Destek ve Hareket Sistemi
Destek ve Hareket Sistemi
DESTEK ve HAREKET SİSTEMİ
Destek ve Hareket Sistemi:
- Kemik,
- Kıkırdak,
- Eklem,
- Kas,
dokudan oluşur.
- Yeni doğmuş bir çocukta YAKLAŞIK 300 kemik bulunur.
- Ancak yaş ilerledikçe bazı kemiklerin birbirleriyle kaynaşması sonucu YAKLAŞIK 206 kemik içeren iskelet sistemi oluşur.
Unutma !
♦Destek ve Hareketi sağlayan iskelet ve kas sisteminin çalışması;
- “Denetleme ve Düzenleme Sisteminin” (Sinir Sistemi ve Endokrin Sistemi) yani nöronlar ve hormonlar tarafından düzenlenir.
İSKELET;
3 grup da incelenir. Bunlar:
a. Baş,
b. Gövde,
c. Üyeler
a. Baş İskeleti:
•Beyni koruyan kafatası kemikleri ile yüzümüze şekil veren yüz kemiklerinden oluşur.
b. Gövde İskeleti:
•Göğüs kemiği, omurga, omuz, kalça ve kaburga kemiklerinden oluşan iç organların korunması ve vücut desteğinin sağlanmasında önemli rol oynar.
•Omuz kemeri: Önde iki köprücük, arkada iki tane kürek kemiğinden oluşur.
•Kalça kemeri: Oturga, kalça ve çatı kemiklerinden oluşur.
c. Üyeler İskeleti :
•İse vücudun hareketinde görevli kol ve bacak kemiklerini kapsar.
Baş iskeleti: ( Toplam 29 kemik )
a-Kafatası iskeleti
*Alın kemiği (1 adet)
*Yan kafa kemikleri (2)
*Şakak kemikleri (2)
*Art kafa kemiği (1)
*Temel kemik (1)
*Kalbursu kemik (1)
b-Yüz iskeleti
*Alt çene kemiği (1)
*Sapan kemiği (1)
*Üst çene kemikleri (2)
*Elmacık kemikleri (2)
*Burun kemikleri (2)
*Tırnaksı kemikler (2)
*Boynuzsu kemikler (2)
*Damak kemikleri (2)
c-Dil kemiği (1)
d-Kulak kemikleri (6)
Meraklısına !
DİL KEMİĞİ ( Os Hyoideum );
- Alt çenenin alt arkasında bulunan ve dilin dış (ekstrinsik) kaslarının tutunduğu oldukça küçük bir kemiktir.
KULAK KEMİKLERİ
- Vücudumuzdaki en küçük kemikler olan, çekiç, örs, üzengi kemikleri ayrıca kulak kepçesi, kulak yolu ve östaki borusu da kıkırdak yapılıdır.
⇒Omurgada 33 tane omur kemiği bulunur.
⇒Omurga: Kaburga (12 çift), göğüs kemiği, ve omuz kemiklerinden oluşur.
⇒Tüm memelilerin boynunda 7 omur vardır.
Bel kemiği olarak da isimlendirilen omurga Beş Bölümden meydana gelir ve Otuz Üç adet ” Omur ” kemiğinden oluşur.
Bu bölümler :
1- boyunda; 7 tane,
2- sırta; 12 tane,
3- belde; 5 tane,
4- kalçada; 5 tane,
5- kuyruk sokumunda; 4 tane
kemik vardır.
Sırt omurları, kaburgalar ve göğüs kemiğinden oluşur.
2-Gövde iskeleti: ( Toplam 57 kemik )
a-Omuz kemeri
*Köprücük kemikleri (2)
*Kürek kemikleri (2)
b-Kalça kemeri
*Sağda ve solda kalça, oturga (iskiyum), çatı kemiklerinin birleşmesinden oluşmuş Leğen Kemiklerinden (2)
meydana gelir.
c-Omurga:
*Boyun omurları (7) (Atlas ve eksen omurları burada bulunur)
*Sırt omurları (12)
*Bel omurları (5)
*Sağrı omurları (5 Omur birleşmiş) (1)
* Kuyruk sokumu ( SAKRUM) omurları (4 Omur birleşmiş) (1)
d-Kaburgalar (24)
*Göğüs kemiği (1)
3-Üyeler iskeleti: (Toplam 120 kemik)
a-Ön üyeler
*Pazu kemiği (1)
*Ön kol kemiği (1)
*Dirsek kemiği (1)
*El bilek kemikleri (8)
*El tarak kemikleri (5)
*El parmak kemikleri (14)
b)Arka üyeler
*Uyluk kemiği (1)
*Diz kapağı kemiği (1)
*Baldır kemiği (1)
*Kaval kemiği (1)
*Ayak bilek kemikleri (7)
*Ayak tarak kemikleri (5)
*Ayak parmak kemikleri (14)
İskelet Sisteminin Görevleri:
1- Kaslar ve eklemlerle birlikte vücudun hareketini sağlamak.
2- Vücuda şekil vermek.
3- İç organları korumak.
4- İç organlara ve kaslara bağlanma yüzeyi oluşturmak.
5- Mineral depolamak.
6- Kan yapımını sağlamak (Kırmızı kemik iliklerinde alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları üretilir.)
Kemikleşmede Rol Alan Yapılar:
1-Hormonlar:
a) STH (Somotropin Hormonu = (GH) büyüme hormon) (Hipofiz ön lobundan sentezlenir.)
b) Kalsitonin ( “TİROİT BEZİNDEN” salgılanır.) (Kandaki Ca++ seviyesini ayarlar. Kandaki fazla Ca++ un kemiklere geçmesini sağlar. )
c) Parathormon (Tiroit bezinin arka yüzeyinde bulunan mercimek büyüklüğündeki dört küçük bezden oluşan “PARATİROİT BEZİNDEN” salgılanır.)( Kan ve dokular arasında kalsiyum ve fosfat dengesini sağlar. Kanda Ca++ eksikliğinde kemiklerden kana kalsiyum geçişini sağlar.)
* Kalsitonin ve Parathormon birbirine zıt (antogonist) çalışır.
d) Eşeysel hormonlar ( östrojen ve testesteron )
2-Vitaminler:
A-C-D vitaminleri
3-Güneş ışınları
4-Dengeli ve yeterli beslenme
5-Kalıtım
6-Spor
A. Kemik Doku ve Çeşitleri
KEMİK DOKU :
- Embriyonik dönemde iskelet kıkırdak yapılıdır.
- Daha sonra Kalsiyum Karbonat ( CaCO3), Kalsiyum Fosfat ( Ca3 ( PO4 ) 2 ) gibi mineral tuzların birikmesiyle kemikleşir.
- Fakat kulak, burun, eklem gibi kısımlarda kıkırdak özelliği korunur.
- Kemik doku, hücreler ve ara maddelerden oluşmuştur
- Kemik dokuyu oluşturan hücrelere Osteosist,
- Organik ve inorganik maddelerden oluşan ara maddeye de Osein denir.
- Osteositler, osein içindeki LAKÜN denilen yıldız şeklindeki gibi boşluklarda bulunur.
- (“Osteoklast” ise kemik yıkımını gerçekleştiren hücrelerdir.)
OSEİNİN;
- Organik kısmı, protein yapısındaki kollojen liflerden oluşur.
- İnorganik kısmı, kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat, kalsiyum florür, potasyum ve magnezyumdan ( mineral tuzlardan) meydana gelir.
Şekil: Kemik Doku ve Kısımları
Kemik Doku
♦Embriyonik dönemin başlarında iskelet bağ dokudan oluşur.
♦Embriyonik gelişim ilerledikçe önce ”kıkırdak dokuya” dönüşür.
♦Embriyonik gelişimin 2. ayından itibaren kemikleşmeye başlar ve “kemik doku” oluşur.
Yetişkin bir insanın kemik dokusunda;
•% 20-25 arasında Su,
•% 3O civarı Organik Ara Madde,
•% 45-50 civarı İnorganik Ara Madde,
bulunur.
Dikkat Et !
- Yaş ilerledikçe OSEİNDEKİ organik madde azalır, inorganik madde artar. Bu nedenle yaşlandıkça kemikler sertleşir ve kırılganlığı artar. Çünkü inorganik madde olarak bulunan kalsiyumlu bileşikler kemikleri sertleştirir.
- Bebeklerin kemik dokusunda bulunan “ OSEİN ” de su ve organik madde oranı fazla olup kemikler oldukça esnektir.
- Kemik hücreleri ( Osteosist) yıldız şeklindedir.
- Kemik hücreleri yıldız şeklinde olup kemik dokusunda Lakün adı verilen boşluklarda yer alır.
- Bütün kemiklerin dışında PERİOST ( Kemik Zarı ) bulunur.
- Periost, bağ dokudan yapılmış, bol miktarda sinir ve kan damarı içerir.
Periostun görevleri:
- Yeni kemik hücreleri oluşturmak
- Kemiğin enine büyümesini sağlamak
- Kemiğin yenilenmesini ve onarımını sağlamak.
Kemik Dokunun Görevleri
- İskeleti oluşturur, vücuda şekil verir ve desteklik sağlar.
- Kas ve eklemlerle birlikte hareketi sağlar.
- İç organları korur.(kafatası ve iç organlardaki)
- Kemik iliğinde Kan hücrelerini üretir.
- Vücudun ihtiyaç duyduğu Kalsiyum ve Mineral depolar.
Kemik Doku; Yapısına ve Şekline Göre Gruplandırılır.
Yapısına Göre Kemik Çeşitleri:
1-SERT (SIKI) KEMİK DOKU:
1- Uzun kemiklerin; gövdesinin tamamında ( gövdenin hem dışı ,hem içi ) ayrıca uzun kemiklerin baş (uç) kısımlarının iç kısmındaki süngerimsi dokunun üst kısmında yani dış yüzeyinde bulunur.
2- Kısa, yassı ve düzensiz şekilli kemiklerin; sadece dış kısmında bulunur.
3- Sert kemik doku içinde kan damarları ve sinirlerin bulunduğu boyuna uzanan Hawers Kanallarına sahiptir.
4- Havers kanallarını birbirine bağlayan enine kanallara ise Wolkmann Kanalları adı verilir.
5- Osteositler (kemik hücreleri) oksijen ve besin ihtiyaçlarını sitoplazmik uzantıları ile Hawers kanallarındaki kan damarlarından alırlar. Artık maddelerini de aynı yolla kana vererek, yapılarından uzaklaştırırlar.
6- Sert kemik dokunun dış kısmında Periost adı verilen, bağ dokudan oluşmuş kemik zarı bulunur.
7- Periost; kemiği besler, kırılan kemiği onarır ve kemiklerin enine büyümesini sağlar.
2- SÜNGERİMSİ KEMİK DOKU:
1- Uzun kemiklerin; BAŞ ( UÇ ) KISIMLARININ İÇİNDE ,
kısa ve yassı ve düzensiz kemiklerin; dışını kaplayan sert kemik dokunun tamamının İÇİNDE bulunur.
2- Gözenekli bir yapıya sahiptir ve bu gözeneklerin içinde kan hücrelerinin yapıldığı KIRMIZI KEMİK İLİĞİ bulunur.
3- Kırmızı ilik ALYUVAR, granüllü AKYUVAR ve KAN PULCUKLARI üretir.
4- Süngerimsi kemiğin etrafında sıkı kemik bulunur.
5- Süngerimsi kemikte Hawers – Wolkmann kanalları YOKTUR!
(Sert kemik dokuda , kan damarları ve sinir doku “Hawers ve Wolkmann kanalları içinde bulunurdu. Süngerimsi dokuda bu kanallar bulunmamaktadır.)
Şekline Göre Kemik Çeşitleri:
1-UZUN KEMİK DOKU:
1. İki ucu şişkin silindir şeklindeki kemiklerdir.
2. Uç kısımlarındaki şişkin bölgelere BAŞ, iki baş kısım arasındaki bölgeye ise GÖVDE adı verilir.
3. Baş kısımlarının dışı sert kemik doku, içi süngerimsi kemik doku yapısındadır.
*4. Sadece uzun kemiklerin gövdesinin ortasında sert (sıkı)kemik dokunun içinde SARI İLİK vardır.
5. Sarı İlik Granülsüz Akyuvar üretir.
6. Süngerimsi kemik dokunun içindeki boşluklarda kan hücrelerinin üretildiği kırmızı kemik iliği bulunur.
7. Kırmızı ilik; ALYUVAR, GRANÜLLÜ AKYUVAR ve KAN PULCUKLARI üretir.
8. Sert kemik dokunun dış kısmında Periost adı verilen, bağ dokudan oluşmuş kemik zarı bulunur.
9. Periost; kemiği besler, kırılan kemiği onarır ve kemiğin enine büyümesini sağlar.
10. Uzun kemiğin baş kısmı ile gövdesi arasında, kemiğin boyuna uzamasını sağlayan kıkırdak doku yapısında ( hiyalin kıkırdak) olan Epifiz Plağı denilen büyüme bölgesi bulunur.
11. Bu kıkırdak yapı 19-23 yaşından sonra kemikleşir ve kemiğin boyuna uzaması durur.
12. İnsanlarda boydaki uzamanın sınırlı olmasının nedeni budur.
13. Uzun kemikler: Kol ve Bacaklarda Bulunan, Uzunluğu Kalınlığından Fazla Olan, Silindir Şeklindeki Kemiklerdir.
•EL ve AYAK PARMAK KEMİKLERİ UZUN KEMİKTİR.
Çünkü; Küçük Ebatta da Olsa Da Boyu Eninden Daha Uzundur. Ayrıca Yapısında Sadece Uzun Kemiklerde Olan Kemik Kanalı, Sarı İlik Vardır. Ayrıca Oynar Ekleme ve Eklem Sıvısına Sahiptir.
