma sırasını yazınız.
Cevap.7:
V – III – II – IV – I
SORU 8. Aşağıdaki grafikte bir sinir teline belli aralıklarla gönderilen uyarıların değerleri verilmiştir.
Buna göre impuls iletim hızının zamana bağlı değişim grafiğini (aşağıdaki boş grafiğe) çiziniz.
SORU 9. Aşağıdaki tabloda insana ait bazı nöronların özellikleri verilmiştir.
Buna göre üçünü de uyarabilecek eşik değerin üzerinde bir uyarı verildiğinde impuls iletim hızının çok olandan az olana doğru sıralanışını yazınız.
Cevap.9: T – A – Y
AÇIKLAMA:
- Aslında A ve T nöronlarında impuls iletim hızı eşittir.
- Ancak ranvier boğum sayısı hedefe ulaşma süresini uzattığı için T deki hız, A dan daha fazladır diye yorumlanır.
- Y de ranvier boğum olmadığına göre miyelinsizdir. İletim diğer ikisinden daha yavaştır.
SORU 10. Bir insanda çevreden gelen bir uyarının alınması ve cevabın verilmesi sürecinde;
I. Efektörlerin uyarılması
II. Reseptörlerin uyarılması
III. Uyarının ilgili merkezde değerlendirilmesi
IV. Duyu nöronlarında impulsun oluşması
olaylarının gerçekleşme sırasını yazınız.
Cevap.10: II – IV – III – I
SORU.11: Aşağıda bir nöronda impuls iletimi sırasında yer değiştiren Na+ ve K+ iyonlarının yönü ok işaretleri ile gösterilmiştir.
Buna göre ok yönünün gösterdiği ve numaralarla belirtilen yerlere gelmesi gereken iyonları yazınız.
SORU .12: Botoks, insanda uygulandığı bölgede sadece motor sinirlerdeki iletimi engellemek için kullanılan bir maddedir.
Buna göre, botoks, uygulandığı bölgede,
I. uyarıların alınarak merkezi sinir sistemine iletilmesi,
II. tepki organında cevap oluşması,
III. uyarıların merkezi sinir sisteminde algılanması
işlevlerinden hangilerini engeller?
Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
Cevap.12: B
AÇIKLAMA:
- Motor sinirler merkezi sinir sisteminden (beyin ve omurilik) aldıkları uyarıyı tepki organlarına taşırlar.
- Botoks uygulaması motor sinirlerin bu görevi yapmasını engeller.
- Böylece teki organında cevap oluşumu gerçekleşmez.
- Uyarıların alınarak merkezi sinir sistemine iletilmesini duyu nöronları yapar.
- Uyarıların merkezi sinir sisteminde algılanmasını ise ara nöronlar yapar.
- Botoks uygulamasında duyu ve ara nöronların işlevinde bir kısıtlama almaz.
SORU.13: Bir sinir impulsunun elektriksel niteliğine ek olarak kimyasal niteliğinin de olduğunu aşağıdakilerden hangisi kanıtlar?
A) Sinir boyunca impuls hızının değişmemesi
B) Bir uyartının birden fazla impuls oluşturması
C) Uyartının frekansının impuls sayısını etkilemesi
D) İmpuls sayısının tepki derecesini etkilemesi
E) İmpuls iletilirken oksijen ve enerji tüketilmesi
Cevap.13: E
AÇIKLAMA:
İmpuls iletimi sırasındaki kimyasal olaylar;
- -Aktif taşıma,
- Oksijenli solunum olayı,
- Isı artışı, Glikozun azalması, O2’nin azalması, CO2’nin artışı, Fosforilasyon ve defosforilasyon olaylarıdır.
SORU 14. Bir sinir hücresinde impulslar iletilirken aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşmez?
A) Enerji harcanması
B) İletim hızının değişmesi
C) Kimyasal değişikliklerin olması
D) Isının açığa çıkması
E) Elektriksel yükün değişmesi
Cevap.14: B
AÇIKLAMA:
- Enerji harcanması, Isının açığa çıkması, impuls iletimi sırasında gerçekleşen kimyasal değişikliklerdir.
- Elektriksel yükün değişmesi ise elektriksel olaylardır.
- Bir sinir hücresinde impuls iletim hızı sabittir, değişmez.
- Yani oluşan impulsun iletimi sırasında hızında artma veya azalma meydana gelmez.
SORU 15. A ve B nöronlarının t zamanında impuls iletim hızları aşağıda verilmiştir.
Bu nöronlarla ilgili,
I. İkisinde de impuls oluşmuştur.
II. A nöronunda miyelin kılıf bulunuyor olabilir.
III. B nöronu eşik değerin altındaki bir uyaranla uyarılmıştır.
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız III B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
Cevap.15: B
AÇIKLAMA:
I. Her ikisinin de bir impuls iletim hızı olduğuna göre, her ikisinde de impuls oluşmuştur. Doğru.
II. A nöronunda impuls iletim hızı yüksek olduğuna göre miyelinli bir nöron da olabilir. Doğru.
III. B’ye uygulanan uyarı eşik değerin altında olmuş olsaydı hiç uyarılmazdı. İmpuls da oluşmazdı. Yanlış.
SORU 16. Aşağıdaki uyarı şiddetine bağlı aksiyon potansiyeli değişiklikleri verilmiştir.
