Endokrin Sistem
Endokrin Sistem
ENDOKRİN SİSTEM
- Endokrin sistemi inceleyen bilim dalına “ Endokrinoloji ” denir.
- Endokrin sistem, endokrin bezlerden meydana gelir.
- Bez epiteli bir hücreli ve çok hücreli olmak üzere iki çeşittir.
1.Bir hücreli bezler:
•Silindirik yapılı hücrelerdir. Mukus salgılayan tek hücreli bezlere Goblet hücresi denir. Örneğin, insanda sindirim kanalında, solunum sistemini oluşturan organlarda bulunur.
2.Çok hücreli bezler:
•Deride bulunan ter bezleri, yağ bezleri gibi çok hücreden oluşan bezlerdir.
♦Çok hücreli bezler salgılarını verdikleri yere göre üç grupta incelenir.
1- Ekzokrin Bezler, ( Dış Salgı Yapan Bezler )
2- Karma Bezler,
3- Endokrin Bezler, ( İç Salgı Bezleri )
1- Ekzokrin Bezler: ( Dış Salgı Yapan Bezler):
- Salgılarını bir kanalla vücut boşluğuna veya dışarı boşaltan bezlerdir.
- Sindirim enzimleri, Göz yaşı, tükürük, ter , süt ve yağ bezleri ekzokrin bezdir.
Örnek;
- Tükürük bezleri ; tükürük salgısını ağız boşluğuna bırakırken,
- Göz yaşı bezleri ise ; göz yaşı salgısını , göz yaşı kanallarına bırakmaktadır.
2- Karma Bezler:
- Hem ekzokrin hem de endokrin bez özelliği gösteren bezlerdir. Yani salgılarını hem kanala hem de kana bırakan bezlerdir.
- Mide, bağırsak bezleri, pankreas ve eşeysel bezler (ovaryum ve testisler) karma bezdir.
- Mideden Gastrin hormonu salgılanır. Bu hormon mide bezlerini aktive ederek pepsin HCl (hidroklorik asit), mukus salgılanmasını sağlar.
- Pankreas ; Dış salgı bezi olarak Amilaz, Lipaz, Tripsin gibi enzimler, iç salgı bezi olarak da Glukagon ve İnsülin Hormonu salgılar.
3- Endokrin Bezler ( İç Salgı Bezleri ):
•Ürettiği salgıyı doğrudan kana veren bezlere denir. Bu bezlerin ürettiği salgılara HORMON adı verilir.
⇒Hipotalamus,
⇒Hipofiz,
⇒Böbrek Üstü,
⇒Tiroit,
⇒Paratiroit Bezleri
gibi endokrin bezlerdir.
Hormonların Salgılandığı Yerler Nelerdir?
Hormonlar;
1- Endokrin bezlerden salgılanır.
2- Karma bezlerden (Endokrin ve ekzokrin bez) salgılanır.
3- Nöronların akson uçlarından salgılanır.
( Nörohormon : hipofiz ve hipotalamus hormonları ile parasempatik sinir uçlarından salgılanan hormonlardır. )
Endokrin Sistem ( Hormonal Sistem ):
♦Hormon kelimesi yunanca “ uyarmak “ anlamına gelmektedir.
Hormon Nedir ?
•Genellikle endokrin (iç salgı) bezlerinden salgılanan, hedef organlara kan ile taşınan organik yapılı kimyasal UYARICILARDIR, DÜZENLEYİCİLERDİR.
Başka bir ifadeyle;
•Mesaj taşıyan molekül olarak ta tanımlanabilir.
•Gelişmiş canlıların tüm doku ve organlarının uyumlu çalışmasında sinir sistemi ve endokrin sistem birlikte görev alır.
Önemli
- Canlılar yaşadığı dış ortamda meydana gelen değişimlere uyum sağlamak ve iç ortamlarındaki dengeyi korumak zorundadır. İç ortamın değişmez tutulması işine HOMEOSTASİS denir.
- Homeostasinin sağlanmasında Sinir Sistemi ve Endokrin Sistem birlikte görev yapar.
- Sinir sistemi ve endokrin sistemin ortak özelliği düzenleyici görevlerini, salgıladıkları kimyasal aracılarla yapmalarıdır.
- Bu kimyasallar;
- Sinir Sisteminde ” Nörotransmitter ” maddelerdir.
- Endokrin Sistemde ” Hormonlardır. ’’
Sinir Sistemi ve Endokrin Sistemi Karşılaştıralım:
Hormonların Özellikleri
1- Hormonlar kan ile taşınarak belirli hücreleri uyarır.
2- Hormonlar; en çok kanda bulunmasına karşın, Doku Sıvısında , Sitoplazmada, Ter ve İdrarda da bulunabilir.
Örneğin;
Gebelik Hormonu İdrarda Bulunabilir.( gebelik testinde idrardan örnekle tespit edilebilir.)
♦Ancak sindirim kanalında hormon BULUNMAZ.
3- Hormonların kan ile taşınarak belirli hücre, doku ya da organlara uyarır.
Bu hücrelere ve organlara ” Hedef Hücre ” veya “ Hedef Organ “ denir.
( Bu olay, etkilenecek hücrenin zarındaki veya sitoplazmasındaki reseptörün (glikoproteinlerin) ilgili hormonu tanımasıyla sağlanır. )
4- Hormonlar, vücut içinde kimyasal haberleşme aracı olarak kullanılır.
5- Hormonlar canlılarda büyüme, gelişme ve iç dengenin düzenlenmesinden sorumludur.
6- Hormonlar, iç salgı bezlerinden (endokrin bez), karma bezlerden ve nöronların akson uçlarından üretilir, kana salgılanır ve hedef hücrelerine kan ile taşınır.
Sinir uçlarından salgılanan hormonlara ( yani nörotransmitter olarak salgılanan hormonlara) “ Nörohormon ” denir.
- Hormonların etki gösterebilmesi için kanda belli bir eşik değerde bulunması gerekir.
- Ancak bu eşik değer çok düşük olduğu için hormonlar , kanda çok düşük değerde bulunurlar ve etki gösterirler.
- Hormonların kanda belirli bir düzeyde bulunmaları metabolizmayı hızlandırır.
- Belirli bir düzeye (optimum)ulaştıktan sonra ise metabolizma yavaşlatır
- Az veya çok salgılanmaları anormalliklere neden olur
7- Bazı hormonların hedef organı sadece belirli organlarken ,bazılarının hedef organı bütün vücut hücreleridir.
Örneğin;
•TSH ‘nin ( tiroit uyarıcı hormon ) hedef organı sadece “tiroit beziyken”,
•TROKSİN hormonunun hedef organı “bütün vücut hücreleridir.”
8- Salgılandıkları yerde ETKİLİ OLMAZLAR.
Etkilerini üretildikleri yerde değil hedef yapılarda gerçekleştirirler.
Örnek:
•FSH ( folikül uyarıcı hormon) hipofiz de üretilir ancak hedef yapı ovaryumdur.
9- Her canlının kendisi tarafından oluşturulur. Ancak dışarıdan alındığında da etkilidirler.
Hormonlar üretildikleri canlıdan başka canlılara verildiklerinde de aynı etkileri gösterirler.
Bunlara örnek olarak;
•hipotalamus ve hipofiz hormonları,
•parasempatik sinir uçlarından salgılanan hormonlar (asetilkolin) örnek verilebilir.
( Dışarıdan ilaç olarak da alınabilir.)
10- Etkileri, geç başlar ve uzun sürer.
•Hormonlarla verilen tepkiler sinirlerle verilen tepkilere göre daha yavaştır. Bunun sebebi;
•Hormon üretiminin ve hormonun kanla taşınmasının zaman almasıdır.
Örnek;
Bir yılan gördüğümüzde aniden kaçmamıza sebep olan sinir hücrelerimizdir. Tabi yılanı gördüğümüzde aynı zamanda Böbrek Üstü Bezimiz “Adrenalin” hormonu üretip kana salgılar. Korkunuz geçse bile kanımızda biriken adrenalin hormonu kalbimizin hızlı çalışmasını devam ettirir. Kanımızdaki adrenalin hormonu parçalandıkça kalp atışlarımız normale döner.
Yani hormonla verilen tepkiler geç başlar ama uzun sürer, sinirle verilen tepkiler ise erken başlar ama kısa sürer.
11- Bazı hormonlar farklı hedef yapılarda farklı etkilerde bulunurlar.
Örnek: Eşey hormonları üreme sisteminde primer etki (örneğin , eşey organlarının gelişimi.)oluştururken, iskelet , kas, deri vb. yapılarda sekonder etki (erkek de ses kalınlığı kasların gelişimi, sakal ,bıyık çıkması gibi.) meydana getirir.
12- Farklı hormonlar aynı hedef yapıda farklı etkilere neden olurlar.
13- Hormonların salgılanması sinir sistemi ve hipofizin denetimi altında gerçekleşir.
Hormonların Salgılanmalarının Düzenlenmesi:
- Organizmalarda hormonların belli bir düzen içinde üretilmesi gerekir.
- Bu düzenleme farklı organizmalarda farklı şekillerde gerçekleşebilir.
- Bitkilerde hormonlar çevresel uyaranlar etkisi ile üretilir.
- Isı, ışık, su vb. Dolaşım sistemine sahip olmayan canlılarda iç salgı sistemi de yoktur.
- Bunlarda hormonal düzenleme sinir sistemince oluşturulan hormonlarla sinir sisteminin kontrolünde yapılır.
- Dolaşım sistemine sahip canlılarda iç salgı sistemi de vardır.
( Toprak solucanı hariç. ) - Bunlarda denetim sinir sistemi ve iç salgı sistemi tarafından yapılır.
- Sinir sistemine ait yapı olan Hipotalamus ve iç salgı sistemine ait yapı olan Hipofiz bezi bu düzenlemeden sorumlu yapılardır.
Uyarı:
•Hormon salgılanmasının düzenlenmesinde “ Feed – Back ” ( geri besleme = geri bildirim ) denilen mekanizmanın önemi büyüktür.
14- Sentezlenmesi veya görevleri bittiğinde parçalanması ilgili organdaki enzimlerin yardımı ile olur. (Görevleri bittikten sonra kandan uzaklaştırılırlar , enzimlerle parçalanarak.)
15 – Hormonlar, kandan 3 şekilde uzaklaştırılır.
a)Dokularda parçalanarak
b)Karaciğerde parçalanarak
c)Böbreklerle atılarak
16- Hormonlar, çok az miktarları ile etki etmeleri ve biyolojik katalizör gibi davranmaları nedeniyle enzimlere çok benzemekle beraber bazı yönlerden farklıdırlar.
HATIRLATMA:
- Bitkisel hormonlar iletim demetleriyle ( floem ve ksilem ) taşınırken hayvansal hormonlar kanla taşınır.
Hormonların Enzimlerden Farklı Yönleri
1. Hormonlar etki gösterdikleri organdan başka bir organda sentezlenirler.
2. Hormonlar kullanılmadan önce dolaşıma salgılanırlar.
3. Yapısal olarak hormonun mutlaka protein olması gerekmez.
(Küçük polipeptit, tek aminoasit veya steroid yapıda bir kimyasal madde olabilir.)
Hormon Salgılanmasını Sağlayan Durumlar;
1- Çevre değişikliklerinin organizmayı etkilemesi.
2- Kandaki hormon miktarına göre endokrin bezlerin birbirini etkilemesi.
( Hormonun kandaki düzeyinin değişmesi. Örnek: ACTH ve adrenal korteks hormonlarının kan düzeyleri. )
( a- Negatif geri bildirim: Örnek: Kanda tiroksin miktarındaki artış ,TSH salgılanmasını durdurur. )
(b – Pozitif geri bildirim: Örnek: Kanda östrojen miktarındaki artış LH salgılanmasını uyarır. )
3- Kandaki çeşitli maddelerin miktarlarının artıp azalması.
( Uyaran faktörün metabolik düzeyinin değişmesi. Örnek: Kandaki kalsiyum değeri KALSİTONON ve PARATHORMONUN salgılanmasında uyaran faktördür. )
4- Sinir sisteminin endokrin bezleri etkilemesi .
( Sinirsel düzenleme; Örnek: İnsülin ve Glukagon salgılanması )
5- Biyoritim.
(Örnek: Tiroksinin ve eşey hormonlarının mevsimsel salgılanması.)
( Biyolojik Ritim: Fizyolojik ve davranışsal tepkilerin belirli periyotlar içerisinde tekrarlanmasına biyolojik ritim denir. Biyolojik ritim günlük, aylık ve yıllık ritim örnekleri vardır.
Örnek: Baykuşların gece avlanması günlük , insanlarda yumurtanın üretilip atılması ( menstruasyon döngüsü ) aylık, Bazı hayvanların kış uykusuna yatması yıllık biyolojik ritim olarak bilinir. )
Hormonların Görevleri
1- Vücudun dış çevreye uyumunu sağlar. (Başka bir ifadeyle çevresel değişikliklere (açlık , enfeksiyon, sıkıntı, stres vb.) uyum sağlamakta görev yapar.)
2- Değişen iç ortamın fiziksel ve kimyasal şartlarının dengesini ve sürekliliğini sağlar.
(Homeostasi )
3- Hücrelerdeki yapım ve yıkım olaylarını denetim altında tutar.
4- Vücut organlarının fonksiyonlarını düzenler.
5- Cinsel gelişim ve üreme fonksiyonlarını düzenler.
6- Büyüme ve gelişmeyi sağlar.
7- Enerji üretimi, kullanımı ve depolanmasını gerçekleştirir.
8- Sinir sistemiyle birlikte koordinasyon ve bütünleştirme görevini yapar.
Sinir Sistemi ve Endokrin Sistemin Birlikte Çalışması:
1.
•İlk uyaran bir iç salgı bezini etkileyerek hormon salgılanmasına neden olur.
•Hormonların kanda belirli bir konsantrasyona ulaşmasıyla ilgili dokunun hücreleri uyarılır.
2.
•Çevreden gelen uyarılar sinir sistemini etkiler.
•Sinir sistemi de sinir yoluyla ilgili dokuları uyarır.
