Güncel Çevre Sorunları
Güncel Çevre Sorunları
GÜNCEL ÇEVRE SORUNLARI
ve
İNSAN
- Çoğunlukla insanların etkisiyle ortaya çıkan çevre sorunları yine insanlar tarafından çözülmezse ya da insan etkisiyle azaltılmazsa başta insanlar olmak üzere tüm Dünya ‘da ki yaşam tehlikeye girer.
- İnsanlar olmadan diğer canlılar ve çevre , varlığını sürdürebilir.
- Ancak sağlıklı bir çevre olmadan insanlar varlıklarını asla sürdüremez.
- Bizler bu tür konuşmaları çok duymuşuzdur .
- Hatta yeri geldiğinde kendimiz de aynı ifadeleri kullanırız.
- Çevre kirliği dediğimizde her zaman bizden uzaktaki büyük çöp yığınlarını hatırlarız.
- Kendimizin o çöplükten sorumlu olmadığımızı düşünürüz.
- Bu durumu düzeltmek için de tek başımıza bir şeyler yapamayacağımızı düşünürüz.
- BU ŞEKİLDE DÜŞÜNMEYE DEVAM ETTİKÇE DE DÜNYAMIZI KİRLETMEYE DEVAM EDERİZ.
- Dünyanın öbür ucundaki çöplükleri engellemek için temizliğe kendimizden yani önce ruhumuzdan sonra da hemen kendi yanı başımızdan başlamalıyız.
- Bunun için yapılacaklar çok kolaydır:
Dünya’nın sahibi olmadığımızı unutmayıp, etrafa çöp atmayacağız.
Tüm yapmamız gereken bu kadar.
- Sınıfında yere ,oturduğun sıranın altına ,koridorlara , bahçeye yiyecek artıklarını ve diğer çöplerini atma!
- Buradaki çöpleri temizleyecek görevlilerin olması ,kimseye yere çöp atma hakkı vermez !
- Oturduğun banklarda, gittiğin piknik alanlarında ve hiçbir yerde çöp atamazsın!
- Çünkü Dünya senin değil !
- Dünya’da sadece sen yaşamıyorsun!
- Canının istediğini YAPAMAZSIN!
Çevrenin temel unsurlar olan doğa, kendine has FİZİKSEL,KİMYASAL ve BİYOLOJİK özelliklere sahiptir.
İnsanların Çevreye Verdiği Zararlardan Bazıları Şunlardır:
- Ormanların tahrip edilmesi,
- Plansız kentleşme,
- Hayvanların bilinçsiz bir şekilde avlanması,
- Endüstriyel ve kentsel kaynaklı gürültü kirliliği,
- Endüstriyel ve kentsel atıklarla çevre kirliliği,
- Hayvanların aşırı otlatılması,
- Fosil yakıt kullanma,
- İnsan nüfusunun hızlı artışı ve doğal kaynakların hızlı tüketilmesi.
Güncel Çevre Sorunlarının Bazıları Şunlardır:
- Hava Kirliliği,
- Su Kirliliği,
- Toprak Kirliliği,
- Gürültü Kirliliği,
- Işık Kirliliği,
- Besin Kirliliği,
- Radyasyon,
- Erozyon,
- Yaban hayatın tahribi ve doğal yaşam alanları üzerindeki tehditler,
- Orman yangınları,
HAVA KİRLİLİĞİ
Canlıların yaşamına ve ekolojik dengeye zarar verecek CO (karbon monoksit), SO2 (kükürt dioksit), NO2 (azot dioksit) gibi maddelerin atmosferde belli bir düzeyin üstünde olması HAVA KİRLİLİĞİ olarak tanımlanır.
Kaynağına göre hava kirliliği 3 çeşittir:
- Motorlu taşıtların neden olduğu hava kirliliği
- Isınma için kullanılan yakıtların neden olduğu hava kirliliği
- Sanayi tesislerinin neden olduğu hava kirliliği
Sera Etkisi ve Küresel Isınma
Atmosferdeki karbon dioksit, metan, su buharı, azot oksitler, kloroflorokarbon bileşikleri, ozon gibi maddeler SERA GAZLARIDIR ve bu gazlar yeryüzünden yansıyan ışınları tutarak dünyanın sıcaklığının korunmasını sağlar.
Sera Gazlarının Miktarının Artmasına Neden Olan Faktörler Şunlardır:
- Hızlı nüfus artısı
- Fosil yakıt tüketiminin artması
- Ormanların azalması
- Sanayileşme
♦Atmosferde bulunan sera gazlarının artması yeryüzünden yansıyan ısınların daha fazla oranda tutulmasına, buna bağlı olarak da dünyada sıcaklığın artmasına yani KÜRESEL ISINMAYA neden olur.
Küresel Isınma Sonucunda Şu Durumlar Gözlenebilir:
- Kutuplarda buzulların erimesi
- Deniz seviyesinin yükselmesi
- Verimli alanların su altında kalması
- Tarım faaliyetlerinin azalması
- Bazı bölgelerde şiddetli kuraklığın ortaya çıkması
- Biyoçeşitliliğin azalması
- İklim değişikliği
- Sıcak hava dalgaları, seller, kasırgalar, yangınlar, kuraklık ve bunların sebep olacağı hastalıklar yüzünden milyonlarca
- insan ölecek, özellikle yoksulları çaresiz bırakacak.
- Dünyadaki pek çok canlı türü yok olacak.
ve benzeri birçok felaket.
Karbon Ayak İzi
- Isınma, ulaşım, elektrik tüketimi gibi faaliyetler sonucunda atmosfere verilen karbondioksit miktarının tamamı bir bireyin “ KARBON AYAK İZİ “dir.
- Başka bir ifadeyle: “Bir kişinin bir yıl boyunca havaya salınımına neden olduğu karbondioksit miktarıdır .” denebilir.
Dikkat Et !
Karbon Ayak İzi;
- Bireyin atmosfere salınımına neden olduğu bir yıllık CO2 miktarıdır.
- Karbon ayak izi genellikle bir yıllık zaman dilimi için hesaplanır.
- Genellikle ton ya da kg olarak ifade edilir.
- Örneğin, bilgisayarınızı 32 saat çalıştırmanız atmosfere 1 kg CO2 eklenmesine neden olur.
