Komite ve Popülasyon Ekolojisi
Komite ve Popülasyon Ekolojisi
KOMÜNİTE VE POPÜLASYON EKOLOJİSİ
Temel Ekolojik Kavramlar:
1- Ekoloji
2- Ekosistem
3- Komünite
4- Popülasyon
5- Ekolojik Niş
6- Ekoton
7- Baskın ( Dominant) Tür
8- Süksesyon ( Sıralı Değişim )
9- Kilit Taşı Türleri
10- Gösterge Tür ( Belirteç = indikatör )
11- Tolerans ( Hoşgörü )
12- Taşıma Kapasitesi
13- Rekabet
14- Av
15- Avcı
16- Kaynak Paylaşım
17- İstilacı Tür
18- Biyolojik Çeşitlilik
19- Tür Çeşitliliği
20- Simbiyotik Yaşam
21- Mutualizm
22- Kommensalizm
23- Parazitlik
24- Konakçı
25- Konak
26- Bitkisel Parazitlik
27- Hayvansal Parazitlik
28- Amensalizm
1- Ekoloji :
•Canlıların birbirileri ve cansız çevre ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.
2- Ekosistem :
•Birden fazla komünitenin bir araya gelerek oluşturduğu cansız çevreyi de içine alan bölgedir.
Örnek: Bir kıta, bir okyanus ekosistem olarak kabul edilebileceği gibi bir orman, çayır, göl hatta akvaryum da birer ekosistemdir. Dünya en büyük ekosistemdir.
3- Komünite :
•Aynı alan içerisinde birbiriyle ilişkili tüm popülasyonların oluşturduğu topluluğa denir.(Kısaca: Birden fazla popülasyonun oluşturduğu topluluktur.)
Örnek: Bir gölde bulunan balıklar, kurbağalar, bitkiler, böcekler ve bakteriler o gölün komünitesini oluşturur.
Not: Bir komünite içerisinde birden fazla tür bulunur. Dolayısıyla komüniteler popülasyonlardan daha büyük sadece canlı topluluklarıdır.
4- Popülasyon :
•Belirli bir bölgede yaşayan aynı tür canlıların oluşturduğu topluluktur.
Örnek: Toroslarda yaşayan ala geyikler, Beynam ormanlarının kızıl çamları, Van gölünde yaşayan inci kefalleri gibi.
5- Ekolojik Niş :
•Habitat içindeki bireylerin yaşamını sürdürebilmek için yaptıkları faaliyetlerin tamamıdır. Örnek: Kraliçe arının ekolojik nişi yumurta yapmaktır.
6- Ekoton :
•Komşu komüniteler arasındaki geçiş bölgelerine denir.
Örneğin çayırlık alan ile ormanlık alan arasındaki geçiş bölgesinde çalılar, kısa boylu ağaç türleri bulunabilir.
7- Baskın ( Dominant) Tür :
•Komünite içinde sayı ve faaliyet bakımından en fazla göze çarpan türe baskın tür denir.
8- Süksesyon ( Sıralı Değişim ) :
•Zamanla bir baskın türün yerini başka bir baskın türün almasına denir.
9- Kilit Taşı Türleri :
•Besin zincirleri ve besin ağlarında önemli etkilere sahip olan türlerdir.
NOT:
♦Komünitede kilittaşı türlerin birey sayısı diğer türlere göre az olsa da etkileri fazladır.
♦Kilittaşı türlerden herhangi birinin neslinin tükenmesi ekosistemdeki trofik düzeyler üzerinde olumsuz yönde büyük etki yapar.
10- Gösterge Tür ( Belirteç = indikatör ) :
•Toleransı az olan, ortam şartlarından en kolay etkilenen türlere denir.
•Bir komünitedeki çevre değişikliklerinden çok çabuk etkilenin türdür.
Örneğin, Alabalıklar temiz ve oksijeni bol sularda yaşar. Bir su ekosisteminde alabalıkların çok olması o bölgenin temiz ve oksijeni bol olduğunu gösterir. Denizanaları, kirli sularda yaşarlar. Bir su ekosisteminde denizanalarının çoğalması o bölgenin kirli olduğunu gösterir.
11- Tolerans ( Hoşgörü ) :
•Canlıların çevre şartlarına gösterdikleri uyum yeteneği, dayanma gücüdür. Bu gücün minimum ve maksimum aralığına da tolerans aralığı denir.
•Canlıların, tolerans aralığı içinde en iyi gelişebildikleri alana optimum alan denir. Optimum alanda çevresel faktörler canlı için uygundur. Canlıların tolerans alanları türden türe değişiklik gösterir.
12- Taşıma Kapasitesi :
•Bir ekosistemde ya da habitatta yaşayan türe ait bulunabilecek en yüksek fert sayısıdır.
•Şartların olumlu ya da olumsuz yönde değişmesi taşıma kapasitesini artırır ya da azaltır.
13- Rekabet :
•Belirli bir yaşam kaynağı için iki popülasyon ( ya da iki canlı ) arasında görülen mücadeleye denir.
14- Av :
•Besin olan hayvana “av” denir.
15- Avcı :
•Av ile beslenen canlıya” avcı” denir.
16- Kaynak Paylaşım :
•Aynı komünitede yaşayan ve ekolojik nişleri benzer olan canlılar arasında rekabet fazladır. Rekabet gücü az olan canlıların ya o alanda yok olması ya da başka bir kaynağı kullanmaya başlayacaktır.
•Aynı komünitede yaşayan ve ekolojik nişleri benzer olan canlılar bir arada yaşamasına olanak sağlayan bu olaya “ kaynak paylaşımı” denir. ( Başka bir deyişle: Aynı ortamda aynı kaynakla beslenen canlıların birbirini yok etmesi yerine aynı ortamda yaşamalarını sağlayan olaya denir.)
17- İstilacı Tür :
•Doğal yaşam alanları olmayan bir komüniteye girerek burada çoğalan türlerdir. İstila ettikleri komünitenin yapısını bozarlar.
18- Biyolojik Çeşitlilik :
•Belli bir bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliğine biyolojik çeşitlilik adı verilir.
19- Tür Çeşitliliği :
•Komünitelerin içerdiği tür sayısı bakımından farklılık göstermesine denir.
20- Simbiyotik Yaşam :
•Bir komünitede farklı türden canlıların belirli bir etkileşime girerek bir arada yaşamasına ”simbiyoz (ortak yaşam)”denir.
21- Mutualizm :
•Bir arada yaşayan türlerin karşılıklı fayda sağladığı ilişki tipidir.
Mutualist ilişkide, birlikte yaşayan canlılar ayrıldıklarında her iki canlı da olumsuz etkileniyorsa buna ”zorunlu mutualizm” denir.
Bazı mutualist ilişkilerde ise birliktelik isteğe bağlıdır. Yani birlikte yaşayan canlılar ayrıldıklarında da normal olarak yaşamlarını sürdürebilirler. Bu mutualizm şekline ”protokooperasyon (gevşek mutualizm)” denir.
22- Kommensalizm :
•Bu yaşam biçiminde beraber yaşayan canlılardan biri, bu beraberlikten fayda sağlarken diğeri etkilenmeden yaşar.
Örneğin köpek balığının karın kısmına tutunarak hareket eden vantuzlu balık, köpek balığı avını yerken etrafa saçılan et parçalarıyla beslenir. Köpek balığı bu olaydan olumlu veya olumsuz etkilenmez.
23- Parazitlik :
•Birlikte yaşayan canlılardan biri yarar sağlarken, diğerinin zarar gördüğü birlikteliktir.
24- Konakçı :
•Bir canlının üzerinde yaşayarak ona zarar veren canlıya konakçı (parazit), denir.
25- Konak :
•Yaşadığı birliktelikte zarar gören canlıya “konak” denir.
26- Bitkisel Parazitlik :
•Parazit bitkiler, emeç adı verilen yapılarını başka bitkilerin iletim demetlerine salarak ihtiyaçlarını karşılar. Parazit bitkiler, üzerinde yaşadığı bitkiden aldığı besin çeşitlerine göre yarı parazit ve tam parazit olmak üzere iki gruba ayrılır.
•Yarı parazitler, fotosentez yaparak kendi besinlerini üreten bitkilerdir. Üzerinde yaşadığı ağaçtan su ve mineral ihtiyacını karşılar. Örneğin, ökse otu.
•Tam parazit bitkiler, fotosentez yapamaz. Besin, su ve mineral ihtiyacını üzerinde yaşadığı bitkiden karşılar. Örneğin, canavar otu ve küsküt otu
27- Hayvansal Parazitlik :
•Hayvansal parazitler iki gruba ayrılır. Konak canlının vücudu içinde yaşayan hayvansal parazitlere ”iç parazit (endoparazit)”, konak canlının vücut yüzeyine tutunarak yaşayanlara ”dış parazit (ektoparazit)” denir.
•Dış parazitler, canlının dış yüzeyine tutunarak yaşarlar. Sindirim sistemleri ve hareket organları gelişmiştir. Bazı eklem bacaklılar (bit, pire, kene vb.) dış parazittir.
•İç parazitler, konak canlının vücudu içinde gelişim gösterirler. Sindirim sistemi enzimleri gelişmemiştir. Bağırsak solucanı, kancalı kurt ve tenya iç parazit örnekleridir.
28- Amensalizm :
•Birlikte yaşayan türlerden biri, bu birliktelikten zarar görürken diğerinin etkilenmediği simbiyotik yaşam şeklidir.
Örneğin; ceviz ağacının yaprak ve meyvelerinden salgılanan juglon adı verilen bir madde, yağmurla toprağa iner ve ceviz ağacının altında başka bitkilerin yaşamasına izin vermez. Ceviz ağacı bu durumdan etkilenmezken diğer bitkiler zarar görmüş olur.
KOMÜNİTE EKOLOJİSİ
KOMÜNİTENİN YAPISI
HATIRLATMA!
Ekosistem:
- Birden fazla komünitenin bir araya gelerek oluşturduğu cansız çevreyi de içine alan bölgelere “Ekosistem” denir.
- Örnek: Bir kıta, bir okyanus ekosistem olarak kabul edilebileceği gibi bir orman, çayır, göl hatta akvaryum da birer ekosistemdir.
- Dünya en büyük ekosistemdir.
Komünite:
♦Aynı alan içerisinde birbiriyle ilişkili farklı popülasyonların oluşturduğu topluluğa “Komünite” denir.
Popülasyon:
♦Belirli bir yerde, belirli bir zamanda bulunan, aynı tür içinde yer alan canlılar topluluğuna “Popülasyon” denir.
Komünite Ekolojisi:
- Popülasyonlar arasındaki avcılık, rekabet gibi etkileşimlerin komünite yapısı üzerindeki etkilerini inceler.
NOT:
- Bir komünite içerisinde başka komüniteler de bulunabilir.
- Örneğin bir ormanda bulunan bütün mikroorganizmalar, bitkiler ve hayvanlar bir komüniteyi oluşturur.
- Ayrıca bir hayvanın sindirim boşluğunda bulunan çeşitli mikroorganizmalar da komünite olarak kabul edilir.
Ekoton:
•Koşulları farklı komüniteler arasındaki geçiş bölgelerine “Ekoton” denir.
Ekotonlarda:
- Birey sayısı azalırken tür çeşitliliği artar. (Tatlı ve tuzlu su ekotonları hariç)
- Türler arası rekabet fazladır.
- Toleransı (hoş görüsü) en fazla olan türler yaşar.
- Madde dönüşümü hızlıdır.
Fotoğraf: Sucul komünite ile karasal komünitenin kesişimi olan kıyı bölgeleri ekotona karşılık gelmektedir.
( Farklı iki komünitenin kesişim bölgesine ekoton denir. )
Baskın Tür:
- Bir komüniteyi oluşturan türlerin sayıları ve dağılımları değişiklik gösterebilir.
- Komünite içinde sayı ve faaliyet bakımından en fazla göze çarpan türe ”Baskın Tür” denir.
İndikatör (Gösterge) Tür:
- Bir komünitedeki çevre değişikliklerinden çok çabuk etkilenen türe “ İndikatör (Gösterge) Tür” denir.
- Başka bir ifadeyle; Ekolojik toleransı düşük olan türlerdir.
- Örneğin, Alabalıklar temiz ve oksijeni bol sularda yaşar.
- Bir su ekosisteminde alabalıkların çok olması o bölgenin temiz ve oksijeni bol olduğunu gösterir.
- Denizanaları, kirli sularda yaşarlar.
- Bir su ekosisteminde denizanalarının çoğalması o bölgenin kirli olduğunu gösterir.
Kilit Taşı Tür:
- Komüniteyi kontrol eden türe “Kilit Taşı Tür” denir.
- Kilit taşı türün, ortamdan uzaklaştırılması komünitedeki diğer canlıları çok büyük ölçüde etkiler.