Bununla ilgili olarak,
I. Uyarılar bir sinire değil, bir sinir kordonuna gönderilmektedir.
II. I. uyarı eşik değerin altındadır.
III. “Ya hep ya hiç” prensibi geçerlidir.
yorumlarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III
Cevap.16: D
AÇIKLAMA:
I. Merdiven etkisi oluştuğuna göre bir sinir kordonuna gönderilmiştir. Doğru
II. I. uyarı ile aksiyon potansiyeli oluşmadığına göre eşik değerin altındadır. Doğru.
III. Sinir kordonunda “ Ya hep ya hiç ” prensibi geçerli değildir. Yanlış.
SORU 17.
I. O2 harcanması
II. Nöronun içinin pozitif (+) dışının negatif (-) yüklenmesi
III. Asetilkolin salgılanması
Yukarıdaki olaylardan hangileri, bir nöronda impuls geçişi olmasa da gerçekleşmeye devam eder?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
Cevap.17: A
AÇIKLAMA:
- Nöronun içinin pozitif (+) dışının negatif (-) yüklenmesi depolarizasyon sırasında, asetilkolin salgılanması ise impulsun sinapslardan geçişinde gerçekleşir.
- Oksijen harcanması nörondaki metabolik olayların devamı için her zaman gerçekleşir.
SORU 18. Bir sinir teline farklı zamanlarda verilen uyartı şiddeti grafikte verilmiştir.
Buna göre;
a) İletim hızını gösteren grafiği çiziniz.
b) İmpuls sayısını gösteren grafiği çiziniz
SORU 19. Aşağıda verilen grafiklerden hangileri, impuls iletimi gerçekleştiren bir nöronda uyarı şiddeti artırıldığında meydana gelen değişikliklerden birisi olamaz?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
SORU . 20 : Aşağıdaki grafikte bir nörona uygulanan farklı şiddetlerdeki uyarılar gösterilmiştir.
Buna göre, grafikle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) III. uyarı nöronda impuls oluşturmaz.
B) I. uyarı nöronda impuls oluşturur.
C) IV. uyarının oluşturduğu impuls, II. uyarıya göre daha hızlı iletilir.
D) İmpuls sayısı en fazla IV. uyarıda oluşur.
E) I ve II. uyarının oluşturduğu impulsun iletim hızı eşittir.
CEVAP. 20. C
Açıklama:
•Bir nöronda uyarı şiddetinin artırılması impuls iletim hızını değiştirmez.
SORU 21: Bir nöronda,
I. çekirdek,
II. miyelin kılıf,
III. ranvier boğumu,
IV. akson
yapılarından hangileri kesin olarak bulunur?
A) I ve IV B) II ve III C) I, II ve IV D) I, III ve IV E) II, III ve IV
CEVAP. 21. A
Açıklama:
- Çekirdek ve akson bütün nöronlarda bulunan temel bölümlerdir. Miyelin kılıf ve ranvier boğum bazılarında bulunur.
SORU 22. Bir insanın sinir sisteminde,
I. Duyu nöronları ile motor nöronlar arasındaki bağlantıyı sağlar.
II. Reseptörlerden aldıkları uyarıları merkezi sinir sistemine taşır.
III. Merkezi sinir sisteminden aldığı uyarıyı efektör organlara taşır.
görevlerini gerçekleştiren nöronlar aşağıdakilerden hangisinde doğru eşleştirilmiştir?
CEVAP.22: B
Açıklama:
I. Duyu nöronları ile motor nöronlar arasındaki bağlantıyı sağlar. ( Ara nöron )
II. Reseptörlerden aldıkları uyarıları merkezi sinir sistemine taşır. ( Duyu nöronu )
III. Merkezi sinir sisteminden aldığı uyarıyı efektör organlara taşır. ( Motor nöronu )
SORU .23:
I. İmpulsun iletim şekli
II. İmpuls için gereken eşik değeri
III. İmpuls iletim hızı
Yukarıda verilen özelliklerden hangileri tüm nöronlar için ortaktır?
Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) II ve II E) I, II ve III
CEVAP.23: A
Açıklama:
- İmpulsun iletim şekli bütün nöronlarda aynıdır.
- İmpuls için gereken eşik değeri ve İmpuls iletim hızı farklı olabilir.
SORU. 24: Bir nöronda;
I. DNA eşlenmesi
II. ATP tüketimi
III. Ekzositoz,
IV. Dehidrasyon sentezi
olaylarından hangileri görülmez?
A)Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, III ve IV E) II, III ve IV
CEVAP. 24: A
Açıklama:
I. DNA eşlenmesi. Görülmez. ( DNA eşlenmesi bölünme özelliği taşıyan hücrelerde olur. Nöronların sentrozomları yok, oldukça özelleşmiş hücrelerdir. Genelde bölünme yeteneklerinin olmadığı kabul edilir. )
II. ATP tüketimi. Görülür. ( ATP tüketimi, tüm canlı hücrelere de olduğu gibi nöronlarda da gerçekleşir. )
III. Ekzositoz. Görülür. ( Ekzositoz ise sinaptik aralığa nörotransmitter salınmasında gerçekleşir. )
IV. Dehidrasyon sentezi. Görülür. ( Dehidrasyon sentezi nöronlarda da gerçekleşir. )
Hatırlatma:
Dehidrasyon: Yapım (anabolik) tepkimelerde, basit moleküllerin birleşirken su açığa çıkarmasına dehidrasyon sentezi denir. Protein, yağ, karbonhidrat sentezi gibi. Bu esnada ATP harcanır.