- Bu koşullarda daha az zarar görmek için öncelikle bireylerden başlamak üzere yeryüzündeki bütün toplumlar gibi bizim de karbon ayak izimizi küçülterek üretim ve tüketimdeki dengeyi ayarlamamız gerekmektedir.
- Bir fikir vermesi için, ortalama bir bireyin hangi alanlardaki faaliyetlerinin karbon ayak izi miktarı üretiminde ne derece rol oynadığı sonucunu aşağıda her etkinlik üzerinde atmosfere salınan yaklaşık CO2 miktarı oranlarla belirtilmiştir;
KARBON AYAK İZİ MİKTARIMI NASIL AZALTILIR ?
- Kulanım halinde olmayan ve elektrik tüketen her şeyin kapalı tutulması
- Isınma ve duşta minimum sıcaklıkta su kullanımı
- Su vb. doğal kaynakları yeterli düzeyde kullanmak,
- Evinizde iyi bir yalıtım sistemine sahip olmak, hem cebinize hem de doğaya karşı oldukça faydalıdır.
- Enerji tasarrufu özelliği taşıyan ev gereçleri kullanmak başlangıçta biraz maliyetli olsa da sonradan sizi hem karlı hem de doğa dostu yapar.
- Bir sebze ya da meyveyi mevsimi dışında tüketiyorsanız, onun üretilmesi için doğal olmayan ve gereğinden çok fazla enerji kullanıldığından emin olabilirsiniz.
Asit Yağmurları
- Kömür ve petrol gibi fosil yakıtların yakılması sonucu Hava kirliliğine neden olan AZOTLU ve KÜKÜRTLÜ gazların atmosferde SU BUHARI ile birleşmesi sonucunda oluşan NİTRİK ASİT ve SÜLFÜRİK ASİT gibi maddelerin yağışlarla yeryüzüne ulaşması, asit yağmurlarıdır.
- Asit yağmurlarının pH değeri 5,6’dan düşüktür
- Asit yağmurları, ormanların, tarihi eserlerin, su biyomlarının, toprağın ve bu ortamlarda yaşayan canlıların zarar görmesine neden olur.
- Asit yağışlarının etkisiyle su ürünlerinde (balık, midye vb.) besin zinciri yoluyla ağır metaller birikir.
- Bu ürünlerin tüketilmesiyle insanlara taşınan ağır metaller insanlarda zehirlenmeye ve kansere neden olabilir.
Ozon Kirliliği
- Egzoz gazlarının, güneş ışığının ( UV ışınları) etkisiyle tepkimeye girmesi, kirli havada OZON GAZI (o3) ve AZOT DİOKSİTİN (NO2) oluşmasına neden olur. Ozon kirliliği atmosferin yeryüzüne yakın kısmında ozon gazının (O3) birikmesi sonucu ortaya çıkar.
- Ozon gazı (O3) bakımından yoğun olan hava solunduğunda solunum yollarında tahribat ortaya çıkabilir.
- Atmosferdeki ozon gazı (O3) miktarının artısı bitki gelişimini olumsuz etkiler.
Ozon Tabakasının İncelmesi
- Ozon tabakası, güneşten gelen ve canlılar için zararlı olan mor ötesi (ultraviyole) ışınları süzerek atmosferin sıcaklığının dengede kalmasını sağlayan ve Dünya’yı koruyan bir tabakadır.
- Ozon tabakasının bazı kimyasal maddelerin kloroflorokarbonlar (CFC) vb. etkisiyle incelmesi sonucu zararlı güneş ışınları ve UV ( ultraviyole ışınları)yeryüzüne ulaşır ve canlılara zarar verir.
- Kloroflorokarbon gazları buzdolaplarında, klimalarda, deodorantlarda kullanılmaktadır.
- Bu gazlar atmosferde ozon ile tepkimeye girerek bu tabakanın incelmesine yol açar.
♦Ozon tabakasının incelmesi de yeryüzündeki canlıları olumsuz yönde etkilemektedir.
Örneğin;
- Bitki yapraklarına, fitoplanktonlara ( bitkisel plankton) zarar verir.
- İnsanda deri kanserlerine, katarakta yol açar.
- Bağışıklık sisteminin direncini azaltır.
Not:
Atmosferin yeryüzüne yakın kısmında ozon gazının birikmesi kirliliğe neden olurken, atmosferin daha üst kısmında tabaka halinde bulunan ozon ise dünyayı günesin zararlı ısınlarından korur.
HAVA KİRLİLİĞİNE KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLERİ
- Öncelikle fosil yakıt kullanımının yerine enerji kaynağı olarak, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve jeotermal enerji kaynaklarına önem verilmelidir.
- Sanayi tesisleri kurulurken yeşil alanların arttırılması planlanmalı, sanayi atıklarının yeterince filtre edilmeden havaya verilmesi önlenmelidir.
- Kentlerde arabaların egzoz gazlarından kaynaklanan kirliliğin azaltılması için önlemler alınmalıdır.
- İnsanlar toplu taşımacılığa özendirilmeli, yakıt olarak kullanılan doğal gazın toplu ulaşım araçlarında kullanılması yaygınlaştırılmalıdır.
- Ormanların tahribatı önlenmeli, ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmelidir.
- Kloroflorokarbon gibi maddelerin etkileri ile ozon tabakası zarar görmektedir. Bu maddelerin yerine kullanılabilecek kimyasallar araştırılmalıdır.
SU KİRLİLİĞİ
- Suyun niteliğinin bozulmasına (fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısının )neden olan bazı maddelerin miktarının çok artması ile SU KİRLİLİĞİ ortaya çıkar.
- Su kaynaklarının fiziksel, kimyasal, ekolojik ve bakteriyolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi su kirliliğine neden olur.
- Sudaki bazı mikroorganizmalar zararlı maddeleri zararsız hale dönüştürülebilir.
- Buna otobiyolojik temizlenme denir.
Otobiyolojik Temizlenme:
- Su kaynağı içinde bulunan kirleticilerin yine aynı kaynakta yaşamını sürdüren canlılar ve oksijenin etkisiyle zararsız hâle gelmesidir.