- Kilittaşı türlerin sayısında meydana gelen değişimler, komünitedeki dengenin bozulmasına sebep olabilir.
- Örneğin, Bir deniz yıldızı türü bir çeşit midye ile beslenmektedir.
- Bu komüniteden deniz yıldızının çıkartılması durumunda midyeler kontrolsüzce artar.
- Bunun sonucunda sayısı çok artan midyeler mercan kayalıklarına zarar verir.
İstilacı Tür:
- Doğal yaşam alanları olmayan bir komüniteye girerek burada çoğalan türe “İstilacı Tür” denir.
- İstila ettikleri komünitenin yapısını bozarlar.
Süksesyon ( Sıralı Değişim ) :
- Zamanla bir baskın türün yerini başka bir baskın türün almasına denir.
Klimaks:
- Herhangi bir çevre koşulunda en iyi şekilde yetişen ve devamlılık gösteren Bitki Topluluğudur.
- Bir ortamda çeşitli bitkilerin yetişmesine karşın, zaman içerisinde iyi adapte olanlar çoğalmakta, adaptasyon göstermeyenler ise azalmaktadır.
- Sonuçta ortaya çıkan vejetasyona, o bölgenin klimaksı denir.
- Süksesyonda ulaşılan en son ve kararlı kommünitedir.
- Klimaks komünite çevre koşullarıyla denge halinde olup belli bitki hayvan ve türlerine sahiptir.
Komüniteye Etki Eden Faktörler:
- Güneş Işığı
- İklim
- Sıcaklık
- Su
- Toprak ve Mineraller
- pH
- Basınç
Komünitenin Yapısı Ve Komüniteye Etki Eden Faktörler:
1- Bir komünitenin bulunduğu ortamdaki çevresel koşullar komünitedeki türlerin çeşitliliğini ve dağılımını etkiler.
Örneğin; sıcaklık, nem, yağış, besin vb. faktörler tür çeşitliliğini dolayısıyla komünite tipini ve büyüklüğünü etkiler.
2- Ekvator’dan kutuplara, ovalardan dağlara doğru değişik tip ve büyüklükte komünitelere rastlanır.
3- Komüniteler, tür çeşitliliği bakımından farklılık gösterir.
4- En az tür çeşitliliği kutup bölgelerindeki komünitelerde görülürken orta enlemlere doğru gidildikçe çeşitlilik artar ve tropikal bölgelerdeki komünitelerde tür çeşitliliği en yüksek düzeye ulaşır.
NOT!
Karasal ekosistemlerde tür çeşitliği enlemlere bağlı olarak değişir.
5- Enlemler güneş ışığının yer yüzünde eşit dağılmamasına neden olur. Işık da hem ısının yer yüzündeki dağılımında hem de üreticilerin besin üretiminde etkilidir.
NOT !
Sucul ekosistemlerde tür çeşitliliği suyun derinliği ve kirliliği ile ilişkilidir.
6- Suyun derinliği artıkça yaşam alanı artacaktır. Bu da daha fazla canlının yaşamına imkan sağlayacaktır.
7- Aynı miktardaki sığ sulara (derin olmayan sulara) göre derin sularda tür çeşitliliği de artacaktır. Çünkü sığ sular daha fazla ışık alır. Bu durum hem ışığa hem de oksijene bağlı yaşayan canlılara avantaj sağlar.
8- Derin sularda ise yüzey bölümünde ışığa ve oksijene bağlı canlılar yaşarken daha derinlerde ışığa gereksinim duymayan canlılar yaşama şansı bulacak.
Ayrıca derinlerde oksijen de az olacağından zorunlu anaerob canlılar da yaşama şansı bulacaktır.
9- Su kirliliğinin artması sudaki canlılara ışığın ulaşmasını engelleyecektir. Bu da sudaki üreticilerin azalmasına ve diğer canlıların da olumsuz etkilenmesine neden olacaktır.
NOT !
Derin sularda, yüzeyden dibe doğru gittikçe ışık, ısı, oksijen gibi yaşamsal faktörler azalacağından tür çeşitliliği de azalır.
10- Günümüzde çevre kirliliğinin artışı komüniteleri olumsuz yönde etkilemekte ve komünitelerin yapısında bozulmaya neden olmaktadır. Kirlilik derecesi arttıkça komünitelerdeki çeşitlilik azalır.
Komünitelerde Rekabet ve Av-Avcı İlişkisi
1. Komünitede Rekabet (-/-)
♦Canlıların besin, yaşama alanı, çiftleşme ( üreme) gibi faktörleri elde etmek için birbirleriyle yarışmasına REKABET denir.
♦Komünitedeki bireyler arasında tür içi ya da türler arası olmak üzere iki çeşit rekabet gözlenir.
A) Tür İçi Rekabet
B) Türler Arası Rekabet
A) Tür İçi Rekabet:
•Ekolojik nişleri aynı olan aynı türe ait bireyler arasında besin, alan, ışık, sıcaklık gibi faktörler için rekabet gerçekleşebilir. Tür içi rekabette, ÜREME için de rekabet OLUR.
•Buğday tarlasındaki bitkiler aynı kaynaklar için tür içi rekabet gerçekleştirir.
•Buğdaylar arasında topraktaki besin tuzları ve su bakımından rekabet görülebilir.
•Bu nedenle bitkiler yakın aralıklarla ekilmişse rekabet fazla, uzak aralıklarla ekilmişse rekabet daha azdır.
•Rekabetin fazla olduğu durumlarda bitkiler iyi gelişemez.
B) Türler Arası Rekabet:
•Ekolojik nişleri aynı olan farklı türlere ait bireyler arasında besin, alan, ışık, sıcaklık gibi faktörler için rekabet gerçekleşebilir. Türler arasında ÜREME için rekabet OLMAZ. Çünkü, farklı türler arasında üreme olmaz.
•Buğday tarlasındaki buğday bitkilerinin yabancı otlarla rekabeti türler arası rekabet örneğidir.
•Sosyal grup oluşturan bazı hayvanlar düşmanı erken fark etme, toplu avlanma gibi özellikler sayesinde diğer türler ile rekabette avantaj sağlar.
•Bal arıları, aslan sosyal grup oluşturabilen hayvanlardır.
NOT !
- Canlıların büyük bir kısmı oksijeni ortak olarak kullanır.
- Ancak oksijen sınırlı bir kaynak olmadığından canlılar oksijen için rekabet etmez.
♦Bir canlının beslenmek, korunmak, saklanmak, üremek ve diğer canlılarla ilişki içerisinde olmak için gösterdiği faaliyetlerin tümü o türün ekolojik nişi olarak adlandırılır.
♦Ekolojik niş ile bir canlının ekolojik rolü ifade edilir.
♦Bir canlının ne ile beslendiği, nerede yaşadığı veya hangi canlılar ile etkileşim içinde olduğu sorularının cevabı o canlının ekolojik rolünü oluşturur.
♦Rekabet, canlıların ekolojik rollerinin çakışmasıyla oluşur.
♦Rekabet sonucu zayıf olan tür ya farklı kaynağı kullanmak üzere değişime uğrar ya da ortadan kalkar.
♦Tür içi ve türler arası rekabet, bitki ve hayvan popülasyonlarının büyümesini sınırlar ve popülasyonları dengede tutar.
NOT !
♦Rekabetin en önemli etkeni türlerin gelişme ve olgunlaşma dönemleridir. Gelişme ve olgunlaşma dönemi arasındaki fark azaldıkça rekabet artar.
♦Aynı komünite içerisinde yaşayan türlerin gelişme ve olgunlaşma dönemleri ne kadar farklıysa türler arasındaki rekabet o ölçüde azalır.
REKABETTE ELENME PRENSİBİ
♦1934 yılında Rus Ekolog G.F. Gause (G.F.Gaus), Paramecium aurelia ve Paramecium caudatum adı verilen iki protista türü ile yaptığı laboratuvar deneylerinde türler arası rekabetin etkilerini araştırmıştır.
Buna göre;
1- G.F. Gause ;
•Her gün sabit miktarda besin eklediği farklı kültür ortamlarında bu iki protista türünü yetiştirmiş,
•Her iki protista türünün de hızla arttığını, popülasyon büyüklüğü belirli bir düzeye ulaştıktan sonra birey sayısının aynı düzeyde kalmaya devam ettiğini görmüştür.
Paramecium aurelia
Paramecium caudatum
Grafikler: Farklı ortama konulan iki türün birey sayısındaki değişim.
2- Daha sonra bu türleri aynı kültür ortamında yetiştirdiğinde Paramecium aurelia besin bulmada daha başarılı olmuş daha hızlı üremiş, Paramecium caudatum türleri ise besin bulmada P. aurelia kadar başarılı olamadığı için yok olmaya başlamıştır.
Grafik: Aynı ortama konulan iki türün birey sayısındaki değişim.
SONUÇ: Gause, iki türün çok benzer olup, aynı sınırlı kaynaklar için rekabet ettiği ve aynı alanda birlikte bulunamayacağı sonucuna vardı.
Grafik : Türler AYRI ortamlarda
Grafik : Türler AYNI ortamlarda
Kaynak Paylaşım :
Aynı komünitede yaşayan ve ekolojik nişleri benzer olan canlılar arasında rekabet fazladır.
Rekabet gücü az olan canlıların ya o alanda yok olması ya da başka bir kaynağı kullanmaya başlayacaktır.
Aynı komünitede yaşayan ve ekolojik nişleri benzer olan canlılar bir arada yaşamasına olanak sağlayan bu olaya “ KAYNAK PAYLAŞIMI” denir.
( Başka bir deyişle: Aynı ortamda aynı kaynakla beslenen canlıların birbirini yok etmesi yerine aynı ortamda yaşamalarını sağlayan olaya denir.)
Görsel: Farklı türdeki çalı bülbüllerinin kaynak paylaşımı.
(Farklı türdeki çalı bülbülleri çalıların farklı bölgelerini yiyerek tüm türler hayatta kalmaya çalışıyor.)
2. Av-Acı İlişkisi (+/-):
♦Bir canlının başka bir canlıyı beslenme amacıyla yakalamasına AVLANMA denir.
♦Yenilen canlıya AV, yiyen canlıya AVCI denir.
♦Bir canlı hem av hem de avcı olabilir.
♦Yılan fareyi yediği için avcı, şahin tarafından yenildiği için de av durumundadır.
♦Av ve avcı tür arasında bir denge bulunur.
Örneğin : ( Vaşak – Tavşan )
•Vaşak beslenmek için tavşanı avlar.
•Avlanma sonucunda vaşak popülasyonu artarken tavşan popülasyonu azalır.
•Belirli bir süre sonra tavşan popülasyonunun azalması nedeniyle vaşaklar besin bulamaz.
•Besin bulamayan vaşak popülasyonunda ölüm, göç ve rekabet görülür.
•Bu da vaşakların sayısının azalmasına, tavşan popülasyonunun artmasına neden olur.
•Av artarken, avcı azalır. Buna av-avcı ilişkisi denir.
♦Av – avcı ilişkisinde av, avcının beslendiği canlıdır.
♦Bu ilişki AVCI sayısı üzerinden değerlendirildiğinde ;
- Avcı ↑ Av ↓
( Avcı artarsa , av azalır.) - Avcı ↓ Av ↑
( Avcı azalırsa , av artar.)
♦Bu ilişki AV sayısı üzerinden değerlendirildiğinde ;
- Av ↑ Avcı ↑
( Av artarsa , avcı artar.) - Av ↓ Avcı ↓
( Av azalırsa , avcı azalır.)
NOT !
Bir komünite içerisinde av-avcı ilişkisi ;
İki hayvan arasında oluyorsa PREDATÖRLÜK,
Avcı bir hayvan türü, av da bir bitki türü ise HERBİVORLUK (otlama), adını alır.
Görseller: PREDATÖRLÜK
Görseller: HERBİVORLUK
KOMÜNİTELERDE SİMBİYOTİK İLİŞKİLER
(HATIRLATMA)
⇒Komünitelerde farklı beslenme şekillerine sahip canlılar vardır . Bunlar:
1)ÜRETİCİLER ( Ototroflar ),
2)TÜKETİCİLER ( Heterotroflar ),
3)AYRIŞTIRICILAR
Şeklinde gruplandırılabilir.
1) ÜRETİCİLER (Ototroflar)
Kendi besinlerini üreten canlılardır. İnorganik maddeleri dışarıdan alıp organik maddeleri kendileri üretirler.
2) TÜKETİCİLER (Heterotroflar)
Kendi besinini üretemeyen, bulundukları ortamdan hazır alan canlılar tüketici (heterotrof) olarak bilinir.
3) AYRIŞTIRICILAR (Saprofitler = Çürükçüller)
Bu canlılar ölü bitki ve hayvan atıkları ile birlikte diğer organik atıkların üzerine sindirim enzimleri salgılayarak bu maddeleri parçalarlar ve ihtiyaç duydukları organik maddeleri hücrelerine alırlar.