SORU. 25: Aşağıda bir sinir hücresinin kısımları gösterilmiştir.
Buna göre, bir impuls iletimi sırasında kaç numaralı kısımda iyon değişimi gerçekleşmez?
A) I B) II C) III D) IV E) V
CEVAP. 25: C
Açıklama:
- Şekilde, III numara ile miyelin kılıf gösterilmiştir.
- Miyelin kılıfın bulunduğu bölgelerde impuls iletimi sırasında iyon değişimi gerçekleşmez.
SORU .26: Aşağıda bir nörona verilen üç uyarının şiddeti gösterilmiştir.
Bu nöronun uyarılara verdiği cevap aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir.
CEVAP.26: B
Açıklama:
- Eşik değer ve üzerindeki uyarılarda aynı tepki verilir ( I ve II ).
- Eşik değerin altındaki uyarılara tepki verilmez (III).
Buna göre; B şıkkındaki gibi olmalıdır.
SORU .27 : Sinir doku ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Nöron ve glia hücrelerinden oluşmuştur.
B) Görevlerine göre üç çeşit nöron vardır.
C) Glia hücreleri nöronların bölünmesine yardım eder.
D) İki nöron sinaps bölgesinden bağlantı kurar.
E) Nöronlar bol miktarda mitokondri içerir.
CEVAP. 27: C
Açıklama:
A) Nöron ve glia hücrelerinden oluşmuştur. DOĞRU.
B) Görevlerine göre üç çeşit nöron vardır. DOĞRU. ( Duyu , Ara ve Motor nöronları )
C) Glia hücreleri nöronların bölünmesine yardım eder. YANLIŞ. ( Glialar , nöronlara destek olan yardımcı hücrelerdir. Ancak bu destek ve yardım bölünmeleri açısından değildir. Nöronlar sentrozomları olmadığı ve çok fazla özelleştiği için bölünemez.)
D) İki nöron sinaps bölgesinden bağlantı kurar. DOĞRU.
E) Nöronlar bol miktarda mitokondri içerir. DOĞRU. (İmpuls iletimi çok fazla enerji gerektirir. Dolayısıyla da çok enerji üretmek için çok miktarda mitokondri bulunması gerekir.)
SORU. 28: Yetişkin bir insanın nöronlarının hücre gövdesinde aşağıdaki yapılardan hangisi bulunmaz?
A) Endoplazmik retikulum
B) Mitokondri
C) Ribozom
D) Çekirdek
E) Sentrozom
CEVAP. 28: E
Açıklama:
A) Endoplazmik retikulum . Bulunur. ( Nissl cisimcikleri olarak isimlendirilen bölge )
B) Mitokondri .Bulunur. ( Bol miktarda. )
C) Ribozom. Bulunur.
D) Çekirdek .Bulunur.
E) Sentrozom. Bulunmaz. (Nöronlar sentrozomu olmadığı için bölünemez. )
SORU. 29: Bir nöronun yapısında,
I. Mitokondri
II. Ribozom
III. Miyelin kılıf
verilenlerden hangileri her zaman bulunur?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP. 29: C
Açıklama:
I. Mitokondri. Her zaman bulunur.
II. Ribozom. Her zaman bulunur.
III. Miyelin kılıf. Her zaman bulunmaz. ( Nöronların miyelinli ve miyelinsiz olanları vardır. )
SORU .30:
I. Nöron
II. Oligodendrosit
III. Schwann Hücresi
Sinir dokuda bulunan bazı hücre tipleri yukarıda verilmiştir.
Verilen hücrelerden hangilerinin miyelin kılıf oluşturma yeteneği vardır?
Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP. 30: D
Açıklama:
Hatırlatma:
1- Miyelin Kılıfı Oluştururlar . (Schwann Hücreleri ve Oligodendrositler )
2- Savunma Görevi Yaparlar. ( Mikroglialar )
3- Kan Beyin Bariyerini Oluşturur. ( Astrositler )
4- BOS ( Beyin Omurilik Sıvısı ) oluşumunda etkilidirler. ( Ependim Hücreleri )
Buna göre:
I. Nöron. Nöron kendi kendine miyelin kılıf oluşturamaz.
II. Oligodendrosit. Miyelin kılıf oluşturur.
III. Schwann Hücresi. Miyelin kılıf oluşturur.
SORU. 31: Dişçiye giden yetişkin bir insanda diş çürümesine bağlı olarak dolgu yapılması sırasında yapılan enjeksiyon sonucunda tedavi yapılan bölgede acı hissedilmemektedir. Buna göre;
I. Enjeksiyon ile verilen madde motor nöronlarda impuls oluşumunu engellemiştir.
II. Lokal anestezi örneğidir.
III. Duyu nöronu impuls iletimi yapmamıştır.
verilenlerde hangisi doğrudur?
Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP. 31: D
Açıklama:
I. Enjeksiyon ile verilen madde motor nöronlarda impuls oluşumunu engellemiştir. Yanlış.
II. Lokal anestezi örneğidir. Doğru.
III. Duyu nöronu impuls iletimi yapmamıştır. Doğru.
SORU 32: Sinapslarda bir nörondan diğer nörona uyarının geçiş yönü aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Dendritten → Dendrite
B) Dendritten → Aksona
C) Aksondan → Dendrite
D) Aksondan → Aksona
E) Aksondan → Hücre gövdesine
Cevap.32: C
Açıklama:
Sinapslarda bir nörondan diğer nörona uyarı geçişi, uyarıyı getiren nöronun akson ucundan, uyarıyı alan nöronun dentritine doğrudur.