- Ancak günümüzde artan nüfus ve tüketime bağı olarak akarsu kaynaklarına karışan kirleticilerin miktarı da artmıştır. Bu durum otobiyolojik temizlenmenin yetersiz kalmasına ve su kirliliği sorununun ortay çıkmasına neden olmuştur.
- Su kirliliği su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesidir.
ÖTROFİKASYON :
Endüstriyel ve evsel atıklar azotlu ve fosforlu maddelerin suya karışmasına neden olur.
Azotlu ve fosforlu maddeler ,su bitkileri ve algler için gübre etkisi yapar. Su bitkilerinin ve bazı alg türlerinin sayısı kontrolsüz olarak aşırı artar.
Kirlenmeden dolayı ortamda alg sayısının aşırı artısına ÖTROFİKASYON denir.
Ötrofikasyon sonucunda;
- Sular yeşil ve bulanık bir hâl alır.
- Alglerin aşırı artışı nedeniyle sudaki organik besin miktarı, kokuşma ve çökelme artar, oksijen azalır, canlı çeşidi ve sayısı azalır. sular içilmez duruma gelir.
- Çevreye pis kokuların yayılmasına, Saprofit canlıların etkinliklerinin artışına neden olur.
- Ötrofikasyon nedeni ile sucul ekosistemin dengesi bozulur.
Su Kirliliğinin Nedenler ve Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenler:
- Sanayi tesisleri yerleşimden uzak bölgelere kurulmalı ve sanayi atıkları arıtma tesislerinden geçirildikten sonra çevreye verilmelidir.
- Su kaynaklarının bulunduğu bölgelerdeki doğal ekosistem koşulları korunmalı ve iyileştirilmelidir.
- Evsel atıkların kanalizasyona verilmesi sağlanmalı ve kanalizasyon suları arıtılmalıdır.
- Pestisitlerden kaynaklanan kirlenmenin azaltılması için bunlar doğru ve uygun dozda kullanılmalıdır.
- Doğada parçalanması zor olan deterjanların kullanılmasından vazgeçilmelidir.
- Canlıların denize karışan akaryakıttan zarar görmemesi için deniz yolu taşımacılığında gerekli önlemler alınmalıdır.
SU AYAK İZİ
- Tükettiğimiz mal ve hizmetlerin üretimi için ihtiyaç duyulan ve kullandığımız su miktarını ifade eder.
- Yeme, içme, temizlik, kişisel bakım gibi ihtiyaçlarımız için kullandığımız su, buz dağının sadece görünen yüzü.
- Kullandığımız ürünler üretilirken hatırı sayılır miktarda su tüketiliyor.
- Sudaki ayak izimiz de tüm bu kriterler hesaba katılınca ortaya çıkıyor.
Örneğin; Bir fincan kahve için 208 litre su harcanır. (Kahve bitkisinin yetiştirilmesi, hasadın yapılması, rafine edilmesi, nakliyesi, kahve çekirdeklerinin paketlenmesi, kahvenin satılması, kahvenin fincana doldurulması için.)
Su Ayak İzimizi Nasıl Küçültürüz?
1- Öncelikle ev ve ofislerimizde su tasarrufuna yardımcı olan uygulamaları benimsememiz şart.
2- Kullandığımız ürünleri bilinçli seçerek, atıklarımızı geri dönüştürerek, sadece su değil enerji tasarrufuna da dikkat ederek; özetle sürdürülebilir bir hayat kurarak sudaki ayak izimizi azaltmak mümkün.
3- Tarımsal üretimde damla sulama gibi yöntemlerin kullanılması.
4- Sanayide suyun verimli kullanılmasıysa, birbiriyle ilişkili pek çok sektörde tasarrufu tetikliyor.
5- Evde musluğu açık bırakmayın, diş fırçalarken ve traş olurken suyu kapatın, gereksiz yere sifon çekmeyin, su kaçaklarını engelleyin, düşük akımlı duş başlığı kullanın, daha kısa duş alın, bulaşıkları makinede yıkayın, atık yağları belediyelerin gösterdiği yere bırakın, ekolojik deterjan kullanın, atık pilleri özel toplama yerlerine bırakın, plastik ambalaj ve tüketimini azaltın, kullanılmayan ilaçları atık ilaç toplama noktalarına teslim ediniz.
TOPRAK KİRLİLİĞİ
Toprağın veriminin düşmesine ve özelliklerinin bozulmasına neden olan her türlü ekolojik olay toprak kirliliğidir.
Hava ve su kirliliğine neden olan faktörler toprak kirliliğine de neden olur.
Toprak Kirliliğinin Önemli Sebepleri
- Hava ve suları kirleten maddeler toprağın kirlenmesine de etki eder,
- Tarım ilaçları,
- Ev, işyeri, hastane ve sanayi atıkları,
- Radyoaktif atıklar,
- Hava kirliliği oluşan asit yağmurları,
- Gereksiz yere aşırı yapay gübre ve ilaçlama yapılması,
- Hızlı nüfus artışı ,
Toprak Kirliliğinin Önlenmesi İçin Alınacak Önlemler
- Evsel atıklar toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanmalı ve imha edilmeli,
- Verimli tarım alanlarına sanayi tesisleri ve yerleşim alanları kurulmamalı,
- Sanayi atıkları arıtılmadan çevreye verilmemeli,
- Tarım ilaçlarının kullanılmasında ve gübrelemede yanlış uygulamalar önlenmeli,
- Ambalaj sanayiinde cam, karton gibi yeniden kullanılabilir maddeler seçilip geri dönüşümü sağlanarak atık miktarı azaltılmalı,
- Toprağı yanlış işleme ve yanlış sulama uygulamaları durdurulmalı,
- Otlak alanları ve ormanlar korunmalı; ormanlık alanlar çoğaltılmalı,
- Ağaç sevgisi ve ormanların korunması konularında toplum eğitilmeli,
- Organik tarım teşvik edilmelidir.
SES KİRLİLİĞİ
- Gereğinden fazla seviyede, insanı rahatsız eden veya sağlık sorunlarına neden olabilen sesler Ses Kirliliğine neden olur.
- Ses kirliliğinin saptanmasında ses şiddetini ölçmek için birim olarak desibel (dB) kullanılır. 35–65 dB sesler normaldir.
- 65–90 dB sesler sürekli işitildiğinde zarar verecek kadar risklidir.