(ön kol, dirsek ,pazu, uyluk, kaval ve baldır kemikleri, el ve ayak parmak kemikleri, el ve ayak tarak kemikleri uzun kemiktir.)
⇒Ön kol, dirsek ,pazu, uyluk, kaval , baldır , el ve ayak parmak kemikleri, el ve ayak tarak kemikleri uzun kemiktir.
Dikkat Et !
- Kemiklerin Enine Büyümesini Sağlayan : PERİOST (kemik zarı)’tur.
( Periost bütün kemiklerde bulunur.) - Kemiklerin Boyuna Büyümesini Sağlayan : EPİFİZ PLAĞI ’dır.
(Epifiz plağı ”hiyalin kıkırdak “yapısında olup sadece uzun kemiklerin baş ve gövde kısmının birleştiği yerde bulunur.)
Şekiller: Uzun Kemik Doku Çeşitleri
2- KISA KEMİK DOKU:
1. Uzunluk, genişlik ve kalınlıkları birbirine yakın olan kemiklerdir.
2. El Bilek, Ayak Bilek kemikleri kısa kemiklerdir.
- Kısa kemikler dıştan kemik zarı (periost) ile sarılmıştır.
- Kemik zarı (periost) altında ,sıkı (sert) kemik dokusu ve bunun orta kısmında süngerimsi kemik doku yer alır.
- Kısa kemiklerde kemik kanalı ve sarı ilik bulunmaz.
- Sügerimsi dokuda kırmızı kemik iliği bulunur.
Şekiller: Uzun ve Kısa Kemik Doku Çeşitleri
3- YASSI KEMİK DOKU:
1. Yassı ve ince kemiklerdir. (Kalınlığı az olan yassılaşmış kemiklerdir. )
2. Kafatası, Köprücük, Kaburga, Kürek ve Kalça Kemikleri yassı kemiklere örnek verilebilir.
♦Anatomik olarak yapıları kısa kemikler ile aynıdır.
Yani;
- Yassı kemikler dıştan kemik zarı (periost) ile sarılmıştır.
- Kemik zarı (periost) altında ,sıkı (sert) kemik dokusu ve bunun orta kısmında süngerimsi kemik doku yer alır.
- Yassı kemiklerde kemik kanalı ve sarı ilik bulunmaz.
- Sügerimsi dokusunda kırmızı kemik iliği bulunur.
Şekiller: Yassı Kemik Doku Çeşitleri
4- DÜZENSİZ KEMİK DOKU:
1. Belli bir şekli olmayan, baskılara karşı dayanıklı, sağlam kemiklerdir.
2. Omurlar ve bazı yüz kemikleri ( örneğin: Çene Kemikleri ) düzensiz kemik çeşitleridir.
♦Anatomik olarak yapıları kısa kemikler ile aynıdır.
Yani;
- Düzensiz kemikler dıştan kemik zarı (periost) ile sarılmıştır.
- Kemik zarı (periost) altında ,sıkı (sert) kemik dokusu ve bunun orta kısmında süngerimsi kemik doku yer alır.
- Düzensiz kemiklerde kemik kanalı ve sarı ilik bulunmaz.
- Sügerimsi dokusunda kırmızı kemik iliği bulunur.
Şekil: Düzensiz Kemik Çeşitleri
Unutma !
Kemik Gelişimini Etkileyen Faktörler
- İnsanda kemik yapımı ve yıkımı sürekli devam eden bir süreçtir.
- Genç yaşlarda kemiklerde yapım olayları fazlayken yaşlanmaya bağlı olarak yıkım olayları yapım olaylarından daha fazla gerçekleşmeye başlar.
Kemiklerin Gelişimine Etki Eden Faktörler Şunlardır:
- Hormonlar
- Vitaminler
- Mineraller
- Genetik Faktörler
- Güneş Işığı
- Dengeli Beslenme ve Spor
1) Hormonlar:
1. KALSİTONİN: ( Tiroit bezinden salgılanır. )
Kandaki kalsiyumu kemik dokuya geçirir. Kemiği sertleştirir.
2. PARATHORMON: ( Paratiroit bezinden salgılanır. )
Kemikteki kalsiyumu kana geçirir. Kemik sertliğini azaltır.
3. BÜYÜME HORMONU ( STH ): ( Hipofiz bezinde salgılanır.)
Kıkırdak ve kemik doku büyümesini uyarır.
4. EŞEYSEL HORMONLAR: ( Testislerden, Testosteron ve Ovaryumdan, Östrojen salgılanır. )
Kemik yıkımını önler.
2) Vitaminler:
⇒A-C-D vitaminleri etkilidir.
– D vitamini :
Kemiklerde kalsiyum ve fosfat birikmesini sağlar.
Eksikliğinde; kemiklerde yumuşama ve eğilmeler meydana gelir. Sonuç olarak çocuklarda Raşitizm, yetişkinlerde ise Osteomelazi hastalığı oluşur.
D vitamini kemiklerde kalsiyum ve fosforun birikmesini sağlar
– A vitamini:
Eksikliğinde; kemiklerin büyümesi yavaşlar.
– C vitamini:
Özellikle kemik yapısında bulunan kollojen liflerin üretiminde etkilidir.
Eksikliğinde; kemiklerde kırılganlık artar.
EK BİLGİ:
D vitamini :
Bitkisel besinlerden “ provitamin ” ( pasif = öncül) şeklinde alınır. “ Provitamin D “ deri altında güneş ışığı ile temas ettiğinde aktif vitamin haline dönüşür.
Ayrıca: Balık, tereyağı , havuç, yumurta ve sütte D vitamini öncül maddesi bulunur.
A vitamini:
Balık yağ ,karaciğer, böbrek ,süt ve süt ürünleri, yumurta, tereyağı, havuç, çilek, karnabahar, marul, maydanoz vb. bulunur.
C vitamini:
Kuş burnu, kırmızı ve yeşil biber, turunçgiller ,taze lahana ,çilek ,böğürtlen, havuç, yeşil yapraklı sebzeler vb. bulunur.
3) Mineraller:
- Kalsiyum, Fosfor, Magnezyum ve Potasyum mineralleri kemiğin sertleşmesini sağlar.
4) Genetik özellikler:
- Kemiğin enine ve boyuna büyümesinde, kemiğin son şeklini almasında belirleyici faktördür.
- Dengeli ve yeterli beslenmenin yanı sıra hareket ve sporun da kemik gelişimi üzerinde önemli rolü vardır.
5) Güneş ışığı:
- Provitamin D’yi ( pasif – D = öncül – D) deri altında ” aktif – D ” vitaminine dönüştürür.
B. Kıkırdak Doku ve Çeşitleri
Kıkırdak Doku
- Kıkırdak dokusu embriyonun geçici olarak iskeletini oluşturur.
- Embriyo gelişince kıkırdak dokunun minerallerle birleşerek sertleşmesiyle kemik dokusuna dönüşür.
- Ancak kıkırdak dokunun bir kısmı kemikleşmeden kalır.
- Kıkırdak doku vücudun pek çok yerinde varlığını sürdürür.
Örneğin; - Burunda, kulak kepçesinde, kulak yolunda, östaki borusunda, kaburga uçlarında ve eklem yerlerinde bulunur.
HATIRLATMA:
Doğumdan önce ve sonra “Hiyalin Kıkırdak” yapıda olan “ Epifiz Plağı ” uzun kemiklerin gelişmesini ve büyümesini sağlar.
Ek Bilgi
Kıkırdak Doku
- Kıkırdak ve kemik, vücudumuzun iskelet çatısını oluşturan, özelleşmiş bağ dokusudur.
- Diğer bağ dokularında olduğu gibi embriyonik mezenşimden gelişirler.
- Embriyoda, oksijen konsantrasyonu azaldığı zaman gevşek bağ dokusundan hiyalin kıkırdak arttığı zaman kemik dokusu oluşur.
- İndirekt kemikleşmede öncelikle ileride oluşacak kemiğin taslağı olarak hiyalin kıkırdak gelmekte, daha sonra bu kıkırdak modelinin üzerine kemik dokusu yapılmaktadır.
- Fakat hiçbir zaman kıkırdak dokusu doğrudan kemik dokusuna dönüşmemektedir.
- Kıkırdak doku harabiyete uğrayarak kemik doku için gerekli temeli oluşturmaktadır.
- Meydana gelen kemik doku mezenşimden gelişmektedir.
♦Doğumdan önce ve sonra Hiyalin Kıkırdak yapıda olan Epifiz Plağı uzun kemiklerin gelişmesini ve büyümesini sağlar.( Epifiz Plağı ; Uzun kemiklerin ”baş” ve “gövde” kısmının birleştiği yerde bulunur.)
♦Kıkırdak matriksi, fiziksel olarak plastiğe benzer şekilde katı ancak esnek yapıdadır, kemik matriksinde olduğu gibi sert yapıda değildir, bu özellik kıkırdağa katı ve dayanıklı bir kıvam sağlar.
Kıkırdak Dokunun İşlevleri
♦Düzgün yüzeyli ,dayanıklı ve esnek olması nedeniyle;
1. Yumuşak dokulara yapısal destek,
2. Eklemler için kaygan yüzey sağlamak, ( böylece eklem yüzeylerinde kemiklerin hareketini kolaylaştırır.)
3. Uzun kemiklerin boyuna büyümesinde aracı olur.
Kıkırdak Dokunun Genel Özellikleri:
1. Kıkırdak doku hücrelerine Kondrosit, kondrositler arasında bulunan ara maddeye ise Kondrin adı verilir.
2. Kıkırdak dokuda; kan damarları, sinir veya lenfatik damarlar Bulunmaz ! ( Bu özelliği ile epitel dokuya benzer. )
3. Hücrelerin beslenmesi bağ dokudan difüzyon ile sağlanır.
4. Atık maddeler de aynı yolla uzaklaştırılır.
5. Kıkırdak dokuda yenilenme yeteneği çok azdır. Zedelenme olursa önce bağ doku oluşur ve daha sonra bu doku kıkırdak dokuya dönüşür.
⇒Kondrositler, bir matriksle çevrili Lakün içine yerleşik hücrelerdir.
⇒Kıkırdak hücreleri yuvarlak veya oval şekilli büyük çekirdekli hücrelerdir. Bu hücreler Kapsülle çevrilidir.
⇒Kapsül içerisinde birden fazla kondrosit bulunuyorsa bu yapıya Kondron ( izogen grup ) denir.
Kondron : Kapsül içinde birden fazla kondrosit varsa bu yapı “ Kondron ” denir.
Şekil: Kıkırdak Doku Çeşitleri
Hücreler arası maddedeki liflerin yapısına, düzenine ve miktarına göre 3 çeşittir.
a. Hiyalin kıkırdak,
b. Elastik kıkırdak,
c. Fibröz kıkırdak.
Kıkırdak Doku Çeşitleri
a. Hiyalin Kıkırdak:
⇒Ara maddesinde Kollojen Lif içeren çok sayıda hücreden oluşmuş, Basınca Dayanıklı Kıkırdaktır.
Bulunduğu yerler:
•Embriyo döneminde iskelet, hiyalin kıkırdaktan yapılmıştır.
•Ergin bireylerin bronşlarında, soluk borusunda, burunda, kemiklerin eklem başlarında ve kaburga uçlarında gırtlakta ve uzun kemiklerin büyüme bölgelerinde (yani epifiz plağında )hiyalin kıkırdak bulunur.
NOT:
Hasar görmüş hiyalin kıkırdak onarılmaz.
Çünkü erişkin kıkırdak hücrelerini (kondrositler) mitoz yeteneği yoktur.
HATIRLATMA:
- Bronş soluk borusunun akciğerlere girerken ikiye ayrıldığı yapıdır .
- Bronşta akciğerler içinde ayrılır buna da bronşçuk denir .
Görevleri : - Nefesi ısıtıp, temizlemek, ve bronşların ucundaki alveollere göndermektir.
b. Elastik Kıkırdak:
- Ara maddesinde Elastik Lifler bulunan, Esnek Kıkırdaktır.
Bulunduğu yerler: - Kulak kepçesi, kulak yolu, östaki borusu ve epiglotis (gırtlak kapağı) elastik kıkırdaktan meydana gelmiştir.
c. Fibröz Kıkırdak:
- Ara maddesinde Kollojen Lif bulunan az sayıda hücreden oluşmuş, Basınç ve Çekmeye Karşı Dayanaklı Kıkırdaktır.
Bulunduğu yerler: - Omurlar arasındaki disklerde, diz kapağı ve köprücük kemiği gibi kemiklerin eklem yaptığı yerlerde fibröz kıkırdak bulunur.
EKLEMLER
♦Kemiklerin birbirine bağlandıkları yerlere Eklem denir.
♦Eklemler, hareket derecelerine göre üçe ayrılır :
1- OYNAR EKLEM
2- AZ OYNAR ( yarı oynar ) EKLEM
3- OYNAMAZ EKLEM
Şekil: Vücudumuzdaki Eklemler
1- Oynar Eklemler:
1. Kol ve bacaklarda bulunurlar.
2. Hareket yetenekleri en fazla olan eklemlerdir.
3. Kemiklerin eklem yapan yüzeylerinde Eklem Kıkırdağı bulunur. ( Eklem kıkırdağı “Hiyalin Kıkırdaktan” oluşur.)
4. Kemiklerin hareketi sırasında aşınmayı önler.
5. Bu eklemlerin etrafı bağ dokudan yapılmış Eklem Kapsülü bulunur.
6. Eklem kapsülünün iç bölgesinde Sinovial Zar vardır.
7. Sinovial zar, Sinovial Sıvı üretir.
8. Sinovial sıvı eklemin hareketini kolaylaştırır ve kemiklerin aşınmasını engeller.
NOT !