- Komüniteyi oluşturan canlılar beslenme ihtiyaçlarını karşılarken birbirleriyle etkileşim halindedirler ve bazı canlılar arasında birlikte (ortak) yaşam şekilleri görülmektedir .
- Bu duruma “SİMBİYOTİK (OTAK) YAŞAM DENİR.
♦İki farklı türe ait bireyin ya da popülasyonun yarar ve zarar gözetilmeden birlikte yaşamasına simbiyoz (birlikte yaşam) denir.
♦Simbiyotik ilişkide genellikle daha büyük olan organizmaya konakçı, daha küçük olana ise simbiyont adı verilir.
Simbiyotik ilişkiler :
a)Mutualizm ( + , + )
b)Kommensalizm ( + , 0 )
c)Parazitizm ( + , – )
d)Amensalizm ( 0 , – )
gibi farklı biçimlerde gerçekleşebilir.
A) Mutualist Yaşam: ( + ,+ )
- İki ya da daha fazla türün karşılıklı yarar sağladıkları bir yaşam şeklidir.
- Bu birliktelikten her iki canlı da yarar görür. Ayrıldıklarında ise her ikisi de zarar görür.
- Mutualizm ikiye ayrılarak incelenebilir:
1)ZORUNLU ( Sıkı ) MUTUALİZM
2)PROTOKOOPERASYON ( Gevşek = İsteğe Bağlı ) MUTUALİZM)
1)ZORUNLU ( SIKI ) MUTUALİZM:
♦Birlikte yaşayan canlılar birbirlerinden ayrıldığında ikisi de zarar görür.
Zorunlu Mutualizm Örnekleri:
1. LİKENLER:
Liken birliğini ,bir mantar türü ile bir alg türü oluşturur.
Alg, fotosentez ile ürettiği besin ve O2ʼyi mantara verirken, mantar da bu birliğe su sağlama, bir yere tutunma ve koruma görevi yapar.
LİKEN = ALG + MANTAR
Fotoğraf : Liken
- Başlı başına birer organizma değildirler.
- Mantarlar ve fotosentetik Alglerden ( su yosunlarından) meydana gelen Simbiyotik birlikteliklerdir.
- Şekil ve yaşayış bakımından kendilerini oluşturan alg ve mantarlardan tamamen ayrı bir yapı gösterirler.
2. Baklagillerin köklerindeki nodüllerde yaşayan Rhizobium cinsi bakteri, havanın azotunu bağlayarak bitkiye geçmesini sağlar. Bakteri de Baklagil sayesinde korunur ve beslenir.
3. Geviş getiren otçul hayvanların işkembelerinde yaşayan selüloz sindirici bakteriler besin ve barınağa sahip olurken, otçul hayvan da selülozdan yararlanmış olur.
4. Tohumlu bitkiler ve onların polenlerini taşıyan tozlaştırıcı böcekler birbirlerine karşılıklı yarar sağlarlar. Böcek bitkinin polenlerinin yayılmasını sağlarken kendisi de bitkiden beslenir.
5. İnsan bağırsağındaki bazı bakteriler, kendileri için uygun yaşama ortamı bulurken, insan için B ve K vitamini sentezlerler.
6. Termitler (beyaz karınca), yediği odundaki selülozu bağırsaklarında yaşayan kamçılı tek hücreli canlı yardımı ile sindirirler.
Buna karşılık, kamçılı tek hücreli canlıya besin ve barınak sağlarlar.
Rhizobium bakteri bitki köklerinde azot bağlayıcısı olarak iş yapar.
İnsanların bağırsağında yaşayan B ve K vitamini üreten bakteriler
2. PROTOKOOPERASYON (Gevşek = İsteğe Bağlı ) MUTUALİZM:
♦Birlikte yaşayan canlılar birbirlerinden ayrıldığında zarar görmezler.
Gevşek Mutualizm Örnekleri:
1. Kürdan kuşu timsahın ağzına konar ve timsahın dişleri arasında kalan besin parçalarını yer.
Kürdan kuşu timsahtan besin temin ederken; timsah da dişlerini temizletmiş olur.
2. Antilop ile antilopların üzerinde yaşayan parazitleri yiyen kuş türlerinin arasındaki ilişki
Timsahların ağzında kırıntılarla beslenen kuşlar.
Antilop ve üzerindeki parazitlerle beslenen kuş
B) Kommensalizm (+ , 0)
Bir arada yaşayan türlerden biri bu ilişkiden yarar görmesi, diğerinin ise etkilenmediği durumdur.
Yani birlikteliği oluşturan canlılardan biri diğerine zarar vermeden fayda sağlar.
Örneğin;
1- Pilot balıkları ile köpek balıkları arasındaki ilişkidir. Pilot balıkları köpekbalıklarıyla birlikte hareket ederek onların avladıkları avlardan arta kalanları tüketir. Bu birliktelikten pilot balıkları fayda görürken köpekbalıkları ne yarar ne de zarar görür. (Pilot balıkları: +, köpek balıkları: 0)
2- İstiridyenin sırt boşluğu içinde çok küçük bir yengeç türü yaşar. Yengeçler konağın yemediği ya da ondan arta kalan yiyeceklerle beslenir ve istiridye sayesinde dış etkenlerden korunur. Yengeç bu birliktelikten yarar sağlarken istiridye zarar ya da yarar görmez. (Yengeç: +, İstiridye: 0)
3- Aslan ve kaplan gibi canlıların avlarının artıkları ile beslenen çakallar.
4- Bazı bitkilerin tohumları hayvanların derisine yapışarak onunla beraber dağılır.
Hayvana hiçbir fayda ya da zararı yokken, kendisinin üremesini sağlar.
Köpekbalığına tutunan küçük balıklar köpekbalığının yiyeceklerinin artıklarından faydalanması.
C) Parazitzm (+ , -)
♦Bir arada yaşayan türlerden birinin bu ilişkiden yarar, diğerinin ise zarar görmesi durumudur.
♦Bu birliktelikte zarar gören canlıya “konak”, zarar veren canlıya da “parazit” denir
♦Virüsler, bakteriler, bazı amipler, palzmodium ve mantarlar parazit olabilir.
♦Ayrıca bazı bitkiler ve hayvanlar da parazit olabilmektedir.
♦Parazitler;
1)Bir Hücreli Parazitler ,
2)Bitkisel Parazitler,
3)Hayvansal Parazitler,
olmak üzere üç grupta incelenebilir.
1- Bir Hücreli Parazitler:
Bazı bakteriler, amipler ve kamçılılar ile sıtma mikrobu bir hücreli parazitlerdendir.
2- Bitkisel Parazitler:
Yarı parazit ve tam parazit olmak üzere iki çeşidi vardır.
a. Yarı Parazit Bitkiler :
Bu bitkinin kökleri gelişmediğinden, toprakta tek başına yaşayamaz.
Örnek: Ökse Otu
Ökse otunun emeçleri (sömürge kök) gelişmiştir. Başka bitkiler üzerinde yaşar ve üzerinde yaşadığı bitkinin odun borularından su ve mineral alır. Organik besin almaz. Klorofili bulunur. Fotosentez yaparak kendi besinini kendisi üretir.
b. Tam Parazit Bitkiler :
Bu bitkilerde klorofil yoktur. Kök sistemleri de yoktur. Üzerinde yaşadıkları bitkinin hem odun borularından su ve mineral; hem de soymuk borularından organik besin alırlar.
Örnek: Canavar Otu, Cin Saçı Ve Küsküt Otu örnek olarak verilebilir.
3- Hayvan Parazitleri:
Sindirilmiş besinlerin hazır olarak bulunduğu vücut yapılarındaki besinlerle beslenirler.
İç parazitler ve dış parazitler olmak üzere ikiye ayrılır:
İç (Endo) parazit:
Hayvanların içinde yaşarlar.
Kan ya da bağırsak içerisinde bulunurlar.
Sindirim sistemleri gelişmemiştir.
Üreme sistemleri ve tutunma organları iyi gelişmiştir. (Bağırsak solucanı, tenya, karaciğer kelebeği ve kıl kurdu örnek olarak verilebilir. …)
Dış (Ekto) parazit:
Vücudun dışına yerleşerek kan emerler.
Sindirim sistemleri gelişmiştir. (Bit, kene, uyuz ve sülük örnek olarak verilebilir.)
D) Amensalizm (0;-)
♦Birlikte yaşayan türlerden biri, bu birliktelikten zarar görürken diğerinin etkilenmediği simbiyotik yaşam şeklidir.
Örneğin;
Ceviz ağacının yaprak ve meyvelerinden salgılanan juglon adı verilen kimyasal bir madde, yağmurla toprağa iner ve ceviz ağacının altında başka bitkilerin yaşamasına izin vermez.
Ceviz ağacı bu durumdan etkilenmezken diğer bitkiler zarar görmüş olur.
KOMÜNİTELERDE SÜKSESYON( Sıralı Değişim)
Bir komünitede etkinlik ve sayı bakımından fazla olan türlere BASKIN TÜR denir.
Komünitelere genellikle baskın türün ismi verilir.
Örneğin;
Meşelerin baskın olduğu ormanlara meşe ormanı adı verilir.
Kara yaşama birliklerinde çok sayıda baskın tür bulunduğunda ise baskın türlerin genel özelliklerine göre isimlendirme yapılır.
Örneğin;
Tropikal yağmur ormanları gibi.
♦Belirli bir bölgede uzun bir zaman içinde türlerin aşamalı olarak birbirlerinin yerini almalarına SÜKSESYON (ARDILLIK = SIRALI DEĞİŞİM) denir.
Süksesyonlar birincil ve ikincil süksesyon olmak üzere iki grupta incelenir.
1. Birincil Süksesyon:
♦Üzerinde canlı bulunmayan bir ortama canlıların yerleşmeye başlamasıyla gerçekleşir.
♦Çıplak kayalar, buzulların olduğu sahalar, taş ocakları, kum tepeleri, yeni lav akıntıları, suyu çekilmiş göllerin taban kısımları, yeni oluşmuş adalar birincil süksesyonun başlayabileceği alanlardır.
2. İkincil Süksesyon:
♦Daha önce üzerinde bir komünitenin bulunduğu toprak yapısı bozulmadan aşırı otlatma, kesim, yangın gibi nedenlerle bozulmuş ortamlarda yeni komünitelerin gelişmesidir.
♦Örneğin orman yangınlarından sonra ilgili bölgenin kendini tamir etmesi.
Bir Alanda Birincil Ve İkincil Süksesyon Sürecinin Yaşanabilmesi İçin Sırayla Gerçekleşmesi Gereken Durumlar:
1– Bitkiden Arınma:
Ekolojik süksesyon sürecinin işleyebilmesi için ilk şart, alanın daha önce canlılar tarafından işgal edilmemiş olması veya o alanın çeşitli müdahalelerle mevcut bitkilerden arındırılmış olması gerekir.
2– Göç ve Yerleşme:
İkinci şart, (çıplak) alanın yeniden ilk göç eden bitkilerle (öncü bitki) başlayarak çeşitli bitkilerce işgal edilmesidir. Göçlerle gelen bitkilerin bir kısmı alana yerleşir, bir kısmı da rekabette başarılı olamadığı için yok olur.
3– Ortamın Değişmesi:
Yerleşen bitkiler ve hayvanların etkisiyle toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri değişir.
4– Rekabet:
Toprak yapısındaki değişiklikler sonucunda mevcut bitkiler arasında her bakımdan rekabet başlar.
Rekabeti kazanan bitkiler o alana hakim olur.
5– Klimaks:
Komünitede hakim olan türler arasında denge söz konusudur.
Komünite klimaks evresinde bölgesel iklim ve diğer çevre faktörleriyle az çok dengededir.
Dolayısıyla klimaks komüniteler kendi kendine yeterli durumdadır ve dışarıdan önemli bir müdahale gelmediği sürece komünite bu kararlı durumunu sürdürür.
NOT !
- Ortam şartları anormal derecede değişmedikçe dengeli ve olgunluğa erişmiş bir komünite meydana gelir. Buna KLİMAKS denir.
- Bir komünite, uzun süre değişmeden kalıyorsa bu komünite klimaks hâline gelmiştir.
POPÜLASYON EKOLOJİSİ
POPÜLASYON:
♦Belirli bir alanda yaşayan aynı tür canlılar topluluğuna “ Popülasyon “ denir.
Ekosistemin en küçük birimi popülasyondur.
Popülasyon Örnekleri:
Karadeniz’deki hamsiler, Bozdağ’daki karaçamlar, Beyşehir Gölü’ndeki aynalı sazanlar gibi.
Popülasyon Dinamiği;
♦Bir popülasyon içindeki birey sayısı sabit değildir.
♦Birey sayısı çeşitli faktörlerin etkisi ile değişiklik gösterir.