3.
•Çevreden gelen ilk uyaran önce sinir sistemini etkiler; sinir sistemi iç salgı bezlerini uyarır ve iç salgı bezleri de kan yoluyla ilgili doku hücrelerini harekete geçirerek uyarana cevap verilmesi sağlanır.
Şekiller: Sinir ve Endokrin Sistemin Birlikte Çalışması
Yukarıdaki üç açıklama ve bunlarla ilgili şekillere göre :
Etkilenen dokularda tepkinin gerçekleşme süresi 2 – 1 – 3 şeklinde olacaktır.
Hormonların Yapısı
- Hormonlar kimyasal yapılarına göre üç sınıfta incelenir.
Bunlar :
1- Protein Yapılı Hormonlar
2- Aminoasit Yapılı Hormonlar
3- Steroit ( Yağ Asidi Türevi ) Yapılı Hormonlar
Not:
- Steroit yapılı hormonların reseptörleri, hücre içinde bulunur.
- Protein yapılı hormonların reseptörleri ise hücre zarında bulunur.
Ek Bilgi :
Hormonların Kimyasal Yapıları:
1- Protein:
Büyüme hormonu ve gonadotropinler
2- Peptidler:
Oksitosin , Antidiüretik hormon, ACTH, Glukagon, İnsülin
3- Amino asit ve türevleri:
Tiroksin, Epinefrin(Adrenalin), Nörepinefrin ( Nöradrenalin ),
4- Steroidler:
Eşey hormonları, Minerolokortikoid (Aldosteron), Glikokortikoidler (Kortizol= Kortizon), Ekdizon
5- Pürin ve türevleri:
Sitokinin, Zeatin
1- Steroid Yapılı Hormon:
•Hücrenin içine girerler hücre sitoplazmasındaki reseptörlere bağlanarak hücreyi etkilerler.
•Eşey hormonları ( östrojen, testesteron, progesteron ), Böbrek üstü bezinin korteks hormonları (Kortizol , aldosteron)
2- Protein Yapılı Hormon:
•Hücre yüzeyindeki reseptörlere bağlanarak hücreyi etkilerler.
3- Aminoasit Yapılı Hormon:
•Böbrek üstü bezinin öz bölgesi hormonları ( adrenalin ve Nöradrenalin ) ile tiroksin hormonları aminoasit yapılıdır. Çalışmaları steroid hormonlarla aynıdır.
Hatırlatma / Ek Bilgi
BİTKİSEL HORMONLAR
- Bitkilerde hormonların taşınması difüzyonla olur.
- Hedef yapılar, hormon üreten yapılara çok yakındırlar.
- Ancak bazı hormonlarda uzak bölgelere gerçekleşen taşınmada ksilem ve floem görev alır.
Bitkilerde Hormon Üretilen Yapılar :
1) Kök ve gövde ucu
2) Yapraklar
3) Tohum
4) Depo gövde ve köklerde
5) Tomurcuk
6) Dikotiledon’larda yara bölgesi
7) Meyve
Hatırlatma / Ek Bilgi
Bitkilerde Hormonlarla Gerçekleşen Olaylar:
1- Büyüme
2- Gelişme
3- Üreme
4- Farklılaşma
5- Yaraların Onarımı
hormonlarla gerçekleşir.
Hatırlatma / Ek Bilgi
⇒Bitkisel hormonları bitkilerde geçekleştirdikleri etkiye göre iki grupta incelenebilir.
1. Büyüme Ve Gelişimi Uyaran Hormonlar :
1- Oksin
2- Sitokinin
3- Giberellin
2. Büyüm Ve Gelişime Ket Vuran Hormonlar :
1- Absisik asit
2- Etilen
3- Çok miktardaki Oksin
( Oksin normalde büyümeyi uyarır , ancak gereğinden fazla miktarda olduğunda tam tersi etki yaparak büyümeyi durdurur. )
Protein Yapılı Hormonların Etki Mekanizmaları
- Bu hormonlar hücre yüzeyindeki reseptörlere bağlanarak aracı bir molekülü aktive eder.
- Aracı molekül de hücresel cevabı tetikler.
- Hücresel cevap genlerin ya da enzimlerin aktivasyonu şeklinde olabilir.
Şekil: Protein yapılı hormonların etki mekanizması
Steroit ve Aminoasit Yapılı Hormonların Etki Mekanizmaları
- Hücre sitoplazmasındaki reseptörlere bağlanarak aktivitelerini gösterirler.
- ormon hedef hücrenin zarından geçerek sitoplazmadaki reseptörlere bağlanır.
- Reseptör-hormon kompleksi çekirdeğe DNA üzerinde etkili olur.
- Kompleksin belli bir geni aktive etmesiyle transkripsiyon başlar ve ilgili mRNA üretilir.
- mRNA ‘nın sitoplazmaya geçip ribozoma bağlanmasıyla ilgili protein sentezi yapılmış olur.
Şekil: Steroit yapılı hormonların etki mekanizması
♦Proteinler büyük moleküller olduğu için hücre zarından geçemediği için hücre zarında reseptöre bağlanır.
♦Amino asit ve steroidler monomer yapıda olduğu için hücre zarından geçebildiği için sitoplazmada reseptöre bağlanır.
Hormonların Hedef Yapıdaki Etki Mekanizması:
1- Hücre zarı geçirgenliğine etki ederek.
Örn: Böbrek ve ince bağırsaklarda su ve mineral alınımı Antidiüretik hormon ve Minerolokortikoid vb.
2- Hücre organellerine etki ederek.
Örn: Tiroksin mitokondrileri etkileyerek metabolizmayı kontrol eder.
3- Hücre dışından madde alınımını kontrol ederek.
Örn: İnsülin hormonu etkisiyle çizgili kas hücrelerine glikoz ve amino asitlerin girişi.
4- Hücrede protein sentezini kontrol ederek.
Örn: Büyüme hormonu ( Hücrede m-RNA sentezi başlatır. )
Not:
Hormonların belirli hücreler üzerine etkili olmasının nedeni ; hücre zarlarında bulunan ve belli bir hormona duyarlı olan proteinsel almaçlardır.
UNUTMA !
Protein Yapılı Hormon:
•Hedef hücrenin zarındaki reseptör proteinlere bağlanarak etkilerini gösterirler.
Steroit Yapılı Hormon:
•Lipit tabakasında çözündüğü için hücre içine girip hücre içindeki reseptörlere bağlanır ve DNA ‘ daki bir geni aktifleştirerek etki gösterir.
♦Yani hormon reseptörü hücre zarında veya hücre içinde bulunabilir. İnsülin ,STH ve ADH protein yapılıyken, eşeysel hormonlar ( Östrojen , Testesteron ) ve böbrek üstü bezinin kabuk bölgesindeki hormonlar ( Kortizol , Aldosteron ) steroit yapılıdır.
DİKKAT !
- Protein yapılı bir hormon besin yoluyla verilirse etki göstermez.
- Çünkü sindirim kanalında amino asite kadar parçalanır ve kana amino asit olarak geçer.
- Ama damardan verilirse etki gösterir. Örneğin şeker hastalarına insülin damarda verilir.
İnsanda , Endokrin Bezlerin Hormon Salgılanmasının Düzenlenmesi
Homeostaside Geri Bildirim ( Feed – Back) Kontrolü:
- Endokrin bezlerin karşılıklı etkileşimleri ile kandaki hormon dengesinin ayarlanmasına “ Geri Bildirim ” ( Feed – Back ) denir.
- Bu olay Pozitif ve Negatif Geri Bildirim olarak ikiye ayrılır.
Pozitif Geri Bildirim:
⇒Uyarılan endokrin bezin sürekli olarak hormon salgılamasını sağlar.
(+) Geri Bildirime Örnek: Hipofiz bezinden kana salgılanan TSH (tiroit uyarıcı hormon ) tiroit bezini uyararak “ Troksin Hormonunun ” salgılanmasına neden olur. (+ geri bildirim )
Negatif Geri Bildirim:
⇒Negatif Geri bildirimde ise , hormonun etki ettiği hücrede sentezlenen ürün, hormon salgılayan endokrin bezin aktivitesini baskılar.
⇒Kısaca. endokrin bezin hormon salgısını azaltır yada tamamen durdurur.
(-) Geri Bildirime Örnek: “ Troksin Hormonu ” kanda belirli bir seviyeye ulaştığında hipofiz bezini etkileyerek TSH salgısının azalmasına neden olur. ( – geri bildirim )
Unutma!
- Geri bildirim mekanizması genellikle ön hipofiz hormonları ile diğer endokrin bezler arasında görülür.
Endokrin Kontrol Mekanizması
Endokrin bezlerin birbirini etkileyerek kandaki hormon düzeyinin ayarlanmasına geri bildirim ( Feed-back ) denir.
İki şekilde gerçekleşebilir;
1. Pozitif geri bildirim (Pozitif Feed – Back ):
♦Hipofizin sürekli olarak bir endokrin bezi uyararak hormon üretimini sağlamasıdır.
- Pozitif geri bildirim mekanizmasında, hem uyarı hem de tepkinin arttığı görülür.
- Örneğin hipofizin arka lobundan salgılanan Oksitosin hormonu hedef hücreye (rahim) kan yoluyla ulaştığında özel reseptörlere bağlanarak özgül bir yanıtın oluşmasını sağlar (rahim kaslarının kasılması).
- Oksitosin için oluşturulan yanıt pozitif geri bildirim döngüsü oluşturur, doğum esnasında ve sonrasında rahim kasılması devam eder.
Oksitosin Hormonu :
Süt bezlerinden süt salgılanmasını da uyarır ve süt salgılanma mekanizmasında pozitif geri bildirim görülür.
2. Negatif geri bildirim (Negatif Feed – Back):
♦Bir endokrin bezden salgılanan hormon vücutta gerekli aktiviteyi gösterdikten sonra hipofizi etkileyerek, hipofizin hormon salgısını engellemesidir.
- Negatif geri bildirim mekanizmasında, hormonun etki ettiği hücrede sentezlenen ürün, hormon salgılayan endokrin bezin aktivitesini baskılar.
- Örneğin hipofiz TSH salgılayarak tiroit bezini uyarır.
- Tiroit bezi kana tiroksin hormonu salgılar.
- Tiroksin hormonu kanda belli bir seviyeye ulaştığında hipofizi etkileyerek TSH salgısını azaltmasına neden olur.
♦Pozitif geri bildirim hormon üretimini ve tepkiyi artırırken negatif geri bildirim durumun
eski hâline geri dönmesine yardımcı olur.
♦Bu yüzden iç dengede ( homeostasi ) negatif geri bildirim daha çok görülür.
♦Beyindeki üçüncü karıncığın alt kısmı olan hipotalamus RF ( Serbest Bırakıcı Faktör ) denilen salgıları hipofizin hormon salgılamasını uyarır.
Örnek: Geri Bildirim
- Eğer kanda Ca ++ iyonu seviyesi düşerse Paratiroit Bezin Hormonu ( PTH ) salgılanması artar, bunun sonucunda Ca ++ kemikten kana geçer.
- Eğer kanda Ca++ seviyesi çok fazla olursa , o zaman da bu yüksek değer Paratiroit Bezini uyararak bezin PTH salgılamasını engeller.
Örnek 1: Geri Bildirim
- Kandaki glikoz seviyesi de insülin hormonu salgılanmasında kontrol edici rol oynar . Eğer kanda glikoz seviyesi yükselirse pankreastan insülin fazla salgılanır.
- Çünkü, insülin görevi kan şekerini düşürmek ve glikozun depo edilmesin, sağlamaktır.
Örnek 2: Geri Bildirim
Hipotalamus – Hipofiz İlişkisi
Hipofiz Bezi :
- Hipofiz bezi bezelye büyüklüğünde ve yaklaşık 5-6 gr ağırlığında olup ince bir sapla hipotalamusa bağlıdır.
- Hipofiz bezi İki lobdan oluşur.
NOT !
♦Hipofizin önceleri üç loptan oluştuğu söyleniyordu.
♦Hipofizdeki ara lob kısmı 2017 tarihi itibarıyla kaldırıldı.
♦Ara lobdan salgılanan ” MSH ( Melanin Uyarıcı Hormon ) ” hormonunun ön lobdan salgılandığı söylendi.
İnsanda Bulunan Endokrin Bezler:
- HİPOFİZ (endokrin bez)
- EPİFİZ (endokrin bez)
- TİROİT (endokrin bez)
- PARATİROİT (endokrin bez)
- TİMÜS (endokrin bez)
- PANKREAS ( karma bez )
- BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ ( Adrenal Bezler ) ( karma bez )
- EŞEYSEL BEZLER ( Testisler ve Ovaryum ) ( karma bez )
- PLASENTA ( karma bez )
- MİDE ve ONİKİPARMAK BAĞIRSAĞI ( karma bez )
( Sindirim Kanalı Hormonları )
1- HİPOFİZ BEZİ: ( endokrin bez )
♦Beyinde bulunur.
♦Hipotalamus kontrolünde hormon salgılar.
1- Ara beyinde bulunan hipofiz bezi vücudumuzdaki diğer iç salgı bezlerinin salgılarını kontrol ettiği için temel bez olarak kabul edilir.
2- Hipofiz bezi ön ve arka olmak üzere iki loptan oluşur. Her iki kısım sinir sistemi ile etkileşim içinde olup farklı hormonlar salgılar.
3- Hipofizin ön lobu, epitel dokudan oluşur.
4- Hipofizin hormon salgılamasını hipotalamus yönetir.
5- Hipotalamus tarafından salgılanan salgılattırıcı ( Releasing = RF) ve durdurucu ( inhibiting ) hormonlar, hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan hormonları kontrol etmektedir.
⇒Hipotalamus iki çeşit hormon salgılayarak hipofizin ön lobunu denetler.
1- Hipotalamustan üretilen “salgılatıcı faktör “ olan “ RF “ ( Releasing Factor ) kan yoluyla
hipofizin ön lobuna taşınarak salgı yapması sağlanır.
( RF = RH = TRH olarak da kullanılıyor.)