- Az oynar ( yarı oynar) eklemde “ eklem sıvısı “ YOK. Bazı kaynaklarda Az Oynar Eklemlerde “eklem sıvısı (sinovial sıvı) çok az bulunur.” şeklinde de ifade ediliyor.
- Oynamaz “eklem kapsülü” ve “eklem sıvısı” (sinovial sıvı) bulunmaz.
- Ekleme ait iki kemik birbirine “ Ligament” denilen bağlarla bağlanır.
- Bu yapı eklemlere sağlamlık kazandırır.
Dikkat Et !
⇒Ligament İle Tendonu Birbirine Karıştırmayalım:
Ligament:
Eklem bölgelerindeki kemikleri, birbirine bağlayan bağlardır.
Tendon ( Kas Kirişi ):
Kasları kemiklere bağlayan bağlardır.
2- Az Oynar ( Yarı Oynar ) Eklemler:
1. Oynar eklemlere göre hareket yetenekleri sınırlı eklemlerdir.
2. Boyun, göğüs ve omurlar arasında bulunur.
3. Kemikler arasında sürtünerek aşınmayı önleyen kıkırdaktan oluşmuş diskler bulunur.
( Buradaki diskler fibröz ( lifli) kıkırdaktan oluşmuştur. )
4. Eklem sıvısı (sinovial sıvı) YOK . Dolayısıyla sinovial zar ve kapsülde yoktur . Burada sürtünmeyi önleyen aradaki kıkırdak yapılı disktir.
3- Oynamaz Eklemler:
1. Hareket yeteneği olmayan eklemlerdir.
2. Kafatası, yüz kemikleri (alt çene hariç), kalça kemiği arasından bulunur.
3. Kemikler testere dişlisi şeklinde birbirine bağlanmıştır.
4. Oynamaz eklemlerde; eklem kapsülü, sinovial zar ve sinovial sıvı bulunmaz.
KASLAR
Kas Dokunun Özellikleri:
1- Kaslarda hücreler arası madde bulunmaz.
2- Kas hücresinin sitoplazmasına Sarkoplazma, denir.
3- Kas hücre zarına ise Sarkolemma , denir.
4- Kas hücrelerinin Endoplazmik Retikulumuna da Sarkoplazmik Retikulum denir.
5- Kas hücresinin mitokondrilerine Sarkozom denir.
6- Kas hücreleri yüksek enerjiye ihtiyaç duyduklarından çok sayıda mitokondrileri (sarkozomları) vardır.
7- Sarkoplazmada , kasılmayı sağlayan Miyofibriller telcikler bulunur.
8- Miyofibriller, Aktin ve Miyozin denilen protein telciklerden (ipliklerlerden ) oluşur.
9- Aktin proteini İNCE , Miyozin proteini KALIN iplikleri oluşturur.
⇒Bütün kas çeşitlerinde aktin, miyozin denilen protein yapılı kas telcikleri bulunur.
⇒Ancak Düz Kaslarda dağınık yer aldığından bantlaşma göstermezken Çizgili ve Kalp kaslarında bantlı bir yapı gösterir.
⇒“Sarkoplazmik retikulum” da kas kasılmalarında görev yapan “ Kalsiyum Mineralleri ” Depo Edilir.
Not !
♦İnsanlar ömür boyu kullanacakları iskelet kas liflerine sahip doğarlar; yeni kas lifleri normalde üretilmez.
Örneğin;
•Ağırlık kaldırma, iskelet kas liflerinin sayısını artırmaz. Her birinin kalınlaşmasını sağlar.
♦Beyin,karaciğer,dalak,böbrek,pankreas ,kılcal damarlar, akciğerler gibi organların yapısında kas bulunmaz.
♦Kas hücreleri “ Asetil Kolinle “ uyarılır.
( Asetil Kolin nörotransmitter olarak sinaps bölgelerinde görev yapar.)
Ek Bilgi:
DALAK:
Vücudumuzda bulunan kırmızı kan hücrelerini, ortadan kaldırarak onların içerisinde bulunan demiri tekrar vücudumuzun kullanımına sunar.
Dalak insan vücudunun sol tarafında mide, sol böbrek ve diyafram arasında yer almaktadır.
Normal bir dalağın uzunluğu 12 cm. genişliği 8 cm. ve kalınlığı 5 cm’dir.
Bir insanın yumruğu kadar büyüklüğe sahip yumuşak bir organdır. Ağırlığı 150 – 200 gr. kadardır.
Dalağın Görevleri Arasında Şunları Sayabiliriz:
1- Bir çeşit akyuvar olan lenfositleri üretir.
2- Ömrünü tamamlamış, yaşlanan alyuvarlar, büyük dalak hücreleri tarafından parçalanırlar.
3- Memeli canlılarda dalak, kırmızı kan hücrelerinin deposu olarak kullanılmaktadır.
4- Yüksek miktarda enerji gerektiren durumlarda, dalak kasılarak dolaşım sistemine bol miktarlarda kan iletilmesini sağlar.
5- Vücudun mikroplara karşı koymasında önemli olan hücrelerin üretilmesini sağlar.
6- Mikroorganizmalara karşı görevleri olan antikorların üretilmesinde de etkin rol oynar.
7- Anne karnındaki fetüste, alyuvarların yapıldığı yerdir.
8- İhtiyaç duyulması durumunda alyuvarları ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan pulları
depolar.
Kas Dokunun Görevleri:
Kasılıp gevşeme özelliğine sahip hücrelerden oluşan kas dokunun vücutta dört temel görevi vardır. Bunlar:
1- Hareket :
Kaslar, kemikler ile birlikte vücudun yer değiştirme ve diğer hareketlerin gerçekleşmesini sağlar.
2- Madde taşınması :
Kalp kası, vücutta dolaşan kanın pompalanmasını sağlar. İskelet kasları damarlara basınç uygulayarak kanın ve lenf sıvısının taşınmasında yardımcı olur.
3- Şekil ve korumanın gerçekleşmesi :
Kemiklerin etrafını saran kaslar vücut şeklinin oluşmasını sağlar
4- Isı üretimi:
Soğuk havalarda üşüdüğümüzde istemsiz olarak titremeye başlarız. Titreme olayı ile kaslarda hareket, dolayısıyla oksijenli solunum artar, buna bağlı olarak da vücut sıcaklığında artış olur. ( Enerji yani ATP üretimi sırasında bir miktar ısı açığa çıktığımı yani ısı oluştuğunu hatırlayalım.)Böylece vücut sıcaklığı korunmuş olur.
Kas Dokunun Çeşitleri:
Vücutta;
1- İskelet Kası (Çizgili Kas),
2- Düz Kas,
3- Kalp Kası
olmak üzere üç çeşit kas dokusu vardır.
Şekil: Kas Hücre Çeşitleri
1- Çizgili Kas ( İskelet Kası )
1- Vücudun iskelet sistemiyle birlikte hareketini sağlar.
2- Hücreleri uzun, ince, silindir şeklinde olup çok çekirdeklidir.
3- Çizgili Kas hücrelerine “KAS LİFİ” denir.
4- Hücreler arası zarları eridiğinden dolayı çizgili kas lifleri çok çekirdeklidir.
5- Çekirdekler hücre zarının hemen altında bulunur.
6- Miyofibriller, düzenli aralıklarla AÇIK ve KOYU olarak enine bantlaşmalar gösterir.
Şekil: Çizgili Kas Çalışması
Hatırlatma:
OKSİJENLİ SOLUNUM
NOT :
- Beyin ve çizgili kas hücrelerinde 30 ATP;
- Kalp kası, böbrek ve karaciğer hücrelerinde 32 ATP net kazanç elde edilir.
- ATP sentezindeki bu farklılık, glikoliz evresinde üretilen NADH2 moleküllerinin; farklı dokularda farklı mekanizmalarla ETS evresine katılmalarından kaynaklanır.
Hatırlatma :
- Önceki yıllarda oksijenli solunum sonucu 40 ATP üretilip, net kazancının buna bağlı olarak 38 ATP olduğu şeklinde ifade ediliyordu.
- Yeni çalışmalar sonucu net ATP ’ nin 30-32 ATP olduğu tespit edilmiştir.
Glikolizin Tanımı:
- Glikoliz, kandan hücreye alınan 6C’lu glikozun (C6H12O6) 3C’lu 2 molekül prüvata (=prüvik asit) parçalanması olayıdır.
Veya; - Glikozun Çeşitli Enzimler Yardımıyla Pirüvata ( = Pirüvik Asit )Kadar Yıkımına “Glikoliz “ Denir.
GLİKOZUN SONUNDA:
1- 4 mol ATP ( 2 ATP HARCANDIĞI İÇİN NET KAZANÇ 2 ATP DİR.)
2- 2 mol NADH + H ( o2’li solunumda glikolizde oluşan 2 NADH + H .Molekülü Mitokondriye Geçer)
3- 2 mol pirüvat ( pirüvik asit ) üretilir.
- Glikozun yapısına katılan atomların radyoaktif izotopları kullanılarak oksijenli solunum reaksiyonlarında oluşan ürünlerin kaynağı belirlenebilmiştir.
- Buna göre glikozun atomlarının ve oksijenin oluşan ürünlere geçişini şöyle gösterebiliriz:
NOT:
Oksijenli solunumda toplamda 12 H2O üretilir.
Krebste 6 H20 kullanıldığından net 6 H2O üretilmiş olur.
LAKTİK ASİT FERMANTASYONU (Asit Fermantasyonu)
- Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir.
- Bazı bakterilerde (Yoğurt bakterilerinde)
- Yeterli O2 gelmediği durumlarda omurgalıların çizgili kas hücrelerinde (iskelet kası)
- Olgun alyuvar hücrelerinde (Memeli alyuvarlarında mitokondri organeli olmadığından laktik asit fermantasyonu ile ATP üretilir.)
- Bazı mantarlarda
gerçekleşir.
Hatırlatma!
♦Etil Alkol ve Etanol aynı terimlerdir.
♦Ancak, Laktik Asit ve Laktat birbirlerinden bir hidrojen farklıdır.
♦Bu farklılık, pH ’da Laktik Asitin iyonlaşarak Laktata dönüşmesinden kaynaklanır.
Dikkat Et !
⇒Her bir “Miyofibril”, protein yapılı “Aktin” ve “Miyozin” iplikçiklerden oluşur.
⇒“Miyozin” proteinlerinin bulunduğu kısımlar koyu, ( “miyozin” kalın iplikçiklerden oluştuğu için Işığı Çok Kırar ve bu nedenle koyu renkli görülür.) “Aktin” proteinlerinin bulunduğu kısımlar ise açık renkli ( “aktin” ince iplikçiklerden oluştuğu için Işığı Az Kırar ve bu nedenle açık renkli görülür.) görülür.
⇒Bu nedenle “Enine Bantlaşma” görülür ve ”açıklı -koyulu” görüldüğü için de “Çizgili Kas” olarak adlandırılır.
7- Somatik sinir sistemi kontrolünde çalışır. Yani istemli çalışır.(Yalnız sinir yoluyla uyarılır.)
8- Düz kaslara göre daha hızlı çalışır, çabuk yorulur.
9- Çizgili kas hücreleri sitoplazmalarında (sarkoplazmalarında) Oksijen depolayabilen ve Demir ( Fe ) içeren Miyoglobin Pigmenti taşıdıklarından kırmızı renkte görünürler.
10- Miyoglobin yoğun kas faaliyetlerinde depo ettiği oksijeni mitokondriye (sarkozoma)aktarır.
11- Hem Oksijenli solunum hem de oksijensiz solunum ( laktik asit fermantasyonu) yapar.
12- Oksijen yetersizliğinde laktik asit fermantasyonu ile ATP üretirler.
♦Miyoglobin oksijen depolayan pigmenttir.
( Dikkat Et ! )
Laktik Asit Fermantasyonu ve Kas Yorgunluğu
- Çizgili kaslarda oksijen yetersizliğinde “Laktik Asit Fermantasyonu” ile ATP üretirler.
- Çizgili kasların fazla çalışması sonucu meydana gelen “Laktik Asit” kan dolaşımıyla beyne ulaşarak yorgunluk ve uyku duygusunu meydana getirir.
- “Laktik Asit”, sinir uçlarıyla kas tellerinin arasını kapatarak uyartının iletilmesini engeller.
- Bu duruma “Laktik Asit Yorgunluğu = Kas Yorgunluğu” denir.
- Yorulan kas eskisi gibi çalışmaz.
- Yorulan kasın tekrar normal çalışabilmesi için bir süre dinlenmesi gerekir.
- Dinlenme esnasında biriken “laktik asidin” bir kısmı oksijen ile yakılarak ATP’ ler üretilir.
- Bir kısmı ise “glikojene” dönüştürülerek kasta depolanır.
- Sütten yoğurdun oluşumu sırasında yoğurt bakterileri “laktik asit fermantasyonu “ yapar. Yani yoğurdun içinde “laktik asit” vardır. Bu nedenle yoğurt yediğimizde uykumuz gelir.
♦“Laktik asit fermantasyonu” ile enerji üretilebilir.
♦Az miktarda “laktik asit” ısınmaya ve kas hücrelerinde yumuşamaya neden olduğundan kasların daha iyi çalışmasını sağlar. Bu nedenle spordan önce ısınma hareketleri yapılır.
Unutma !
♦Çizgili kas hücreleri, sentrozom olmadığı için aşırı farklılaştıklarından dolayı Mitoz Bölünme Geçirmezler.
♦Ağırlık kaldırma ve diğer kas geliştirici yöntemler kas hücre sayısını artırmaz sadece mevcut olanların büyümesini sağlar.
NOT:
- Laktik asit oksidatif kapasitesi yüksek dokular (kalp ve iskelet kası) için iyi bir enerji kaynağı, böbrek ve karaciğer gibi dokularda ise glikoz sentezi için bir ön maddedir.