SORU 33. Nöronlar ve sinapslarla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
A) Uyarının sinapslardan geçiş hızı nöronlardan geçiş hızından daha yavaştır.
B) Sinapslarda seçici direnç vardır.
C) Bir impuls sinapsı geçerse, bunu izleyen diğer impulsların sinapstan geçişi daha kolay olur.
D) Nöron ve sinapslardan geçen impuls sayısı artarsa, verilen tepkinin şiddeti de artar.
E) Nöronlara uygulanan uyarı şiddetinin artması impuls iletim hızının da artmasına neden olur.
Cevap.33: E
Açıklama:
- Bir sinir hücresinde impuls iletim hızı uyarı şiddetinin artırılması ile artmaz veya azalmaz.
- Nöronlarda impuls iletim hızı sabittir.
SORU 34. Aşağıda iki nöron ve bir sinapstan oluşan bir sinirsel yapı gösterilmiştir.
Numaralandırılmış bölümlerdeki uyartı hızı sırası aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A) I > II > III B) I > II = III C) I > III > II D) I > III = II E) I = II = III
Cevap.34: C ) I > III > II
Açıklama:
I. Miyelinli nöron en hızlı,
III. Miyelinsiz nöron daha yavaş,
II. Sinaps en yavaş.
SORU 35. Sinir sisteminde impuls iletimi sırasında elektriksel ve kimyasal olaylar gerçekleşir. Buna göre;
I. Dendritten aksona impuls geçişi
II. Ara nörondan motor nörona impuls geçişi
III. Duyu nöronundan ara nörona impuls geçişi
olaylardan hangileri sadece kimyasal yolla gerçekleşir?
Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve II
Cevap.35: D
Açıklama:
•İmpuls nöron içerisinde iken hem elektriksel hem de kimyasal olaylar gerçekleşir.
•İmpuls, bir nörondan diğerine sinapslardan geçerken sadece kimyasal olaylar gerçekleşir.
Buna göre;
I. Dendritten aksona impuls geçişi. Hem elektriksel hem de kimyasal yolla olur. ( Nöron üzerinden geçiş. )
II. Ara nörondan motor nörona impuls geçişi. Sadece kimyasal yolla olur. ( Sinaps geçişi. )
III. Duyu nöronundan ara nörona impuls geçişi. Sadece kimyasal yolla olur. ( Sinaps geçişi. )
SORU 36. Sinapslarla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Sinapslar impulsun kimyasal olarak iletildiği yerlerdir.
B) Nörotransmitter maddeler nöronun akson ucundan salgılanır.
C) Nörotransmitterler sinaptik boşluğa ekzositoz ile salınır.
D) Bir nöron sadece başka bir nöronla değil, bir kas veya bez hücresi ile de sinaps yapabilir.
E) Sinaptik boşluğa salgılanan nörotransmitter maddeler, karşı nöronda polarizasyona neden olurlar.
Cevap.36: E
Açıklama:
A) Sinapslar impulsun kimyasal olarak iletildiği yerlerdir. Doğru.
B) Nörotransmitter maddeler nöronun akson ucundan salgılanır. Doğru.
C) Nörotransmitterler sinaptik boşluğa ekzositoz ile salınır. Doğru.
D) Bir nöron sadece başka bir nöronla değil, bir kas veya bez hücresi ile de sinaps yapabilir. Doğru.
E) Sinaptik boşluğa salgılanan nörotransmitter maddeler, karşı nöronda polarizasyona neden olurlar. Yanlış. ( Çünkü, nöron uyarılmadan önce zaten polarizasyon halindedir. Sinaptik boşluğa salgılanan nörotransmitter maddeler, karşı nöronda polarizasyona değil depolarizasyona neden olurlar. )
SORU 37. Sinir sisteminde yer alan sinapslardaki iletim ile ilgili,
I. İletim tek yönlüdür.
II. Uyarıcı nörotransmitter maddeler görev yaptığı sürece impuls meydana getirir.
III. İletim aksondakine göre daha yavaştır.
IV. Her impuls her sinapstan geçer.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız II B) I ve III C) II ve IV D) I, II ve III E) II, III ve IV
Cevap.37: D
Açıklama:
- Nöronda oluşan impulslar her sinapstan geçemez.
- Bazı sinapslar impulsun geçişini sağlarken, bazıları engeller.
- Yani Seçici Direnç oluşturur.
- Böylece oluşan her impulsun vücuttaki tüm tepki organlarını uyarması önlenmiş olur.
Buna göre:
I. İletim tek yönlüdür. Doğru. (akson ucundan dendrit ucuna doğrudur. )
II. Uyarıcı nörotransmitter maddeler görev yaptığı sürece impuls meydana getirir. Doğru.
III. İletim aksondakine göre daha yavaştır. Doğru. ( sadece kimyasal iletim gerçekleştiği içi. )
IV. Her impuls her sinapstan geçer. Yanlış. ( Sinapslarda seçici geçirgenlik olayı vardır. )
SORU 38. Ses ve ışık uyarılarını alan duyu hücreleri, merkezi sinir sistemine birbirinin aynı özellikte uyarılar gönderdikleri halde, bu uyarılar ses ve ışık olarak farklı niteliklerde algılanırlar.