- 90 dB ’ in üzerindeki sesler tehlikelidir.
- AB (Avrupa Birliği) standartlarına göre şehir içi gürültü seviyesi 65 dB olması gerekirken ülkemizde trafiğin yoğun olduğu merkezî yerlerdeki gürültü seviyesi 90 dB’e kadar çıkabilmektedir.
Ses Kirliliğine Neden Olan Bazı Faktörler Şunlardır:
1- Plansız kentleşme
2- Trafik
3- Hızlı nüfus artısı
4- Teknolojik gelişmeler
5- Sanayileşme,
Ses Kirliliğinin Etkilerini Şöyle Sıralayabiliriz:
1- Ses kirliliği geçici ya da sürekli işitme kaybı,
2- Yüksek tansiyon,
3- Solunum ve dolaşım bozukluğu gibi fizyolojik etkilere yol açar.
4- Zihinsel etkinliğin azalması,
5- Stres, uyku düzeninin bozulması,
6- Sinirlilik,
7- Dikkatin dağılması,
8- İş veriminin düşmesi gibi psikolojik etkilere neden olur.
Ses Kirliliğini Önlemek İçin Alınabilecek Bazı Önlemler;
- Toplu taşıma sistemine geçilmeli, metro gibi yer altı ulaşımına önem verilmeli, bisiklet kullanımı yaygınlaştırılmalı,
- Taşıtlara susturucu takılmalı, gerekli kontroller zamanında yapılmalı,
- Sanayi tesisleri şehir dışında kurulmalı, gürültü ölçümleri yapılmalı,
- Evlerde çift camlı pencereler kullanılmalı,
- Seyyar satıcıların bağırarak mal satmaları yasaklanmalı,
- Başkasını rahatsız edecek şekilde gürültü edilmemeli,
- Ses kirliliği konusunda kişi ve kuruluşlar bilinçlendirilmelidir.
IŞIK KİRLİLİĞİ
- Işık kirliliği, yanlış yerde, miktarda, yönde ve zamanda ışık kullanılmasıdır.
- Gökyüzünün doğal parlaklığının bozulmasına neden olur.
- Doğal hayatı olumsuz etkiler.
- Enerji tüketiminin artmasına neden olur.
- Yanlış aydınlatma çevremizdeki doğal hayatı olumsuz etkilemektedir.
- Bazı deniz hayvanlarının yuva yaptığı yerler ışık kirliliği ya da yapay aydınlatma yüzünden tehlikededir.
- Yumurtadan çıkan binlerce deniz kaplumbağası yavrularının yalnızca birkaçı denize ulaşabilmektedir.
- Denize ulaşmak için deniz ile kara arasındaki aydınlık farkını kullanan kaplumbağalar yapay ışıklandırmalarla karaya yönelince hayatlarından olmaktadır.
RADYOAKTİF KİRLİLİK
- Radyoaktif elementlerin atom çekirdeğinin parçalanması gibi etkilerle çevreye yaydığı alfa, beta ve gama ışınlarına RADYASYON denir.
- Yıldızlar ve Güneş̧ doğal radyasyon kaynaklarıdır.
- Bu kaynaklardan yüksek enerjili kozmik ışınlar yayılır.
- X ışını cihazları, televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik aletler ve nükleer santraller yapay radyasyon kaynaklarıdır.
- Radyasyon insanlarda mutasyona, kansere, doku hasarlarına ve sakat doğumlara neden olur.
- Radyasyon, elektromanyetik dalgalar ve parçacıklar biçimindeki enerji yayılımı ya da aktarımıdır.
- Radyoaktif maddeler parçalanarak çevreye alfa (α), beta (β) ve gama (γ) gibi ışınlar yayar.
- Bu ışınlardan gama bütün vücuda zarar verirken alfa ışınları derinin dış yüzeyine etki eder.
- Beta ışınları ise deri ve deri altı dokusuna zarar verir.
- Radyasyona (nükleer ışıma) maruz kalmış canlılarda ortaya çıkan sorunların başında kanser ve sakat doğumlar gelir.
- Radyasyon doku hasarlarına da neden olabilir.
- Radyasyon etkisi canlılarda mutasyona neden olabilir.
- Bitkilerde de anormal büyümelere neden olmaktadır.
- Kablosuz internet ağları, cep telefonları, ortamda radyoaktif dalgalar oluşturan araçlar, birçok canlı hücreyi doğrudan etkilediği ve genlerin yapısında bozulmaya neden olduğu yapılan araştırmalarla belirlenmiştir.
Radyasyondan Korunmak İçin Alınabilecek Önlemler:
1- Nükleer santrallerde kazalara karşı gerekli önlemler alınmalı, bu santrallerden çıkan atıklar güvenli bir yerde depolanmalıdır.
2- Nükleer atıkların denizlere atılması önlenmelidir.
3- Dünya’da nükleer silah denemeleri yasaklanmalıdır.
4- Üniversite, hastane, tıbbi teşhis ve tedavi laboratuvarlarında, araştırma merkezlerinde radyasyon yayan makinelerin kullanımı standartlara uygun olmalı, burada çalışanlar özel giysiler (kurşun önlük, özel maske) giymeli.
5- Riskli alanlar için uyarı işaretleri olmalıdır.
6- Zorunlu olmadıkça ve doktor önermediği takdirde radyasyonlu cihazlarla teşhis ve tedavi yapılmamalıdır.
7- Bizi güneşin ultraviyole ışınlarından koruyan ozon tabakası korunmalıdır.
8- Bu nedenle uluslararası sözleşmelerde de adı geçen kloroflorokarbonlar (CFC), halonlar, metil kloroform ve karbon tetraklorid gibi “Birinci Derecede Önemli Ozon Tabakasını İncelten Maddeler” zorunlu kullanım alanları dışında asla kullanılmamalıdır.
9- Ayrıca sanayide bu maddelerin zorunlu kullanıldığı alanlardaki üretimler daima denetlenmelidir.
EROZYON (Toprak Aşınması)
Toprağın akarsular, sel suları ve rüzgarlar gibi dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılıp taşınması ve sürüklenmesi olayına EROZYON denir.
Erozyona Neden Olan Faktörler
1-Arazinin çok engebeli ve eğimli olması.