♦Bu faktörlere yani, Popülasyonun Kendi Birey Sayısı, Yoğunluğu ,Büyüklüğü, Taşıma Kapasitesi, Dağılımı ve Bireylerin Yaş Dağılımına POPÜLASYON DİNAMİKLERİ denir.
♦Popülasyon Dinamiği; Popülasyondaki sayısal değişmeleri ve bunların nedenlerini araştırır.
POPÜLASYON DİNAMİKLERİ
♦Popülasyonun kendi birey sayısı, yoğunluğu ,büyüklüğü , taşıma kapasitesi , dağılımı ve bireylerin yaş dağılımına popülasyon dinamiğini meydana getirir.
Popülasyon Yoğunluğu:
♦Popülasyonun birim alan ya da hacimdeki birey sayısına “ Popülasyonun Yoğunluğu “ denir.
Örneğin; 1 m2 alandaki salyangoz sayısı, 1 km2 alandaki meşe sayısı popülasyon yoğunluğunu verir.
♦Popülasyon Yoğunluğunu Etkileyen Faktörlerdir Şunlardır:
a)Doğum Oranı,
b)Ölüm Oranı,
c)İçe Göçler,
d)Dışa Göçler,
♦Doğum ve içe göçler popülasyon yoğunluğunu ARTIRIR.
♦Ölüm ve dışa göçler popülasyon yoğunluğunu AZALTIR.
♦Popülasyona birim zamanda üreme sonucu katılan birey sayısına doğum oranı,
♦Popülasyondan birim zamanda ölüm sonucu ayrılan birey sayısına ise ölüm oranı denir.
♦Doğum ve ölüm oranı ölçüldüğünde elde edilen veriler, Popülasyonun Büyüklüğünün zaman içinde nasıl değişeceğini tahmin etmemizi sağlar.
Popülasyon Büyüklüğü:
♦Belirli bir zaman diliminde, popülasyonu oluşturan birey sayısı ”Popülasyonun Büyüklüğünü” belirler.
♦Popülasyonun Büyüklüğündeki Değişme ( Popülasyon yoğunluğunu etkileyen faktörlerle benzerdir.);
•doğum oran,
•göç,
•ölüm oranı etkenlerinin kontrolü altındadır.
♦Popülasyona dışarıdan katılan bireyler İçe Göçü, popülasyondan ayrılan bireyler Dışa Göçü oluşturur.
- A = B ise ; Popülasyonun Dengede olduğu kabul edilir.
- A > B ise ; doğum ve içe göçler, ölüm ve dışa göçlerden daha fazladır. Birey sayısı gittikçe artar. Bu durumda Popülasyon Büyür.
- A < B ise ; doğum ve içe göçler, ölüm ve dışa göçlerden daha azdır. Birey sayısı gittikçe azalır. Bu durumda da Popülasyon Küçülür. (Bu durum , uzun süre devam ederse popülasyon yok olabilir.)
♦Doğum ve ölüm oranları popülasyonun biyolojik yaşam sürelerini ve büyümelerini etkiler.
Bir Popülasyon Gelişme Grafiğinin Analizi
I. Zaman Aralığında: A > B dir.
Doğum ve içe göçler, ölüm ve dışa göçlerden daha fazladır.
Madde ve enerji girdisi çıktısından fazladır.
Birey sayısı gittikçe artan, büyüyen genç bir popülasyondur.
II. Zaman Aralığında: A = B dir.
Popülasyon dengededir.
Doğum ve ölüm oranları eşittir.
Madde ve enerji girdisi ile çıktısı eşittir.
Popülasyon olgundur.
Taşıma kapasitesine ulaşmıştır.
III. Zaman Aralığında: B > A dir.
Ölüm oranı doğum oranından çoktur.
Madde ve enerji girdisi çıktısından azdır.
Popülasyon yaşlıdır.
Küçülen bir popülasyondur.
Popülasyonda Yaşam Eğrileri ( Bireylerin Hayatta Kalma Eğrisi = Ömür Uzunluğu)
Fizyolojik Ömür (Biyolojik Ömür):
Bir türün ya da türe ait bireyin kalıtsal olarak tayin edilen maksimum yaşam süresidir.
Ekolojik Ömür:
Bir türün ömrünün çevresel faktörlerle sınırlanmasıdır.
Canlıların hastalık ve kaza gibi etkenlerle ölmesi gibi.
- Her popülasyon için hayatta kalma eğrisi farklıdır.
- Bu durum canlının dayanıklılığı ve yaşam yerindeki diğer faktörler ile alakalıdır.
- Aynı popülasyonun farklı yaşam koşullarındaki hayatta kalma eğrisi de farklı olabilir.
♦Canlılarda fizyolojik ve ekolojik ömürler dikkate alındığında, Üç Tip Yaşam Eğrisi çizilebilir.
1.Tip I (Konveks) Yaşam Eğrisi:
İnsan ve birçok iri vücutlu memeli hayvanda görülür. Bu canlılar az yavru doğurur, ancak yavruların çoğu, yaşlılığa kadar hayatta kalır. Daha sonra hızlı bir şekilde ölürler. Bunun için Tip I eğrisi düz bir çizgi ile başlar, yaşlı bireylerde hızla düşer.
-Özellikleri:
a. Çevre şartlarına en fazla uyum gösteren bireylerin oluşturduğu eğridir.
b. Çevre direncinden en az etkilenir.
c. Üretkenlik düşüktür. Genellikle az yavru yapılır, onlara iyi bakılır.
d. Fizyolojik ömür uzunluğuna en yakın eğridir. Fizyolojik hayatta kalma eğrisidir.
2. Tip II (Doğrusal) Yaşam Eğrisi:
Çoğu kuş, küçük memeli hayvan, kemirgenlerin ve kertenkelelerin bazılarında ve çeşitli omurgasızlarda görülür. Tüm yaş gruplarında eşit oranda ölümlerin görüldüğü eğridir. Bireyler yaşam döngüsünün bir evresinde diğerinden daha hassas değildir.
Özellikleri:
a. Ekolojik hayatta kalma eğrisidir.
b. Her yaştaki ölüm riski sabittir.
3. Tip III (Konkav) Yaşam eğrisi:
Balıklarda, birçok böcek türünde, istiridye gibi deniz omurgasızlarında ve tek yıllık bitkilerde görülür. Bu canlılar çok sayıda yavru oluşturur, ancak yavruların çoğu gençlik evresinde ölür. Tip I eğrisinin tersine, Tip III eğrisi başlangıçta hızlı bir düşüş gösterir ve daha sonra yatay ilerler.
–Özellikleri:
a. Olgunlaşmayla ilgili hayatta kalma eğrisidir.
b. Çevreye en az uyum gösteren bireylerin oluşturduğu eğridir.
c. Çevre direncinden en fazla etkilenir.
d. Genç bireylerde ölüm oranı fazla, hayatta kalma oranı az.
e. Yavru bakımı görülmez.
Popülasyonlarda Görülen Büyüme Eğrileri (Grafikleri)
♦Belirli bir zamanda, belirli çevre koşullarında popülasyonlarda görülen değişmeler büyüme eğrileri ile açıklanır.
♦Popülasyonlarda iki farklı büyüme (gelişme) eğrisi görülür. Bunlar:
1) S Tipi Gelişme Grafiği
2) J Tipi Gelişme Grafiği
1. S Tipi Gelişme Grafiği:
♦Popülasyon yoğunluğu arttıkça, çevresel tepkinin etkilerini yavaş yavaş göstermesi sonucu yüksek büyüme hızının azalması ve popülasyon büyüklüğünün doyma noktasına ulaşarak dengelenmesi ile sonlanan bir eğri tipidir. (Çevresel sınırlamalar nedeniyle ölüm oranı artan, doğum oranı azalan popülasyonlarda görülen grafiktir. Birey sayısı her zaman geometrik olarak artmaz. )
♦Dengelenmiş popülasyon, taşıma kapasitesine ulaşmış demektir.
S tipi gelişme grafiklerinde dört evre gözlenir:
1. Kuruluş evresi ( pozitif artış evresi )
2. Logaritmik artış evresi ( geometrik artış )
3. Negatif artış evresi
4. Denge evresi
♦Bir habitatın bozulma olmaksızın ihtiyaçlarını karşılayabildiği maksimum birey sayısına “ Taşıma Kapasitesi ” denir.
Grafik: Popülasyonlarda S tipi büyüme eğrisi.
1. Kuruluş Evresi ( Pozitif Artış Evresi ):
•Popülasyonun ilk defa girdiği yeni yaşama ortamına yerleşip çevreye alışması için geçmesi gereken zamanı gösterir.
•Çiftleşme çok azdır.
•Bu süreçte besin bulma, barınma gibi nedenlerle popülasyon büyümesi yavaş olur.
2. Logaritmik Artış Evresi ( Geometrik Artış ):
•Popülasyon çevreye alışıp, uyum sağlamıştır.
•Doğum oranı ölüm oranından oldukça fazladır.
•Popülasyonda geometrik artış gözlenir.
•Bu evrede büyüme hızı maksimumdur.
•Üreme yaşına ulaşmış bireyler fazladır.
•Birey sayısında sürekli iki kat artış olur.
3. Negatif Artış Evresi:
•Çevre direncinin artmasından dolayı büyüme yavaşlar. (Çevresel şartlar (rekabet, besin kıtlığı, hastalık) nedeniyle popülasyonun artış hızı geriler.)
•Birey sayısının fazlalığından dolayı yer ve besin yetersizliğine bağlı olarak bireyler arasında rekabet, hastalık, dışa göçler ve ölümler artar.
•Bu durum, popülasyonun büyüme hızında gerileme olduğunu ifade eder.
4. Denge Evresi:
•Bu evrede popülasyonun büyüme hızının sıfır olduğu kabul edilir.
•Denge evresine ulaşan bir popülasyonda, çevre direnci bu popülasyondaki doğum ve ölüm oranını, dışa ve içe göçleri eşitler ve böylece popülasyon dengede kalır. (Popülasyon dengelenmiş ve taşıma kapasitesine ulaşmıştır.)
•Dengeye ulaşan popülasyonlarda inişli çıkışlı dalgalanmalar görülebilir.
NOT !
- Logaritmik artış evresinde büyüme hızı maksimumdur.
- Negatif artış evresinde büyüme yavaşlar.
- Denge evresinde büyüme hızı sıfırdır.
♦Doğal ortamlarda bulunan popülasyonlarda popülasyonun birey sayısı taşıma kapasitesine yaklaştıkça büyüme yavaşlar , doğum ve ölüm oranları birbirine yaklaşır ve popülasyon denge haline ulaşır. Bu şekilde büyümeye “ LOJİSTİK BÜYÜME ” denir.
♦Bu şekilde büyüyen popülasyonlarda “ S “ şeklinde bir büyüme evresi görülür.
2. J Tipi Gelişme Grafiği:
♦Çoğalması yüksek potansiyele sahip bireylerden oluşan popülasyonlarda çevresel sınırlamalar olmadığında birey sayısı geometrik olarak (2,4,8,16,32…) artar. (Logaritmik Artış Evresi = Geometrik Artış)
♦Daha çok canlıların ihtiyaçlarına göre hazırlanmış yapay ortamda incelenen popülasyonlarda görülür.
♦Hızlı bir kuruluş evresi vardır.
♦Denge evresi yoktur. Örneğin ,üretim tesislerinde yetiştirilen alabalık popülasyonunun gelişim grafiği J tipidir diyebiliriz. Ayrıca bazı böcek popülasyonu ve bakterilerde de görülür.
♦Diğer evreleri ( negatif evre) S tipiyle aynıdır.
Grafik: Popülasyonlarda J tipi büyüme eğrisi.
DİKKAT ET !
J ve S Tipi Gelişme Grafiklerini ayırt edebilmek için :
•J Tipi Gelişme Grafiğindeki grafiği, “ J “ harfine benzeterek ayırt edebiliriz.
•S Tipi Gelişme Grafiğindeki grafiği, “ S “ harfine benzeterek ayırt edebiliriz.
NOT !
Başlangıç evrelerindeki artış biçimleri ve belli bir taşıma kapasitesine sahip olma, J ve S büyüme eğrilerinde ORTAKTIR.
Popülasyonun Taşıma Kapasitesi (taşıma gücü):
♦Birim alanda bulunabilecek maksimum birey sayısıdır.
♦Bir popülasyondaki toplam birey sayısı, taşıma kapasitesine yaklaştıkça çevre direnci artar.
NOT:
⇒Popülasyonun yaşadığı çevrede sürekli büyümesine engel olan her türlü biyotik ve abiyotik faktörlere çevre direnci denir.
⇒Çevre direncini; iklim koşulları, hastalık, nem, açlık, rekabet, ışık, parazitler, yaşama alanı, avcı gibi ekolojik faktörler oluşturur.