2- Hipotalamustan üretilen “ engelleyici “ (durdurucu) (inhibiting) hormonlar, hipofizdeki
hormon salgısını durdurulur.
NOT !
- Hipofizin arka lobu ,ön loptan farklı olarak beynin bir uzantısıdır. Burada hormon üretimi olmaz.
- Hipotalamustan salgılanan hormonlar arka loba iletilerek buradan kana salgılanır.
- Hipofizin ön lobu epitel dokudan oluşmuştur.
- Ön lob kan damarları aracılığıyla kendine ulaşan bazı hormonlar aracılığıyla uyarılır.
- Arka lob ise sinir hücreleri bakımından zengindir.
Hatırlatma:
⇒Hipofizin ön lobundan çok değişik hormonlar üretilir.
A)Tropik Hormonlar:
Diğer endokrin bezleri hormon salgılamak için uyarırlar. Dört tropik hormon vardır.
Bunlar:
1- TSH
2- ACTH
3- FSH
4- LH
B) Diğer Hormonlar :
1- STH ( GH )
2- LTH ( PRL )
3- MSH
4- ENDORFİNLER (ağrı duymayı engelleyici hormon )
A. Hipofizin Ön Lop Hormonları
1- STH ( Somotropin Hormonu = ( GH ) Büyüme Hormon)
a)Bütün vücut hücrelerini uyarır.
b)Özellikle kemiklerin ve genel olarak vücudun büyümesini sağlar.
c)Metabolizmayı etkileyerek protein sentezini hızlandırır.
d)Gelişme döneminde az salgılanırsa büyümeyi durdurur; Cüceliğe ( Nanizm ) neden olur.
e)Gelişme döneminde fazla salgılanması ise Devliğe ( Gigantizim ) neden olur.
f)Gelişme döneminden sonra fazla salgılanırsa el, ayak ve kafatası kemiklerinde orantısız büyüme görülür. Buna Akromegali denir.
1.Protein yapıda bir hormondur ve hedef organı tüm vücut hücreleridir.
2.Bu hormon özellikle iskelet kaslarının, kemik ve kıkırdağın büyümesini kontrol eder.
3.Mitoz bölünmeyi hızlandırır.
4.Hücrelerde protein sentezini hızlandırır, karbonhidrat – yağ metabolizmasını düzenler.
5.Fazla salgılanması yağ kullanımını arttırdığı için kanda şeker oranı artar. ( Hiperglisemi )
6.Gelişme çağındaki çocuklarda az salgılanırsa cücelik ( nanizm ), fazla salgılanırsa devlik (gigantizim) ortaya çıkar.
7.Bazı durumlarda ise büyüme hormonu yeterli salgılanmasına rağmen vücut hücrelerinde bu hormonu tanıyan reseptörlerin eksik olması nedeniyle cücelik ortaya çıkabilir. (Afrika’daki pigme ırkının cüceliklerinin sebebi budur.).
8.Gelişme çağından sonra fazla miktarda salgılanması durumunda ise el, ayak, alın, burun ve alt çene kemiklerinin fazla büyümesi olarak gözlenen akromegali hastalığı ortaya çıkar.
2. TSH(TUH = Tiroit Uyarıcı Hormon) (Hipofizin Ön Lop Hormonu)
a)Tiroit bezinin çalışmasını ve hormon salgılamasını düzenler.
b)TSH hormonunun fazla salgılanması durumunda tiroit bezi fazla uyarılır.
c)Tiroit bezi fazla uyarıldığın da dolayısıyla fazla hormon salgılar.
d)Tiroit bezinin hücre sayısı artar ve bez büyür.
3.ADRENOKORTİKOTROPİK HORMON(ACTH):(Hipofizin Ön Lop Hormonu)
a)Böbrek üstü bezinin kabuk (korteks) kısmını uyararak kabuk kısmından steroid yapıdaki Kortizol Hormon salgılanmasını sağlar.
4. FSH (Folikül Sitümülan Hormon = Folikül Uyarıcı Hormon )
♦Dişilerde yumurtalık (ovaryum), erkeklerde testislerin (er bezlerini) uyarılmasını sağlar.
(kısaca ; eşeysel bezleri =GONATLAR uyarır.)
a) Dişilerde;
- Uyarılan yumurtalıkta yumurta ( oogenez ile )oluşumunu ve folikül hücrelerin büyümesini sağlar.
- Gelişen foliküllerin östrojen salgılanmasını sağlar.
b) Erkeklerde;
- Uyarılan testislerde sperm (Spermatogenez ile) üretimini başlatır.
- Ayrıca , testislerden “ Testesteron ” hormonunun salgılanmasını sağlar.
5- Lüteinleştirici Hormon (LH): (Hipofizin Ön Lop Hormonu)
a)Dişilerde, yumurtalıktaki foliküllerin çatlamasını ve üretilen yumurtanın yumurta kanalına atılmasını sağlar. ( Ovulasyon ) Yumurtasını atan folikülün Korpus Luteum ( sarı cisim ) haline dönüşmesini sağlar. ( Korpus luteumdan da östrojen ve progesteron hormonu salgılanır.)
b)Erkeklerde, testis içinde bulunan Leyding hücrelerini uyararak testesteron hormonu salgılanmasını sağlar
⇒( FSH, LH ve LTH hormonları gonadotropinler ( üreme hormonları ) olarak adlandırılmaktadır. )
6. LTH (LÜTEOTROPİK HORMON = PRL (PROLAKTİN ) (Hipofizin Ön Lop Hormonu)
a)Sadece dişilerde salgılanır.
b)Bu hormon hamilelik süresince salgılanarak süt bezlerinin gelişmesini sağlar.
c)Ayrıca annelik iç güdüsü kazandırır.
7. MSH (Melanosit Sitümülan Hormon = Melanosit Uyarıcı Hormon) (Hipofizin Ön Lop Hormonu)
a)Derideki Melanosit hücrelerini uyarır.
b)Deriye renk veren melanin pigmentlerinin üretilmesini sağlar.
c)Melanin pigmenti, derinin renginin koyulaşmasını sağlar ve güneşte koruyuculuk yapar.
d)Leke çil ve ben gibi yapıların oluşturulmasından sorumludur.
B. Hipofizin Arka Lop Hormonları
♦Hipofizin arka lobu, ön loptan farklı olarak beynin bir uzantısıdır, burada hormon üretimi olmaz.
♦Hipotalamusta sentezlenen Antidiüretik Hormon ( ADH ) = ( Vazopressin ) ve Oksitosin aksonlar aracılığı ile hipofizin arka lobuna taşınır ve burada depolanır.
♦Gerektiğinde buradan kana verilir.
1.Antidiüretik hormon (ADH) = (Vazopressin):(Hipofizin Arka Lop Hormonu)
⇒Dokuz aminoasitten oluşmuş küçük protein yapılı bir hormondur.
NOT:
•ADH salgılanmasının uyarılmasında “ osmoreseptörler ” etkendir.
•Hipotalamusta bulunan bu osmoreseptörler kanın osmotik basınç değişimlerini algılar.
c) ADH eksikliğinde, suyun geri emilimi azalır, vücuttan çok fazla su atılır, kanın glikoz yoğunluğu ve osmotik basıncı artar, şeker hastalığına benzer belirtiler ortaya çıkar. Bu hastalığa Şekersiz Şeker Hastalığı denir.
Bu hastalığa sahip insanlar çok su içmek zorundadır.
d) Fazla miktarda tuzlu besinlerle beslenen bir insanda su içme isteği artar. ADH salgısı artar.
e) Bol miktarda normal su içen bir insanda ADH salgısı azalır.
f) Alkol alan bir insanda, alkolü seyrelterek atılmasını kolaylaştırmak için hipofizden ADH salgısı azalır . Bu durumda alkol alan biyeler çok sık idrara çıkar.
Ek Bilgi:
- Trafik kazasında kan kaybeden birinin çok susamasının sebebi, kan kaybının su kaybına sebep olmasıdır.
- Bu durumdaki bir insanın kanı azaldığı için nabzı zayıflar yani kan basıncı giderek düşer ve ilk başta çok olan kan kaybı giderek azalır.( kan basıncı düştüğü için).
- Ancak eğer su içirilirse kanın basıncı yine artar ve yaralı bölgeden kan kaybı tekrar artar .
- Bu da kan kaybından ölmeye neden olur.
- Sonuç: Kanaması olan kişiye su verme !
Antidiüretik Hormon:
Salgılanmasının Uyarılması:
- Hipotalamusta bulunan osmoreseptörler etkendir.
- Kan osmotik basıncının artması
- Kan basıncının düşmesi ( Kan kaybı , terleme vb.)
Antidiüretik Hormon:
Yetersizliği:
- Böbreklerde aşırı su kaybı olur.
- Seyreltik idrar oluşur
- Kan basıncı azalır.
- Kan hacmi azalır.
- Kanın osmotik basıncı artar.
- Şekersiz diyabet görülür.
2. Oksitosin: ( Hipofizin Arka Lop Hormonu )
a)Hamileliğin sonlarına doğru salgısı artar.
b)Doğum sırasında doğum sancısını başlatır, yani rahim(uterus) kaslarının kasılmasını sağlar. Anneyi doğuma hazırlar.
c)Doğum sonrasında ise anne memesindeki basıncı arttırarak sütün süt bezlerinden boşaltılmasını sağlar.
d)Ayrıca sosyal davranışlar üzerinde de etkisi olduğu saptanmıştır.
NOT :
⇒LTH, annede süt yapımını ve süt kanallarının gelişmesini, Oksitosin ise bu sütün kanallara akmasını sağlar.
Uyarı !
- Oksitosin hormonu doğum sancılarını ( rahim kasılması ) oluşturur.
- Eğer doğum esnasında yeterince kasılma olmazsa suni sancı uygulanır.
( Damardan Oksitosin verilir.)
2-EPİFİZ BEZİ: (endokrin bez)
- Beyinde bulunur.
- Melatonin hormonu salgılar.
Hatırlatma:
Ara Beynin Kısımları:
Epitalamus,
Talamus,
Hipotalamus
Epitalamus:
Talamusun arka üst kısmında bulur.
Talamus ve Hipotalamusla birlikte görev yapar.
Epitalamusun ince uzantısı epifiz bezi adını alır.
♦Epifiz bezden salgılanan Melatonin Hormonunun özellikle üreme ile ilgili biyolojik ritimler ( biyolojik saatin ) etkili olduğu bilinmektedir.
♦Bu hormon aynı zamanda ergenlik çağının erken başlamasını engeller.
Melatonin Hormonu, Biyolojik Saatin Düzenlenmesinin Dışında;
- Kişide uykulu, halsiz ve depresif bir duruma yol açar.
- Bu hormon karanlıkta salgılanır ve salgı miktarı gece uzunluğuna göre değişir.
- Sonbaharda ve kapalı havalarda kendimizi mutsuz hissetmemizin nedeni bu hormonla ilişkilendirilebilir.
- Işığa karşı duyarlıdır ve canlıda 24 saate bir tekrarlanan aktivitelerin kontrolü ile ilgilidir.
- Özellikle ön hipofiz üreme sistemini denetleyen hormonlarını etkiler.
- Yumurtalık işlevlerini durdurur.
NOT:
Seratonin Hormonu :
Nöronların aksonlarından nörotransmitter olarak salgılanan seratonin beyinde ve bağırsakta üretilir.
%80-90 ‘ı bağırsak yollarında, geriye kalanı kan trombositlerin de ve beyinde (merkezi sinir sisteminde; özellikle “beyin sapı”( beyin kökü) ve orta beyin nöronlarında ) bulunur.
3-TİROİT BEZİ: (Endokrin Bez)
1.Bütün omurgalılarda bulunan iki loplu bir bezdir.( 25 – 40 gram ağırlığında )
2.Gırtlağın hemen altında, soluk borusunun sağında ve solunda yer alan iki parçalı bir bezdir.
3.Kan damarlarının en yoğun olduğu bezdir.
4.Tiroksin ( T4 ) ve Kalsitonin hormonları olmak üzere iki farklı hormon salgısı yapar.
Tiroit Bezinin Önden Görünüşü
EK BİLGİ:
* Tiroit bezi; kübik epitel hücrelerden oluşmuş , içi boş tek tabakalı loblardan oluşmuştur.
* Bu loblar “ FOLİKÜL ” denilen küçük keseciklerden meydana gelmiştir.
* Foliküller kandan büyük miktarda “ İYOT ” alıp biriktirme yeteneğindedir.
A. TİROKSİN HORMONU:
- Tiroksin, yapısında iyot bulunduran, amino asit türevli bir hormondur.
- TSH tarafından negatif feed-back mekanizması ile kontrol edilir.
- Tiroksin hormonunun metabolik hızın ayarlanmasında doğrudan görevi vardır. ( Bazal metabolizma hızını artmasını sağlar. ) Nabız ve tansiyonun artmasına neden olur.
- Tüm vücut hücrelerine etki ederek O2 kullanımını artırır, böylelikle besinlerin daha hızlı parçalanmasını ve daha hızlı enerji üretilmesini sağlar. ( Oksijenli solunum enzimlerinin sentezinde artış sağlar. Oksijen tüketiminin artmasını sağlar.)
- Büyüme ve gelişme sırasında protein sentezini hızlandırır. Çocuklarda STH (büyüme hormonu) ile birlikte iskelet gelişimine yani büyümeye katkı yapar.
- Tiroksin hormonun yapısında iyot bulunur.
- Başka bir deyişle tiroksin hormonun sentezi için iyot gereklidir.
Eğer Vücutta İyot Eksikliği Olursa ;
1.Kandaki TSH (tiroit uyarıcı hormon) artar.
2.TSH , Tiroit Bezini uyararak Tiroksin Hormonu sentezlemesine çalışılır.
3.Ancak iyot eksikliğinden dolayı Tiroit Bezi , Tiroksin Hormonunu sentezleyemediği için ve sürekli TSH tarafından uyarıldığı için Tiroit Bezinin aşırı uyarılmasından dolayı Tiroit Bezinde büyüme gerçekleşecektir.