- Kalp kası oksijen düzeyi çok düşük olduğu şartlarda laktik asit üretici, normal şartlarda ise önemli bir oksitleyici dokudur .
ÖNEMLİ !
1-Düz kaslarda laktik asit fermantasyonu olmaz.
2-Çizgili kaslarda oksijenli solunum olur.
•Oksijen yetersizliğinde, laktik asit fermantasyonu yapılır.
3- Kalp kasından oksijenli solunum olur.
Ayrıntı Bilgi:
⇒Çizgili kasların hızlı kasılmasının nedeni nedir?
- Düz kas hücrelerinin çoğunda sadece hücrelerin bir kısmı ,nöron (sinir )uçları ile bağlantılıdır.
- Diğer hücrelere uyartılar bu hücrelerden aktarılır.
- Buna karşılık çizgili kas hücrelerinin hepsi bir veya birkaç noktadan sinir uçları ile bağlantılıdır.
- Çizgili kasların düz kaslardan daha hızlı çalışmasının nedeni budur.
- Ayrıca çizgili kaslar miyelinli nöronlarla bağlantılı iken düz kaslar miyelinsiz nöronlarla bağlantılıdır.
Dikkat Et !
♦Miyoglobin,
•Kaslara kırmızı rengini verir.
•Çizgili ve kalp kasında oksijeni depo eder.
♦Hemoglobin;
•Kana kırmızı rengini verir.
•alyuvarlarda bulunur ve solunum gazlarını taşır.
- Suda yaşayan memelilerde (balina, yunus gibi) miyoglobin düzeyi oldukça yüksektir.
2- Düz Kas
1- Hücreleri ince, uzun mekik şeklindedir.
2- Hücreleri tek çekirdeklidir. Çekirdek hücrenin ortasında bulunur.
3- Sarkoplazmik retikulum iyi gelişmemiştir.
4- Hücrelerinde Miyofibriller bantlaşma Yapmamışlardır.
5- Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalıştıklarında isteğimiz dışında çalışan istemsiz kaslardır.
6- Sadece Oksijenli solunum yaparlar.
7- Miyoglobin içermediklerinden Açık Renkte görünürler.
8- Çizgili kaslara göre yavaş çalışır, daha geç yorulurlar.
9- İç organların yapılarında bulunur.
•dolaşım ( kan damarları),
•sindirim( yemek borusu, mide , bağırsak ),
•solunum, (soluk borusu),
•boşaltım ( idrar kesesi (mesane) ) ,
•üreme( rahim= uterus),
sistemleri gibi.
Dikkat Et !
- Miyofibriller sitoplazmada dağınık olarak bulunur.
- Başka bir ifadeyle Düz Kaslarda da protein yapılı Aktin ve Miyozin iplikçikleri vardır. Ancak dağınık halde bulunurlar.
- Bu nedenle bantlaşma görülmez ve de Düz Kas olarak isimlendirilir.
NOT :
- Düz kaslardaki kasılma birimi, sarkomer değil Hücrenin Kendisidir.
- Çünkü düz kasta sarkomer Yoktur.
- Düz kas, hız yerine gücü korumak için özelleşmiş dokudur.
- Sarkomer Sadece Çizgili Kaslarda Ve Kalp Kasında Görülür, Düz Kaslarda Görülmez.
Ek Bilgi :
SARKOMER
♦Kaslarda kasılma birimi olarak SARKOMER kabul edilir.
- Sarkomer, iki Z çizgisi arasındadır. Z çizgisi I bandını ikiye ayırır.
- Kasılma sırasında İki Z çizgisi birbirine yaklaşır.
- Z çizgisi birbirine yaklaşınca sarkomerin boyu kısalır.
- Kasılma esnasında A bandının boyu değişmez. I bandı kısalır.
- H bandı aktin ipliklerin birbirine yaklaşmasından dolayı görülmez.
- İşte iki Z çizgisi birbirine yaklaştığında kasın boyu kısalır ve kas kasılır.
- Kas gevşeyince iki Z çizgisi birbirinden uzaklaşır.
- Yani sarkomer ilk halini alır.
- Kasılma ve gevşeme sırasında aktin ve miyozin iplikleri arasında kaymaya benzer bir hareket görülür.
- Sarkomer, iki Z çizgisi arasında bulunur.
- Sarkomerin yapısında, kasın kasılmasında görev alan aktin ve miyozin iplikleri bulunur.
- İki aktin ipliği arasına H bandı denir.
- Miyozin ipliğinin boyuna A bandı denir.
- İki miyozin arasına I bandı denir.
- I ve H bantları ışığı az kırdığından, açık renkli görünürler. ( izotrop bölge)
♦A bandı ise ışığı çok kırdığından koyu renkli görünür. (anizotrop bölge)
NOT:
- Düz kas hücrelerine genellikle biri sempatik diğeri para sempatik sinirden gelen iki sinir teli bağlanır. (Sempatik sinirler düz kasların faaliyetlerini hızlandırır. Parasempatik sinirler ise yavaşlatır.)
- Düz kas hücreleri, yaralanmalardan sonra mitotik aktivite geçirirler.
- Düz kaslarda rejenerasyon yeteneği yani bölünme yeteneği sadece yaralanmalar sonucu mitozla olur.(Normalde sürekli olarak mitoz bölünme görülmez.)
3- Kalp Kası
1- Sadece kalpte bulunur.
2- Yapısı çizgili kaslara, çalışması düz kaslara benzer.
3- Tek ya da iki çekirdekli olabilirler. Çekirdek hücrenin ortasında bulunur.
4- Miyoglobin taşıdıklarından kırmızı renkte gözükürler.
5- Miyofibriller bantlaşma gösterir.
6- Düzgün silindirik yapılı ve dallanmalar ile birbirine bağlamış kas yapılarıdır.
7- Otonom sinirler denetiminde istemsiz olarak çalışır.
8- Oksijenli solunum yaparlar.
9- Kalp kası, tahrip edici etkenlere karşı diğer kas türlerine göre daha dayanıklıdır fakat, tahribat sonrasında çok az yenilenebilme özelliğine sahiptir. Yenilenme, Fibröz Bağ dokusu tarafından yapılır.( Bölünme yeteneğini kaybetmiştir)
10- Kasılıp gevşeme hızı; düz kaslardan daha hızlı, çizgili kaslardan daha yavaştır.
11- Çalışması hızlı ancak ritmik şekildedir ,yorulmazlar.
⇒(Sempatik sinirler kalp kasının faaliyetlerini hızlandırır. Parasempatik sinirler ise yavaşlatır.)
♦Diskler, kalp atımı sırasında elektriksel uyarının yayılmasını sağlar.
♦Böylece kalp kasının düzenli çalışması sağlanmış olur.
Şekil: Kalp kası
Şekil: Kas Çeşitleri
UNUTMA!
- Aktin ve miyozin iplikleri, çizgili kaslarda ve kalp kasında Sarkomer yapısı içinde bulunur.
- Düz kaslarda aktin ve miyozin iplikleri olmasına rağmen Sarkomer yapısı görülmez.
⇒ZEDELENMELER ” BAĞ DOKU ” TARAFINDAN ONARILIR.
KASLARIN ÇALIŞMA PRENSİBİ
1-
•Kasları kasılabilmesi için uyarılmaları gerekir.
•Kasların kasılmasını sağlayan en küçük uyarı şiddetine Eşik Şiddeti denir.
•Kas eşik şiddetin altındaki uyarılara tepki göstermez. Eşik şiddetin üzerindeki uyarılara ise hep aynı şiddette tepki gösterir.
•Buna Ya Hep Ya Hiç Prensibi denir.
Şekil: Bir kas telinde ya hep ya hiç prensibi
NOT:
- Ya hep ya hiç kuralı tek bir kas teli için geçerlidir.
- Birçok kas telinin bir araya gelmesiyle oluşan kas demetlerinde merdiven etkisi görülür.
- Çünkü kas demetine verilen uyarı şiddeti arttığında, uyarılan kas teli sayısı da artacağından verilen tepki de artar.
Şekil:
Bir kas demetinde merdiven etkisi.
- 1, 2 ve 3 ile verilen kas tellerinin uyarılma eşiği farklıdır.
- Belli bir şiddetteki uyarı önce kolay uyarılabilen 1. kas telini uyarır.
- Uyarı şiddeti arttıkça sonra 2. kas teli sonra da 3. kas teli uyarılır.
- Uyarılacak kas teli kalmayınca verilen tepki değişmez.
2- Dinlenme durumundaki kaslar belirli bir derecede kasılma durumundadır. Buna “ Kas Tonusu “ denir.
NOT:
- “Kas tonusu” hali, kasın uyarılara hızlı ve kuvvetli tepki vermesini sağlar.
- “ Kas Tonusu ” hali ölüm veya baygınlık durumunda ortadan kalkar.
- Çizgili kasların, “kas tonusu” Orta Beyin tarafından kontrol edilir.
3- Uyarılan bir kasın bir kez kasılıp gevşeyerek eski halini almasına ” Kas Sarsı ” ya da “ Kasıl Sarılma ” denir.
Bu süreç içinde sırasıyla üç evre görülür. Bunlar:
a) Gizli Evre
b) Kasılma Evresi
c) Gevşeme Evresi
Dikkat Et !
⇒Kaslar bu evrelerin tamamında , ATP Üretimine ve Tüketimine devam eder.
3- ” Kas Sarsısı ” Evreleri:
a) Gizli Evre: (Bekleme evresi)
Kasın uyarıldığı an ile kasılmaya başladığı an arasında geçen süredir.( 0,01 saniyelik evredir.) ( I – nolu evre)
b) Kasılma evresi:
Kasılmanın başladığı an ile gevşemenin başladığı an arasında geçen süredir.( 0,04 saniyelik evredir.) ( II – nolu evre)
c) Gevşeme evresi:
Kasın gevşeyerek eski hâline dönmesine kadar geçen süredir.
( 0,05 saniyelik evredir.) ( III – nolu evre)
Çizgili Kasların Kasılma Prensibi
4- FİZYOLOJİK TETANOZ:
- Kasa, çok kısa aralıklar ile çok fazla uyarı verilirse kas gevşeme evresini gerçekleştiremeden kasılı kalır.
- Bu durumda kas esnekliğini kaybeder ve sertleşir. Bu şekilde kasın kasılı kalmasına fizyolojik tetanoz denir.
- Bu durumun geçmesi için buna neden olan uyartıdan daha şiddetli bir uyarı tatbik edilmelidir. Örneğin, iğne batırmak gibi.
UYARI !
♦Kaslarda fazla Laktik Asit birikmesi de “ Fizyolojik Tetanoza “ neden olur.
Soru: Aşağıda verilen grafiklerde üç özdeş kas telinin uyarılar karşısındaki tepkileri gösterilmiştir.
Buna göre ; kaslara verilen uyarı sıklığını çoktan aza doğru sıralayınız.
Cevap: III , II , I
Açıklama:
III : Tam fizyoloiik tetanoz olayını göstermektedir.
II : Yarım fizyoloiik tetanoz olayını göstermektedir.
I : Normal kasılma olayını göstermektedir.
a. Belli zaman aralıkları ile gönderilen uyarıların kasta yol açtığı normal kasılıp gevşemeleri gösterir.
b. Uyarı gönderme aralıkları kısaltıldığında, kasın gevşeyemeden tekrar kasılmasını (tam olmayan fizyolojik tetanos halini) gösterir.
c. Uyarı gönderme aralıkları kısaltıldığında, kasın kasılı durumda kalmasını (tam fizyolojik tetanos halini) gösterir.
Kasların Uyarılması
Düz Kasların Uyarılması:
- Otonom sinir sisteminden gelen uyarılarla olur.
- Ayrıca ”düz kasların” uyarılmasında kalsiyum iyonu ( Ca+2 ) ve hormonlar da etkili olur.
- Örneğin, gebelik sonunda anne Uterusundaki (rahmindeki) düz kasların kasılmasında dişilik hormonları (“OKSİTOSİN HORMONU“ hipofiz arka lobundan salgılanıp, doğumda rahim kaslarının kasılmasını, doğumdan sonrada meme bezlerindeki sütün süt kanallarına geçmesini sağlar.) etkilidir.
- Düz kaslarla, kalp kası hücrelerinin sadece bir kısmı sinir uçlarıyla bağlantılıdır.
- Diğer hücrelere uyartılar, bu hücrelerden aktarılır.
- Düz kasların yavaş çalışmasının nedeni budur.
Kalp Kasının Uyarılması:
♦Kalp kasının çalışması kalpte bulunan özel düğümlerle (Sinoatrial Düğüm = S.A. node) düzenlenir.
•Sempatik ve parasempatik sinirler,
•Troksin ve adrenalin gibi hormonlar,
•Kanın karbondioksit (CO2 )derişimi,
•Sıcaklık
gibi etkenler kalp kasının çalışmasını etkiler.
Hatırlatma:
⇒Sempatik, parasempatik sinirler “antogonist” (zıt) çalışır.
⇒Sempatik hızlandırır, parasempatik ise kalbin çalışmasını yavaşlatır.
Çizgili ( İskelet) Kasların Uyarılması:
- Miyelinli motor ( hareket) sinirleriyle uyarılır. (somatik sinir sistemi ile çalışır.)
- Beyin ve omurilikten gelen sinir uyartıları ile uyarıldıkları zaman kasılır.
- Kaslara giren sinirler, kas içinde bir çok kola ayrılarak sonlanır. Bu dallanma kasın daha iyi uyarılması içindir.
- Sinir uçlarının kas zarına bağlandığı yere Motor Uç Plak denir.