Grafik: Popülasyon büyüklüğü dalgalanmalar göstererek dengeye ulaşır.
Çevre Direnci: Bir popülasyonda birey sayısı artışını sınırlayan her türlü̈ etken çevre direnci olarak tanımlanır. Doğal afetler, alan darlığı, besin kıtlığı çevre direncinin artmasına neden olur.
Popülasyonun Taşıma Kapasitesi (taşıma gücü) Örneğin;
- Bir kovandaki arı popülasyonu, başlangıçta az sayıda bireyden oluşurken bir süre sonra popülasyondaki birey sayısının arttığı gözlenir.
- Popülasyondaki arı sayısının kovanda bulunabilecek en yüksek sayıya ulaşmasıyla popülasyon maksimum taşıma kapasitesine ulaşır.
- Popülasyon taşıma kapasitesine ulaşınca büyüklüğünde inişli çıkışlı dalgalanmalar görülür.
- Popülasyondaki dengenin sağlanabilmesi için yavru arılardan bir kısmı yaşadıkları kovan dışına toplu olarak göç eder (oğul verme) ve arı popülasyonu dengelenmiş olur.
♦Bir popülasyonun yaşama alanında bulunabilecek maksimum birey sayısı o popülasyonun taşıma kapasitesidir.
♦Taşıma kapasitesi çevre koşullarının uygunluğuna göre değişkenlik gösterir.
1. Grafiğin maksimum değeri ( a2 ) maksimum taşıma kapasitesini, daha sonrasında dengede kaldığı değeri ( a2 ) optimum taşıma kapasitesini ifade eder.
2. Grafiğin maksimum değeri ( a1 ) maksimum taşıma kapasitesini, daha sonrasında dengede kaldığı değeri ( a3 ) optimum taşıma kapasitesini ifade eder.
UNUTMA!
Taşıma Kapasitesi:
⇒Çevre şartlarında ve habitatta değişiklik olmadığı varsayılarak bir bölgede yaşayabilecek maksimum birey sayısıdır.
⇒Bir popülasyondaki birey sayısı taşıma kapasitesine yaklaştıkça çevre direnci artış gösterir. Bu durum popülasyon büyüklüğünün belli sınırlar arasında kalmasına neden olur.
Popülasyon Dağılımı
♦Bir popülasyondaki bireylerin belirli bir alandaki yerleşme biçimidir.
♦Popülasyonu oluşturan bireyler temel olarak üç tip dağılım gösterir :
1)Rasgele dağılım
2)Düzenli dağılım
3)Kümeli dağılım
1. Rasgele dağılım:
♦Çevrenin her köşesinde koşulların aynı olması ve rekabet eğilimi olmayan popülasyonlarda gözlenen dağılımdır.
♦Popülasyondaki bireyler arasında etkileşim bulunmaz.
♦Popülasyonu oluşturan bireyler yaşam için kendine en uygun alanı seçerler.
Resim : Rastgele dağılım gösteren (a) karahindiba ve (b) papatya bitkisi
2. Düzenli dağılım:
♦Doğada oldukça nadirdir.
♦Zor çevresel şartlarda bireyler arasında yetersiz kaynaklar için rekabet söz konusuysa görülür. Bireyler birbirlerine nispeten eşit uzaklıkta bulunurlar.
♦Çöllerde yer alan bitki popülasyonlarında rastlamak olasıdır.
♦Bazı hayvan türleri yaşam alanlarına sınırlar koyup orayı savunarak düzenli bir dağılım gösterir.
Resim : Düzenli dağılım gösteren (a) çam ormanı ve (b) kum martısı türleri
3. Kümeli dağılım:
♦Doğada en sık görülen dağılım biçimidir.
♦Bireyler bir araya gelerek gruplar oluşturur.
♦Örneğin bazı hayvan türleri belirli sayıda bireylerden oluşan gruplar (sürüler) oluşturacak şekilde bir araya gelirler.
Resim : Kümeli dağılım örneği olan (a) kurt ve (b) yunus sürüleri
NOT!
- Popülasyonların çoğunda çiftleşme, beslenme ve güvenlik amaçlı olarak kümeli dağılım görülür.
- Kümeli dağılım gösteren popülasyonlardaki bireyler arasında etkileşim daha fazladır. Kümeli dağılım, en yaygın olan dağılım biçimidir.
Popülasyonda Yaş Dağılımı:
♦Yaş dağılımı bireylerin üreme özelliklerine göre yapılır.
Genç Bireyler: Üreme olgunluğuna erişmemiş bireylerdir.
Ergin Bireyler: Üreme yeteneğindeki bireylerdir.
Yaşlı Bireyler: Üreme yeteneğini kaybetmiş bireylerdir. Popülasyondaki yaş dağılımlarının birey sayılarının yüzde olan değerleriyle yaş piramitleri oluşturulur.
Büyüyen Popülasyon:
Genç birey sayısı daha fazladır. Geniş tabanlı yaş piramidi görülür.
Dengede Popülasyon:
Farklı yaş gruplarının birey sayıları eşittir.
Gerileyen Popülasyon:
Yaşlı bireylerin sayısı genç bireylerin sayısından fazladır. Dar tabanlı yaş piramidi görülür.
♦Üreme dönemindeki birey sayısı fazla olan popülasyonlar ,büyüyen popülasyonlardır.
♦Üreme öncesi, üreme ve üreme sonrası dönemlerindeki birey sayısı birbirine yakın olan popülasyonlar dengede. (dengede popülasyon.)
♦Üreme ve üreme öncesi dönemlerindeki birey sayısı az olan popülasyonlar küçülen popülasyonlardır. (gerileyen popülasyon.)
Grafik 3.12 Kenya, ABD ve İtalya’ya Ait Yaş Piramitleri
Grafik 3.13 Türkiye Nüfusunun Büyüme Hızı
Nesli Tehlikede Olan Türler
♦Sık üreme yapmayan, uzun ömürlü ve az yavru veren canlılardır.
♦Çevre direncinin artmasından diğer türlere göre daha fazla etkilenir.
♦Hazar kaplanı, mamut, Tazmanya kurdu dünyada nesli tükenmiş̧ olan hayvan türlerine örnektir.
♦Bengal palmiyesi ve Tayvan orman gülü̈ dünyada nesli tükenmiş̧ olan bitki türü örneğidir.
♦Yaşam alanı belirli bir bölgeyle sınırlı, yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış̧ gösteren canlı tür ya da cinsleri ENDEMİKTİR.
Örnek:
Kelaynak, Akdeniz foku, Çoruh engereği, iri başlı deniz kaplumbağası ülkemizdeki nesli tükenme tehlikesi altında olan endemik hayvanlardır.
Örnek:
Yanardöner çiçeği, kardelen, imparator lalesi ülkemizdeki nesli tükenme tehlikesi altında olan endemik bitkilerdir.
Ülkemizde Yaşamış Ve Nesli Tükenmiş Canlılar:
POPÜLASYON GENETİĞİ
♦Toplumdaki genlerin dağılımını, gen frekanslarının ve genotiplerin nasıl sürdürüldüğünü veya değiştiğini inceleyen bilim dalıdır.
♦Popülasyondaki gen frekansları, 1908 yılında iki farklı araştırıcı Hardy ve Weinberg tarafından ortaya atılan ve bu nedenle Hardy – Weinberg Yasası olarak anılan yasa ile saptanabilmektedir.
♦Söz konusu yasaya göre, rastgele evlilik yapan toplumlarda allellerin frekansları kuşaktan kuşağa sabit kalma eğilimi göstermektedir.
Gen Havuzu:
♦Herhangi bir anda bir popülasyondaki genlerin toplam miktarına o popülasyonun gen havuzu denir.
Gen Frekansı:
♦Bir genin gen havuzundaki bulunma sıklığıdır.
♦İlgili genin toplam genler içindeki yüzde oranıyla belirtilir.
Örneğin; Bir popülasyondaki bireylerde düz saç geninin bulunma oranı %30 ise düz saç geninin frekansı %30 olur. 0.3 şeklinde de yazılabilir.
Hardy Weinberg Prensibi
♦Popülasyonların gen havuzu, karakterlerle ilgili alel gen frekanslarına göre ifade edilir.
♦Karakterlerin alel genlerinin tamamı o popülasyonun gen havuzunu oluşturur.
♦Hardy Weinberg prensibi, popülasyonların sahip olduğu gen havuzu ile ilgilidir.
♦Bu prensibe göre mutasyon, izolasyon, eş seçimi, doğal seleksiyon, göç̧ gibi olaylar olmadığı sürece bir popülasyonun gen havuzunda, alel gen ile frekansları nesiller boyu sabit kalır.
Hardy Weinberg prensibine göre dengedeki bir popülasyonda baskın ve çekinik genin frekansının toplamı 1’e eşittir:
p + q = 1
Baskın gen p ile, çekinik gen q ile ifade edilmektedir. Popülasyondaki bireylerin oranı da 1’e eşittir:
p2 (AA) + 2pq (Aa) + q2 (aa) =1
♦Popülasyonda mutasyon, izolasyon, eş seçimi, doğal seleksiyon, göç̧ gibi olaylar olduğunda gen frekansı değişime uğrar.
Hardy-Weinberg Kuralı
1, Gen frekansı (Alel genin popülasyonda görülme oranı veya görülme sıklığı)
Popülasyonda bir karakteri belirleyen faklı allel genlerin frekansları toplamı 1’e eşittir.
Bir karaktere etki eden iki allel (A, a) olduğunu varsayalım:
Baskın genin (A) frekansına: p ( Dominant geni temsil eder.)
Çekinik genin (a) frekansına: q ( Resesif geni temsil eder.) dersek;
2. Birey frekansı:
Bu popülasyondaki bir karakter ile ilgili farklı genotipteki bireylerin frekansı ;
p + q =1 ‘in karesiyle [( p + q )2 =12] hesaplanır.
p2 (AA) = Homozigot baskın bireylerin frekansı
2pq (Aa) = Heterozigot baskın bireylerin frekansı
q2 (aa) = Homozigot çekinik bireylerin frekansı
NOT !
♦Hardy-Weinberg Kuralı, bir popülasyondaki alellerin ve genotiplerin frekanslarının nesilden nesile değişmeden sabit kaldığını öngörür.
♦Gen frekansını değiştiren faktörler: Mutasyon, göç, doğal seçilim, izolasyon, rastgele olmayan çiftleşmeler (eş seçimi), genetik sürüklenmedir.
Bir popülasyonun Hardy-Weinberg dengesi içerisinde kalabilmesi için beş temel koşula sahip olması gerekir.
1. Popülasyonun büyük olması: Şans etkisi özellikle küçük popülasyonlarda genetik sürüklenme denilen bir süreçle bir nesilden diğerine allel frekanslarını değiştirebilir.
2. Göç (gen akışı) olmaması: İçe veya dışa göçlerle genotip ve genlerin frekanslarında önemli değişimler gerçekleşir.
3. Mutasyon olmaması: Bir allelin başka bir biçime dönüşmesi yolu ile mutasyonlar gen havuzunu değiştirirler.
4. Eş seçiminin rastgele gerçekleşmesi: Eğer bireyler belli özellikteki eşlere yönelim gerçekleştiriyorsa bu durum genlerin dengesinin bozulmasına ve yeni nesilde gen frekansında değişime neden olacaktır.
5. Doğal seçilim olmaması: Genotiplerin farklı yaşama ve üreme başarısı bunların frekansını değiştirir.
Hardy-Weinberg Kuralının Çok Alelliğe Uygulanması
AB0 sisteminde etkili üç allel gen vardır.
A geninin frekansı: p
B geninin frekansı: q
0 geninin frekansı: r
Gen frekansı: p + q + r = 1
Birey frekansı: (p + q + r)2 = 12
Hardy-Weinberg Kuralının Gonozomal Genetiğe Uygulanması
1. Erkeklerde tek bir X gonozomu bulunduğu için gen frekansı aynı zamanda birey frekansını da verir. Yani renk körü erkeklerin frekansı aynı zamanda renk körü genin (q) frekansıdır.
2. Dişilerde iki tane X gonozomu bulunduğu için renk körü dişilerin frekansı q2 ile, renk körü geninin frekansı ise q ile hesaplanır.
Bir örnek ile açıklayalım:
•Bir toplumda X kromozomunda çekinik bir gen ile taşınan renk körlüğü geni bulunma ihtimali 1/10 olsun.
•Bu toplumdaki erkeklerde renk körlüğü görülme oranı 1/10=%10’dur.
•Dişilerde ise bu oran 1/10.1/10=1/100=%1 olacaktır.
NOT:
Gen işleyişinde değişikliklere neden olana modifikasyon, gen frekansını değiştirmez.
POPÜLASYON GENETİĞİ ALIŞTIRMALAR
SORU 1.
Bir popülasyonda, aşağıdakilerden hangisi kural olarak Hardy-Weinberg dengesinin bozulmasına neden olmaz?