4.Bu durum da “ Basit Guatr ” denilen hastalık oluşacaktır.
Tiroksin Az Salgılandığında: ( Hipotiroidizm )
1. Küçük Yaşlardaki Eksikliği ;
Kretenizme ( zekâ ve büyüme geriliği ) neden olur.
2. Yetişkinlerdeki eksikliği ise;
Miksodem ( uyuşukluk, vücut ısısının düşmesi ) neden olur. Kişide metabolizma yavaşlaması , saç dökülmesi , şişmanlama, İştahsızlık olur. Kişide iştahsızlık olmasına rağmen şişmanlama durumu olur. ” Su içsem kilo alıyorum durumu ” gibi.
Ek Bilgi:
- Deniz ürünleri iyot içerdiği için “ basit guatr hastalığı ” na sahilde yaşayan insanlarda ender
rastlanır. - Ancak, Karadeniz Bölgesi’nde Çok Fazla Karalahana Tüketildiği İçin ( Karalahana İyot Tutar ) bu hastalık oldukça yaygındır.
Not :
- Karalahana Guatr Hastalığı Yapmaz.
- Sadece Hastalığı Tetikler.
Tiroksin Fazla Salgılandığında: ( Hipertiroidizm )
- Metabolizma hızı artar.
- Aşırı yorgunluk.
- Uykusuzluk.
- Vücutta ısı üretimi artar.
- Kilo kaybı görülür. ( Çok yediği halde )
- Kan basıncı artar.
- Aşırı sinirlilik durumu görülür.
- Ellerde titreme.
- Göz küreleri dışarı fırlar. ( Graves )
- Aşırı terleme gibi.
♦Eğer tiroit bezi, tümör veya farklı hastalıklardan kaynaklanan durumlardan dolayı çok çalışır ve fazla miktarda tiroksin hormonu salgılarsa bu durumda İç Guatr, Zehirli Guatr veya Graves adı verilen hastalıklar ortaya çıkar.
♦Zehirli guatr hastalarında halk arasında atom tedavisi olarak bilinen tedavi sürecinde radyoaktif iyotla tiroit bezi küçültülür.
Ek Bilgi:
Hipertroidizmin Tedavisi;
1.Tiroit hormon sentezini azaltan ilaçlarla tedavi edilebilir.
2.Cerrahi müdahale ile bezin bir kısmın alınabilir.
3.Radyoaktif iyotla ( atom tedavisi) kısmen tiroit bezinin tahrip edilmesi yani küçültülmesi sağlanabilir.
NOT !
- Memelilerde kışın ısı kaybı olur.
- Bu ısıyı telafi etmek için metabolizma kışın yaza göre daha hızlıdır.
- Yani kışın yaza göre kanımızdaki tiroksin hormonu seviyesi daha yüksektir.
- Bu sayede kaybedilen ısı metabolizmanın hızlanmasıyla telafi edilir.
B. Kalsitonin Hormonu:
- Kandaki kalsiyum seviyesini ayarlayan bir hormondur.
- Kanda kalsiyum miktarı arttığında salgılanmaya başlar ve kandaki kalsiyumun fazlasının ( D vitamini yardımıyla ) kemiklere geçmesini ve depolanmasını sağlar.
- Ayrıca böbreklere etki ederek kalsiyumun geri emilmesini azaltır ve idrarla daha fazla atılmasını sağlar. ( Böylece kandaki kalsiyum düzeyi düşer. )
- Kalsitonin hormonu paratiroit bezinin hormonu olan “ Parathormonla ” zıt olarak çalışır.
♦Kandaki Normal Kalsiyum Değeri 10 Mg / 100ml Civarındadır.
Kalsitonin Salgısı Artan Bir İnsanda;
a)Kemik sertliği artar.
b)Kanın osmotik basıncı azalır.
c)Bağırsak ve böbreklerden kana emilen kalsiyum azalır.
4- PARATİROİT BEZİ: ( Endokrin Bez )
- Tiroit bezinin arka yüzeyinde bulunan mercimek büyüklüğündeki dört küçük bezdir.
- Parathormon adı verilen hormonu salgılar.
Parathormon:
1- Kan ve diğer dokular arsındaki kalsiyum ve fosfat dengesini sağlar.
2- Kemiklerden kana kalsiyum geçişini sağlar.
Kanda kalsiyum seviyesi azaldığında, salgısı artan Parathormon sayesinde kemik dokudan kana kalsiyum geçişini hızlandırır.
3- Kalsiyumun, böbreklerden ve ince bağırsaklardan geri emilimini artırır.
4- Ayrıca böbreklerden fosforun atılmasını hızlandırır ve kandaki fosfor miktarını azaltır.
5- Parathormon besinlerle alınan ve deride sentezlenen D vitamininin aktifleşmesini sağlar.
Kanda Kalsiyum Yüksek İse;
1)Tiroit bezinden Kalsitonin salgılanır.
2)Kandan kemiklere depolanmak üzere kalsiyum geçer.
3)Böbreklerden kalsiyum geri emilimi azalır.
4)Bağırsaklardan kalsiyum emilimi azalır.
5)Kandaki kalsiyum normal düzeye iner.
Kanda Kalsiyum Düşük İse;
1)Paratiroit bezinden salgılanan Parathormon artar.
2)Kalsiyum kemiklerden kana geçer.
3)Böbreklerden kalsiyum geri emilimi artar.
4)Bağırsaklardan kalsiyum emilimi artar.
5)Kalsiyum normal seviyeye yükselir.
Şekil: Kanda hormonlar yardımı ile kalsiyumun dengelenmesi
4- PARATİROİT BEZİ: ( Endokrin Bez )
♦ Kalsitonin ve Parathormon Antogonist ( Zıt Yönde ) Çalışır.
NEFRON :
⇒İdrar oluşumunu sağlayan böbrek birimlerine denir.
- Kalsitonin ve Parathormon birbirine zıt (antogonist) çalışmaktadır.
- Kalsitonin ,tiroit bezinden salgılanır . Ca+2 iyonunun kandan kemiğe geçişini sağlar.
- Parat hormon, paratiroit bezinden salgılanır. Ca+2 iyonunun kemikten kana geçişini sağlar.
∗Böylece Ca+2 iyonunun ,kanda dengede tutulması sağlanacaktır.
Parathormon Az Salgılanırsa;
- Kandaki kalsiyum miktarı normalin altına düşer.
- Kemiklerde ve kaslarda kalsiyum birikimi artar.
- Kaslarda ağrılı kramplar ve titremeler ortaya çıkar. Buna Tetani hastalığı denir.
Parathormon Fazla Salgılanırsa;
- Kemiklerdeki kalsiyum ve fosfor miktarı azalır.
- Kemikler zayıflar.
- Kandaki kalsiyum miktarı artar. Fazla kalsiyum böbreklerde Böbrek Taşı oluşmasına neden olur.
- Kaslarda kalsiyum azalır. Bu nedenle kaslarda zayıflama ve uyarılara geç cevap verme durumları ortaya çıkar.
Örnek:
I. Zaman aralığında Kalsitonin hormonu salgılanmaya başlar.
II. Zaman aralığında Kalsitonin hormonu etkisini gösterir ve kandaki kalsiyum kemiklerde depolanır.
III. Zaman aralığında Parathormon salgılanmaya başlar.
IV. Zaman aralığında Parathormon etkisini gösterir ve kemiklerdeki kalsiyum kana geçmeye başlar.
Önemli !
Kanın Madde Miktarlarının Ayarlanması
1- Kanın Osmotik Basıncının Ayarlanması:
Kanın Osmotik Basıncı, Normal Değerin Üzerine Çıkarsa;
1)Hipotalamustaki, osmoreseptörler uyarılır.
2)Hipotalamus, hipofiz bezini uyarır.
3)Hipofiz bezi, ADH hormonu salgılar.
4)ADH hormonu, kanla taşınır ve böbrek nefronlarını uyarır.
5)Nefronlar, suyu geri emerek kana verir.
6)Kanın osmotik basıncı normale döndüğünde, ADH salgısı kesilir.
Not:
♦ADH hormonu eksikliğinde; şekersiz şeker hastalığı oluşur.
♦Böbreklerden yeterince su geri emilemediğinden; bu hastalar bol miktarda idrar atar.
2- Kanın Tuz Miktarının Ayarlanması:
Kandaki Tuz Oranı Normalin Altına Düşerse;
1)Hipotalamus, hipofiz bezini uyarır.
2)Hipofiz bezi, ACTH HORMONU salgılar.
3)ACTH hormonu, kanla taşınır ve böbrek üstü bezlerini uyarır.
4)Böbrek üstü bezleri, ALDOSTERON HORMONU salgılar.
5)Bu hormon, böbrek nefronlarını uyarır.
6)Nefronlarda, Na+ ve Cl- geri emilir. K+ ise dışarı atılır.
7)Kanın tuz oranı, normale döndüğünde; aldosteron salgısı kesilir.
3-Kanın pH’ ının Ayarlanması:
1)Kanın pH’ ı ortalama olarak: 7, 4’ tür.
2)Vücudumuzdaki asit-baz dengesini belirleyen başlıca elemanlar hidrojen (H+) ve hidroksit (OH-) iyonlarıdır.
3)Bir çözeltideki H+ ve OH- iyonları derişimlerindeki değişikliği en aza indirecek bileşiğe TAMPON adı verilir.
4)Bunlardan biri kan plazmasındaki su (H2O) ve karbondioksit (CO2) birleşmesiyle oluşan KARBONİK ASİTTİR (H2CO3).
5)Vücut pH üzerinde vücudumuzdaki bikarbonat (HCO3-) ve karbonik asit (H2CO3) önemli görev üstlenir.
Kanın pH’ ı Normalin Altına Düşerse;
1)H+ iyonları, salgılama ile böbreklerden dışarı atılır.
2)HCO3- iyonları, aktif taşıma ile geri emilir.
3)Kanda;
H+ + HCO3- ————> H2CO3
tepkimesi gerçekleşir.
♦Kanın pH’ ı normale döner.
Kanın pH’ ı Normal Değerin Üzerine Yükselirse;
1)HCO3- iyonları, salgılama ile böbreklerden dışarı atılır.
2)H+ iyonları, aktif taşıma ile geri emilir.
3)Kandaki H iyonlarının, miktarı arttığından; kanın pH’ normale döner.
5- TİMÜS BEZİ: ( Endokrin Bez )
♦Göğüs kafesi boşluğunda, soluk borusunun alt kısmına yakın yerde akciğerlerin arasında ve kalbin üst kısmında bulunur.
1- Yeni doğan bebeklerde çok büyüktür. Yaş ilerledikçe küçülür. Çocuklarda, maksimum aktivite ile çalışır.
2- Timüs bezi, Timuzin Hormunu salgılar. ( Timuzin Hormona ,Timik Hormon ’da denir. )
3- Lenf sistemi ile bağlantılıdır.
Dolayısıyla Başka Bir İfadeyle Timüs Bezi Bağışıklıkta Etkili Bir Hormondur.
4- Bu hormon, T-lenfositlerinin işlevsel özellik kazandırılmasında ve bu hücrelerin korunmasında görev alır.
( Kısaca ; Timuzin Hormonu: lenf sisteminin çalışmasını düzenler. )
6- Pankreas : (Karma Bez):
♦Hem hormon salgılayan hem de sindirim enzimi salgılayan pankreas, karma bez olarak görev alır.
♦Midenin alt ve arka tarafında , mide ile incebağırsak arasında bulunan yaprak şeklinde organdır.
♦Pankreas yaklaşık 80 gr ağırlığında ve 15 cm uzunluğundadır.
♦Hem ekzokrin(dış salgı)bezi hem de endokrin (iç salgı) bezi yani “karma bez” olarak görev yapan pankreasta;
Ekzokrin Bez Olarak; (sindirim enzimi salgılar.)
Pankreastaki Acini(veya Acinar) = (Asinar)hücreleri pankreasın ekzokrin bez olarak çalışmasını sağlar.
Bu hücreler sindirim enzimlerini Pankreas Öz Suyu üretir.
Üretilen bu pankreas öz suyu bir kanal yardımıyla (wirsung kanalı) incebağırsağa gönderilir.
Pankreasın yaklaşık %98’i sindirim enzimi salgılayan Asinar adı verilen kısımdan meydana gelmiştir.
Endokrin Bez Olarak ;
( İnsülin ve Glukagon hormonlarını salgılar. )
- Acinar (asinar) hücrelerinin arasına yerleşmiş olan Langerhans Adacıkları bulunur.
- Langerhans Adacıklarında, alfa ve beta hücreleri olarak bulunan iki tip hücre endokrin bez olarak görev yapar ve hormon üretirler.
- Alfa hücrelerinden ; Glukagon Hormonu,
- Beta hücrelerinden ; İnsülin Hormonu, salgılanır.
- Alfa ve beta birbirleriyle zıt ( antogonist ) çalışarak hormon üretirler.
- İç ve dış salgı yapan karma bezdir.
- İç salgı oluşturan kısmı Sinirsel Orijinli, olup denetimi Sinirsel gerçekleşir.
- Dış salgıları İnce Barsak Tarafından Salgılanan Sekretin ve Pankreozimin adlı iki hormonla kontrol edilir.
- İç salgıları, kan şeker düzeyinin kontrolünde rol oynayan İnsülin ve Glukagon dur.
1. İnsülin Hormonu: (Kan şekerini azaltır)
♦Sağlıklı bir insanda glikozun 100 ml kanda 70 mg-110 mg arasında ( veya bazı kaynaklarda 80 mg-120 mg şeklinde de ifade edilmektedir.) olması gerekir.
Buna göre;
•Sağlıklı bir insanda kandaki ortalama glikoz düzeyi 90 mg / 100 ml dir .
( Yani, 100 ml kanda 90 gr şeker bulunması demektir. )
⇒Kandaki glikoz miktarı normal miktarın üzerine çıktığında pankreastaki reseptörler bunu algılar ve beta hücrelerinden insülin hormonu salgılanır.
⇒İnsülin hormonu glikoz miktarının normal değerine düşmesini sağlar.