2-Bitki örtüsünün tahrip edilmesi (ormanların yok edilmesi).
3-Yağışların düzensiz olması.
4-Meraların aşırı otlatılması (meraların tahrip edilmesi).
5-Orman yangınları ve kaçak ağaç kesimleri.
6-Başıboş Keçi: (Fundalıkların ve özellikle yeni yetişen ormanların baş düşmanı keçidir)
7-Toprağın aşırı işlenmesi (yanlış kullanımı). Toprağın eğime paralel sürülmesi.
Erozyonu Önlemenin yada En Aza İndirmenin Belli Başlı Yöntemleri
1-Bitki örtüsü korunmalı, çıplak araziler ağaçlandırılmalıdır.
2-Tarla açma gibi nedenlerle ormanlar tahrip edilmemelidir.
3-Nadas alanları azaltılmalı, nöbetleşe ekim yaygınlaştırmalıdır.
4-Meraların ve otlakların aşırı otlatılması önlenmelidir.
5-Barajların ve göllerin su toplama alanları ağaçlandırılmalıdır.
6-Mera hayvancılığı yerine ahır hayvancılığı geliştirilmelidir.
7-Araziler eğim doğrultusunda değil, eğime dik olarak sürülmelidir.
8-Rüzgarların etkili olduğu alanlara rüzgarın hızını kesecek engeller yapılmalıdır.
9-Eğimli araziler aşırı işlenmemelidir.
10-Ürünler hasat edildikten sonra anız örtüsü yakılmamalıdır.
11-Akarsu yatakları ıslah edilmelidir.
12-Erozyonla mücadele ile ilgili olarak halk eğitilmelidir.
13-Eğimli alanlardaki tarım alanları, eğim yönünde sürülmeli.
14-Doğal dengesi bozulmuş alanlar, bilimsel çalışmalar yapılarak ağaçlandırılmalı. Bu amaçla okullarımıza uygulamalı ders konmalı.
15-Elinde tarım arazisi bulunan halkımız eğitimden geçirilerek hem kendi hem de ülke çıkarlarına yönelik tarımsal faaliyetler yapması sağlanmalı.
16-Bu amaçla kurulmuş (TEMA gibi) vakıf ve dernekler desteklenmeli.
ORMAN YANGINLARI
- Yaz aylarında ormanlarımız için büyük tehdit oluşturan yangınlar, yüzlerce yılda yetişen ağaçların yok olmasına, doğal dengenin bozulmasına, ormanda yaşayan canlı türlerinin ve doğal yaşam ortamlarının ortadan kalkmasına, topraktaki organik maddelerin yitirilmesine sebep olur.
- Ülkemizdeki orman yangınlarının sebepleri arasındaki en büyük etken insandır.
- Oluşan yangınların %98’i insanlar tarafından çıkarılmaktadır.
- İnsan kaynaklı yangınların büyük bir kısmı dikkatsizlikten çıkarken bir kısmı ise kasıtlı olarak çıkarılmaktadır.
- Ormanların korunması ve tahrip olanların iyileştirilmesiyle ilgili görev ve sorumluluk yine insana aittir.
BESİN KİRLİLİĞİ
Besin kirliliği hava, toprak, radyasyon ve su kirliliğinin tarım ürünlerini etkilemesi ya da besinlerin saklanma ve taşınma koşullarının uygun olmaması gibi sebeplerle besinlerin insan sağlığına zararlı hale gelmesidir.
Besin Kirlenmesi Çeşitli Nedenlerle Meydana Gelmektedir. Bunlar;
1- Cam kırıkları, saç, tırnak vb. yabancı maddeler ile besinin fiziksel olarak kirlenmesi.
2- Tarım ilaçları, ağır metaller, deterjanlar, besin ambalajlarında kullanılan maddeler ile besinin kimyasal olarak kirlenmesi.
3- Virüs, bakteri, küf mantarları vb. zararlı mikroorganizmalar ya da zehirli mantar gibi bazı besinlerin yapısında doğal olarak bulunan zehirli bileşikler ile besinin biyolojik kirlenmesi.
4- Nükleer santrallerde meydana gelen patlamalar veya sızıntılar radyoaktif kirlenmeye yol açar.
5- Zirai Mücadele İlaçlarıyla (pestisitlerle) Kirlenme:
Ürünü zararlıya karşı korumak için ilaçlama yapılır. İlaçlar bitkiler üzerinde birikerek besin yoluyla insanlara ve hayvanlara taşınır. Zehirlenmeye yol açar.
6- Tarımsal Gübrelemeyle Kirlenme:
Artan nüfusa paralel olarak besin ihtiyacını karşılamak için bitkilerin daha çabuk büyümesi ve daha çok ürün vermesi için bazı hormonlu ilaçlar ve gübreler kullanılmaktadır. Bu ilaçlar ve gübreler hatalı ve fazla kullanıldıklarında bitkiler üzerinde birikerek kirlenmeye yol açar. Ayrıca bitkiler anormal şekilde büyürler.
7- Endüstriyel Atıklarla Kirlenme:
Endüstriyel atıklar önce havayı ve suyu dolayısıyla da toprağı kirletirler.
8- Taşınma ve Saklanma Sırasındaki Kirlenme:
•Besinler pazar yerlerinde, marketlerde, manavlarda uzun süre açıkta bekletilirler.
•Böylelikle çevredeki kirlilikten etkilenirler.
•Uygunsuz koşullarda saklanan besinler, mikrop kaparlar.
Etkileri:
•Zirai mücadele ilaçları, bitkiler üzerinde birikerek, besinlerle insanlara ve hayvanlara geçerler. DDT vücutta yağ dokusunda birikir. Zamanla öldürücü boyutlara ulaşır.
•Nükleer kirlenmede radyoaktif maddeler çevreye yayılarak bitkilerin üzerine çöker ve yağmur sularıyla su kaynaklarına taşınır.
•Ürünün artışı için toprağa verilen gübreler besin kirlenmesine yol açıp gübreleme sonucu açığa çıkan zehirli maddeler besin zinciriyle kullanım alanından uzaklara yayılmaktadır.
•Kirli besinler, beslenme sonucu vücuda girerek mikropların yayılmasına neden olurlar.