A) Gen havuzunda mutasyonların rastgele meydana gelmesi
B) Üreme sürecinde eş seçiminin rastgele gerçekleşmesi
C) Belirli kalıtsal özelliklere sahip olan bireylerin üreme başarısının fazla olması
D) Popülasyondaki belirli genotipe sahip bireylere karşı doğal seçilimin olması
E) Orijinal popülasyonun içerisine, dışarıdan göçlerin olması
Cevap: B
Bir popülasyonun Hardy-Weinberg dengesi içerisinde kalabilmesi için beş temel koşula sahip olması gerekir.
1. Popülasyonun büyük olması:
2. Göç (gen akışı) olmaması
3. Mutasyon olmaması:
4. Eş seçiminin rastgele gerçekleşmesi
5. Doğal seçilim olmaması
SORU 2.
Bir popülasyonda, a alelinin frekansının bir süre sonra değiştiği gözleniyor.
Bu duruma aşağıdaki etkenlerden hangisi neden olmaz?
A) Göç
B) Rastgele çiftleşme
C) Doğal seçilim
D) Mutasyon
E) Bazı bireylerin daha fazla yavru meydana getirmesi
Cevap: B
Açıklama:
( Gen frekansını değiştiren faktörler: Mutasyon, göç, doğal seçilim, izolasyon, RASTGELE OLMAYAN çiftleşmeler (eş seçimi), genetik sürüklenmedir.
NOT: Gen işleyişinde değişikliklere neden olana modifikasyon, gen frekansını değiştirmez. )
A) Göç. OLUR.
B) Rastgele çiftleşme. OLMAZ. ( Rastgele olan çiftleşmeler alel gen frekansını değiştirmez . Tam tersi “rastgele olmayan” çiftleşmeler alel gen frekansının değişmesine neden olur.)
C) Doğal seçilim. OLUR.
D) Mutasyon. OLUR.
E) Bazı bireylerin daha fazla yavru meydana getirmesi. OLUR.
SORU 3.
Aşağıdakilerden hangisi popülasyonların gen havuzlarında değişime neden olmaz?
A) Popülasyonların yüksek enerjili ışınların etkisinde kalması
B) Popülasyonların coğrafi engellerle bölünmesi
C) Popülasyonların içine ve dışına göçlerin olması
D) Popülasyonların büyük olması
E) Popülasyonlara yapay seçilim uygulanması
Cevap: D
Popülasyon büyüklüğünün gen havuzundaki genlerin bulunma sıklığına etkisi olmaz. Diğerleri gen frekansını değiştirir. Mesela A şıkkında mutasyon ifade edilmiş. Mutasyonlar gen frekansını değiştirir.
SORU 4.
Bilim insanları yaptıkları bir araştırmada, ana kara ve ana karaya oldukça benzer özellikler gösteren çok yakın bir adada yayılış gösteren bir fare türünün iki popülasyonunun kürk rengi dağılımlarını aşağıdaki gibi saptamıştır.
Ada popülasyonlarının ana kaynağının ana kara popülasyonları olduğu bilindiğine göre, bu kalıtsal özelliklerin popülasyonlarda farklı frekanslarla temsil edilmesinin en olası nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) İki alanda mutasyon oluşum hızının farklı olması
B) Seçilim baskısının iki alanda birbirinden farklı olması
C) Ada popülasyonunun buraya ana karadan göç eden çok az sayıda bireyin çoğalmasıyla oluşması
D) İki popülasyondaki bireylerin üreme yeteneklerinin birbirinden farklı olması
E) İki popülasyondaki bireylerin ömür uzunluklarının birbirinden farklı olması
Cevap: C
Aynı tür bireyler olması ve ana kara ile ada karanın oldukça benzer özellikler göstermesi A, B, D ve E seçeneklerini elememizi sağlar. Ana karadan göç eden çok az sayıda bireyin genetik özelliği nedeniyle frekanslar farklı olmuş olabilir.
SORU 5. Bir popülasyonda çekinik bir özelliğin ortaya çıkmasından sorumlu allelin en az bir tanesini taşıyan bireylerin popülasyon içindeki oranı, Hardy-Weinberg eşitliğine göre aşağıdakilerden hangisiyle hesaplanabilir? (q çekinik allelin frekansını göstermektedir.)
Cevap: B
Bir popülasyonda çekinik bir özelliğin ortaya çıkmasından sorumlu allelin en az bir tanesini taşıyan bireyler, 2pq (Aa) ve q2 (aa) ’dır.
Popülasyondaki tüm bireyler p2 + 2pq + q2 = 1 ’dir.
O zaman bunların oranı,
2pq + q2 / p2 + 2pq + q2 olacaktır.
KOMÜNİTE EKOLOJİSİ
KONU TARAMA SORULARI
SORU 1.
Paramecium caudatum ve Paramecium aurelia türleri aynı tip besinlerle beslenmeye uyum sağlamış iki Paramecium türüdür. Aşağıdaki grafikte bu iki türün ayrı ayrı kültür ortamlarında yetiştirildiklerinde ve aynı kültür ortamında birlikte yetiştirildiklerinde popülasyon yoğunluklarının günlere göre değişimleri gösterilmiştir.
Bu deney ve sonuçlarına göre, bu iki tür arasında;
I. avlanma,
II. rekabet,
III. parazitlik
etkileşim şekillerinden hangileri görülmektedir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I ve III
Cevap: B
Aynı tip besinlerle beslenmeye uyum sağlamış iki Paramecium türü verilmiş. Ayrı ortamlarda benzer bir çoğalma eğrisi göstermektedirler. Aynı ortama konulduklarında bir süre her ikisi de benzer çoğalırken, azalan besin miktarından dolayı rekabet başlamakta ve Paramecium caudatum rekabette zayıf kalıp azalmaktadır. Aynı tip besinle beslendiklerinden avlanma veya parazitlik diyemeyiz.
SORU 2. Bal özü almak için adaçayı bitkisinin çiçeğine gelen arı, beslenmesi sırasında başıyla kısır polen kesesini sapa bağlayan kısma bastırır.
Bu arada verimli kese arıya çarpar ve polenler arının sırtına yapışır.
Bu arı beslenmek üzere diğer adaçayı bitkilerine gittiğinde, vücuduna yapışan polenler bu çiçeklerin tepeciğine taşınır.
Buna göre, adaçayı bitkisi ile bu arılar arasındaki ilişki tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kommensalizm B) Mutualizm C) Yarı parazitlik D) Dış parazitlik E) Saprofitlik
Cevap: B
Arı çiçeklerden beslenerek, çiçeklerde arı sayesinde tozlaşmayı sağlayarak karşılıklı yarar sağlanır.
SORU 3. Aşağıdaki grafikler K ve L türlerinin popülasyon yoğunlukları ile hayatta kalma ilişkilerini göstermektedir.
Bu grafiklere göre,
I. K popülasyonunda, popülasyon yoğunluğu belirli bir düzeyin altında olduğunda hayatta kalma oranı daha yüksektir.
II. L popülasyonunda, popülasyon yoğunluğunun belirli bir düzeyin üstünde olması, hayatta kalmayı olumsuz yönde etkiler.
III. L popülasyonu hayatta kalma grafiğinin, K popülasyonu hayatta kalma grafiğinden farklı olmasının nedeni, L popülasyonunda genetik çeşitliliğin daha yüksek olmasıdır.
Yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
Cevap: C
I. ve II. öncül grafiklere göre doğrudur. Ancak grafikler sadece popülasyon yoğunluğu-hayatta kalma özelliklerini göstermektedir. Bunun sebebi ile ilgili bir fikir vermemektedir.
SORU 4.
Aşağıdaki grafiklerde K, L ve M ortamlarının her birinde birbiriyle yakın ekolojik ilişkisi olan birer çift canlı türünün, bulundukları ortamdaki birey sayılarının zamana bağlı değişimi gösterilmektedir.
Bu grafiklere göre;
K, L ve M ortamlarının hangilerinde yaşayan canlı türleri arasında rekabet ortaya çıkmıştır?
A) Yalnız K B) Yalnız L C) K ve L D) K ve M E) L ve M
Cevap: E
K ortamında bireyler birlikte azalıp birlikte artmış. Rekabet beklenmez.
SORU 5. Paramecium (terliksi hayvan) türlerinden olan P. aurelia ve P. caudatum türlerinin tek başına ve karışık kültürlerindeki birey sayıları aşağıdaki grafiklerde gösterilmiştir.
Bu grafiklere göre,
I. Her iki tür de aynı besini kullanabilmektedir.
II. Her iki türün üreme hızı aynıdır.
III. Aynı ortamda iki tür arasında rekabet ilişkisi vardır.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
Cevap: C
Benzer ortamda birey sayılarının artmış olması aynı besini kullanabildiklerini gösterir. Her iki türün üreme hızı aynı değildir. P. aurelia daha hızlı üreyebilmektedir. Aynı ortamda iki tür arasında besin için rekabet oluşur.
SORU 6. Bir canlının sahip olduğu enerji, canlının değişik etkinlikleri arasında paylaşılır. Doğal seçilim, tüm canlıların gelecekte nesillerini sürdürebilmek için harcayacakları enerji ile bugün hayatta kalabilmek için harcayacakları enerji arasında optimum bir denge kurulmasını zorlamaktadır.
Aşağıdaki grafikte, bir canlının net enerjisinin, çeşitli koşullarda üç önemli etkinlik (yavru verme, rekabet, korunma) arasındaki paylaşımı verilmiştir.
Buna göre grafikte I, II, III ve IV ile gösterilen enerji paylaşımları ve bunların gerçekleştirildiği koşullarla ilgili aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi doğrudur?
Cevap: D
Verilen grafiğe göre I’ de rekabet ve avcı sayısı az, II’ de rekabet oldukça fazla, III’ seçilim baskısı eşit, IV’ de korunma için çok enerji harcanmış dolayısı ile avcı sayısı çok olmalıdır.
SORU 7. Aşağıdaki grafikte numaralanmış eğrilerden hangisi, besin kaynakları sınırlı olan bir gölde bulunan ve yoğunluğu giderek artan bir balık popülasyonunda besin bulmak için bir bireyin harcadığı enerji miktarındaki değişimi göstermektedir?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
Cevap: D
Besin kaynaklarının sınırlı olduğu bir ortamda balık sayısı arttıkça besin bulma olasılığı azalacağı için birey besin bulmak için daha fazla enerji harcar.
SORU 8.
Aynı ortamda yaşayan iki farklı türün,
I. ekolojik nişlerinin aynı olması,
II. birinin, diğerinin besini olması,
III. üreme dönemlerinin aynı olması,
IV. habitatlarının farklı olması
koşullarından hangileri, bu türler arasında rekabete yol açar?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve IV E) III ve I
Cevap: A
Aynı ortamda yaşayan iki farklı türün rekabet etmesi için ekolojik niş benzerliği gerekir. Birinin, diğerinin besini olması av-avcılık ilişkidir. Farklı türler olduğu için üremede rekabet olmaz. Habitat farklılığı da rekabeti azaltır.
SORU 9.
İki farklı türün bireyleri arasında değişik ilişkiler olabilir.
Aşağıdaki tabloda üç farklı ilişki;
I, II ve III olarak adlandırılmış ve bu ilişkilerin K ve L canlıları üzerindeki etkileri gösterilmiştir.
0 : Canlı üzerinde etkisi yok.
+ : Canlı için yararlı bir etkisi var.
– : Canlı için zararlı bir etkisi var.
Buna göre;
Tabloda I, II ve III ile belirtilen ilişki tipleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Cevap: C
Mutualizm: +/+,
Kommensalizm: +/0,
parazitizm: +/-
olmalıdır.
SORU 10. Bir likeni oluşturan alg ve mantarların normal gelişme eğrilerinin aşağıdakilerden hangisi gibi olması beklenir?
Cevap: A
Alg-mantar ilişkisi mutualizmdir. İkisi de yarar sağlar. Birlikte artar, birlikte azalır.
SORU 11.
Bir popülasyonun birey sayısı, yukarıdaki büyüme eğrisinde görüldüğü gibi,
I. zaman aralığında artmış,
II. zaman aralığında azalmıştır.
Aşağıdakilerden hangisinde verilenler, birey sayısında iki zaman aralığında görülen bu değişmeleri doğrudan sağlayabilecek nedenler arasındadır?
Cevap: C
Doğum oranının artması I’ deki birey sayısının artış sebebi, Besin miktarının azalması II’deki birey sayısının azalma sebebi olabilir.
SORU 12. Canlılar arasında görülen etkileşimlerden;
I. Mutualizm
II. Kommensalizm
III. Rekabet
IV. Parazitlik
etkileşimlerinden hangilerinde, canlılardan en az biri fayda sağlar?