♦Pankreastan salgılanan insülin hormonları hücrelerin insülin reseptörlerine bağlanarak kandaki fazla glikozun hücre içine alınmasını sağlar.
GÖREVLERİ:
1- Pankreasın Langerhans Adacığındaki “ Beta Hücreleri “ tarafından salgılanır.
2- İnsülin , kandaki glikozun vücut hücrelerine geçmesini sağlayarak kandaki şeker miktarının düşürür.
3- Beyin hücreleri hariç tüm vücut hücrelerinin glikoza geçirgenliğini arttırır.
Çünkü; canlıda hayati önem taşıyan beyin hücrelerinin, tek besin yani enerji kaynağı olan glikozu kandan alabilmesi için insüline ihtiyacı yoktur. Beyin hücreleri her şekilde kandaki glikozu alır.
4- Glikozun fazlasının kas ve karaciğerde glikojen olarak depo edilmesini sağlar.
5- Depo edilmiş glikojenin yıkılmasını önler.
6- Kas hücrelerinin ve yağ doku hücrelerinin kandan daha fazla glikoz almalarını uyarır.
Kas hücrelerinin çok faza enerjiye ihtiyacı olduğu için daha fazla glikoz almasını uyarır.
Yağ hücrelerinde ise glikozlardan yağların sentezini artırır ve yağların yıkımını önlediği için fazla glikoz almasını sağlar.
7- Protein sentezi ve yağ sentezini uyarır.
Amino Asitlerin karaciğer ve kas hücreleri tarafından alınmalarını ve protein sentezini artırırken , protein yıkımını önler.
Ek Bilgi
- Beyin hücreleri normalde sadece “glikozu” enerji kaynağı olarak kullanır.
- Normalde “yağ asidini” enerji kaynağı olarak kullanmayan beyin, uzun süreli açlıkta yavaş bir şekilde “yağ asidi” kullanmaya başlar.
- Bu durum oruç tuttuğumuz zaman faydalıdır.
- Ayrıca Eskimolar gibi besin olarak bitki ve tahılı kullanmayan ve daha çok balıklarla beslenen toplumlarda vücutlarına yoğun bir şekilde , “ yağ asidi ” alırlar.
- Bu durumda beyin yağ asidinden enerji elde edebilir.
2. Glukagon Hormonu: ( Kan Şekerini Artırır. )
GÖREVLERİ:
1- İnsülin hormonunun antagonistidir. ( zıttıdır.)
2- Langerhans Adacıklarının Alfa Hücrelerinden salgılanır.
3- Kanın glikoz seviyesini artırıcı yönde etki yapar.
4- Açlık durumunda kan şekeri düştüğünde salgılanan Glukagon, karaciğerde glikojen yıkımını sağlar ve kana glikoz salınımını uyarır, yağ dokularında yağ yıkımını sağlar.
5- Glukagon hormonu kas(çizgili kas = iskelet kasları)hücrelerinde depo edilen glikojene etki ETMEZ.
•Glukagon Hormonu , kas hücrelerinde depolanmış glikojene etki etmez.
•Çünkü; kasta depolanmış glikojenler, sadece kas hücrelerinde kullanılır.
Uyarı !
♦Adrenalin ve İnsülin hormonları hem karaciğer hem de kaslara etki ederken, Glukagon hormonu sadece karaciğere etki eder.
⇒Karaciğerdeki glikojen glikoza dönüşerek kana verilir ama kaslardaki glikojen glikoza dönüştükten sonra fosfatlandığı için (Glikoz – P) kana verilmez .
⇒Kas hücreleri tarafından kullanılır.
Örnek:
I. Zaman aralığında İnsülin hormonu salgılanmaya başlar.
II. Zaman aralığında ; İnsülin hormonu etkisini gösterir ve kan şekeri düşer.
III. Zaman aralığında ; Glukagon hormonu salgılanmaya başlar.
IV. Zaman aralığında ; Glukagon hormonu etkisini gösterir ve kan şekeri yükselir.
Unutma:
- Glukagon hormonu sadece “ karaciğerdeki ” glikojenin glikoza dönüşmesinde etkilidir.
- Kaslardaki depo edilen glikojene etki etmez.
- Kaslarda bulunan glikoz, kan şekerini yükseltmede kullanılmaz. (kana verilmez).
- Kaslardaki glikoz buradaki sadece yüksek enerjili faaliyetler için kullanılır.
⇒İnsülin hormonunun hücre reseptörlerine bağlanarak kandaki fazla glikozun hücre içerisine
alınmasını sağlayan geçiş kapılarının açılması durumunun tersi, Glukagon hormonu içinde geçerlidir.
⇒Yani kanda glikoz miktarı azaldığında yine pankreastan salınan Glukagon hormonu
Karaciğer Hücrelerindeki Glikojenin Yıkılarak Glikoza Dönüşmesi sağlanır ve daha sonra karaciğer hücrelerinden kana bırakılan glikoz molekülleri kandaki düşük miktardaki glikoz miktarının dengelenmesi sağlanmış olur.
Şeker Hastalığı ( Diabetes Mellitus )
- Kandaki glikozun normal seviyesi 80-90 mg/100 ml’dir.
- Halk arasında Şeker Hastalığı olarak bilinen Diyabet, insülin hormonunun yetersiz olması veya hiç olmaması durumunda ya da hedef hücrelerin insüline cevap vermemesinden kaynaklı olarak kan şekerinin normalin üzerinde bulunması durumudur.
Şeker Hastalığının Erken Belirtileri;
1- Çok sık idrara çıkma:
•Kanda aşırı glikoz bulunması sonucunda böbreklerden glikoz geri emilemez ve idrarla glikoz atılmaya başlanır.
•Bu da çok fazla idrar oluşturulmasına neden olur.
⇒Sağlıklı Bireylerin İdrarlarında Glikoz Bulunmaz.
2- Çok su içme:
İ•lk belirtiye bağlı olarak çok fazla idrar oluşturulması vücudun su kaybetmesine ve çok fazla su içmeye neden olur.
3- Çok acıkma:
•İnsülin yetersizliğinden dolayı her ne kadar kandaki glikoz oranı fazla da olsa glikoz hücrelere geçemediğinden enerji gereksinimi artar, vücuttaki protein ve yağ depoları kullanılmaya başlanır.
•Hücreler glikoz eksikliğini yağ ve proteinlerden karşılar bu da kişinin çok acıkmasına neden olur.
1- İnsülin üretiminde aksama ya da hedef hücrelerin insüline cevap vermemesi nedeni ile ortaya çıkar.
2- Kan şekerinin yüksek olan değeri düşürülemez.
3- Glikozun fazlası böbreklerde süzülür ve idrarla atılır.
( Normal şartlarda aldığımız besinlerde fazla glikoz varsa bu fazla glikoz vücutta depo edilir. Ancak, şeker hastalarında glikoz hücrelere geçemediği için kan böbreklerde süzülürken buradaki fazla olan bir kısım glikoz idrarla dışarı atılır. Unutmayalım ki, sağlık insanların idrarlarında glikoz görülmez.)
4- Susuzluk görülür.
(Kandaki fazla glikozdan dolayı kanın osmotik basıncı (kanın yoğunluğu artığı için )yüksek olacaktır. Bu durumda dokulardaki ”doku sıvısı” ozmos kuralları gereği kana geçecektir . Sonuçta dokulardaki sıvı eksikliğinden kaynaklı kişide susuzluk oluşacak ve dolayısıyla fazlaca su içme ihtiyacı hissedecektir.)
5- Protein katabolizması yüksektir.
( Hücrelere glikoz geçişi gerçekleşmemektedir. Glikoz hücrelerde önemli bir enerji (ATP) kaynağıdır. Hücre gerekli enerjiyi glikozdan alamadığı için ,diğer organik molekülerden enerji elde etmeye yönelecektir . Protein öncelikle yapı maddesi olarak kullanıldığı için enerji kaynağı olarak son çare olarak kullanılır . Ancak proteinlerin katabolizması (yıkımı) canlıda bir takım zararlara neden olacaktır. Örneğin; Vücutta yaraların oluşması ve bu yaraların çok geç iyileşmesi gibi. Çünkü vücutta yapı maddesi olan protein yıkıma uğratılmıştır.)
6- İdrardaki üre oranı yüksektir..
(Proteinlerin yıkımı sonrası azotlu atıklar oluşmaktadır. “Amonyak” gibi “Üre” gibi. Dolayısıyla da idrardaki “ÜRE” oranı yüksek olacaktır.)
UNUTMA !
1-
•Şeker hastalarında insülin eksikliği olduğu için kandan hücrelere glikoz geçişi azalır.
•Hücreler glikoz yerine yağ asidi ve amino asitleri (azotlu molekül) solunumda kullandığı için şeker hastalarının kanındaki ve idrarındaki amonyak ve üre miktarı fazladır.
2-
•Şeker hastalarında kandaki glikoz değeri düşürülemediği için kanın osmotik basıncı yüksektir ve kan çok su tutar.
•Yani kanın osmotik basıncı yüksek olduğu için , kan hücrelerin suyunu çeker ve bunun sonucunda kan basıncı artar.
•Bu yüzden şeker hastalarında aynı zamanda tansiyon sorunu da vardır.
⇒İki tip şeker hastalığı vardır. Bunlar tip 1 ve tip 2 dir.
Tip 1 Şeker Hastalığı ( İnsüline Bağımlı Diyabet ):
- İnsülin hormonu yetersizdir. Yok denecek kadar azdır.
- Daha çok çocuklarda ve 40 yaşın altındaki genç erişkinlerde görülür.
- Genellikle genç yaşlarda görülür.
- Kişinin antikorları beta hücrelerini yok eder. Bu nedenle kişi yeterli insülin üretemez, hücrelerde insülin reseptörü olmasına rağmen insülin yetersiz olduğu için glikoz hücre içine alınamaz.
- Bu hastalığa sahip bireyler hayatları boyunca insülin enjekte etmek zorundadır.
Tip 2 Şeker Hastalığı ( İnsüline Bağımlı Olmayan Diyabet ):
- Şeker hastalarının çoğu tip 2 dir.
- Kilolu, 40 yaş üstü ve kalıtsal olarak kişide çıkma olasılığı fazladır.
- Tip II şeker hastalığında hedef hücrelerdeki reseptörler insüline karşı gerekli tepkiyi gösteremezler.
- Glikoz reseptörlerinin bozulmasına bağlı olarak glikozun hücrelere girememesi insülin direnci olarak tanımlanır ve yaklaşık tüm diyabetlilerin %90’ı insülin direnci yaşamaktadır.
- Bu durum genellikle ailede diyabet öyküsü olan, şişman, fiziksel aktivitesi olmayan ve kan yağları yüksek olan kişilerde ortaya çıkar.
- İlaçlarla, sporla ve diyetle şeker seviyelerini düzeltebilirler.
Uyarı!
Tip 1 ; Şeker hastalarında insülin eksikliği görülür.
Tip 2 ; Şeker hastalarında ise insülini tanıyan reseptörlerin eksikliği söz konusudur. bu yüzden insülin olsa bile kan şekeri düşürülemeyebilir.
Ek Bilgi:
⇒Soğuktan donmak üzere olan insanlara insülin iğnesi yapılır.
Bunun sebebi;
•Kandan hücrelere glikoz geçişini hızlandırarak solunumu hızlandırmak ve bunun sonucunda da ısı üretmektir.
( Glikozun parçalanarak ATP üretimi hücresel solunum olayıdır. Bu olay sırasında ısı açığa çıkar.)
Ek Bilgi
HİPOGLİSEMİ
- Diyabetle yaşayan özellikle insülin kullanan diyabetlilerin karşılaşabileceklerin sorunlarından biri de “ Hipoglisemidir. ”
- KAN ŞEKERİNİN 50 mg/dl veya ALTINA DÜŞMESİ HİPOGLİSEMİ OLARAK TANIMLANIR.
Hipogliseminin Nedenleri Şu Şekilde Sıralanabilir;
1- Gerektiğinden fazla insülin veya oral antibiyotik kullanmak.
2- Yemekleri ve ara öğünleri düzensiz saatlerde yemek.
3- Öğünlerde gerektiğinden az karbonhidrat almak.
4- İlaçları yanlış zamanlarda kullanmak.
5- Sindirim güçlüğü.
6- Soğuk – ılık ortamdan çok sıcak ortama geçmek.
⇒Özellikle tip 1 diyabetli hastalar haftada bir veya iki defa hipoglisemi atağı
geçirirler.
⇒Tip 2 diyabet hastalarında bu durum çok daha seyrektir.
Ek Bilgi
HİPERGLİSEMİ
♦Sağlıklı bir insanda Açlık glikozun 100 ml kanda 70 mg-110 mg arasında ( veya bazı kaynaklarda 80 mg-120 mg şeklinde de ifade edilmektedir.) olması gerekir.
♦Tokluk kan şekeri ise 140 mg / dl ‘yi geçmemelidir.
⇒Kan Şekerinin Normal Sınırların Üzerinde Bulunmasına Hiperglisemidir.
Hipergliseminin Nedenleri Şu Şekilde Sıralanabilir;
1- Tıbbi beslenme talimatına uymayarak çok fazla yemek yenmesi.
2- Her zaman yapılan egzersizlerin yapılmaması ,hareketsiz kalınması.
3- Oral antibiyotiklerin yeteri kadar alınmaması ya da insülinin yeteri kadar yapılmaması.
4- Enfeksiyonlu hastalıklar.
5- Stres
6- Kan şekerinin yükselmesine neden olan ilaçları kullanmak.( steroit vb.)
6- İnsülin enjeksiyonu yapılan bölgedeki kasları çalıştırıcı egzersizlerin yapılmaması.
Kandaki Glikoz Miktarının Ayarlanması:
1- Kandaki glikoz miktarını Adrenalin, İnsülin ve Glukagon hormonları düzenler.
2- Kandaki şeker miktarını kontrol eden yapılar, Pankreas, Karaciğer ve Böbrek Üstü Bezleridir.