Bu durumu aşağıdakilerden hangisi açıklar?
A) Uyarılan merkezi sinir sisteminde yorumlanma sürelerinin farklı olması
B) Uyarılan merkezi sinir sisteminde farklı bölgelere ulaşması
C) Uyarılan merkezi sinir sistemine götüren sinir hücresi sayısının farklı olması
D) Merkezi sinir sitemine ulaşan sinirlerin farklı kimyasal maddeler salgılaması
E) Merkezi sinir sistemine ulaşan sinirlerin farklı uzunluklarda ve kalınlıkta olması
Cevap.38: B
Açıklama:
•Uyarılan merkezi sinir sisteminde farklı bölgelere ulaşması farklı niteliklerde algılanmasını sağlar.
SORU 39. Nöronda impuls iletimi ile ilgili,
I. Nörona ulaşan her uyarı impuls oluşumuna neden olur.
II. Uyarının şiddetinin artması, aksiyon potansiyelinin daha güçlü olmasına neden olur.
III. iletim, dendritten aksona doğru gerçekleşir.
verilenlerden hangileri yanlıştır?
A)Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
Cevap.39: D
Açıklama:
I. Nörona ulaşan her uyarı impuls oluşumuna neden olur. Yanlış. ( Sadece eşik değer ve üzerindeki uyarılar impuls oluşturur. Eşik değerin altındaki uyarılar impuls oluşturmaz.)
II. Uyarının şiddetinin artması, aksiyon potansiyelinin daha güçlü olmasına neden olur. Yanlış. ( Uyarının şiddetini ne kadar artarsa artsın aksiyon potansiyelini gücü değişmez.. Uyarının şiddetinin artması impuls sayısını artırır. )
III. iletim, dendritten aksona doğru gerçekleşir. Doğru.
SORU 40. İmpuls taşıyan bir nöronda kısa süreli elektrokimyasal değişiklikler meydana gelir.
Buna aksiyon potansiyeli denir. Bir nöronda, aksiyon potansiyelinin depolarizasyonu sırasında aşağıdaki olaylardan hangisi gözlenmez?
A) K’ lar hücre içine aktif taşıma ile taşınırlar.
B) Na kapıları açılır.
C) Hücre içerisi + yük ile yüklenir.
D) Na’ lar difüzyon ile hücre içine taşınır.
E) Hücre içindeki Na ve K sayısı dışarıya göre daha fazladır.
Cevap.40: A
Açıklama:
A) K’ lar hücre içine aktif taşıma ile taşınırlar. Yanlış. ( Depolarizasyon sırasında Na kapıları açılır ve Na iyonları difüzyonla hücre içine girer. Bu sırada K iyonlarının aktif taşımayla hücre içine taşınması olmaz.)
B) Na kapıları açılır. Doğru.
C) Hücre içerisi + yük ile yüklenir. Doğru.
D) Na’ lar difüzyon ile hücre içine taşınır. Doğru.
E) Hücre içindeki Na ve K sayısı dışarıya göre daha fazladır. Doğru.
SORU 41. Sinaps da iletim sırasında gerçekleşen olayların bazıları aşağıda verilmiştir.
I. Nörotransmitter maddeler ekzositoz ile sinaptik boşluğa salgılanır.
II. Difüzyon ile ilerleyen nörotransmitter maddeler dendrit üzerindeki reseptörlere bağlanır.
III. Akson içine Ca girişi başlar.
Verilen olayların gerçekleşme sırası aşağıdakilerden hangisinde doğru bir şekilde verilmiştir?
A) I-II-III B) II-I-III C) III-I-II D) II-III-I E) III-II-I
Cevap.41: C ) III – I – II
Açıklama:
I. Nörotransmitter maddeler ekzositoz ile sinaptik boşluğa salgılanır. ( 2 )
II. Difüzyon ile ilerleyen nörotransmitter maddeler dendrit üzerindeki reseptörlere bağlanır. ( 3 )
III. Akson içine Ca girişi başlar. ( 1 )
SORU 42. Bir sinir hücresi farklı zamanlarda incelendiğinde, aşağıdakilerden hangisinin farklı olduğu görülebilir?
A)Akson çapı B)Miyelin Kılıf C)DNA miktarı D)Eşik değeri E)Ranvier boğum sayısı
Cevap.42: D
Açıklama:
D) Eşik değeri.
(Eşik değer kişilerde yaşa göre hatta kişinin içinde bulunduğu psikolojik yapıya göre zaman zaman değişiklik gösterebilir.)
SORU 43. Aşağıdaki grafikte bir impuls yolundaki impuls hızının değişimi verilmiştir.
Buna göre;
I. a ve c’de iletim elektrokimyasal, b’de kimyasaldır.
II. b’de impuls iletilirken aksiyon potansiyeli meydana gelir.
III. a ve c arasındaki iletimi nörotransmitter maddeler sağlar.
verilenlerden hangileri doğru olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) II ve III
Cevap.43: D
Açıklama:
Grafiğe göre, a ve c nin impuls iletim hızının aynı b de ise impuls iletim hızının düştüğü görülmektedir. Buna göre, b nin sinaps bölgesi olduğunu düşünebiliriz.