- Bir sinir teli birden fazla kas hücresiyle bağlantılı olabilir. Örneğin, Vücudun en büyük ve en uzun motor sinir olan “Siyatik Sinir” 650 tane bacak kas hücresini uyarabilecek yapıdadır.
- Motor nöronlarının kastaki uçları olan Motor Uç Plakları, sinir teli ve kas teli arasında oluşmuş bir çeşit sinapstır.
- Sinir ucunun kas üzerinde sonlandığı yer, kas hücresinin ortasına yakın kısmıdır. Uyartı bu orta kısmından hücrenin iki tarafına doğru ilerler.
- Motor Uç Plağından kas hücresi zarına galen uyartı, kasılmayı sağlayan bir güç doğurur. Uyartı kas hücresi boyunca elektriksel değişimlerle ilerler.
Çizgili Kasların Kasılması:
( Çizgili Kaslarda bantlaşma)
Çizgili Kaslardaki Bantlaşmaların Sebebi;
- Kasın yapısındaki aktin (ince iplikli) ve miyozin (kalın iplikli) proteinlerinin düzenli bir şekilde dizilimiyle açık ve koyu renkli bantların oluşmasına neden olur.
A bandı:
- Miyozin iplikçiklerinin boyunu gösterir.
- Bu bölgede hem Miyozin hem de Aktin iplikçikleri bulunduğu için , ışığı çok kırar ve koyu renkli görünür.
I bandı :
- Sadece aktin iplikçiklerinin bulunduğu bölgedir.
- Bu bölge ince yapıda olduğundan ışığı az kırar, açık renkli görünür.
H bandı :
- A bandının ortasında sadece miyozin iplikçiklerin bulunduğu açık renkli görünen şerit şeklindeki kısma denir.
Z çizgisi:
- I bandının ortasında Z çizgisi bulunur.
- Sarkomerin sınırlarını belirler.
- İki Z çizgisi arasında kalan ve bir A bandını içeren birim sarkomer olarak adlandırılır.
Sarkomer:
- Kasların en küçük kasılma birimidir. Bir kas lifinde çok sayıda bulunur.
( Huxley’ İn (Huksley) Kayan İplikler Hipotezi)
Şekil: Çizgili Kasın Mikroskobik Yapısının Şeması
Ek Bilgi:
- İnsan kaslarının büyüklüğünü temelde kalıtım ve testosteron hormonu belirler.
- Erkeklerdeki testosteron hormonu, kasların kadınlara göre daha fazla gelişmesini sağlar.
- Ancak kaslar egzersizle %30-60 kadar daha hipertrofiye olabilir.
- Hipertrofi, kas liflerinin sayılarının artmasından daha çok, çaplarının artması sonucu oluşur.
♦İskelet kaslarının kasılmasını açıklayan hipotezlerden en çok kabul göreni Huxley’in “Kayan İplikler Hipotezi” dir.
♦Bu hipoteze göre;
•Kasılma aktin ipliklerinin miyozin iplikleri üzerinde kayarak birbirine yaklaşmasıyla gerçekleşir.
♦Aktin ve miyozin ipliklerinin beraber oluşturdukları yapıya AKTOMİYOZİN denir.
Kasılma ve Gevşeme Sırasında Ortak Görülen Olaylar:
- A bandının boyu değişmez.
- Kasın kütlesi ve hacmi değişmez.
- Aktin ve miyozin ipliklerinin boyu değişmez.
- Solunum yapılır.
- ATP harcanır, CO2 ve ısı üretilir.
- Miyozin yeri değişmez ancak aktinin yeri değişir.
Kas Kasılmasının Kimyasal Olarak Açıklanması
- Çizgili kasların kasılmaları beyin tarafından kontrol edilir. (somatik sinirler ile istemli olarak)
- Çizgili kasın kasılmasını kontrol eden motor nöronların (miyelinli nöronlar) akson uçları çizgili kaslar ile sinaps yapar.
- Motor nöronların kas zarına bağlandığı kısma motor plak (motor uç plak) (sinir – kas sinapsı) denir.
Şekil: Çizgili kasın motor nöronları ile uyarılması
Bir Kasın Uyarılarak Kasılması Sürecinde, Sırası İle Şu Olaylar Gerçekleşir.
1. Motor uç plaklarındaki nörondan sinaptik boşluğa asetil kolin salgılanır.
2. Asetil kolin, kas hücresindeki reseptörlere bağlanır ve kas hücre zarının Na + geçirgenliğini artırır.
3. Kas hücre zarından içeri giren Na + iyonları, hücrede elektriksel bir değişime neden olur ve aksiyon potansiyelini başlatır.
4. Kas hücresinde oluşan depolarizasyon kas hücresi zarı boyunca yayılır. Sarkoplazmik retikulumda depolanan Ca++ iyonları serbest kalarak aktin ve miyozin ipliklerinin arasına dağılır.
5. Ca+2 iyonları miyozin üzerindeki ATP sentaz enzimini aktif ederek ATP ’nin hidrolizini başlatır. Bunun sonucunda ADP, P ve enerji elde edilir.
6. Açığa çıkan enerji Aktinlerin miyozin üzerinde kaymasını ve böylece kasın kasılmasını sağlar.
7. Daha sonra Ca+2 iyonları aktif taşıma ile Sarkoplazmik Retikuluma döner ve kas gevşemeye başlar. (Bu sırada aktif taşıma yapıldığında kasın gevşemesi sırasında da enerji harcanır.)
NOT !
•Kasılmış kasta Ca++, Sarkoplazmadaki Aktin – Miyozin arasındadır.
•Gevşemiş kasta Ca++, Sarkoplazmik Retikulum içindedir.
⇒İskelet kası lifleri kendilerine sinirler aracılığı ile bir uyarı gelmediği sürece kasılmazlar.
⇒İskelet kasının kendi kendine, dışarıdan hiçbir uyarı olmadan kasılabilme yeteneği yoktur.
Kasta Gerekli Enerjinin Sağlanması
♦Kasların hem kasılması hem de gevşemesi sırasında enerji harcanır.
♦Bu nedenle kas hücrelerinde mitokondri sayısı fazladır.
⇒Hatırlatma : kas hücrelerinde mitokondrilere “ Sarkozom ” denir.
Kasın Çalışması İçin Gerekli Enerji Sırasıyla Aşağıdaki Şekilde Elde Edilir :
1. Enerji ilk olarak kas hücrelerinde hazır bulunan ATP molekülünden sağlanır.
( ATP hücrede depolanmadığından çok kısa bir sürede ( 0,5 sn ) tüketilir.)
2. Kreatin Fosfat:
•Dinlenme durumundaki kas hücrelerinde ihtiyaçtan fazla miktarda ATP bulunur. Bu durumda kreatin, ATP’ den bir fosfat alarak kreatin fosfat haline dönüştürülür. ATP kreatin fosfat halinde depolanmış olur.
•Kasın çalışması sırasında hazır ATP bitince Kreatin fosfat kullanılır. Kreatin fosfat, kreatine dönüştürülüp açığa çıkan ADP’ ler den ATP üretilir. ATP hidroliz edilerek enerji elde edilir.
3. Glikoz (O2’li):
•Hazır bulunan glikozlar ile glikojenlerin hidrolizi ile elde edilmiş glikozların oksijenli solunumu ile açığa çıkan ATP kullanılır.
4. Glikoz (O2’siz):
•Kasa gerekli oksijen gitmediğinde ise gerekli enerji laktik asit fermantasyonundan sağlanır.
5. Bütün bu kaynakların tükenmesi ile birlikte önce Yağlar en son da Proteinler enerji kaynağı olarak kullanılır.
Uyarı !
- Kasların hızlı kasılması sırasında kasta bulunan ATP kısa sürede tükenir.
- Bu durumdaki kas hücreleri gerekli ATP ihtiyacını sırasıyla;
- Kreatin fosfat ( sadece çizgili kaslarda)
- Oksijenli solunum
- Laktik asit fermantasyonu ( sadece çizgili kaslarda)
NOT:
⇒Tepkimenin her iki yönü içinde “kreatin kinaz” enzimi kullanılır.
⇒Dinlenme esnasında “kreatin” , ATP molekülünden bir fosfat (P) alarak “kreatin fosfata” dönüşür . Böylece enerji gerektiğinde kullanılmak üzere “kreatin fosfat” depolanmış olur.
Sonuç Olarak Ağır Bir Egzersiz Sırasında Moleküllerin Öncelikli Kullanım SIRASI:
ATP – Kreatin fosfat – Glikojenden oluşan glukoz – Yağ – Protein
Kasılma Sırasında Miktarı Değişmeyenler
- Ca+2 ( Ca++ Sarkoplazmik Retikulum dan Miyofibriller arasına geçer “ATP sentaz “enzimini aktifleştirip tekrar olduğu gibi Sarkoplazmik Retikuluma geri döner.)
- ATPaz ( enzim miktarı değişmez.)
- Kreatin Kinaz ( enzim miktarı değişmez.)
Not !
Kreatin
- Kreatin, tüm memelilerin vücudunda Glisin, Arginin ve Metiyonin Amino Asitlerinden, KARACİĞER, BÖBREKLER ve PANKREASTA Sentezlenen bir amino asit türevidir.
( Hatırlatma: Metiyonin amino asidi protein sentezi için başlangıç kodonuyla çağrılan amino asittir.) - Biyosentezden sonra iskelet kaslarına, kalbe, beyne ve diğer dokulara taşınır.
- Bu dokularda ani enerji ihtiyaçlarını karşılamak için ATP’ nin yıkılmasına yardımcı olarak enerji depolayıcı form olan ‘Kreatin Fosfat (Fosfokreatin)’a dönüşür.
- Kreatin Fosfat kasta ve diğer dokularda ADP’ den ATP dönüşümünü sağlayan yüksek enerjili bir fosfat bileşiğidir.
KAS İSKELET İLİŞKİSİ
♦İskelet kasları kemiklere sıkı bir bağ dokusu ile bağlanır. Bunlara:
“Kas Kirişi “ veya “Tendon” denir.
Antagonist Kaslar:
- Birbirine zıt çalışan kaslardır. Biri kasılırken diğeri gevşer.
Örnek: Kol ve bacaklardaki kaslar
Sinerjit Kaslar:
- Aynı anda kasılıp aynı anda gevşeyen kaslardır:
Örnek: Karın ve sırt kasları
Not:
•Kasların çekme özelliği bulunmasına karşın; itme özelliği yoktur.
•Bu nedenle vücuttaki kasların çoğu çift olarak bulunur ve birbirinin aksi yönde (antagonist) çalışır.
Ölüm Katılığı (Rigor Mortis)
- Kasılmış kasın ATP yetersizliği sonucu gevşeyememesidir. Çünkü ölümden sonra birkaç saat içinde mevcut ATP tükenmektedir. Bu durumda kalsiyum iyonları Sarkoplazmik retikulumda dışarıya sızmakta ve geriye pompalanıp gevşemenin olması için gerekli ATP olmadığından kaslar kasılı olarak kalmaktadır.
- Yaklaşık oda sıcaklığındaki bir insanda ölümden 3-4 saat sonra görülmeye başlar, 12 saat sonra doruk noktasına ulaşır ve 20 saat sonra ortadan kalkar. Bundan dolayı rigor mortis, adli tıpta yaklaşık ölüm saatini saptamak için kullanılmaktadır.
- Öldükten 15-20 saat sonra ise hücrelerdeki lizozomlar otoliz olayıyla kas proteinlerini
( örnek olarak, protein yapılı ve kasların kasılmasın sağlayan miyofibril iplikler olan “aktin “ve “miyozin” iplikçileri “lizozomlar” ile parçalanması verilebilir.) parçaladığı için ölüm katılığı ortadan kalkar.
Meraklısına:
♦Uzun süre kovalanan hayvan avlanırsa, eti katı ve laktik asitten dolayı lezzetsiz olur.
DESTEK ve HAREKET SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI
1. Burkulma:
♦Sebep:
•Eklemlerin Çevresinde Yer Alan Bağların Ani Bir Hareket Sonucu Kısmen Yırtılması Olayıdır.
♦Sonuç:
•Ağrı, Şişlik Ve Morluk Gözlenir.
♦Tedavi:
•Burkulma Durumlarına Göre Farklı Tedaviler Vardır. İlaç, Hareket Etmeme, Buz Tedavisi, Ameliyat.
2. Çıkık:
♦Sebep:
•Kemiklerin eklem yerlerinden ayrılmasıdır. Oynar eklemlerdeki eklem bağlarının ve eklem kapsülünü zorlayan bir harekette bulunulması sonucunda gerçekleşebilir.
♦Sonuç:
•Ağrı, şişlik ve morluk gözlenir.
♦Tedavi:
•Çıkık durumlarına göre ameliyata kadar değişlik tedaviler vardır.
3. Kırık:
♦Sebep:
•Kemik bütünlüğünün, vurma, çarpma, düşme sonucu bozulmasıdır.
♦Tedavi:
•Tedavisi platin çubuklar, alçıya alma ile kemiğin kaynaşmasını sağlama, doku mühendisliği ile kırık bölgenin kemik yamalarla onarma ve protez kullanımı ile sağlanmaktadır.
4. Menüsküs:
♦Sebep:
•Diz eklemlerinde kıkırdak yapılı olan yük ve eklem dengesi sağlayan iki adet menüsküs bulunur. Bu yapıların yırtılmasıdır.
♦Sonuç:
•Ağrı, şişlik, hareket problemi.
♦Tedavi:
•Ameliyat.
5.Kramp:
♦Sebep:
•Kaslara aniden ağır bir çalışma ile yüklenildiğinde kas hücrelerinde yeterli besin ve oksijen sağlanamaması, mineral kaybı durumunda kramp oluşur.
♦Sonuç:
•Hareket problemleri.