3- Stres altında veya vücut zor durumda kaldığında sempatik sinirlerin etkisi ile böbrek üstü bezinin öz (medulla) bölgesinden adrenalin salgılanır. Adrenalin, kas ve karaciğerdeki glikojen yıkımını uyarır. Glikozların karaciğerden kana geçmesini hızlandırır.
- Kaslardaki glikojeni oluşturan glikozlar fosfat içerdiği için kana geçemezler.
- Kas hücresinin içinde kullanılırlar. O nedenle kan şekerini yükseltmezler.
Açıklama:
1- Homeostasi için kanda glikoz seviyesinin 90mg/100ml olması gerekir.
2- Eğer kan şekeri seviyesi yükselirse;
Pankreastan, İnsülin salınır ve kandaki şekerin vücut hücrelerine, karaciğere ve kas hücrelerine geçmesini sağlar.
Böylece , kandaki şeker seviyesi düşmüş olur.
3- Eğer kan şekeri seviyesi azalırsa;
Pankreastan, Glukagon salınır ve Karaciğerdeki şekerin kana geçmesini sağlar.
Böylece , kandaki şeker seviyesi artırılmış olur.
Hatırlatma:
1- Vücut hücrelerindeki şeker enerji (ATP )üretimi için kullanılır.
2- Kas hücrelerinde glikoz ,karaciğerdeki glikojene çevrilerek depo edilir. Ancak kas hücrelerindeki glikojen , kandaki şeker seviyesi düştüğünde glikoza dönüştürülüp kana verilmez. Çünkü, kas hücreleri glikojeni kendi ihtiyaç duyduğunda glikoza çevirip kendi enerji ihtiyacında kullanır.
3- Karaciğer hücrelerindeki glikojen ise kanda glikoz eksikliğinde ,glikoza çevrilerek kana verilir.
Örnek: İnsülin eksikliğinde kan şekeri yükselir ve diyabet hastalığı meydana gelir.
Bir diyabet hastasındaki zamanla meydana gelen ;
I. İdrardaki glikoz miktarı
II. Hücrelere geçen glikoz miktarı
III. İdrarla kaybedilen su miktarı
değişimlerini ifade edecek grafikleri çiziniz.
7- Böbrek Üstü Bezleri (Adrenal Bezler)
(Karma Bez)
- Her bir böbreğin üst kısmında bulunan böbrek üstü bezleri adrenal bezler olarak da adlandırılır.
- Bezlerin böbreklerle doğrudan ilişkisi yoktur, böbreklerden bağımsız olarak çalışır.
- Hipofiz bezi ve sinir sisteminin kontrolünde çalışır.
- Bu bezler iki kısımdan meydana gelmiştir.
- Böbrek üstü bezlenin dışta Kabuk ( korteks = adrenal kortex ) bölgesi, içte Öz (medulla = adrenal medulla) bölgesi bulunur.
♦Kabuk kısmının hormon salgılaması, hipofiz bezinden salgılanan ACTH (Adrenokortikotropik Hormon) hormonun etkisi ile gerçekleşir.
♦Öz kısmının hormon salgılaması, hipotalamusun , sinirsel uyarıları ile gerçekleşir.
Adrenal Bez Korteks Hormonları ( Böbrek üstü bezlerinin kabuk bölgesi hormonları )
⇒Adrenal korteks bölgesinde salgılanan hormonlar steroit yapıdaki hormonlardır.
Bunlar;
1.Kortizol,
2.Aldosteron
3.Adrenal Eşey Hormonları
⇒Bu hormonlara “ Kortikosteroid “ veya Adrenal Eşey Hormonları “ Kortikoid “ hormonlar da denir.
1. Kortizol Hormonu ( Glikokortikoid ):
⇒Glikokortikoid” adından da anlaşılacağı gibi glikoz üzerinde etkili bir hormondur.
1- Hedef bölgesi karaciğerdir.
2- Kan şekerini artırır.
3- Glikozun, protein ve yağlar gibi karbonhidrat olmayan moleküllerden sentezlenmesini sağlayarak kan şekerini arttırır.
4- Karaciğerdeki glikojen deposunu arttırır.
5- Glikozun oksidasyonunu (yıkımını) önler.
6- Özellikle açlık durumunda (Kandaki glikoz oranı düştüğünde ) gerekli olan enerjinin glikoz yerine amino asit ve yağ asitlerinden elde edilmesini sağlar. (Böylece kan şekerinin artmasını sağlar.)
7- Kortizol eksikliğinde kan şekeri düşer. Bunun nedeni ise aminoasitlerden glikoz yapılamamasıdır.
8- Protein ve amino asitlerin yıkımın uyarır. Protein ve amino asitin yıkımından dolayı idrardaki azot miktarı artar.
9- Stresli durumlarda salgısı artar.
10- Yaralanmalarda, aşırı sıcak ve soğukta, alerji ve iltihaplanmalarda koruyucu görev üstlenir.
UNUTMA !
⇒Yaralanan insan bir süre acı hissetmez.
•Bunu sağlayan Kortizol hormonudur.
•Sinir hücreleri Kortizol hormonu etkisiyle acı duyusunu yavaş iletir.
•Yangısal tepkiye (iltihaplanmaya) yol açan romatizmalı hastalıklarda, alerjilerde tedavi amaçlı kortizon kullanılır.
Örneğin ; Alerji , vücudun bağışıklık siteminin ,zararsız olan bir şeye gereksiz yere tepki vermesiyle de oluşur (polen alerjisi gibi). Bu durumda kortizon bağışıklık sistemini baskılamak için kullanılır. Ancak uzun süreli kortizon kullanımı bağışıklık sistemini uzun süre baskılayacağından enfeksiyonlara neden olabilir.
⇒Aynı zamanda atletik yaralanmalarda ağrıyı gidermek için de kortizon enjeksiyonları kullanılır.
Kortizol Salgısı Artan Bir İnsanda;
1- Kan şekeri artar.
2- Karaciğerde üre sentezi artar.
3- Böbreklerde süzülme artar.
4- İdrardaki üre artar. (protein ve amino asit yıkımlarından dolayı.)
5- Kortizol ilacı gibi uzun süreli bu ilaçların kullanılması bağışıklık sistemini uzun süre baskılayacağından enfeksiyonlara neden olabilir.
Kortizol Eksikliğinde;
1- Kan şekeri düşer.
•Bunun nedeni amino asitlerden glikoz yapılamamasıdır.
•Glikoz üretimi azalınca karaciğerdeki glikojen harcanmakta ve depo glikojen bitince de kan şekeri düşmektedir.
2. Aldosteron Hormonu ( Minerolokortikoid ):
⇒Minerolokortikoid” adından da anlaşılacağı gibi vücudun mineral dengesinde görevlidir.
1- Vücutta NaCl ( sodyum klorür = TUZ ) ve su dengesinin ayarlanmasında görev alır.
2- Böbreklerden sodyum ( Na+ ) , klor ( Cl- ) iyonlarının ve SUYUN geri emilimini arttırır. Potasyum ( K+ ) iyonlarının idrarla dışarı atılmasını hızlandırır.
♦Böylece kanda, hücre içi ve hücre dışı sıvılardaki iyon derişimini düzenler.
Aldosteron Az Salgılanırsa;
1- Kanın hacmi azalır.
2- Kan basıncı düşer, doku sıvısı azalır.
3- Kanda sodyum ( Na ) ve klor ( Cl ) miktarı azalır, potasyum ( K ) artar.
4- Kaslarda yorgunluk görülür.
5- Halsizlik ve iştahsızlık artar. ( Vücut direnci düşer, zayıflık görülür. )
6- Enfeksiyonlara karşı direnç azalır.
7- Dolaşım yetersizliği görülür.
8- Kan şekeri düşer.
9- Deride pigment birikimi sonucunda tunç ( = bronz ) renk ( kiremit kırmızısı veya bakır rengi gibi ) oluşur. Buna Addison Hastalığı denir.
10- Aldosteron hormonunun salgılanmaması durumunda Ölüm gerçekleşir.
Aldosteron Fazla Salgılanırsa;
1- Kandaki sodyum ( Na ) ve klor ( Cl ) miktarı artar, potasyum ( K ) miktarı azalır.
2- Kan hacmi ve basıncı yükselir.
3- Doku sıvısı miktarı artar. ( Ödem oluşur. )
4- Su içme isteği artar.
5- ADH salgısı artar. ( ADH (Antidiüretik hormon) = Vazopressin. Hipofizin arka lobundan salgılanır.)
6- Potasyum ( K ) eksikliği nedeniyle sinir hücrelerindeki iletim aksar, kas zayıflaması oluşur.
♦Aldosteron hormonu fazla salgılanırsa ’’ Conn Sendromu ‘’ oluşur.
•Bu hastalarda, kaslar zayıflar, kan basıncı yükselir ve dokularda ödem oluşur.
•Ödem oluşumu nedeniyle ayaklarda şişlikler, tansiyon yüksekliği, kan şekeri seviyesinde artış, böbrekte ultrasonla görülen basit kistler başlıca belirti ve bulgulardır.
3. Androjenler : ( Adrenal Eşey Hormonları )
1- Normalde testis ve yumurtalıklardan salgılanan eşey hormonları az miktarda böbrek üstü bezinin korteks bölgesinden de salgılanmaktadır. Östrojen, Testesteron ( androjen ) ve progesteron salgılanmasını sağlar.
2- Bu hormonlar hem erkek hem de dişi bireylerde salgılanır.
3- Erkek çocuklarda adrenal korteks çok çalışırsa, yetişkin erkek bireylerdeki ses kalınlaşması,
kas gelişimi, vücut kıllanması, sakal ve bıyık çıkması gibi özellikler ortaya çıkar.
4- Dişilerde adrenal korteks çok çalışırsa ses kalınlaşır, sakal çıkar ve eşeysel organlar körelir.
Böbrek Üstü Bezlerinin Öz (Medulla) Bölgesinden Salgılanan Hormonlar:
(Öz Bölge = Medulla = Adrenal Medulla)
1- Böbrek üstü bezlerinin öz bölgesi, sempatik sinir sistemi kontrolünde çalışır.
(Başka bir deyişle ; öz bölgesinin hormon salgılaması hipotalamusun sinirsel uyarıları ile gerçekleşir.)
2- Buradan Adrenalin (Epinefrin) ve Nöradrenalin (Nörepinefrin) (Dövüş veya Kaç) adı verilen iki hormon salgılanır.
3- Adrenalin ve Nöradrenalin hormonları, aşırı sevinç, heyecan, stres, korku, üzüntü durumları yaşandığında salgılanır.
4- Vücudu karşılaştığı zor durumlara karşı hazırlar.
NOT:
⇒Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir.
1. Adrenalin Hormonu ( Epinefrin ):
1)Amino asit yapılı bir hormondur.
2)İskelet kasları ve karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüşümünü hızlandırır.
3)Karaciğerden kana glikoz geçmesini hızlandırarak, kan şekerini arttırır. (Adrenalin kan şekerini düşük olması durumunda da, yüksek olması durumunda da arttırır.)
4)Yağ hücrelerinden yağ asitlerinin serbest bırakılarak enerji verici olarak kullanılmasını sağlar.
5)Kalp atış hızını ve kan basıncını arttırır.
6)Kalp, beyin ve iskelet kaslarına giden damarların genişlemesini sağlar.
7) Derideki kılcal damarları daraltır. Bu nedenle korkunca yüzün rengi sararır.
8) Heyecan, korku ,stres ,ve sinirlenme gibi durumlarda kandaki adrenalin hormonu miktarı artar.
9) Göz bebekleri büyür. Tüyler diken diken olur.
10) Soluk alıp vermeyi hızlandırır.
11) Sindirim sistemi faaliyetlerini yavaşlatır.(Tükürük salgısı azalır , mide ve bağırsakların hareketleri yavaşlar , idrar kesesi gevşer.)
12)Kanın pıhtılaşma süresini kısaltır.
Not 1:
Adrenalin salgısı sempatik sistemin etkisine destek olan ve etkinin devamını
sağlayan bir hormondur.
Not 2:
Soğuk , acı , sinirlenmede ve bazı ilaçlar adrenalin salgısının artmasına neden olur.
Not 3:
Tıpta kan basıncını artırmada ve duran kalbin çalıştırılmasında kullanılır.
⇒Adrenalin , beyin ve kaslara giden kan damarlarını genişletip daha fazla kan geçişini sağlarken diğer organlara giden kan miktarını azaltır.
⇒Bu yüzden korku anında derimizdeki damarlar daralır ve deriye giden kan azaldığı için yüzümüz sararır.
♦Adrenalin korku ,stres gibi heyecanlı durumlarda kanın akış hızını artırır.
⇒Korku , anında eller soğuk soğuk terler.
Bunun nedeni ;
•Adrenalin hormonu hayati organları ( beyin gibi) korumak için bu organlara daha fazla kan gönderip besler ve oksijen gönderir .
•Bu nedenle diğer vücut kısımlarında eller gibi kan azaldığı için ellerde soğuma görülür.
2. Nöradrenalin Hormonu ( Nörepinefrin ):
- Adrenaline benzer etkileri vardır.
- Kılcal damarları daraltır. Kan basıncını arttırır. Kalp atışlarını hızlandırır. ( Dolayısıyla metabolizmayı hızlandırmış olur.)
- Kandaki glikoz miktarını artırır.
- Nöronların akson uçlarından da salgılanarak nörotransmitter olarak görev yapar.
HATIRLATMA:
♦ Adrenalin ve Nöradrenalin Hormonlarının asıl üretim yeri böbrek üstü bezi olmasına karşın ,bu hormonlar sinir hücreleri tarafından da üretilir.
8- EŞEYSEL BEZLER: ( Testisler ve Ovaryum )
( Karma Bez )
1- Üreme sistemi hormonları erkeklerde Testislerde ( er bezi ), kadınlarda Ovaryumlarda (yumurtalık) üretilir.
2- Hem üreme hücreleri hem de hormon üretmeleri nedeniyle karma bezlerdir.
3- Bu bezler, hipofizden ( ön loptan ) salgılanan FSH (folikül uyarıcı hormon) ve LH (lüteinleştirici hormon) etkisi ile hormon salgılar.