I. a ve c’de iletim elektrokimyasal, b’de kimyasaldır. Doğru. ( b sinaps olduğuna göre kimyasal iletim vardır.)
II. b’de impuls iletilirken aksiyon potansiyeli meydana gelir. Yanlış. ( b sinaps olduğuna göre , sinaps aksiyon potansiyeli oluşmaz.)
III. a ve c arasındaki iletimi nörotransmitter maddeler sağlar. Doğru. ( a ve c arsındaki bölge sinaps olduğuna göre iletim nörotransmitter maddeler ile sağlar.)
SORU 44. Babası, Aslı’ya gazeteyi getirmesini söyledikten sonra, Aslı,
I. Okumakta olduğu kitabı bırakır.
II. Aya kalkar.
III. Gazeteyi yerinden alır.
IV. Babasına götürür.
Aslı’nın yukarıdaki davranışlarından, merkezi sinir sisteminin yönetiminde gerçekleşen, aşağıdakilerin hangisinde tam olarak verilmiştir?
A) Yalnız I B) II ve IV C) I, II ve III D) II, III ve IV E) I, II, III ve IV
Cevap.44 : E
Açıklama:
•Verilen Hareketlerin hepsi istemli hareketlerdir. Merkezi sinir sistemi kontrolünde gerçekleşir.
SORU 45. Hipotalamusla ilgili olarak;
I. Otonom sinir sistemini kontrol emesi
II. Vücudun su dengesinin korunması
III. Hipofiz bezinin çalışmasının denetlenmesi
IV. Vücut dengesinin sağlanması
gibi görevlerden hangilerinin gerçekleşmesinde etkilidir?
A) I, II ve III B) I, II ve IV C) II, III ve IV D) I, III ve IV E) I, II, III ve IV
Cevap. 45 : A
Açıklama:
•İç kulaktan ve gözden gelen uyartılar ile birlikte kas hareketlerini düzenleyerek vücut dengesini sağlayan beyinciktir.
SORU 46. Yutma ve soluk alma gibi işlevleri gerçekleştirebildiği halde, öğrenmeye dayalı işlevleri gerçekleştiremeyen bir insanda sinir sisteminin aşağıdaki yapılarından hangisi işlev görmemektedir?
A) Beyincik
B) Omurilik soğanı
C) Beyin kabuğu
D) Talamus
E) Hipotalamus
Cevap. 46 : C
Açıklama:
•Uç beyin (beyin kabuğu=beyin yarım küreleri) istemli hareketlerin kontrolü, beş duyu organından gelen uyarıların algılanması, öğrenme, hafıza, zekâ, bilinç, yazma, konuşma gibi merkezlerin bulunduğu bölgedir.
SORU 47. Aşağıdaki merkezî sinir sistemi organ ve görevleri eşleştirmelerinden hangisi yanlış olarak verilmiştir?
A) Omurilik – Refleksleri ve alışkanlık hareketlerini kontrol eder.
B) Omurilik soğanı – Solunum, sindirim, dolaşım, boşaltım gibi sistemlerin çalışmasını kontrol eder.
C) Beyincik – Vücut dengesini sağlar.
D) Hipotalamus – Koku duyusu hariç diğer duyu organlarından gelen uyarılar buradan geçerek uç beyne iletilir.
E) Orta beyin – Görme ve duyma reflekslerini kontrol eder.
Cevap. 47 : D
Açıklama:
•Koku duyusu hariç diğer duyu organlarından gelen uyarıların uç beyne iletildiği yer talamustur.
SORU 48. Eline iğne batan bir insanın önce elini çekmesi, acıyı ise sonradan hissetmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Batma ve acı hissi için iki farklı impuls oluşması
B) Oluşan impulsların farklı hızlarda beyne iletilmesi
C) İmpulsun önce omuriliğe, sonra beyne iletilmesi
D) Batma ve acı hissinin beynin farklı bölgelerinde değerlendirilmesi
E) Oluşan impulsların seçici dirençle karşılaşması
Cevap. 48 : C
Açıklama:
•İmpulsun önce omuriliğe, sonra beyne iletilmesidir.
SORU 49. Aşağıda verilen refleks örneklerinin merkezlerinin isimlerini yazarak, hangi refleks örneği olduğunu X işaretini kullanarak tabloda belirtiniz.
SORU 50. Aşağıdaki tabloda verilen tanımlara uygun terimleri karşılarına yazınız.
SORU 51. Nöronlarda impuls iletimi sırasında elektrokimyasal değişimler gerçekleşir.
Buna göre aşağıdaki tabloda verilenleri X işaretini kullanarak kimyasal/elektrikse değişim olma durumlarını belirleyiniz.
SORU 52. insanın eline iğne battığında meydana gelen uyartı (impuls) ilk önce aşağıdakilerden hangisine taşınır?
A) Arka kök düğümüne
B) Beyin yarım kürelerine
C) Omurilik soğanına
D) Motor nöronuna
E) Beyinciğe
Cevap. 52 : A
Açıklama:
•İğne batması ile refleks olayı gerçekleşecektir. Bu durumda impuls duyu nöronu ile omuriliğin arka kökünden giriş yapacaktır.
SORU 53. Bir refleks yayını oluşturan nöronlarla ilgili olarak, fiziksel ya da kimyasal etkinin şiddeti değişse bile aşağıdakilerden hangisi değişmez?