•Sonuçta besin zehirlenmesi, kolera, dizanteri, sarılık gibi hastalıkları ortaya çıkarır.
•Besinlerin uzun süre bozulmadan dayanabilmeleri ve olgunlaşabilmeleri için içlerine nitrat ve nitrit bileşikleri katılır.
•Besin yoluyla vücuda alınan bu bileşikler birikerek insanlarda kanserojen etki yaparlar.
Besin Kirliliğinin Önlenmesi İçin Yapılabilecekler
1-Besinler iyice yıkandıktan, temizlendikten sonra tüketilmelidir.
2-Besinler uzun süre bekletilmemelidir.
3-Ambalajlı satılan besinlerin üzerinde TSE damgası aranmalıdır.
4-Ambalajlı satılan besinleri, son kullanım tarihi geçmiş olanları kesinlikle tüketilmemelidir.
5-Ürünler üretim sırasında hatalı gübrelenmemeli, ilaçlanmamalıdır.
6-Nükleer sızıntıya veya patlamaya maruz kalmış besinler kesinlikle tüketilmemelidir.
7-Çevreyle birlikte besinlerin kirlenmemesi için atıklar arıtılmadan sulara verilmemeli, toprağa atılmamalıdır.
EKOLOJİK AYAK İZİ
- İnsanların biyolojik ihtiyaçları için kullandığı yenilebilir kaynakları sağlayabilmek için gereken verimli toprak ve su alanına EKOLOJİK AYAK İZİ denir.
- Günlük yaşantımızda kullandığımız kaynakların, enerjinin, ham maddenin üretilmesi ve oluşturduğumuz atıkların etkisiz hâle getirilmesi için gerekli kara ve deniz alanıdır.
- Ekolojik ayak izi kavramını ilk defa ortaya atan araştırmacılara göre günümüzde yeryüzünde yaşayan her bir bireye 1,5 hektar üretken alan düşmektedir, yani doğadaki ihtiyaçlarımız için sadece 1,5 hektar üretken alan kullanabiliriz.
- Oysaki Kuzey Amerika’daki bir birey yeryüzünde 4–5 hektar alanda ayak izi bırakmaktadır.
- Bu da bize her bir bireyin dünyanın başka bir coğrafyasında yaşayan bireylerden 3,5 hektar alanı çaldığını gösterir.
- 2040 yılına ulaşıldığında dünya nüfusu tahminen 10 milyara ulaşacak ve kişi başına düşen kullanılabilir üretken alan 0,9 hektara düşecektir.
- Bizlere düşen, günlük yaşamımızda yaptığımız her türlü faaliyetin biraz daha farkına varmak ve her adımda doğayla ilişkimizi gözden geçirmektir.
- Evlerimizdeki musluktan akan suyun nereden geldiğini, bu kaynağı hangi canlılarla paylaştığımızı öğrenmek ve yakın bir gelecekte bu kaynaktan mahrum kalacağımızın farkına varmak gerekir.
KONU TARAMA
SORU 1. Bilim insanları, erozyon nedeniyle ülkemizden her yıl Kıbrıs Adası büyüklüğünde bir toprak parçasının kaybolduğunu
belirtmektedirler.
Bunun doğrudan nedeni;
I. küresel iklim değişikliği,
II. meraların tahrip edilmesi,
III. toprağın yanlış kullanılması,
IV. ormanların yok edilmesi
olaylarından hangileridir?
A) Yalnız I B) Yalnız IV C) I ve III D) I, II ve III E) II, III ve IV
Cevap: E
Küresel iklim değişikliğinin etkisi dolaylıdır. Diğerleri doğrudan etkilidir.
SORU 2. Asit yağmurları ile ilgili,
I. Tarım ürünlerinde ve doğal bitki örtüsünde verimliliği düşürür.
II. Sucul habitatlarda, canlıların hoşgörü gösteremediği pH değerlerinin oluşmasına neden olur.
III. Yalnızca atmosferde karbon dioksit derişiminin normalin üzerine çıkmasıyla oluşur.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III
Cevap: C
Yalnızca atmosferde karbon dioksit derişiminin normalin üzerine çıkması ile değil aynı zamanda azot ve kükürtlü bileşiklerin de artması ile oluşur.
SORU 3. Aşağıdakilerden hangisi havası çok kirlenmiş olan bir şehirde havayı temizlemek için alınabilecek biyolojik önlemlerden biridir?
A) Fabrika bacalarına filtre takmak
B) Yakacak olarak kömür kullanımını azaltmak
C) Radyasyonlu atıkları ayrı toplayarak etkisiz hâle getirmek
D) Bölgeyi ağaçlandırmak
E) Fabrikalara arıtma tesisi kurmak
Cevap: D
Biyolojik dendiği için canlılar aracılığı ile alınan önlem soruluyor.
SORU 4.
I. Tarım arazilerinin üzerine ev ve sanayi tesislerinin kurulması
II. Plansız olarak yapılan karayolu çalışmaları
III. Tarımda zararlılarla kimyasal mücadele yerine biyolojik mücadelenin kullanılması
Yukarıdaki olaylardan hangisi ya da hangileri doğal hayata zarar verir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III
Cevap: C
Tarımda zararlılarla kimyasal mücadele yerine biyolojik mücadelenin kullanılması, doğal hayata zarar vermesi beklenmez.
SORU 5. Bir göle endüstriyel atık, tarımsal gübre ve evsel atıklarla taşınan fosfor ve azot tuzlarının artması, bu ekosistemde ötrofikasyona neden olur.
Ötrofikasyon, bu gölde aşağıdakilerden hangisine yol açmaz?
A) Derinlere doğru, göl suyunun oksijen derişiminde azalma
B) Besin piramidindeki basamak sayısında artma
C) Çökelmede (sedimantasyonda) artma
D) Derinlere doğru, göl suyunun ışık geçirgenliğinde azalma
E) Kokuşmada artma
Cevap: B
Ötrofikasyon bir su kirliliği çeşididir. Besin piramidindeki basamak sayısında artmaya neden olmaz.
SORU 6.