4- Eşeysel bezler, ergenlik dönemine kadar hormon salgılamazlar. Ergenlik ile beraber hormon salgılamaya başlarlar.
5- Üç çeşit üreme hormonu vardır. Bunlar; Östrojen, Progesteron ve Testosterondur.
6- Her üç hormon da steroid yapıdadır.
7- Hipofiz bezinden salgılanan hormonlarla çalışması düzenlenir.
♦Erkeklerde testislerde yer alan Leydig Hücreleri , Testosteron adı verilen erkeklik hormonu üretirken,
( Salgılanmasının uyarımı: Hipofizden salgılanan FSH ve LH ’ ın denetimi altındadır. )
♦Dişilerde Ovaryumlarda bulunan Foliküllerden , Östrojen ve yine Ovaryumlardaki foliküllerin değişimi ile oluşan Korpus Luteumdan, Progesteron adlı dişilik hormonları üretilir.
( Salgı Üretiminin Kontrolü: Hipofiz bezi tarafından üretilen FSH ve LH ’ ın kontrolü ile gerçekleşir. )
A. Ovaryumlar ( Yumurtalıklar )
- Dişi bireylerde bulunan bir çift bezdir. Ergenlik ile birlikte östrojen ve progesteron hormonlarını salgılar.
- Dişilerde birincil eşey karakteridir.
Östrojen Hormonu:
1- Hipofizden salgılanan FSH etkisi ile ovaryum içerisinde bulunan folikülden salgılanır.
2- Hipofizden salgılanan LH etkisi ile korpus luteumdan (içi yağ ile dolmuş folikül) çok az miktarda salgılanır.
3- Östrojen rahimin hamilelik için hazırlanmasını ve endometriyumun kalınlaştırılmasını sağlar.
4- Ayrıca dişilerde ikincil eşey karakterlerin oluşmasını sağlar.
Progesteron Hormonu:
1- Hipofizden salgılanan LH etkisi ile korpus luteumdan salgılanır.
2- Ayrıca hamileliğin ilerleyen evrelerinde plasentadan da salgılanır.
3- Rahimin iç duvarının embriyonun tutunabilmesi için hazır hale getirilmesini sağlar.
4- Ayrıca hamilelik sürecinde rahimin kasılmasını önleyerek hamileliğin sürmesini sağlar. Hamilelik döneminde progesteron salgısı devam eder. Azalması durumunda düşük meydana gelebilir.
B. Testisler (Er Bezleri)
- Erkeklerde bulunan bir çift bezdir.
- Hipofizin FSH ve LH hormonlarının etkisiyle testosteron salgılar.
Testosteron:
1- Testislerin Seminifer Tüpçüklerindeki Leydig Hücreleri tarafından salınır.
2- Eşeysel olgunlaşmayı sağlar.
3- Erkeklere özgü kıllanma, ses kalınlaşması, kas gelişmesi gibi ikincil eşey özelliklerin de ortaya çıkmasını sağlar.
4- Ergenlikten itibaren spermlerin olgunlaşmasını sağlar.
9- PLASENTA ( Karma Bez )
♦Progesteron LH etkisiyle “ Korpus Luteumdan ” salgılanır.
♦Hamileliğin beşinci ayından itibaren “ Plasentadan ” salgılanır.
10- Mide ve Onikiparmak Bağırsağı ( Karma Bez )
( Sindirim Kanalı Hormonları )
Mide:
•Gastirin Hormonu Salgılanır.
Gastrin Hormonu:
1)Mide hücrelerinden salgılanır.
2)Kanla taşınarak mide bezlerini uyarır ve mide bezlerinin mide özsuyu salgılamasını sağlar.
Onikiparmak Bağırsağı:
1)Sekretin Hormonu
2)Kolesistokinin Hormonu
3)Enterogastrin Hormonu
salgılanır.
1.Sekretin hormonu:
- On iki parmak bağırsağından salgılanır.
- Sekretin hormonu, kanla taşınarak; karaciğeri ve pankreas bezlerini uyarır.
- Karaciğer, safra üretimini ve salgılamasını başlatır. Pankreas, HCO3 ( Bikarbonat ) iyonlarını salgılar.
2.Kolesistokinin Hormonu:
- On iki parmak bağırsağından salgılanır.
- Kolesistokinin hormonu, kanla taşınarak; safra kesesini ve pankreas bezlerini uyarır.
- Safra kesesi, safra öz suyunu salgılar. Pankreas bezleri, sindirim enzimlerini salgılar.
3.Enterogastrin Hormonu:
- On iki parmak bağırsağından salgılanır.
- Bu hormon açlık anında mide bezlerinin mide özsuyu salgılamasını durdurur ve mide hareketlerini yavaşlatır.
Örnek:
Aşağıdaki hormonlardan hangisinin hedef organı bütün vücut hücreleridir?
A) TSH B) ACTH C) Prolaktin ( LTH ) D) Tiroksin E) Kalsitonin
CEVAP: D
Açıklama :
A)TSH : Sadece , Tiroit bezi hücrelerini uyarır.
B)ACTH : Sadece, Böbrek Üstü Bezinin Kabuk ( Korteks ) Bölgesi hücrelerini uyarır.
C)Prolaktin ( LTH ) : Sadece, Süt Bezleri hücrelerini uyarır.
D)Tiroksin : Tüm vücut hücrelerini hedef alır. Tiroksin hormonu metabolizmayı etkiler. Bütün canlı hücrelerin metabolizması olduğu için, Tiroksin Hormonu bütün vücut hücelerini etkiler.
E) Kalsitonin: Sadece, Kanı ve kemik hücrelerini etkiler.
Diğer Hormonlar:
Asetilkolin Hormonu:
1)Kalbe giden parasempatik sinirlerden salgılanır (vagus siniri)
2)Kalp atışlarını yavaşlatır.
Hatırlatma:
♦Beyinden çıkan sinirler KAFA SİNİRLERİ (12 çifttir ) olarak adlandırılır.
•En önemlisi 10. beyin siniri olan “ VAGUSTUR ”.
•VAGUS, iç organların çalışmasını kontrol eder.
Histamin Hormonu:
1)Bazofil ve Mast hücrelerinden salgılanır. ( Bazofil ve Mast hücreleri dolaşım sistemine ait vücut savunması ve bağışıklık sistemiyle ilgili hücrelerdir.)
2)Bu hormon etkisi ile kılcal damarlar genişler ve geçirgenlikleri artar.
3)Kılcal damarlarda süzülme arttığından dokularda ödem oluşur. (yaralanmalarda ve enfeksiyon anında)
Endokrin Sistem Hormonları
Diğer Hormonlar
NOT:
⇒ATP damar genişletici etkisi olduğundan, bazen doku hormonu olarak kabul edilebilir.
KONU TARAMA
SORU 1. Sağlıklı bir insanda kandaki kalsiyum miktarının düzenlenmesi sırasında;
I. Parathormonun kandaki seviyesinin artması,
II. paratiroit bezinin uyarılması,
III. kanda kalsiyum miktarının normal seviyesinin altına düşmesi,
IV. kemiklerden kana kalsiyum geçişi
olayları gerçekleşmektedir.
Bu olayların gerçekleşme sırasının doğru olması için hangi iki basamak yer değiştirmelidir?
A) I ile II B) I ile III C) II ile III D) II ile IV E) III ile IV
Cevap. 1: B
Açıklama:
Verilen olayların doğru sıralaması;
III. kanda kalsiyum miktarının normal seviyesinin altına düşmesi,
II. paratiroit bezinin uyarılması,
I. Parathormonun kandaki seviyesinin artması,
IV. kemiklerden kana kalsiyum geçişi
şeklinde olmalıdır.
Bu durumda I ve III ile verilen olaylar yer değiştirmelidir.
SORU 2. Aşağıdaki şekilde, insandaki bazı endokrin bezler numaralandırılmıştır.
Buna göre, vücuttaki bazı olaylar ve bunların gerçekleşmesinde görev alan endokrin bezler aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Cevap. 2: E
Açıklama:
•Kan şekeri pankreas tarafından düzenlenir. III numara ile gösterilmiştir.
•İç salgı bezlerinin uyarılmasını hipofiz yapar. I numara ile gösterilmiştir.
•Stres altında metabolizmanın hızlandırılmasını adrenalin sağlar. Böbrek üstü bezi tarafından üretilir. II numara ile gösterilmiştir.
SORU 3. Bazı hormonların sadece hedef hücrelerde tepki oluşturabilmeleri, hormonların aşağıda verilen özelliklerinden hangisiyle açıklanabilir?
A) Hücrede ilgili hormona özgü reseptörler olmasıyla
B) Hücrelere kan yoluyla taşınmalarıyla
C) Geri bildirim mekanizmasıyla miktarlarının dengede tutulmasıyla
D) Steroit bileşikler olmalarıyla
E) Her birinin farklı bir yapıya sahip olmasıyla
Cevap. 3: A
Açıklama:
Hormonlar ancak onu tanıyan reseptörlere sahip olan dokulara veya organlara etki edebilir.
SORU 4. Aşağıdaki hormon çiftlerinden hangisi, karşısında verilen işlevi gerçekleştirmez?
Cevap. 4: D
Açıklama:
•Kortizol, glukozun protein ve yağlar gibi karbonhidrat olmayan moleküllerden sentezlenmesini sağlayarak kan şekerini arttırır.
•Lüteinleştirici hormon ( LH ) ise ovulasyonu sağlar.
Hatırlatma:
•Adrenal Bez Korteks Hormonlarından ( Böbrek üstü bezlerinin kabuk bölgesi hormonlarından ) Aldosteron Hormonu kanda, hücre içi ve hücre dışı sıvılardaki iyon derişimini düzenleyerek kan basıncını ayarlar.
SORU 5. Kandaki kalsiyum miktarının normal değerin üstüne çıkması durumunda, böbreklere ve kemiklere etki ederek kalsiyum miktarının azalmasını sağlayan hormon aşağıdakilerden hangisidir?
A) TSH B) Kalsitonin C) Parathormon D) Tiroksin E) STH
Cevap. 5: B ) Kalsitonin
Açıklama:
•Kandaki kalsiyum miktarının normal değerin üstüne çıkması durumunda, böbreklere ve kemiklere etki ederek kalsiyum fazlasını kandan uzaklaştırılmasını sağlayan hormon ‘’ Kalsitonin Hormonudur.’’
Hatırlatma:
- Kalsitonin ve Parathormon birbirine zıt (antogonist) çalışmaktadır.
- Kalsitonin , Tiroit bezinden salgılanır . Ca+2 iyonunun kandan kemiğe geçişini sağlar.
- Parat hormon, Paratiroit bezinden salgılanır. Ca+2 iyonunun kemikten kana geçişini sağlar.
- Böylece Ca+2 iyonunun ,kanda dengede tutulması sağlanacaktır.
SORU 6. İnsanda böbrek üstü bezinin öz (medulla) ve kabuk (korteks) bölgesinden salgılanan Kortizol ve Adrenalin hormonlarının gerçekleştirdiği aşağıdaki işlevlerden hangisi ortaktır?
A) Metabolik hızı artırma
B) Kan basıncını artırma
C) Bağışıklık sistemini baskılama
D) Sindirim etkinliklerini azaltma
E) Kanda glikoz düzeyini artırma
Cevap. 6: E
Açıklama:
Adrenalin glikojeni glikoza çevirerek, Kortizol protein ve yağları glikoza çevirerek kanda glukoz düzeyini artırırlar.
SORU 7. Aşağıdakilerden hangisi insanlarda, paratiroit bezi tarafından salgılanan Parathormonun işlevlerinden biridir?
A) Kemik dokudan kana kalsiyum geçişini uyarma
B) Boşaltım sistemi yoluyla kalsiyum atılmasını uyarma
C) Sodyum potasyum metabolizmasını düzenleme
D) Kanın osmotik basıncını azaltma
E) Böbreklerden sodyum emilimini uyarma
Cevap. 7: A
Açıklama:
Parathormon, kalsiyumun kemiklerden kana geçişini, böbreklerden fosforun atılmasını sağlar.
SORU 8. İnsanlarda,
I. Ovulasyonun gerçekleşmesi,
II. Testosteron salgılanması,
III. Menstruasyonun başlaması,
IV. Süt bezlerinin uyarılması
olaylarından hangileri lüteinleştirici hormonun (LH) salgılanması sonucunda gerçekleşir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV
Cevap. 8: A
Açıklama:
- LH, Kadınlarda yumurtalıklarda olgunlaşmış olan yumurtanın yumurta kanalına atılmasını (ovulasyonu) ve içinde yumurtanın gelişmiş olduğu folikül kesesinin korpus luteuma (sarı cisim) dönüşmesini sağlar. ( I )
- Erkeklerde ise testislerde bulunan Leydig hücrelerini uyararak testosteron hormon salgılanmasını sağlar. ( II )
SORU 9. Aşağıdakilerden hangisi, bitkisel ve hayvansal hormonların ortak özelliği değildir?
A) Az miktarlarının bile etkili olması
B) Hedef hücrelerde etkili olmaları
C) Özgün kimyasal yapıya sahip olmaları
D) Özelleşmiş bezler tarafından salgılanmaları
E) Sentezlendiği bölgeden farklı bölgeye taşınabilmeleri
Cevap. 9: D
Açıklama:
- Hormonal bezler sadece hayvanlarda bulunur.
- Bitkisel hormonlar, aktif büyüme gösteren kök ve gövde uçlarında, meyvelerde ve genç yapraklarda yer alan hücreler tarafından sentezlenir.
SORU 10. İnsülin salgılanması azalan bir kimsede, hücrelere glukoz alımı ile karaciğerdeki ve kandaki glukoz miktarı bakımından aşağıdakilerden hangisi gözlenir.
Cevap. 10: D
Açıklama:
⇒İnsülin miktarının azalması sonucu;
•hücrelerin glukoz alımını azalır,
•karaciğerdeki glukoz miktarı azalır,
•bütün bunların sonucunda kandaki glukoz miktarı artar.
SORU 11.