A) Kullanılan ATP miktarı
B) İmpuls sayısı
C) İmpuls şiddeti
D) Harcanan oksijen miktarı
E) Uyarılan nöron sayısı
Cevap. 53 : C
Açıklama:
•İmpuls şiddeti nöronlarla ilgili olduğundan fiziksel veya kimyasal etki İmpuls şiddetini etkilemez.
SORU 54. Merkezi sinir sisteminin organlarından biri olan beyin ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Ön, orta ve arka olmak üzere üç kısımda incelenir.
B) BOS tarafından beslenir.
C) Enine kesitinde dış kısmında ak, iç kısmında boz madde bulunur.
D) Örümceksi zar, ince ve sert zar arasında bulunur.
E) Geçmiş, şimdiki ve gelecek ile ilgili olayları birleştirerek yeni deneyimler oluşturabilir.
Cevap. 54 : C
Açıklama:
•C) Enine kesitinde dış kısmında ak, iç kısmında boz madde bulunur. YANLIŞ.
•( Tam tersi durum olmalıydı. Yani, dış kısmında boz, iç kısmında ak madde bulunur. )
SORU 55. Uç beyni zarar görmüş bir kedide,
I. Düşmanlarından kaçabilme
II. Avını yakalayabilme
III. Acıkma
verilen olaylardan hangisi gerçekleşebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
Cevap. 55 :
Açıklama:
Uç beyin duyu değerlendirmeleri yapar yani bilinçli davranışların oluşumunu sağalar.
Buna göre:
I. Düşmanlarından kaçabilme . Gerçekleşemez.
II. Avını yakalayabilme . Gerçekleşemez.
III. Acıkma . Gerçekleşebilir. ( Acıkma bilinci bir davranış değildir.)
SORU 56. Aşağıdakilerden hangisi hipotalamusun görevlerinden biri değildir?
A) İştah düzenlemesi yapar.
B) İdrar miktarını ayarlar.
C) Yutma ve çiğneme gibi refleksleri düzenler.
D) Hipofiz bezinin çalışmasını kontrol eder.
E) Uyku durumun devamını sağlar.
Cevap. 56 : C
Açıklama:
• C) Yutma ve çiğneme gibi refleksleri düzenler. Omurilik Soğanının görevidir.
SORU 57. Duyuların sınıflandırılmasını sağlayan beyin bölgesi talamustur.
Aşağıdaki duyulardan hangisi değerlendirme merkezine iletilmeden önce talamustan geçmez?
A) Görme duyusu B) Tat duyusu C) Dokunma duyusu D) İşitme duyusu E) Koku duyusu
Cevap. 57 : E
Açıklama:
• E) Koku duyusu
SORU 58. Aşağıda merkezi sinir sisteminin bölümlerinden birinin özellikleri verilmiştir.
•Beyinden çıkan sinirlerin çapraz yaptığı bölgedir.
•Beyin sapının yapısına katılır.
•Dış kısmı miyelinli akson, iç kısmı hücre gövdelerinden oluşmuştur.
Özelliği verilen MSS bölgesi aşağıdakilerden hangisidir?
A ) Pons B) Hipotalamus C) Orta beyin D) Omurilik soğanı E) Beyincik
Cevap. 58 : D
Açıklama:
- Beyinden çıkan sinirlerin çapraz yaptığı bölgedir. Omurilik Soğanı
- Beyin sapının yapısına katılır. Omurilik Soğanı
- Dış kısmı miyelinli akson, iç kısmı hücre gövdelerinden oluşmuştur. Omurilik Soğanı ( Omurilik Soğanının dış kısmında ak madde ,iç kısmında ise boz madde vardır. Bu durum bize dıştaki ak madde de miyelinli kılıfın iç kısımdaki boz madde ise hücre gövdelerin olduğunu gösterir. )
SORU 59: İnsanda, aşağıdakilerden hangisi otonom sinir sisteminin kontrolü altında gerçekleşmez?
A) Vücut yüzeyinin ısınması sonucunda terleme olması
B) Yemek yedikten sonra bağırsakta peristaltik hareketlerin gerçekleşmesi
C) Mideye besin geldiğinde sindirim salgılarının artması
D) Göze ışık geldiğinde göz bebeğinin küçülmesi
E) Diz kapağının altına vurulduğunda bacağın ileri doğru hareket etmesi
Cevap. 59 : E
Açıklama:
•Diz kapağının altına vurulduğunda bacağın ileri doğru hareket etmesi, doğuştan olan bir omurilik refleksidir.
SORU 60: Aşağıdakilerden hangisi otonom sinir sistemi kontrolünde gerçekleştirilmez?
A) İç organların çalışmasını düzenlemesi
B) Eliyle sıcak bir cisme dokunan kişinin elini hızla çekmesi
C) Kalp atışlarının hızlanıp yavaşlaması
D) Bronşların genişleyip, daralması
E) Bağırsaktaki peristaltik hareketlerin hızlanıp yavaşlaması
Cevap. 60 : B
Açıklama:
•Eliyle sıcak bir cisme dokunan kişinin elini hızla çekmesi, doğuştan var olan kalıtsal bir omurilik refleksidir.
SORU 61. Çevresel sinir sistemi, somatik ve otonom sinir sistemi olarak iki bölümde incelenir.
Buna göre aşağıda verilen özellikler bakımından bu iki sinir sistemini karşılaştırınız
SORU 62. Omuriliğin yapısı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Dışta ak, içte boz madde bulunur.