♦Tedavi:
•Kramp bölgesini rahatlatmak amacı ile masaj uygulamak. Eğer krampa neden olan bir mineral eksikliği ise o minerali besin olarak almak.
Ek Bilgi:
- Magnezyum (Mg), potasyum(P) ve kalsiyum (Ca++) minerallerinin eksikliğinde kramp görülebilir.
- Bu minerallerin eksikliğinin giderilmesi için , Elma, Kayısı, muz, tahin-pekmez, süt ürünleri, deniz ürünleri, maydanoz, sarımsak, patates, badem, zeytin ve yeşil yapraklı bitkilerin tüketilmesini önerilir.
- Ayrıca ; Vücudun susuz kalması ve B12 vitamini eksikliği de krampın oluşmasında önemli bir etkendir
6.Kireçlenme:
♦Sebep:
•Eklemlerde bulunan kıkırdak yapının zarar görmesi ve eklem sıvısının azalması sonucu ortaya çıkar.
♦Sonuç:
•Hareket problemleri.
♦Tedavi:
•ilaç, sağlıklı ve dengeli beslenme, spor.
7.Romatizma:
♦Sebep:
•Bağışıklık mekanizmasında meydana gelen bozukluktur. Çok fazla çeşidi vardır. En bilineni eklem romatizmasıdır.
♦Sonuç:
•Eklemlerde şişlik, ağrı ve sıcaklık ile belirti verir.
♦Tedavi:
•Kronik bir hastalıktır. Tanı konduktan sonra ilaçla tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
8.Skolyoz: ( Omurga Eğriliği )
♦Sebep:
•Doğuştan ortaya çıktığı gibi sonradan da ortaya çıkabilir.
♦Sonuç:
•Omurga kemiklerindeki eğrilikler şeklinde kendini gösteren bir hastalıktır.
•Ağrı ve duruş bozukluğuna bağlı hareket zorluğu.
♦Tedavi:
•Egzersiz, korse kullanımı, ameliyat.
9.Bel Fıtığı:
♦Sebep:
•Omurga kemiklerinde bulunan diskler herhangi bir şekilde aşırı baskıya maruz kalırlarsa geçici veya kalıcı olarak zarar görür.
♦Sonuç:
•Yapısı bozulan disk, omurga kanalına ve sinirlere baskı yapmaya başlar. Bunun sonucunda şiddetli bel ağrıları ortaya çıkar. Ayrıca omurilikten çıkan ve ayaklara kadar uzanan siyatik sinire baskı yapıldığı için ağrı, ayaklarda hissedilir.
♦Tedavi:
•Egzersiz, ameliyat.
10.Kemik Erimesi (Osteoporoz):
♦Sebep:
•Genetik nedenler, yaşlılık sonucu kemik hücresi kaybı, D vitamini eksikliği, mineral eksikliği ile kemik ara maddesinin azalması kemik erimesinin nedenleri arasındadır. Ayrıca, menopoz döneminden sonra östrojen hormonunun azalmasıyla da başlayabilir.
♦Sonuç:
•Kemikler zayıflar ve kolay kırılır.
♦Tedavi:
•Güneş ışığından faydalanma, düzenli fiziksel aktiviteler ve yeterli oranda protein ve kalsiyum, mineral ve vitamin alımı bu hastalık yavaşlatabilir.
11.Raşitizim:
♦Sebep:
•D vitamini azlığı nedeniyle ortaya çıkan, Ca+2 (kalsiyum) ve P (fosfor) eksikliğinde görülen bir iskelet sistemi hastalığıdır. D vitamini, güneş ışığı etkisiyle deride son hâlini alan bir vitamindir. Bu nedenle yeteri kadar güneş ışığı almamış çocuklarda bu hastalık daha sık görülür.
♦Sonuç:
•Kemik gelişimi bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkan bacak kemiklerindeki güçsüzlük nedeniyle vücudu taşıyamayan bacakların eğildiği görülür.
♦Tedavi:
•Kalsiyum ve D vitamini takviyeleri de raşitizm tedavisinde kullanılabilir.
12. Osteomelazi (Kemiklerin Yumuşaması):
♦Sebep:
•Yetişkinlerde görülen raşitizm şeklidir.
•D vitamini ve Ca+2 eksikliğidir.
♦Sonuç:
•D vitamini ve Ca+2 eksikliğine bağlı olarak kemik yumuşar ve kolay kırılabilir hâle gelir. Sık doğum yapan kadınlarda Ca+2 ihtiyacı arttığından bu hastalığın görülme sıklığı da artar. Ayrıca böbrek yetmezliği görülen kişilerde Ca+2 geri emilimi yeterli olamadığından Osteomelazi görülme ihtimali artar. Kemiklerde şekil bozukluğu, çabuk yorulma gibi.
♦Tedavi:
•Öncelikle altta yatan neden ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle Osteomelazi tedavisinde D vitamini eksikliğini ortadan kaldıracak bir tedavi uygulanmalıdır. Gerekli tedavinin uygulanması durumunda tam iyileşme sağlanabilir. Ancak hastalık ihmal edilir ve tedavi edilmezse hastanın yatağa bağlı yaşaması söz konusu olabilir.
Not:
⇒Osteomelazi, Osteoporoz hastalığının ön habercisi yani, ilk safhası da denilebilir.
Destek ve Hareket Sisteminin Sağlığı İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz ?
1- Özellikle protein, kalsiyum ve fosfor içeren (et, süt, yumurta ve peynir gibi) besinlerle birlikte D vitamini alınmalıdır. Ayrıca D vitamininin görev yapabilmesi için yeterince güneş ışığı alınmalıdır.
2- İskelet ve kasların gelişmesi ve sağlığı için düzenli olarak yaşa bağlı spor yapılmalıdır.
3- Duruş ve oturuş biçimlerine dikkat edilmelidir. Örneğin sandalyede dik oturulmalı, kambur durulmamalı, dik yürünmelidir.
4- Aşırı ağır yük ani darbe ve zorlanmalardan kaçınılmalıdır.
5- Yük taşırken veya kaldırırken iki elle dengeli bir şekilde tutulmalıdır.
Düzenli Yürüyüş ;
- Kalp kası dâhil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek etkin çalışmalarını sağlar.
- Eklem ve kasların esnekliğini artırarak bel ve boyun ağrılarını hafifletir.
- Kemiklerin dayanıklılığını arttırır.
- Çabuk yorulmayı engeller.
- Uykusuzluğu azaltır, moral, özgüven ve iyimserliği arttırır.
Konu Tarama
Soru. 1: Aşağıdakilerden hangisi destek ve hareket sisteminin görevlerinden biri değildir?
A) Kanın damar içerisinde hareket etmesini sağlamak
B) Besinlerin fiziksel sindirimine yardımcı olmak
C) Mineral depolamak
D) Kan hücrelerini üretmek
E) Eritropoietin hormonu üretmek
Cevap 1) E
A) DOĞRU. ( İskelet kaslarını kasılıp gevşemesi, toplar damar içinde bacaklardan kalbe gelen kanın hareketinde etkilidir.)
B) DOĞRU. ( Örneğin mide kaslarının hareketleri mide içindeki besinlerin fiziksel olarak da sindiriminde etkilidir.)
C) DOĞRU. ( Başta Ca++ olmak üzere birçok mineralin depolanmasında görevlidir.)
D) DOĞRU. ( Sarı ve Kırmızı kemik iliklerinin başlıca görevi kan hücresi üretmektir.)
E) YANLIŞ. ( Eritropoietin hormonu , kan hücrelerinin üretimini sağlayan bir hormondur. Ancak; destek ve hareket sisteminin hiçbir kısmında bu hormon üretilmez. Bu hormon bol miktarda böbreklerden ve az miktarda da karaciğerden salgılanır.)
Soru. 2: İskeletimizde; uzun, kısa, yassı ve düzensiz şekilli olmak üzere dört farklı kemik bulunur.
Kemik dokuda bulunan aşağıdaki yapılardan hangisi her kemiğin yapısında bulunmaz?
A) Kırmızı kemik iliği
B) Periost
C) Sarı kemik iliği
D) Süngerimsi kemik doku
E) Sert kemik doku
CEVAP.2) C
A) Kırmızı kemik iliği ( Hepsinde Bulunur.)
B) Periost ( Hepsinde Bulunur.)
C) Sarı kemik iliği ( SADECE UZUN KEMİKTE BULUNUR.)
D) Süngerimsi kemik doku ( Hepsinde Bulunur.)
E) Sert kemik doku ( Hepsinde Bulunur.)
Soru. 3:
I. Mineral
II. Vitamin
III. Güneş ışığı
Yukarıda verilenlerden hangilerinin kemik gelişimi üzerine etkisi vardır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP.3) E
I. Mineral
II. Vitamin
III. Güneş ışığı
HEPSİNİN DE DOĞRUDAN VEYA DOLAYLI OLARAK KEMİK GELİŞİMİNE ETKİSİ VARDIR.
Soru. 4:
– Uzun kemiklerin uç kısmında ; yassı, kısa ve düzensiz şekilli kemiklerin ise iç kısmında bulunan kemik dokusudur.
– Uzun kemiklerin uzamasını sağlayan yapıdır.
– Süngerimsi kemik dokunun boşluklarını dolduran ve kan hücrelerini üreten yapıdır.
– Osteositlerin ortasından geçen ve içerisinde kan damarları ile sinirler bulunan yapıdır.
Yukarıda kemik doku ile ilgili bazı terimlerin açıklamaları verilmiştir.
Buna göre aşağıdaki terimlerden hangisinin açıklaması verilmemiştir?
A) Süngerimsi Kemik Doku B) Havers Kanalları C) Kırmızı Kemik İliği D) Periost E) Epifiz Plağı
CEVAP.4) D
– Uzun kemiklerin uç kısmında; yassı, kısa ve düzensiz şekilli kemiklerin ise iç kısmında bulunan kemik dokusudur. (Süngerimsi Doku)
– Uzun kemiklerin uzamasını sağlayan yapıdır. (Epifiz Plağı)
– Süngerimsi kemik dokunun boşluklarını dolduran ve kan hücrelerini üreten yapıdır. ( Kırmızı Kemik İliği)
– Osteositlerin ortasından geçen ve içerisinde kan damarları ile sinirler bulunan yapıdır. ( Hawers Kanalları)
Buna Göre : Periostun Tanımı Verilmemiştir.
Periost, bağ dokudan oluşmuş kemik zarıdır.
Periost; kemiği besler, kırılan kemiği onarır ve kemiklerin enine büyümesini sağlar.
Soru. 5: Aşağıda, kemik ve kıkırdak dokunun hücre ile hücreler arası maddeleri verilmiştir.
I. Osteosist
II. Kondrin
III. Osein
IV. Kondrosit
Verilenlerin doğru eşleştirilmesi aşağıdakilerden hangisidir?
Kemik Doku Hücresi Kıkırdak Doku Ara Maddesi
A) I II
B) I IV
C) III I
D) II III
E) IV III
CEVAP.5) A
I. Osteosist (Kemik Hücresinin Adıdır.)
II. Kondrin (Kıkırdak Ara Maddesinin Adıdır.)
III. Osein (Kemik Ara Maddesinin Adıdır.)
IV. Kondrosit (Kıkırdak Hücresinin Adıdır.)
Soru. 6: Kıkırdak doku ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Üç çeşit kıkırdak bulunur.
B) Kan damarı taşımazlar.
C) Embriyo iskeletinde elastik kıkırdak bulunur.
D) Bağ dokudan difüzyon ile beslenirler.
E) Ara maddelerinde lifler bulunur.
CEVAP. 6: C
A) Üç çeşit kıkırdak bulunur. ( DOĞRU. Hiyalin , Elastik ve Fibröz Kıkırdak. )
B) Kan damarı taşımazlar. ( DOĞRU. Bağ dokudan difüzyonla beslenirler. )
C) Embriyo iskeletinde elastik kıkırdak bulunur. ( YANLIŞ. Embriyoda Hiyalin Kıkırdak Bulunur. )
D) Bağ dokudan difüzyon ile beslenirler. ( DOĞRU. Kan damarı taşımadıkları için, Bağ dokudan difüzyonla beslenirler. )
E) Ara maddelerinde lifler bulunur. ( DOĞRU. ) (Hiyalin Kıkırdakta , kollojen lifler bulunur.)(Elastik Kıkırdakta, elastik lifler bulunur.)( Fibröz Kıkırdakta, kollojen lifler bulunur.)
Soru. 7: Aşağıdaki özelliklerden hangisi sadece çizgili kaslara aittir?
A) Birden fazla çekirdeğe sahip olma
B) Miyofibrillerin bantlaşma yapması
C) Laktik asit fermantasyonu ile ATP üretimi
D) Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalışma
E) Miyoglobin pigmentine sahip olma
CEVAP.7) C
A) Birden fazla çekirdeğe sahip olma. ( YANLIŞ. Çizgili kas hücrelerinin dışında kalp kasında da birden fazla çekirdek görülebiliyor.)
B) Miyofibrillerin bantlaşma yapması. ( YANLIŞ. Çizgili kas hücrelerinin dışında kalp kasında da bantlaşma vardır.)
C) Laktik asit fermantasyonu ile ATP üretimi. ( DOĞRU. Sadece çizgili kas hücrelerinde görülür.Düz kas ve kalp kası hücreleri sadece O2’ li solunum ile ATP üretebilirler. )
D) Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalışma. ( YANLIŞ. Çizgili kas hücreleri somatik sinir sistemiyle kontrol edilir. Bu özellik düz ve kalp kasları için geçerlidir.)