A) I ve II B) I, II ve III C) I, II ve IV D) II, III ve IV E) I, II, III ve IV
Cevap: C
Mutualizm +/+,
Kommensalizm +/0,
Rekabet -/-,
Parazitlik +/- dir.
Fayda sağlayanlar + ile gösterilmiştir.
Rekabet hariç, hepsinde en az bir fayda sağlayan var.
SORU 13.
Komüniteler arasındaki geçiş bölgesidir.
Birden fazla popülasyonun bir araya gelmesi ile oluşan topluluktur.
Bir bölgedeki çevre değişikliğinden çok çabuk etkilenen türdür.
Doğal yaşam alanları olmayan bir komüniteye girerek burada çoğalan tür.
Aşağıdaki ekolojik kavramlardan hangisinin açıklaması yukarıda verilmemiştir?
A) İstilacı Tür B) İndikatör Tür C) Ekoton D) Baskın Tür E) Komünite
Cevap: D
Açıklama:
Komüniteler arasındaki geçiş bölgesidir. ( EKOTON )
Birden fazla popülasyonun bir araya gelmesi ile oluşan topluluktur. ( KOMÜNİTE )
Bir bölgedeki çevre değişikliğinden çok çabuk etkilenen türdür. ( İNDİKATÖR )
Doğal yaşam alanları olmayan bir komüniteye girerek burada çoğalan tür. (İSTİLİLACI TÜR )
(BASKIN TÜR : Bir komünitede sayıca diğer canlılardan daha fazla yani toplam biyokütlesi en fazla olan türdür.)
SORU 14. Türler arası rekabet,
I. Üreme
II. Beslenme
III. Yaşam alanı
verilen etmenlerden hangisi için ortaya çıkabilir?
A)Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III
Cevap: D
Açıklama:
I. Üreme ( Farklı türler arasında üreme olmadığı için rekabet OLMAZ.)
II. Beslenme (ÇIKABİLİR )
III. Yaşam alanı ( ÇIKABİLİR )
♦Komünitedeki bireyler arasında tür içi ya da türler arası olmak üzere iki çeşit rekabet gözlenir.
Tür İçi Rekabet:
Ekolojik nişleri aynı olan aynı türe ait bireyler arasında besin, alan, ışık, sıcaklık gibi faktörler için rekabet gerçekleşebilir.
Tür içi rekabette, ÜREME için de rekabet OLUR.
Türler Arası Rekabet:
Ekolojik nişleri aynı olan farklı türlere ait bireyler arasında besin, alan, ışık, sıcaklık gibi faktörler için rekabet gerçekleşebilir.
Türler arasında ÜREME için rekabet OLMAZ. Çünkü, farklı türler arasında üreme olmaz.
SORU 15. Bir ekosistem içerisindeki A ve B komünitelerinin bulunduğu bölgeler aşağıda verilmişti.
Buna göre X ile gösterilen bölge için;
I. Türler arası rekabet fazladır.
II. A ve B komünitelerinin ekoton bölgesidir.
III. Canlı sayısı fazladır.
verilenlerden hangileri doğrudur?
A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III
Cevap: C
Açıklama:
I. Türler arası rekabet fazladır. ( DOĞRUDUR.)
II. A ve B komünitelerinin ekoton bölgesidir. ( DOĞRUDUR.)
III. Canlı sayısı fazladır. ( DOĞRU DEĞİLDİR.) ( Canlı çeşidi fazladır ama sayı azdır .Çünkü rekabet fazladır.)
(Ekoton: Komşu komüniteler arasındaki geçiş bölgeleridir. Bu bölgelerde canlı çeşidi fazla olmasına rağmen rekabet nedeni ile canlı sayısı azdır.) Ekotonlarda:
1)Birey sayısı azalırken tür çeşitliliği artar. (Tatlı ve tuzlu su ekotonları hariç)
2)Türler arası rekabet fazladır.
3)Toleransı (hoş görüsü) en fazla olan türler yaşar.
4)Madde dönüşümü hızlıdır.
SORU 16.
Orta ve Güney Amerika’daki Akasya ağaçlarının içinde dikenli boş alanlar bulunur.
Bu yapılar içerisinde yaşayan iğneli karıncalar ağaçların ürettiği nektar ve yaprakçıkların ucundaki proteince şişkin kısımlar ile beslenir.
Ayrıca akasya ağacına dokunan her şeye saldırarak mantar sporlarından ve çeşitli hayvanlardan korur.
Yukarıda yaşam şekli anlatılan Akasya ağacı ve iğneli karınca arasındaki simbiyoz ilişki aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mutualizm B) Kommensalizm C) Parazitlik D) Nötralizm E) Amensalizm
Cevap: A
Açıklama: Yukarıdaki örnekte her iki canlının da bu ortak yaşamdan karşılıklı fayda sağladığı görülmektedir. Buna göre bu ortak yaşam “MUTUALİZM” dir.
A) Mutualizm ( + , + )
B) Kommensalizm ( + , 0 )
C) Parazitlik ( + , – )
D) Nötralizm ( 0 , 0 )
E) Amensalizm ( 0 , – )
( NÖTRALİZM: iki organizma birbirlerinden bağımsız yaşayabiliyorsa ya da aynı ekosistemde yaşayan, iki türün bireyleri arasında herhangi bir ilişki yoksa buna ”Nötralizm” denir.)
SORU 17. I. Protokooperasyon
II. Kommensalizm
III. Amensalizm
IV. Sıkı mutualizm
V. Parazitlik
Yukarıdaki simbiyoz yaşam şekillerinden hangisinde yarar gören canlı yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap: C
Açıklama:
I. Protokooperasyon ( Gevşek Mutualizm ) ( + , + )
II. Kommensalizm ( + , 0 )
III. Amensalizm ( 0 , – )
IV. Sıkı mutualizm ( Zorunlu Mutualizm) ( + , + )
V. Parazitlik ( + , – )
(Protokooperasyon ( Gevşek Mutualizm ): Canlılar birbirinden ayrılırsa yaşamlarına devam edebilir.)
(Sıkı mutualizm( Zorunlu Mutualizm): Canlıların birbirinden ayrılması durumunda zarar görebilirler.)
SORU 18.
Komünitenin kararlı hale ulaşması.
İki komünite arasındaki geçiş bölgesi.
Bir canlıyı besin olarak kullanan canlı.
Bir komünitedeki baskın türün zamanla değişmesi.
Aşağıdaki ekolojik kavramlardan hangisinin açıklaması yukarıda verilmemiştir?
A) Süksesyon B) Predatör (Avcı) C) Ekoton D) Parazit E) Klimaks
Cevap: D
Açıklama:
Komünitenin kararlı hale ulaşması. KLİMAKS
İki komünite arasındaki geçiş bölgesi. EKOTON
Bir canlıyı besin olarak kullanan canlı. PREDATÖR ( Avcı )
Bir komünitedeki baskın türün zamanla değişmesi. SÜKSESYON
PARAZİTLİK: Bir canlının başka bir canlının besinlerinden faydalanmasıdır.
Parazitlikte ; parazit olan canlı konak canlıyı tamamen yemez, sadece onun besinlerinden faydalanır. Çünkü, canlı ölürse parazit canlıda besinsiz kalır ve yeni bir konak bulmak zorunda kalır.
♦Predatörlükte durum tamamen farklıdır. Avcı avını tamamen yer . Başka bir deyişle predatörlük ,bir ortak yaşam değildir.
SORU 19. Endoparazitler ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi söylenemez?
A) Omurgasız hayvanlardır.
B) Sindirilmiş besinlerin hazır bulunduğu yerlerde yaşarlar.
C) Üreme ve sindirim sistemleri iyi gelişmiştir.
D) Bulundukları canlıda hastalıklara yol açarlar.
E) Tutunma organları gelişmiştir.
Cevap: C
Açıklama:
A) Omurgasız hayvanlardır. DOĞRU.( Söylenir.)
B) Sindirilmiş besinlerin hazır bulunduğu yerlerde yaşarlar. DOĞRU.( Söylenir.)
C) Üreme ve sindirim sistemleri iyi gelişmiştir. YANLIŞ. ( SÖYLENEMEZ.)
D) Bulundukları canlıda hastalıklara yol açarlar. DOĞRU.( Söylenir.)
E) Tutunma organları gelişmiştir. DOĞRU.( Söylenir.)
İç (Endo) parazit:
Hayvanların içinde yaşarlar.
Kan ya da bağırsak içerisinde bulunurlar.
Sindirim sistemleri gelişmemiştir.
Üreme sistemleri ve tutunma organları iyi gelişmiştir. (Bağırsak solucanı, tenya, karaciğer kelebeği ve kıl kurdu örnek olarak verilebilir. …)
SORU 20.
I. Floeme emeç yollar.
II. Klorofile sahiplerdir.
III. Ksileme emeç yollar.
Yukarıda verilen özelliklerden hangisi tam hangisi yarı parazit bitkilere aittir?
Tam Parazit Yarı Parazit
A) I II ve III
B) I ve III II ve III
C) I ve II II ve III
D) III I ve II
E) II ve III I
Cevap: B
Açıklama:
I. Floeme emeç yollar.
(Sadece tam parazitler emeç yollar. Çünkü , organik besini de konak bitkiden sağlar.)
II. Klorofile sahiplerdir.
(Sadece yarı parazitler klorofile sahiptir. Çünkü, organik besini kendi üretebilir. Sadece inorganik maddeleri konak canlıdan alır.)
III. Ksileme emeç yollar.
(Hem tam parazitler hem de yarı parazitler emeç yollar . Çünkü , her ikisi de organik besini konak bitkiden sağlar.)
(YARI PARAZİTLER: İnorganik maddeleri konak bitkiden alır. Bu nedenle inorganik maddelerin taşındığı ksileme parazit olarak bağlanır. Organik maddeleri kendi üretir. Çünkü, klorofile sahiptir.)
(TAM PARAZİTLER: Hem İnorganik hem de organik maddeleri konak bitkiden alır. Bu nedenle hem inorganik maddelerin taşındığı ksileme hem de organik besinlerin taşındığı floeme parazit olarak bağlanır. Çünkü, klorofile sahip değildir.)
POPÜLASYON EKOLOJİSİ
KONU TARAMA SORULARI
SORU 1.
Aşağıda, bir popülasyona ait birey sayısının zamana bağlı değişim grafiği verilmiştir.
Bu grafiğe göre,
I. Popülasyon büyümesi t1 de negatiftir.
II. Ortamın taşıma kapasitesi t2 de azalmaya başlamıştır.
III. t3 sonunda ortam maksimum taşıma kapasitesine ulaşmıştır.
IV. t4 ’te tür içi rekabet artmış olabilir.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) I ve III C) II ve IV D) III ve IV E) II, III ve IV
Cevap: D
Büyüme hızı giderek azalırsa buna negatif artış deriz. t1’de giderek azalan bir büyüme yok. I. öncül yanlıştır.
Taşıma kapasitesi, birim alanda bulunabilecek maksimum birey sayısıdır. Birey sayısı t2 den sonra da artmaya devam etmiştir. II. öncül de yanlıştır.
t3 sonunda maksimum birey sayısına ulaşmıştır. III. öncül doğrudur.
t4 te birey sayısının artışı durmuş, sonlarına doğru azalmaya başlamıştır. Bu durumda tür içi rekabet artmış olabilir.
IV. öncül doğrudur.
SORU 2.
Aşağıda K ve L ile gösterilen popülasyon yaş piramitlerinde, popülasyondaki bireylerin yaş gruplarına göre dağılımı verilmiştir.
Göç olaylarının görülmediği varsayılacak olursa bu grafiklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) L popülasyonuna göre, K popülasyonunda genç yaşlarda ölüm oranı daha yüksektir.
B) L popülasyonunda doğum oranı hep aynı kalmıştır.
C) K popülasyonunda genç ve üreme çağındaki bireylerin sayısı yaşlı bireylerden daha fazladır.
D) K popülasyonuna göre, L popülasyonunda doğum ve ölüm oranı birbirine daha yakındır.
E) K popülasyonuna göre, L popülasyonunda genç ve yaşlı birey sayısı birbirine yakındır.
Cevap: B
L popülasyonu için doğum oranı hep aynı kalmıştır diyemeyiz.
Çünkü birey sayısı inişli çıkışlı değişmiş.
SORU 3.
Ekosistemlerde, bir yaşam alanının taşıma kapasitesiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Bir popülasyonun büyüklüğü, taşıma kapasitelerinin üst sınırına yaklaştıkça çevre direnci artar.
B) Bir yaşam alanının taşıma kapasitesi, çevresel koşullar değiştikçe değişebilir.
C) Taşıma kapasitesinin üzerine çıkılması durumunda popülasyondaki ölümler artar.
D) Bir yaşam alanının taşıma kapasitesi, kullanılabilir çevresel kaynakların miktarıyla belirlenir.
E) Bir türün farklı popülasyonlarının yayılış gösterdikleri alanların taşıma kapasitesi aynıdır.