I. Bacalara filtre takılması
II. Doğal gaz kullanılması
III. Egzoz gazı ölçümleri
IV. Kömür yakılması
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri hava kirliliği görülen şehirlerde alınması gereken önlemlerdendir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve IV D) I, II ve III E) II, III ve IV
Cevap: D
Kömür gibi fosil nitelikli yakıtların yakılması hava kirliliğini artırır.
SORU 7. Aşağıdakilerden hangisi insanların çevreye olumlu etkilerinden biri değildir?
A) Yeşil alanların çoğalması
B) Fabrikalarda arıtma tesislerinin bulunması
C) Erozyonu önleme çalışmaları
D) Millî parkların oluşturulması
E) Tarım ilaçlarının ürün artırmak için bolca kullanılması
Cevap: E
Tarım ilaçlarının ürün artırmak için bolca kullanılması, çevre kirliliğine yol açar.
SORU 8. Aşağıdaki ekolojik terimlerden hangisi “tüketilen kaynakların yeniden üretilmesi ve oluşan atıkların bertaraf edilebilmesi için gereksinim duyulan, biyolojik olarak verimli toprak ve su alanları” olarak tanımlanır?
A) Ekolojik ayak izi
B) Süksesyon
C) Karbon ayak izi
D) Baskın tür
E) Popülasyon
Cevap: A
Ekolojik ayak izidir.
SORU 9. Küresel ısınmaya bağlı olarak
I. Buzulların erimesi
II. Biyolojik verimliliğin artması
III. Tür çeşitliliğinin artması
durumlarından hangilerinin meydana gelmesi beklenir?
A)Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
Cevap: A
Küresel ısınma ile biyolojik verimlilik ve tür çeşitliliğinin azalır.
SORU 10. Radyasyonun canlılar üzerindeki etkileri ile ilgili olarak;
I. Kanser riskini artırır.
II. Mutasyonlara neden olabilir.
III. Duyu organları ile algılanabilir.
şeklindeki açıklamalardan hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
Cevap: C
Radyasyon duyu organları ile algılanamaz.
SORU 11. Hava kirliliği sonucunda;
I. insanlarda zehirlenme ve kanser
II. bağışıklık sisteminin güçlenmesi
III. solunum yolu hastalıkları
durumlarından hangileri ortaya çıkabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
Cevap: D
Hava kirliliği ile bağışıklık sisteminin güçlenmesi beklenmez.
SORU 12.
I. Azot oksit
II. Fosfat tuzları
III. Metan
IV. Karbondioksit
Yukarıdakilerden hangileri küresel ısınmaya neden olur?
A) I ve II B) II ve III C) I, II ve IV D) I, III ve IV E) I, II, III ve IV
Cevap: D
II. Fosfat tuzları hariç diğerleri küresel ısınmaya yol açar.
SORU 13. Aşağıdakilerden hangisi yapay radyasyon kaynaklarına örnek verilemez?
A) Kablosuz internet ağları,
B) Cep telefonları
C) Nükleer silah denemeleri
D) Uzaydan gelen kozmik ışınlar
E) Nükleer bomba denemeleri
Cevap: D
Uzaydan gelen kozmik ışınlar doğal radyasyon kaynaklarındandır.
SORU 14. Aşağıda verilen gazlardan hangisinin atmosferde sera etkisine katkısının olması beklenmez?
A) CO2 B) CH4 C) N2O D) CFC E) O2
Cevap: E
Oksijenin sera etkisi yoktur.
A) CO2 ( Karbondioksit )
B) CH4 ( Metan )
C) N2O (Nitröz oksit)
D) CFC ( Kloroflorokarbon )
E) O2 ( Oksijen )
SORU 15. Küresel ısınmada aşağıdakilerden hangisinin en son gözlenmesi beklenir?
A) Buzullarda erime
B) Kıyı ekosistemlerinde değişme
C) Deniz suyu seviyesinde yükselme
D) Hava sıcaklığı ortalamalarında artma
E) Atmosferdeki karbondioksit miktarında
Cevap: B
Sıraya koyalım;
E) Atmosferdeki karbondioksit miktarında artma ( 1 )
D) Hava sıcaklığı ortalamalarında artma ( 2 )
A) Buzullarda erime ( 3 )
C) Deniz suyu seviyesinde yükselme ( 4 )
B) Kıyı ekosistemlerinde değişme ( 5 )
SORU 16. Aşağıdakilerden hangisi, bir gölde ötrofikasyon olayının meydana getirdiği sonuçlardan biri değildir?
A) Zemine yakın kısımlarda oksijen miktarında azalma
B) Bakteri etkinliklerinde azalma
C) Alg miktarında aşırı çoğalma
D) Bazı canlı türlerinin birey sayısında azalma
E) Suyun ışık geçirgenliğinde azalma
Cevap: B
Ötrofikasyonda bir ayrıştırıcı olarak bakteri etkinliği artar.
SORU 17. Aşağıdakilerden hangisinin atmosferdeki artışı, asit yağmurlarının oluşumunun başlıca nedenidir?
A) Karbondioksit B) Ozon C) Kükürt dioksit D) Kloroflorokarbon E) Azotlu gübre
Cevap: C
İnsanların tükettiği fosil yakıtların yanması sırasında havaya kükürt dioksit, karbon dioksit ve azot dioksit içeren zehirli gazlar yayılır.
Bu gazlar havadaki su buharıyla tepkimeye girerek sülfürik asit, karbonik asit ve nitrik asit gibi bileşiklere dönüşürler.
Ancak öncelikle kükürt dioksit asit yağmurlarının temel sebebidir.
SORU 18. Aşağıdakilerden hangisi hava kirliliğini azaltmaz?
A) Jeotermal enerji kullanımının yaygınlaştırılması
B) Kömür yerine doğal gaz kullanımının artırılması
C) Sanayide açığa çıkan baca gazlarının salımının azaltılması
D) Güneş ve rüzgâr enerjilerinin kullanımının yaygınlaştırılması
E) Fosil yakıtların kullanımının artırılması
Cevap: E
Fosil yakıtların kullanımının artırılması hava kirliliğini artırır.
SORU 19. Aşağıdakilerden hangisi, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesini olumlu yönde etkiler?