E) Miyoglobin pigmentine sahip olma. ( YANLIŞ. Çizgili kas hücrelerinin dışında kalp kasında miyoglobin pigmentine sahiptir. )
Soru. 8:
I. Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalışma
II. Hızlı çalışıp çabuk yorulma
III. Miyofibrillerin bantlaşma göstermesi
Yukarıda verilen özelliklerden hangileri kalp kasının düz kasa benzeyen özelliklerindendir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP.8) A
I. Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalışma. ( DOĞRU. Kalp kası ve düz kaslar otonom sinir sistemiyle kontrol edilir.)
II. Hızlı çalışıp çabuk yorulma. ( YANLIŞ. Bu özellik ikisine de ait değildir. Hızlı çalışıp , çabuk yorulma çizgili kaslara aittir. Düz kaslar yavaş çalışır, geç yorulur. Kalp kası ise orta hızda çalışır , hiç yorulmaz.. Dolayısıyla bu özellik zaten kalp ve düz kasların ortak bir özelliği değildir.)
III. Miyofibrillerin bantlaşma göstermesi. ( YANLIŞ. Bu özellik çizgili kaslara ve Kalp kasına ait ortak bir özelliktir. Düz kaslarda bantlaşma görülmez. )
Soru. 9: Aşağıda verilen kemiklerden hangisi arasında oynar eklem bulunur?
A) Kafatası kemikleri
B) Omur kemikleri
C) Kaburga kemikleri
D) El parmak kemikleri
E) Üst çene kemikler
CEVAP. 9) D
A) Kafatası kemikleri. (Oynamaz Ekleme Sahiptir.)
B) Omur kemikleri. ( Yarı ( Az ) Oynar Ekleme Sahiptir.)
C) Kaburga kemikleri. (Oynamaz Ekleme Sahiptir.)
D) El parmak kemikleri. (Oynar Ekleme Sahiptir.)
E) Üst çene kemikler. (Oynamaz Ekleme Sahiptir.)
Soru. 10: Bir çizgili kasın kasılması sırasında aşağıda verilen olaylardan hangisi gerçekleşmez?
A) Sarkomer boyu kısalır.
B) Defosforilasyon gerçekleşir.
C) İki Z çizgisi birbirine yaklaşır.
D) A bandı kısalır.
E) Miyofibrillerin boyu değişmez.
CEVAP.10) D
Bir çizgili kasın kasılması sırasında aşağıda verilen olaylardan hangisi gerçekleşmez?
A) Sarkomer boyu kısalır. ( GERÇEKLEŞİR.)
B) Defosforilasyon gerçekleşir. ( GERÇEKLEŞİR.) Defosforilasyon ATP tüketimidir. Kasılma sırasında ATP harcanır. Hatta ATP ‘ nin hem üretimi (fosforilasyon) hem de tüketimi gerçekleşir.
C) İki Z çizgisi birbirine yaklaşır. (GERÇEKLEŞİR.)
D) A bandı kısalır. (GERÇEKLEŞMEZ.) Kasılma sırasında A bandı değişmez.
E) Miyofibrillerin boyu değişmez. (GERÇEKLEŞİR.) Miyofibriller , aktin ve miyozin idi. Aktin ve miyozin boyu değişmez.
Soru. 11:
I. I bandı
II. A bandı
III. H bandı
Yukarıda bir çizgili kasın yapısında bulunan bant bölgeleri verilmiştir.
Verilenlerden hangilerinin hem kasılma hem de gevşeme sırasında boyunda değişiklik meydana gelmez?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP.11) B
I. I bandı = ( kasılma sırsında KISALIR, gevşeme sırasında UZAR.)
II. A bandı = (DEĞİŞMEZ.) Abandı miyozin boyuna eşittir. Miyozin de kasılma ve gevşeme sırasında boyu değişmez.)
III. H bandı = ( kasılma sırsında KISALIR, gevşeme sırasında UZAR.)
Soru. 12: Grafikte bir çizgili kasın belirli bir zaman diliminde kasılma boyu verilmiştir. Bu kas ile ilgili;
I. I. de enerji harcamamaktadır.
II. Kasa uyarı II. anda gelmiştir.
III. III. de gevşeme yapmaktadır.
IV. Tonusun oluşumu beyincik tarafından kontrol edilir.
verilenlerden hangisi doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) III ve IV D) I, II ve III E) II, III ve IV
CEVAP.12) B
I : Bekleme Evresi II : Kasılma Evresi III : Gevşeme Evresi
I. I. de enerji harcamamaktadır. (YANLIŞ) I. Bekleme evresidir. Yani kas tonusu vardır. Bu da bir miktar kasılma demektir. Dolayısıyla enerji harcanır.
II. Kasa uyarı II. anda gelmiştir. (YANLIŞ) Grafiğe göre uyarının I. Evrede geldiği zaten görülmektedir.
III. III. de gevşeme yapmaktadır. ( DOĞRUDUR) Gevşeme sırasında kas boyu kısalır.
IV. Tonusun oluşumu beyincik tarafından kontrol edilir. (YANLIŞ) Kas tonusu “ORTA BEYİN” tarafından kontrol edilir.
Soru. 13: Kasın çalışması sırasında görülen aşağıdaki olaylardan hangisi baştan üçüncü sırada gerçekleşir?
A) Sarkoplazmik retikulumdan Ca++ salgılanması.
B) Akson ucundan salgılanan nörotransmitter maddelerin sarkolemmayı uyarması.
C) Aktinlerin miyozin üzerinde kayması.
D) Kas hücresinin depolarizasyona uğraması.
E) Ca iyonlarının ATPsentaz enzimini aktif etmesi.
CEVAP.13) A
A) Sarkoplazmik retikulumdan Ca++ salgılanması. ( 3. sırada )
B) Akson ucundan salgılanan nörotransmitter maddelerin sarkolemmayı uyarması. ( 1. sırada )
C) Aktinlerin miyozin üzerinde kayması. ( 5. sırada )
D) Kas hücresinin depolarizasyona uğraması. ( 2. sırada )
E) Ca++ iyonlarının ATPsentaz enzimini aktif etmesi. ( 4. sırada )
Soru. 14:
I. ATP
II. Glikoz (Oksijenli solunum)
III. Kreatin fosfat
IV. Glikoz (Laktik asit fermantasyonu)
Çizgili kas hücresinde kasılma ve gevşeme için gerekli olan enerji yukarıda verilen moleküllerden hangi sıra ile karşılanır?
A) I-II-III-IV B) II-I-IV-III C) I-III-II-IV D) III-I-II-IV E) I-II-IV-III
CEVAP.14) C
I. ATP (1. sırada öncelikle hazır ATP kullanılır.)
II. Glikoz (Oksijenli solunum) ( 3. sırada O2 ‘ li solunumla glikozdan enerji elde edilir.)
III. Kreatin fosfat ( 2. sırada Kreatin fosfat kullanılır.)
IV. Glikoz (Laktik asit fermantasyonu) ( 4. sırada O2 ‘ siz solunumla yani “laktik asit fermantasyonu” ile enerji elde edilir.)
SORU 15. Bir çocuğun kaval kemiğinin epifiz plaklarından biri tahrip olursa aşağıdakilerden hangisinin ortaya çıkması beklenir?
A) Kemikte enine kalınlaşmada sonlanma
B) Kemikte boyuna uzamada yavaşlama
C) Kemik dokuda zayıflama
D) Kemik dokuda kan hücresi üretiminde azalma
E) Sarı ilik üretiminde azalma
Cevap. 15: B
Açıklama:
•Epifiz plağı belirli bir yaşa kadar insanlarda kemiğin uzamasını sağlar. Tahrip olursa boyca uzama yavaşlar.
SORU 16. Normal bir insanda,
I. Osein
II. Kalsitonin
III. D vitamini
IV. Parathormon
maddelerinden hangilerinin miktarının artması, kemiklerin sertleşmesini sağlar?
A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV
Cevap. 16: C
Açıklama:
- Kemikleri sertleştiren kemik dokuya yerleşen kalsiyumdur.
- D vitamini kemiğin kalsiyum tutmasını sağlar.
- Kalsitonin hormonu kandaki kalsiyumu kemiklere geçmesini sağlar.
- Dolayısı ile bu iki faktör kemiği sertleştirir.
- Parathormon kemikteki kalsiyumu kana geçirir. Yani kemiğin sertliğinin azalmasına neden olur.
- Osein ise kemik ara maddesidir.
SORU 17. İnsan vücuduna ait bazı eklemler, hareket yeteneklerine göre azdan çoğa doğru nasıl sıralanabilir?
A) Kafatası eklemleri-omurlar arası eklem-diz eklemi
B) Omurlar arası eklem- kafatası eklemleri-diz eklemi
C) Diz eklemi-omurlar arası eklem- kafatası eklemleri
D) Kafatası eklemleri–diz eklemi -omurlar arası eklem
E) Omurlar arası eklem- diz eklemi-kafatası eklemleri
Cevap. 17: A
Açıklama:
- Hareket yeteneklerine göre eklemler oynamaz, yarı oynar ve oynar eklemler olarak sınıflandırılır.
- Buna göre hareket yetenekleri azdan çoğa, kafatası – omurlar arası ve diz eklemi şeklinde sıralanmalıdır.
SORU 18. Aşağıda kemik gelişimini etkileyen bazı faktörler verilmiştir.
I. Mineraller
II. Hormonlar
III. Güneş ışığı
IV. D vitamini
Bunlardan hangileri kemik gelişimini etkileyen çevresel faktörlerden değildir?
A) Yalnız II B) Yalnız IV C) I ve II D) I, III ve IV E) II, III ve IV
Cevap. 18: A
Açıklama:
•Hormonlar, çevresel faktörlerden değildir.
SORU 19. Sarı kemik iliği bulunduğu bilinen bir kemiğe aşağıdakilerden hangisi örnek verilemez?
A) Dirsek kemiği
B) El parmak kemikleri
C) El bilek kemikleri
D) Baldır kemiği
E) Uyluk kemiği
Cevap. 19: C
Açıklama:
•Sarı ilik bulunduğuna göre uzun kemiktir. El ve ayak bilek kemikleri kısa kemiktir. Sarı ilik bulunmaz.
SORU 20. İnsanda aşağıdakilerden hangisi kemiklerin bir görevi değildir?
A) Bazı iç organları korumak.
B) Kan hücrelerini üretmek.
C) Vücudun hareketinde etkili olmak.
D) Vücut için önemli bazı mineralleri üretmek.
E) Bazı iç organlarına ve kaslara bağlanma yüzeyi oluşturmak.
Cevap. 20: D
Açıklama:
•Kemiklerimiz vücut için önemli bazı mineralleri depo eder, üretmez.
SORU 21. Kemik ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bütün kemik çeşitlerinde süngerimsi kemik doku bulunur.
B) Havers ve Wolkmann kanalları sert kemik dokuda bulunur.
C) Epifiz plağı uzun kemiklerde bulunur ve boyca uzamayı sağlar.
D) Kemik hücreleri Lakün denilen boşluklarda bulunur.
E) Süngerimsi kemikte kan damarı ve sinir hücreleri bulunmaz.
Cevap. 21: E
Açıklama:
•Süngerimsi kemikte kan hücreleri üretilir, buradan dolaşıma salınır. Dolayısı ile kan damarları ve sinirler vardır.
SORU 22. Kemik zarı (periost) ile ilgili olarak,
I. Sadece uzun kemiklerde bulunur.
II. Kemiğin boyuna uzamasını sağlar.
III. Kemiğin beslenmesini ve onarımını sağlar.
IV. Kan damarı ve sinirler oldukça yoğunlaşmıştır.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız III B) I ve II C) II ve III D) III ve IV E) II, III ve IV
Cevap. 22: D
Açıklama:
•Kemik zarı bütün kemiklerin dış kısmında bulunur, enine büyümeyi sağlar, beslenme ve onarımı gerçekleştirir, kan damarı ve sinirler bakımından zengindir.
SORU 23. İnsanın destek ve hareket sisteminde;
•kemiği kemiğe bağlayan yapı (I),
•kası kemiğe bağlayan yapı (II)
isimleri aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Cevap. 23: B
Açıklama:
Hatırlatma:
Ligament İle Tendonu Birbirine Karıştırmayalım:
⇒Ligament: Eklem bölgelerindeki kemikleri, birbirine bağlayan bağlardır.
⇒Tendon (kas kirişi): Kasları kemiklere bağlayan bağlardır.
•Eklem yapan iki kemik Ligamentlerle, kaslar ise kemiğe Tendon ( kas kirişi) ile bağlıdır.
SORU 24. Kıkırdak doku ile ilgili olarak;
I. epifiz plağını oluşturur.
II. kan damarları, sinir veya lenfatik damarlar bulunmaz.
III. hücrelerine Kondrin denir.
IV. mitozla bölünüp çoğalabilirler.
V. eklemlerin sürtünmesiz olarak hareketine olanak sağlar.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız V C) I, II ve III D) I, II ve V E) I, II, IV ve V
Cevap. 24: E
Açıklama:
•Kıkırdak doku hücrelerine kondrosit denir.
SORU 25. Hücreler arası maddedeki liflerin yapısına, düzenine ve miktarına göre 3 çeşit kıkırdak vardır.
a. Hiyalin kıkırdak,
b. Elastik kıkırdak
c. Fibröz kıkırdak
Bunların vücudumuzda bulunduğu yerler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Cevap. 25: C
Açıklama:
- Soluk Borusu: Hiyalin,
- Kulak Kepçesi: Elastik,
- Omurlar Arasındaki Diskler: Fibröz kıkırdaktır.
SORU 26. Vücudumuzda kan damarı ve sinir hücreleri içermeyen iki doku aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir?
A) Kas-Kemik B) Kıkırdak-Kemik C) Epitel-Kemik D) Epitel-Kıkırdak E) Bağ-Kas
Cevap. 26: D
Açıklama:
•Vücudumuzda kan damarı ve sinir hücreleri içermeyen, kıkırdak doku ve epitel dokudur.