Cevap: E
Bir türün farklı popülasyonlarının yayılış gösterdikleri alanların taşıma kapasitesi aynıdır diyemeyiz.
Çünkü farklı alanların çevre direnci de farklıdır.
SORU 4.
Bir ekosistemdeki bir popülasyonun,
I. kullandığı besin miktarının artması,
II. kullandığı besin çeşidinin ortamda azalması,
III. rekabete girdiği türlerin ortamda azalması
etkenlerinden hangileri, ekosistemin bu popülasyonla ilgili taşıma kapasitesini artırır?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III
Cevap: D
Taşıma kapasitesinin arması için çevre direncinin azalması gerekir.
Buna göre, kullandığı besin miktarının artması, rekabete girdiği türlerin ortamda azalması çevre direncini de azaltır.
Taşıma kapasitesini artırır. Kullandığı besin çeşidinin ortamda azalması etkilemez.
SORU 5.
Ekosistemde, 50 yıl öncesine göre,
-bitkilerin yaklaşık 1 hafta önce çiçeklendiği,
-kuşların ortalama 9 gün erken kuluçkaya yattığı,
-kurbağaların yaklaşık 7 hafta önce çiftleştiği gözleniyor.
Ekosistemde gerçekleşen bu durumun temel nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) İklim değişikliği
B) Besin rekabeti
C) Avcı türlerin baskısı
D) Çiftleşme rekabeti
E) Popülasyonun büyümesi
Cevap: A
Canlılarda çiçeklenme, kuluçkaya yatma, çiftleşme, göç etme, kış uykusuna yatma gibi olaylar ortam sıcaklığına bağlı olarak gerçekleştirilir.
Bu olayların gerçekleşme zamanlarında sapmalar olmuşsa iklim değişikliği gerçekleşmiştir denilebilir.
SORU 6. Belirli bir bölgede yaşayan bir hayvan popülasyonunda birey sayısının zamanla azaldığı gözlenmiştir. Aynı zaman dilimi içinde, ortamda, aşağıdaki grafiklerin hangisinde gösterilen değişmenin gerçekleşmesi, bu azalmanın nedeni olabilir?
Cevap: D
A, B, C ve E grafiklerinde verilen değişkenlerin hepsi popülasyonda birey sayısını artırır.
D şıkkında yaşam alanı daralması var. Bu durum çevre direncini artırır. Popülasyonun küçülmesine yol açar.
SORU 7. Popülasyonların büyüme hızı,
I. Birey sayısı
II. Bireylerin vücut ağırlığı
III. Bireylerin boy uzunluğu
IV. Zaman
değişkenlerinden hangileri arasındaki ilişkiyle belirlenir?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV
Cevap: B
Büyüme hızı birim zamandaki birey sayısı ile hesaplanır.
SORU 8. Aşağıdaki grafikte, aynı ekosistemde yaşayan I, II, III, IV ve V numaralarla gösterilen farklı türlerin, farklı yaşlarda hayatta kalan bireylerinin sayıları gösterilmiştir.
Bu ekosistemin koşulları, grafikte kaç numara ile gösterilen tür için en uygundur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap: E
V numara ile gösterilen tür, çok fazla bireyle uzun yıllar yaşayabilmektedir.
SORU 9. Aşağıdaki grafikte, belirli bir ekosistemde bulunan bir popülasyondaki birey sayısının zamana göre değişimi verilmiştir.
Bu grafikteki bilgilere dayanarak, aşağıdaki kararlardan hangisine varılamaz?
A) IV. zaman aralığında büyüme hızı negatif değerdedir.
B) II. zaman aralığındaki çevre koşullarıyla V. zaman aralığındaki çevre koşulları aynıdır.
C) III. zaman aralığının sonunda, popülasyon yoğunluğu taşıma kapasitesinin üst sınırındadır.
D) I, ve III. zaman aralıklarındaki büyüme hızları pozitif değerdedir.
E) VI. zaman aralığında popülasyon yok olmaya başlamıştır.
Cevap: B
II. zaman aralığındaki birey sayısı ile V. zaman aralığındaki birey sayıları birbirinden farklıdır.
Buna dayanarak çevre koşulları aynıdır denemez.
SORU 10. Üç ayrı ülkenin popülasyonundaki bireylerin yaş gruplarına dağılışı yüzde olarak aşağıdaki gibidir.
Bu üç ülke, insan popülasyonunun büyüme hızı bakımından büyükten küçüğe doğru nasıl sıralanır?
A) I-II-III B) I-III-II C) II-I-III D) II-III-I E) III-II-I
Cevap: B
Üreme yaşındaki (21-40) bireylerin oranı dikkate alınır.
Buna göre ;
I. %50,
III. %35,
II. %25 sıralaması oluşur.
SORU 11. Aşağıdaki grafikte X, Y ve Z ile belirtilen üç hayvan türünden ömür uzunluğuna bağlı olarak birey sayısında meydana gelen değişim gösterilmiştir.
Buna göre, X, Y ve Z türlerinin genç yaşta ölüm oranı çok olandan az olana doğru sıralanışı aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) X-Y-Z B) X-Z-Y C) Y-X-Z D) Y-Z-X E) Z-Y-X
Cevap: A
Grafik incelenirse genç yaşta birey sayısı hızla azalan X ’ dir.
Yani genç yaşta ölüm oranı X ’ de en fazla sonra Y’de, Z’de ise en azdır.
SORU 12. Grafikte gösterilen tip III hayatta kalma eğrisine sahip bir hayvan türü ile ilgili;
I. suda yaşayan omurgasız bir hayvandır.
II. Çok sayıda yavru üretir.
III. Yavrularına özenli bir şekilde bakar.
IV. Yavruların çoğu üreme çağına ulaşmadan önce ölür.
yorumlarından hangileri yapılamaz?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) II ve III D) I ve IV E) II ve IV
Cevap: B
Tip III hayatta kalma eğrisine balıklarda, birçok böcek türünde, istiridye gibi deniz omurgasızlarında ve tek yıllık bitkilerde görülür.
Bu canlılar çok sayıda yavru oluşturur, ancak yavruların çoğu gençlik evresinde ölür. Yavru bakımı görülmez.
SORU 13. Aşağıdaki topluluklardan hangisi popülasyona karşılık gelir?
A) Akdeniz’de yaşayan balıklar
B) Ankara’daki kediler ve köpekler
C) İnsan
D) Sahra çölü
E) Güney Amerika’daki Akasya ağaçları
Cevap: E
Açıklama:
POPÜLASYON : Belirli bir alanda yaşayan aynı tür canlılar topluluğuna popülasyon denir. Ekosistemin en küçük birimi popülasyondur.
A) Akdeniz’de yaşayan balıklar . HAYIR. Burada hangi tür balık türü olduğu belli değil . Belirli bir bölge söylenmiş ancak belli bir tür söylenmemiş . Bu bir ekosistem veya komünite olabilir.
B) Ankara’daki kediler ve köpekler. HAYIR. Burada belirli bir yer var . Ancak iki farklı türden bahsedilmiş . Bahsedilen bir komünite olabilir.
C) İnsan . HAYIR. Burada belli bir tür var. Ancak, yaşanılan belirli bir yer belirtilmemiş.
D) Sahra çölü. HAYIR. Burada belirli bir bölge var . Ancak burada da tür belirtilmemiş.
E) Güney Amerika’daki Akasya ağaçları. EVET . Belirli bir bir yerde belirli bir tür belirtilmiş. Bu bir popülasyon olabilir.
SORU 14. Grafikte bir popülasyonun belirli bir zaman içerisindeki büyümesi verilmiştir.
Buna göre;
a. J tipi büyüme grafiğidir.
b. I, II ve III te büyüme gerçekleşmiştir.
c. II deki çevre direnci III den fazladır.
d. Hızlı bir kuruluş evresi görülmüştür.
e. Popülasyon IV de taşıma kapasitesine ulaşmıştır.
Verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) a ve e B) b ve c C) c ve d D) a, c ve d E) c, d ve e
Cevap: D
Açıklama:
a. J tipi büyüme grafiğidir. YANLIŞ. ( Grafik “S “ harfine benziyor . Yani bu grafik ” S “ tipi grafiğine aittir . Ayrıca J tipinde IV numaralı kısımdaki düz kısım burada da olduğu gibi genellikle gösterilmez.)
b. I, II ve III te büyüme gerçekleşmiştir. DOĞRU.( I kuruluş ve ya hazırlık aşamasıdır . Az da olsa bu evrede de büyüme olur. II ve III ‘ de büyüme olduğu zaten net olarak görülmektedir.
c. II deki çevre direnci III den fazladır. YANLIŞ. ( Birey sayısı artıkça “ çevre direncinin de “ daha fazla olması beklenir. Bu durumda III ‘ de birey sayısı daha fazla olduğuna göre III ‘ de “çevre direnci de daha FAZLADIR.”)
d. Hızlı bir kuruluş evresi görülmüştür. YANLIŞ. ( Hızlı kuruluş evresi “ J tipinde” görülür. Bu ” S tipi “olduğu için yanlıştır.)
e. Popülasyon IV de taşıma kapasitesine ulaşmıştır. DOĞRU. ( IV ’ de birey sayısının sabitlemiş olması “taşıma kapasitesine “ulaşıldığının gösterir.)
SORU 15. Belirli bir popülasyon içinden ( yani; aynı popülasyon ,başka bir değişle aynı tür canlı türünden) seçilen bireyler ile üç ayrı popülasyon oluşturulmuştur.
Oluşturulan her bir popülasyon farklı doğal yaşam alanlarına yerleştirilmiş ve burada yaşamaları sağlanmıştır.
Kısa bir süre sonra her bir popülasyon incelendiğinde bu popülasyonlar için aşağıdakilerden hangisinin farklı olması beklenmez?
A) Popülasyon büyüklüğü B) Çevre direnci C) Popülasyondaki birey sayısı D) Popülasyondaki tür çeşitliliği E) Popülasyon yoğunluğu
Cevap: D
Açıklama: Aynı tür canlı popülasyonundan seçilen bireyleri farklı ortamlarına bırakılacak olursa,
A) Popülasyon büyüklüğü. BEKLENEBİLİR. ( Çünkü; farklı yaşam alanında farklı şartlar söz konu olabileceğinden popülasyon büyüklüğünde farklılık olabilir.)
B) Çevre direnci. BEKLENEBİLİR. ( Çünkü; farklı yaşam alanında farklı şartlar söz konu olabileceğinden popülasyondaki çevre direncinde farklılık olabilir.)
C) Popülasyondaki birey sayısı. BEKLENEBİLİR. ( Çünkü; farklı yaşam alanında farklı şartlar söz konu olabileceğinden ve buna bağlı olarak çevre direnci de farklı olabileceğinden popülasyonun birey sayısında da farklılık olabilir.)
D) Popülasyondaki tür çeşitliliği. BEKLENMEZ.( Çünkü ; farklı yaşam alanında farklı şartlar söz konusu olsa bile tür aynı türdür. Türün çeşidinin farklılaşması beklenemez. Yani kurak veya yeşillik bir alandaki canlı farklı bir canlıya dönüşmez.)
E) Popülasyon yoğunluğu. BEKLENEBİLİR. ( Çünkü; farklı yaşam alanında farklı şartlar söz konu olabileceğinden ve buna bağlı olarak popülasyonun büyüklüğü ,birey sayısı değiştiğine göre “popülasyonun yoğunluğunda da” farklılık olabilir.)
SORU 16. Aşağıdaki grafikte X, Y ve Z canlılarının hayatta kalma eğrileri verilmiştir.
Buna göre;
I. X ’ in yavru döneminde ölüm oranı yüksektir.
II. Y kuş ya da sürüngendir.
III. Z de yavrulama çoktur.
Verilenlerden hangisi doğru olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
SORU 17.
I. Çevre ihtiyaçlarına göre canlılar belirli yerlerde toplanmıştır.
II. Popülasyondaki bireyler arasında etkileşim bulunmaz.
III. Popülasyon içindeki bireyler birbirilerine eşit aralıklar ile dizilmiştir.
Yukarıda popülasyon dağılımları verilmiştir.
Bu dağılımların doğru eşleştirmesi aşağıdakilerden hangisidir?
Kümeli Düzenli Rastgele
Dağılım Dağılım Dağılım
A) I II III
B) II I III
C) I III II
D) III I II
E) II III I
Cevap: C
Açıklama:
I. Çevre ihtiyaçlarına göre canlılar belirli yerlerde toplanmıştır. ( Kümeli Dağılım )
II. Popülasyondaki bireyler arasında etkileşim bulunmaz. ( Rastgele Dağılım )
III. Popülasyon içindeki bireyler birbirilerine eşit aralıklar ile dizilmiştir. ( Düzenli Dağılım )
KONU BİTTİ.
Bir yanıt yazın