A) Tarım ilaçları kullanarak zararlıların ortadan kaldırılması
B) Ortama daha rekabetçi yabancı türlerin sokulması
C) Sulak alanların kültür alanlarına dönüştürülmesi
D) Doğal park alanlarının koruma altına alınması
E) Yabani formlar yerine ıslah edilmiş formların yetiştirilmesi
Cevap: D
Doğal park alanlarının koruma altına alınması olumlu etkiler.
SORU 20. Sığ bir göl, alg popülasyonlarının büyüklüklerini etkileyen faktörleri incelemek için iki bölüme ayrılmıştır.
Her iki bölüme de (1. ve 2.) karbonlu ve azotlu bileşikler doğal olarak gelmeye devam ederken 2. bölüme fosfat bileşikleri ilave edilmiştir.
Bir süre sonra;
1. bölümde bulunan alg popülasyonunun büyüklüğünde bir değişme olmazken
2. bölümdeki alg popülasyonunda büyük bir artış gözlenmiştir.
Bu gölle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birinci bölümde fosfat bileşiklerinin az olması alg popülasyonunun büyüklüğünü sınırlamıştır.
B) Birinci bölümdeki alg çeşitliliğinde değişme olması beklenmez.
C) İkinci bölümde biriken organik madde miktarı artar.
D) İkinci bölümde birim zamanda üretilen oksijen miktarı azalır.
E) İkinci bölümde suyun ışık geçirgenliği birinci bölüme göre azalır.
Cevap: D
2. Bölüme eklenen fosfat bileşiği ile birlikte alg popülasyonu artmıştır.
Algler fotosentezle oksijen üreteceği için birim zamanda üretilen oksijen miktarı artar.
SORU 21. Belirli bir bölgedeki orman örtüsü kısa bir süre içinde tamamen yok olmuştur.
Bu yok oluştan sonra, bu bölgede aşağıdakilerden hangisinin azalması beklenmez ?
A) Birincil tüketici sayısının
B) İkincil tüketici sayısının
C) Birim zamanda, birim alandan aşınan toprak miktarının
D) Üretilen serbest oksijen miktarının
E) Toprakta tutulan su miktarının
Cevap: C
Orman örtüsünün tamamen yok olmasına bağlı olarak birincil tüketici sayısı, ikincil tüketici sayısı, üretilen serbest oksijen miktarı ve toprakta tutulan su miktarı azalır.
Ancak birim zamanda, birim alandan aşınan toprak miktarı artacaktır.
SORU 22. Azot ve kükürtlü bileşiklerin havaya salınımı ile bu maddelerin suyla tepkimeye girmesi sonucunda asit olarak dünyaya yağmasına asit yağmuru denir.
Aşağıdakilerden hangisi asit yağmurlarının canlılara etkilerinden biri değildir ?
A) Canlı çeşidi azalır.
B) Toprak pH ’ ı düşer.
C) Canlı sayısı azalır.
D) Deniz seviyesi yükselir.
E) Su kirliliği oluşur.
CEVAP : D
Açıklama:
A) Canlı çeşidi azalır. DOĞRU.
B) Toprak pH ’ ı düşer. DOĞRU.
C) Canlı sayısı azalır. DOĞRU.
D) Deniz seviyesi yükselir. YANLIŞ. ( Küresel ısınma sonucu oluşur.)
E) Su kirliliği oluşur. DOĞRU.
SORU 23.
I. Çökelme artar.
II. Oksijen azalır.
III. Fotoototrof canlı sayısı artar.
Yukarıda verilenlerden hangisi ötrofikasyon ile meydana gelir?
A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III
CEVAP : E
Açıklama:
I. Çökelme artar. DOĞRU. ( Canlıların çoğu öleceğinden dibe çökelme olacaktır.)
II. Oksijen azalır. DOĞRU. ( Organik maddenin ölümü sudaki kimyasal yapıyı da bozacaktır.)
III. Fotoototrof canlı sayısı artar. DOĞRU. ( örneğin; alglerin sayısının aşırı çoğalması.)
SORU 24. Sera etkisinin meydana gelmesinde;
I. Su kirliliği
II. Toprak kirliliği
III. Hava kirliliği
verilenlerden hangileri etkilidir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
CEVAP : C
Açıklama:
SERA ETKİSİ : Atmosferdeki karbon dioksit, metan, su buharı, azot oksitler, kloroflorokarbon bileşikleri, ozon gibi maddeler SERA GAZLARIDIR ve bu gazların havada birikmesi yeryüzünden yansıyan ışınları tutarak dünyanın sıcaklığının korunmasını sağlar.
- Su ve toprak kirliliğinin “sera etkisinin” oluşumun da doğrudan bir etkisi yoktur.
- Dolaylı olarak etkileyebilir. Ekosistemde ki olayların bir şekilde birbiriyle etkileşimi vardır. Ancak burada soruya göre doğrudan etki kastedilmektedir.
- Bu nedenle sadece “HAVA KİRLİLİĞİ” doğru cevap olacaktır.
I. Su kirliliği. YANLIŞ.
II. Toprak kirliliği . YANLIŞ.
III. Hava kirliliği. DOĞRU.
SORU 25. Küresel ısınmanın meydana gelme sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dünya sıcaklık ortalamasının yükselmesi
B) Suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısının bozulması
C) Havadaki CO2 gazı miktarının artması
D) Su pH’ ının düşmesi
E) Karaların su altında kalması
CEVAP : C
Açıklama:
A) Dünya sıcaklık ortalamasının yükselmesi. YANLIŞ. (Bu durum küresel ısınmanın nedeni değil ancak küresel ısınmanı sonucu meydana gelen bir olaydır. Yani, bu durum kısaca neden değil sonuçtur.)
B) Suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısının bozulması. YANLIŞ. (Bu olay küresel ısınmanın nedeni değil “su kirliliğinin” tanımıdır.)
C) Havadaki CO2 gazı miktarının artması. DOĞRU.
D) Su pH’ ının düşmesi. YANLIŞ. (Küresel ısınmanın değil başka olayların örneğin “asit yağmuru” gibi olayların sonucu veya ilgili bir durumdur.)
E) Karaların su altında kalması. YANLIŞ. ( Bu durum küresel ısınmanın nedeni değil ancak küresel ısınmanı sonucu meydana gelen bir olaydır denebilir. Yani , bu durum kısaca neden değil sonuçtur.)
KONU BİTTİ.
Bir yanıt yazın