SORU 27. Aşağıdaki özelliklerden hangisi insandaki kas tipleri arasında sadece kalp kasına özgüdür?
A) Bantlaşma görülmesi
B) Kasılmasında kalsiyum iyonlarının işlev görmesi
C) Kasılırken aktin ve miyozin iplikçiklerinin birbiri üzerinde kayması
D) İstemsiz çalışması
E) Kasılması için kendi ritmik uyartılarını oluşturabilmesi
Cevap. 27: E
Açıklama:
- Çizgili ve kalp kası bantlaşma gösterir.
- Hepsinde kalsiyum işlev görür ve aktin miyozin kayması gerçekleşir.
- Düz kaslar ve kalp kası istemsiz çalışır.
- Kalp kası kasılma için ritmik uyartılar oluşturur.
SORU 28. Aşağıdaki tabloda, düz kas, çizgili kas ve yürek (kalp) kası ile ilgili özellikler verilmiştir.
Tablodaki bilgilere göre düz kas, çizgili kas ve yürek kasını gösteren numaralar aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Cevap. 28: C
Açıklama:
- Mekik şeklinde olma düz kas için belirleyicidir ( II ).
- Çok hızlı çalışma çizgili kas için belirleyicidir ( I ).
- Silindirik yan kollarla dallanan lifler kalp kası için belirleyicidir. ( III ).
SORU 29. Aşağıdaki vücudumuzda bulunan kas çeşitleri numaralarla I , II ve III şeklinde, şeklinde bulunduğu organlara örnekler ise a, b ve c şeklinde verilmiştir.
Verilenlere göre aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru eşleştirme yapılmıştır?
Cevap. 29: B
Açıklama:
I: Çizgili kas → kol ve bacaklarda (a),
II: Mekik şeklindedir. Düz kas → Kan damarlarında (c)
III: Ara disklerle bağlı dallanmış kalp kasıdır → Kalp (b)
SORU 30. Bütün kas dokusu çeşitleri için aşağıdakilerden hangisi ortaktır?
A) Belirgin Z çizgilerinin bulunması
B) Yavaş ve uzun süreli çalışmaları
C) Çok çekirdekli olma
D) Somatik sinirlerle uyarılma
E) Mitokondri organelinin bulunması
Cevap. 30: E
Açıklama:
•Mitokondri organelinin bulunması düz, çizgili ve kalp kası için ortaktır.
SORU 31. Aşağıda kasların bazı özellikleri verilmiştir.
I. Aktin miyozin proteinlerinin bulunması
II. Bantlaşma göstermeleri
III. Miyoglobin bulunması
IV. Otonom sinirlerle çalışmaları
verilenlerden hangileri sadece kalp ve düz kas için ortaktır?
A) Sadece I B) Sadece IV C) I ve IV D) III ve IV E) I, III ve IV
Cevap. 31: B
Açıklama:
Aktin miyozin proteinleri bütün kas çeşitlerinde vardır. Çizgili ve kalp kası bantlaşma gösterir. Çizgili ve kalp kasında miyoglobin bulunur. Düz ve kalp kası otonom, çizgili kas istemli çalışır.
SORU 32. Mekik şeklinde ve tek çekirdekli hücrelerden oluşan bir kas çeşidi ile;
I. Besinlerin çiğnenmesi
II. Göz bebeğinin büyüyüp küçülmesi
III. Bağırsakların peristaltik hareketleri
IV. Sadece yapısındaki kasla damarların büzüşmesi
gibi durumların hangileri gerçekleşir?
A) Yalnız II B) Yalnız III C) Yalnız IV D) I ve III E) II, III ve IV
Cevap. 32: E
Açıklama:
- Mekik şeklinde ve tek çekirdekli hücrelerden oluşan bir kas çeşidi düz kastır.
- Düz kas istemsiz hareketleri gerçekleştirir.
SORU 33. Kasılan bir iskelet kasının gevşeme sürecinde aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşmez?
A) Sinir hücresinden gelen uyartının kesilmesi
B) Sinaptik yarıktaki asetilkolin miktarının azalması
C) Nöronun akson ucunun kas hücresinden ayrılması
D) Miyozin filamentinin aktin filamentinden ayrılması
E) Sarkoplazmik retikuluma Ca2+ iyonlarının pompalanması
Cevap. 33: C
Açıklama:
•Kas ile nöronlar arasında doğrudan bir temas yoktur. Sinaptik boşluk vardır. Dolayısı ile hem kasılma hem de gevşeme sırasında nöronun akson ucunun kas hücresinden ayrılması veya birleşmesi söz konusu değildir.
SORU 34. İnsanda, şekilde gösterilen kolun ok yönünde hareket etmesini sağlamak için iki farklı kasta (A ve B kaslarında) ve motor sinirlerde (1 ve 2) gerçekleşen olaylar aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Cevap. 34: A
Açıklama:
- Kolun ok yönünde hareketi için
- A kası kasılmalı, B kası gevşemelidir.
- A kası, 1 numaralı motor nöron ile uyarılarak kasılır.
- Bu durumda B kası gevşemiş olması için 2 numaralı motor nöronun inhibe edilmesi gerekir.
- Bu durumda sırası ile kasılır-gevşer-uyarılır – inhibe olur şeklinde olmalıdır.
SORU 35. Aşağıdaki şekil, bir iskelet kasının mikroskobik yapısını göstermektedir.
Kayan iplikçikler (filamentler) modeline göre,
Kasılma sırasında;
I. Sarkomerin boyunun kısalması,
II. Aktin ve miyozin iplikçiklerinin boyunun kısalması,
III. “I” bandının daralması,
Gevşeme sırasında;
IV. “A” bandının boyunun uzaması,
V. “Z” çizgilerinin birbirinden uzaklaşması,
VI. “H” bandının boyunun aynı kalması,
olaylarından hangileri görülür?
A) I, II ve IV B) I, III ve V C) II, III ve VI D)I, III, IV ve V E) II, III, V ve VI
Cevap. 35: B
Açıklama:
- Aktin miyozin iplikçiklerinin ve miyozin iplikçiklerinin oluşturduğu A bandının boyu hem kasılma hem de gevşeme sırasında değişmez.
- Kasılma sırasında Sarkomerin boyunun kısalır, “I” bandı daralır.
- Gevşeme sırasında ise “Z” çizgileri birbirinden uzaklaşır, “H” bandı tekrar ortaya çıkar.
SORU 36. İnsanın iskelet kası dokusunda, uzun süreli egzersizde,
I. kreatin fosfat
II. laktik asit
III. glikojen
IV. ADP
V. inorganik fosfat
moleküllerinden hangilerinin miktarında artış görülür?
A) I, II ve III B) I, III ve IV C) II, III ve IV D) II, IV ve V E) III, IV ve V
Cevap. 36: D
Açıklama:
•Kreatin fosfat, harcandığı için azalır. Oksijen yetersizliğinde fermentasyon gerçekleşeceği için laktik asit artar. Glukoz tükendiğinde glikojen deposu kullanılacağı için azalır. ATP yıkımı ile ADP ve inorganik fosfat oluşacağı için artar.
SORU 37. Bir iskelet kasında gerçekleşen,
I. kas hücresinin Endoplazmik (Sarkoplazmik) Retikulumdan Ca++iyonlarının serbest kalması,
II. miyozin ile aktin filamentlerinin ATP kullanılarak birbiri üzerinde kayması,
III. kas hücresinde oluşan depolarizasyonun kas hücresi zarı boyunca yayılması,
IV. Ca++ iyonunun aktin filamentine bağlanmasıyla Miyozinin Aktine bağlanma bölgelerinin açılması,
V. motor uç plaklarındaki nörondan sinaptik boşluğa asetilkolin salınması,
olaylarının doğru sırası aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) I – IV – III – V – II B) II – V – I – III – IV C) III – V – I – II – IV
D) V – II – I – IV – III E) V – III – I – IV – II
Cevap. 37: E
Açıklama:
•Doğru sıralama; V – III – I – IV – II şeklinde olmalıdır.
SORU 38. Aşağıdaki şema, insanda bir sarkomerin yapısını göstermektedir.
Kayan iplikler hipotezine göre, kasılmış bir çizgili kasın gevşemesi sırasında,
I. H bandının kısalması,
II. A bandının aynı kalması,
III. I bandının kısalması,
IV. Z çizgilerinin birbirinden uzaklaşması,
olaylarından hangileri görülür?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV
Cevap. 38: D
Açıklama:
- Gevşeme sırasında, A bandı aynı kalır, değişmez.
- Z çizgileri birbirinden uzaklaşır.
- Ancak H bandı da uzar, tekrar görünür hal alır.
- I bandı ise uzar.
SORU 39. Bir kas teline sinir aracılığıyla uygulanan uyarıların şiddeti ve kas telinin bu uyarılara tepkisi, aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Bu grafikteki bilgilere dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Kasın tepkisi, uyarının şiddetiyle orantılı olarak artar.
B) Kas, eşik değerinden az olan uyarıya zayıf tepki gösterir.
C) Kas, her uyarıya tepki gösterir.
D) Kas, eşik değerindeki bir uyarıya bütün şiddetiyle tepki gösterir.
E) Kas, eşik değerindeki bir uyarıya arka arkaya tepki gösterir.
Cevap. 39: D
Açıklama:
- Tek bir kas teli olduğu için “ya hep ya hiç” prensibi geçerlidir.
- Buna göre, kas, eşik değerindeki bir uyarıya bütün şiddetiyle tepki gösterir.
SORU 40. İnsanda, çizgili kasla ilgili yandaki şemada, I ve II numaralarla gösterilen geçişlerde, gerçekleşen bazı olaylar gösterilmiştir.
Bu geçişlerdeki numaralı olaylar aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Cevap. 40: D
Açıklama:
•I numaralı olayda kas gevşemektedir.
Bu durumda; I bandının boyu uzar.
•II numaralı olayda kas kasılmaktadır.
Bu durumda; asetil kolinin serbest hale geçer.
SORU 41. Kas hücrelerinde, ATP üretimi için kullanılan moleküllerden bazıları şunlardır:
I. Glukoz
II. Kreatin fosfat
III. Glikojen
Bu moleküller, aşağıdakilerin hangisinde ATP üretimi en kısa yolla sağlayandan, en uzun yolla sağlayana doğru sıralanmıştır?
A) I-II-III B) I-III-II C) II-I-III D) II-III-I E) III-I-II
Cevap. 41: C
Açıklama:
⇒En kısa yoldan denildiği için sıralama;
II. Kreatin fosfat
I. Glukoz
III. Glikojen
şeklinde olmalıdır.
SORU 42: Sarkoplazmik retikulum aşağıdaki dokulardan hangisinde bulunur?
A) Kan doku
B) Kas doku
C) Kıkırdak doku
D) Sinir doku
E) Kemik doku
Cevap. 42: B
Açıklama:
•Kas hücrelerinin Endoplazmik Retikulumuna Sarkoplazmik retikulum denir.
SORU 43. Kemik sağlığı ile ilgili olarak;
I. D vitamini kemiklerde kalsiyum ve fosfat birikmesini sağlar.
II. A vitamini eksikliğinde kemiklerin büyümesi yavaşlar.
III. C vitamini özellikle kemikte kollagen liflerin üretiminde etkilidir.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) I, II ve III
Cevap. 43: E
Açıklama:
•Kemik sağlığı ile ilgili olarak verilenlerin hepsi doğrudur.
SORU 44. Kemik gelişiminde hormonların önemli bir yeri vardır. Buna göre,
I. Östrojen
II. Kalsitonin
III. Büyüme hormonu (=STH)
IV. Parathormon
gibi hormonların hangisinin kemik gelişiminde etkili olduğu söylenebilir?
A) Yalnız II B) Yalnız IV C) I ve III D) II, III ve IV E) I, II, III ve IV
Cevap. 44: E
Açıklama:
•Verilen hormonların hepsinin kemik gelişiminde etkisi vardır.
SORU 45. Omurga kemiklerinde bulunan diskler herhangi bir şekilde aşırı baskıya maruz kalırlarsa geçici veya kalıcı olarak zarar görür. Yapısı bozulan disk, omurga kanalına ve sinirlere baskı yapmaya başlar. Bunun sonucunda şiddetli bel ağrıları ortaya çıkar.
Bu duruma neden olan disklerin temel yapısı aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Hiyalin kıkırdak
B) Fibröz kıkırdak
C) Elastik kıkırdak
D) Kemik
E) Eklem kapsülü
Cevap. 45: B
Açıklama:
•Omurlar arasındaki disklerde fibröz kıkırdak bulunur.
SORU 46. Kramp ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) İstem dışı ağrılı ve uzun süreli kas kasılmasıdır.
B) Kas yaralanmaları sonrasında gözlenebilir.
C) Sadece ayak ve bacak kaslarında oluşur.
D) Kas yorgunluğu nedeni ile kramplar gözlenebilir.
E) Paratiroit bezlerinin az çalışması da kramplara neden olabilir.
Cevap. 46: C
Açıklama:
•Hemen hemen her iskelet kasında ortaya çıkabilmekle birlikte ayak ve bacak krampları daha yaygın gözlenir.
SORU 47. Destek ve hareket sisteminin sağlığını korumaya yönelik aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Özellikle yağ içeriği yüksek besinler bolca alınmalıdır.
B) Düzenli olarak spor yapılmalıdır.
C) Yük kaldırırken dengeli bir şekilde tutulmalıdır.
D) Yeterince güneş ışığı alınmalıdır.
E) Öncü D vitamini alınmalıdır.
Cevap. 47: A
Açıklama:
•Özellikle protein, kalsiyum ve fosfor içeren besinlerle birlikte D vitamini alınmalıdır.
KONU BİTTİ
Bir yanıt yazın