B) Sert, örümceksi ve ince zar olmak üzere üç zar ile korunur.
C) Dorsalde motor, ventralde duyu nöronu bulunur.
D) İç kısmında ara nöronlar bulunur.
E) Omurilik soğanı ile boz ve ak maddesi aynı bölgededir.
Cevap. 62 : C
Açıklama:
• C) Dorsalde motor, ventralde duyu nöronu bulunur. Yanlış.
(Tam tersi olmalıdır. Yani, Dorsalde duyu, ventralde motor nöronu bulunur.)
SORU 63. Aşağıdaki olaylardan hangisinin kontrol merkezi omuriliktir?
A) Sıcaklık algılanması
B) Bacaklardan gelen uyarının beyine iletilmesi
C) Göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesi
D) Öksürme
E) Bisiklet sürmeyi öğrenme
Cevap. 63 : B
Açıklama:
A) Sıcaklık algılanması . Uç beyin.
B) Bacaklardan gelen uyarının beyine iletilmesi. Omurilik.
C) Göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesi . Orta beyin.
D) Öksürme. Omurilik soğanı.
E) Bisiklet sürmeyi öğrenme. Uç beyin. ( Bisikleti ilk kez öğrenmeden bahsediliyor. Yani henüz alışkanlık haline dönüşmemiş bir durum var . Dolayısıyla öğrenme sürecinde olduğu için kontrol merkezi Uç beyindir. )
SORU 64. Bir refleks yayında aşağıdakilerden hangisi her zaman olmak zorunda değildir?
A) Reseptör B) Efektör C) Ara nöron D) Motor nöron E) Duyu nöronu
Cevap. 64 : C
Açıklama:
• C) Ara nöron . İkili refleks yayında ara nöron bulunmaz.
SORU 65.
I. Ara nöron
II. Motor nöron
III. Duyu nöron
Yukarıda insan sinir sisteminde bulunan nöron çeşitleri verilmiştir.
Nöron çeşitlerinden hangileri çevresel sinir sisteminin yapısında yer alır?
A ) Yalnız II B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
Cevap. 65 : D
Açıklama:
I. Ara nöron. MSS’ ye ait nörondur.
II. Motor nöron. ÇSS’ ye ait nörondur.
III. Duyu nöron. ÇSS ‘ye ait nörondur.
SORU 66. Aşağıdaki olaylardan hangisinin kontrolü somatik sinir sistemi tarafından gerçekleştirilir?
A) Derideki kan damarlarının daraltılması
B) İskelet kaslarının çalıştırılması
C) Göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesi
D) Kalp kasının çalıştırılması
E) İdrar kesesinin genişletilmesi
Cevap. 66 : B
Açıklama:
•Somatik Sinir Sistemi, bilinçli davranışların kontrol merkezidir.
A) Derideki kan damarlarının daraltılması. Otonom Sinir Sistemi tarafından gerçekleştirilir.
B) İskelet kaslarının çalıştırılması. Somatik Sinir Sistemi tarafından gerçekleştirilir.
C) Göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesi. Otonom Sinir Sistemi tarafından gerçekleştirilir.
D) Kalp kasının çalıştırılması. Otonom Sinir Sistemi tarafından gerçekleştirilir.
E) İdrar kesesinin genişletilmesi. Otonom Sinir Sistemi tarafından gerçekleştirilir.
SORU 67. Merkezi sinir sistemi yapısındaki nöronların miyelin kılıflarına bağışıklık hücreleri tarafından saldırılması sonucu oluşan sinir sistemi hastalığı aşağıdakilerden hangisidir?
A)Parkinson B) Çocuk felci C) Alzheimer D) MS E) Epilepsi
Cevap. 67 :
Açıklama:
D) MS ( Multiple Skleroz )
SORU 68.
I. Omurilikteki kasların çalışmasını sağlayan nöronun Polio virüs tarafından enfekte olmasıdır.
II. Beyinde Dopamin eksikliği ile ortaya çıkan hareketi düzenleyen beyin bölümünde meydana gelen bozukluktur.
III. Genetik, beyinde protein birikimi, beyin hücrelerinin ölmesi gibi sebepler nedeni ile beyin hücrelerin aktivitesini yerine getirememesidir.
Yukarıda sinir sistemi hastalıklarından bazılarının sebepleri verilmiştir.
Verilen hastalıklar aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak eşleştirilmiştir?
A) I : Epilepsi , II : Depresyon , III : Çocuk felci
B) I : Parkinson , II : Çocuk felci , III : MS
C) I : Çocuk felci , II : Parkinson , III : Alzheimer
D) I : MS , II : Epilepsi , III : Parkinson
E) I : Depresyon , II : MS , III : Epilepsi
Cevap. 68 :
Açıklama:
I. Omurilikteki kasların çalışmasını sağlayan nöronun Polio virüs tarafından enfekte olmasıdır.
Çocuk felci.
II. Beyinde Dopamin eksikliği ile ortaya çıkan hareketi düzenleyen beyin bölümünde meydana gelen bozukluktur.
Parkinson.
III. Genetik, beyinde protein birikimi, beyin hücrelerinin ölmesi gibi sebepler nedeni ile beyin hücrelerin aktivitesini yerine getirememesidir.
Alzheimer.
KONU BİTTİ
Bir yanıt yazın