I. Kan osmotik basıncının hipotalamus tarafından algılanması
II. Hipotalamusun RF hormonu ile hipofiz bezini uyarması
III. Böbreklerde suyun geri emiliminin artması
IV. Hipofiz bezinin arka lobunda ADH üretilmesi
ADH ın üretilip kana salgılanarak hedef organa ulaşması sürecinde yukarıda verilen olaylardan hangisi gerçekleşmez?
A) Yalnız II B) I ve IV C) II ve IV D) III ve IV E) I, II ve IV
Cevap. 11: C
Açıklama:
I. Kan osmotik basıncının hipotalamus tarafından algılanması. Gerçekleşir. ( Hipotalamusun yapısındaki osmoreseptörler kanın osmotik basıncını algılar.)
II. Hipotalamusun RF hormonu ile hipofiz bezini uyarması . Gerçekleşmez. ( Hipotalamusun RF ( salgılatıcı hormunu) hormonu, hipofizin ön lobundan hormon salgılanmasını veya engellenmesini sağlar. ADH hormonu ise hipofizin arka lobunda bulunur. )
III. Böbreklerde suyun geri emiliminin artması . Gerçekleşir. ( ADH hormonunun görevidir.)
IV. Hipofiz bezinin arka lobunda ADH üretilmesi . Gerçekleşmez. ( Hipofiz bezinin arka lobundaki hormonlar hipotalamus tarafından üretilir ve hipofiz arka lobuna gönderilerek burada depo edilir. Yani hipofiz bezinde hormon üretilmez. Sadece hipotalamusta üretilen hormonlar depo edilir.)
SORU 12. Memeli bir hayvanın düşmandan kaçabilmesi için hormon bezleri, kas sistemi, sinir sistemi, duyu organları aşağıdakilerin hangisinde verilen sırayla etkinlik gösterir?
A) Duyu organları-kas sistemi-hormon bezleri-sinir sistemi
B) Kas sistemi- sinir sistemi-duyu organları-hormon bezleri
C) Duyu organları-sinir sistemi- hormon bezleri- kas sistemi
D) Sinir sistemi-duyu organları-kas sistemi- hormon bezleri
E) Duyu organları-kas sistemi- sinir sistemi-hormon bezleri
Cevap. 12: C
Açıklama:
- Duyu organları ile düşman fark edilir.
- Duyu organlarından alınan uyarılar sinir sisteminde değerlendirilir.
- Değerlendirme sonucu hormonlar salgılanır.
- Kas sistemi ile düşmandan kaçılır.
SORU 13. Aşağıda hormon ve canlı vücuduna etkisi eşleştirilmiştir. Yapılan eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?
A) ADH – Suyun böbreklerden geri emilimini sağlama
B) FSH – Testislerden testosteron hormonu salgılatma
C) LTH – Süt bezlerinin gelişmesini sağlama
D) Adrenalin – Derideki kan damarlarını daraltma
E) İnsülin – Kan şekerinin normal değere indirme
Cevap. 13: B
Açıklama:
A) ADH – Suyun böbreklerden geri emilimini sağlama. Doğru.
B) FSH – Testislerden testosteron hormonu salgılatma. Yanlış.(Testislerden testosteron hormonu salgılatan LH hormonudur. FSH erkekler de Spermatogenez olayının başlamasını sağlar.)
C) LTH – Süt bezlerinin gelişmesini sağlama. Doğru.
D) Adrenalin – Derideki kan damarlarını daraltma. Doğru.
E) İnsülin – Kan şekerinin normal değere indirme. Doğru.
SORU 14. Normal bir insanda, yeterli miktarda su alınamamasına bağlı olarak vücutta su yetersizliği ortaya çıktığında;
I. Hipofizden salgılanan Antidiüretik hormon (ADH) miktarının artması
II. Kanın osmotik basıncının artması
III. Böbrekten suyun geri emiliminin artması
olaylarının gerçekleşme sırası aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) I-II-III B) I-III-II C) II-I-III D) II-III-I E) III-II-I
Cevap. 14: C) II-I-III
Açıklama:
Olayların gerçekleşme sırası;
II. Kanın osmotik basıncının artması
I. Hipofizden salgılanan Antidiüretik hormon (ADH) miktarının artması
III. Böbrekten suyun geri emiliminin artması
SORU 15. Aniden korkup, hızla kaçmaya başlayan bir insanda, kas aktivitesinin artması için;
I. Böbrek üstü bezi korteksinin uyarılması
II. ACTH nin salgılanmaya başlaması
III. Hipotalamusun uyarılması
IV. Hipofizin uyarılması
V. Epinefrin (adrenalin) salgılanmaya başlaması
olayları hangi sıraya göre gerçekleşir?
A) I-II-IV-III-V B) II-III-IV-V-I C) III-IV-II-I-V D) IV-V-III-I-II E) V-I-II-IV-III
Cevap. 15: C ) III-IV-II-I-V
Açıklama:
Olayların gerçekleşme sırası;
III. Hipotalamusun uyarılması
IV. Hipofizin uyarılması
II. ACTH nin salgılanmaya başlaması
I. Böbrek üstü bezi korteksinin uyarılması
V. Epinefrin (adrenalin) salgılanmaya başlaması
SORU 16. Aşağıdaki olayların hangisinde, böbrek üstü bezleri ile pankreasın salgıladığı bazı hormonlar birlikte rol oynar?
A) Ovulasyonun gerçekleşmesi
B) Spermatogenezin gerçekleşmesi
C) Kemik ve kandaki kalsiyum tuzlarının dengelenmesi
D) Süt bezlerinin salgı çıkarması
E) Kandaki glikoz miktarının dengelenmesi
Cevap. 16: E
Açıklama:
Pankreastan salgılanan insülin kan şekerini düşürürken böbrek üstü bezlerinden salgılanan adrenalin ve Kortizol kan şekerini artırır.
SORU 17. Aşağıdakilerden hangisi hayvansal hormonların özelliklerinden biri değildir?
A) Hedef organlarına kan ile taşınırlar.
B) Organik ya da inorganik yapılı olabilirler.
C) Çalışmaları yavaş ancak etkileri uzun sürelidir.
D) Kanda optimum düzeyde olduklarında doğru etkiyi gösterirler.
E) Az ya da çok salgılandıklarında metabolik faaliyetlerde bozulmalar gözlenir.
Cevap. 17: B
Açıklama:
A) Hedef organlarına kan ile taşınırlar. Doğru.
B) Organik ya da inorganik yapılı olabilirler. Yanlış. ( Tüm hayvansal hormonlar sadece organik yapılıdır.)
C) Çalışmaları yavaş ancak etkileri uzun sürelidir. Doğru.
D) Kanda optimum düzeyde olduklarında doğru etkiyi gösterirler. Doğru.
E) Az ya da çok salgılandıklarında metabolik faaliyetlerde bozulmalar gözlenir. Doğru.
SORU 18. Aşağıda gırtlağın hemen altında soluk borusunu sağında ve solunda yer alan iki farklı endokrin bez verilmiştir.
Buna göre bu bezlerle ilgili,
I. X bezinin büyümesi sonucu basit guatr oluşur.
II. Y bezi bütün vücudu etkileyen hormon salgılayabilir.
III. X ve Y bezlerinden salgılanan birer hormon zıt (antagonisttik) etki göstererek kandaki kalsiyum miktarını dengeler.
IV. Y bezinin salgısı hipofiz bezi tarafından üretilen TSH hormonu ile denetlenir.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) I ve IV C) I ve III D) I, II ve IV E) I, III ve IV
Cevap. 18: C
Açıklama:
I. X bezi tiroit bezidir, büyümesi sonucu basit guatr oluşur. Doğru.
II. Y bezi paratiroit bezidir. Sadece belirli doku (kemik gibi) ve organları etkileyen sadece Parathormon üretir. ( Yanlış. Y bezi paratiroit bezidir ancak, tüm vücudu etkilemez.)
III. X ve Y bezlerinden salgılanan Kalsitonin – Parathormon, zıt (antagonisttik) etki göstererek kandaki kalsiyum miktarını dengeler. Doğru.
IV. Y bezinin salgısı hipofiz bezi tarafından üretilen TSH hormonu ile denetlenmez. TSH , X ’ i denetler. (Yanlış. )
SORU 19. İnsanda kan şekerini düzenlemede etkili olan hormonlar; “ İnsülin, Kortizol, Adrenalin, Glukagon ” gibi hormonlardır.
Buna göre, bu hormonlardan kan şekerini artıran ve kan şekerini azaltan hormonları yazınız.
Cevap. 19:
- Kan şekerini arttıran hormonlar : Kortizol, Adrenalin, Glukagon
- Kan şekerini azaltan hormonlar: İnsülin
SORU 20.
•Böbrek üstü bezinin korteksinin hormon salgılamasını düzenler.
•Deride leke, çil ve ben oluşumunu sağlar.
•Dişilerde korpus luteumun oluşmasını sağlar.
•Böbreklerde suyun geri emilimini artırır.
Yukarıda bazı hormonların görevleri verilmiştir.
Aşağıdaki hormonlardan hangisinin görevi verilmemiştir?
A) FSH B) LH C) MSH D) ADH E) ACTH
Cevap. 20: A
Açıklama:
- Böbrek üstü bezinin korteksinin hormon salgılamasını düzenler.(ACTH)
- Deride leke, çil ve ben oluşumunu sağlar. ( MSH )
- Dişilerde korpus luteumun oluşmasını sağlar. ( LH )
- Böbreklerde suyun geri emilimini artırır. ( ADH )
SORU 21. Kandaki kalsiyum dengesinin artırılması sürecinde,
I. Kandaki Parathormon miktarının artması
II. Paratiroit bezinin uyarılması
III. Kemikten kana kalsiyum geçmesi
IV. Kandaki kalsiyum miktarının düşmesi
olaylarının meydana gelme sırasını yazınız.
Cevap. 21: IV – II – I – III
SORU 22. Kan şekeri düşen bir insanda;
I. Hipofizin uyarılması
II. ACTH salgılanması
III. Amino asitlerden glikoz oluşumu
IV. Hipotalamustan RF salgılanması
V. Kandaki Kortizol miktarının artması
olaylarının gerçekleşme sırasını yazınız.
Cevap. 22: IV – I – II – V – III
SORU 23. Aşağıdaki hormonlardan hangisi hipofiz bezinden salgılanan ACTH etkisi ile salgılanır?
A)Adrenalin B)Tiroksin C)Parathormon D)Kortizol E)Nöradrenalin
Cevap. 23: D
Açıklama:
•ACTH, Böbrek Üstü Bezinin Kabuk Bölgesini uyararak ‘’ Kortizol , Aldosteron ve Eşey hormonların ‘’ salgılanmasını sağlar. Buna göre:
A) Adrenalin. Böbrek Üstü Bezinin Öz Bölgesinden salgılanır.
B) Tiroksin. Tiroit bezinden salgılanır.
C) Parathormon . Paratiroit bezinden salgılanır.
D) Kortizol. Böbrek Üstü Bezinin Kabuk Bölgesinden salgılanır.
E) Nöradrenalin. Böbrek Üstü Bezinin Öz Bölgesinden salgılanır.
SORU 25. Aşağıdaki şemada kandaki glukoz düzeyinin İnsülin ve Glukagon hormonları tarafından düzenlenmesi gösterilmiştir.
Buna göre aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz?
A) İnsülin ve Glukagon hormonlarının kandaki miktarlarını belirleyen kandaki glukoz düzeyidir.
B) Kan şekerinin yükselmesi pankreasın insülin salgısını artırır.
C) İnsülin hormonu glukozun vücut hücrelerine geçirgenliğini artırır.
D) Karaciğer hücresinde hem glukoz glikojene hem de glikojen glikoza dönüşebilir.
E) Glukagon, düşük kan şekeri durumunda hem karaciğer hem de kas hücrelerinden glukoz geçişini uyararak kan şekerini yükseltir.
Cevap. 25: E
Açıklama:
Glukagon, düşük kan şekeri durumunda sadece karaciğer hücrelerinden glukoz geçişini uyararak kan şekerini yükseltir.
SORU 26. Aşağıda bazı hormonların düzensiz salgılanma durumları verilmiştir.
· Tiroksin hormonunun çocukluk döneminde az salgılanması sonucu oluşur.
· STH ’ nin yetişkin bireylerde fazla salgılanması sonucu oluşur.
· ADH ’ nin az salgılanması sonucu oluşur.
· Aldosteron eksikliğinde ortaya çıkar.
Buna göre aşağıdaki seçeneklerin hangisi yukarıda belirtilmemiştir?
A)Miksodem B)Addison C)Kretenizm D)Akromegali E)Şekersiz şeker hastalığı
Cevap. 26: A
Açıklama:
- Tiroksin hormonunun çocukluk döneminde az salgılanması sonucu oluşur. ( Kretenizm ) Belirtilmiş.
- STH ’ nin yetişkin bireylerde fazla salgılanması sonucu oluşur. (Akromegali) Belirtilmiş.
- ADH ’ nin az salgılanması sonucu oluşur. (Şekersiz şeker hastalığı) Belirtilmiş.
- Aldosteron eksikliğinde ortaya çıkar. ( Addison ) Belirtilmiş.
- Yetişkinlerdeki tiroksin eksikliği Miksodema ( uyuşukluk, vücut ısısının düşmesi ) neden olur. Belirtilmemiş.
SORU 27. Aşağıdaki şemalarda insanların dişi ve erkek bireylerinde üretilen hipofiz ve eşey hormonları ile geri bildirim mekanizmaları verilmiştir.
Buna göre,
I. Hipofiz hormonları yumurtalık ve testisleri hormon salgılaması için uyarır.
II. Kanda testosteron hormonunun artması hipofizin LH salgısını artırır.
III. Östrojen hormonunun kandaki miktarı hipotalamus, hipofiz ve yumurtalık bezlerinin karşılıklı etkileşimi ile düzenlenir.
açıklamalarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
Cevap. 27: C
Açıklama:
- Testosteron hormonu ile hipotalamus arasında negatif (-) geri bildirim vardır.
- Testosteron hormonunun artışı hipotalamusu uyararak GnRH salgısını keser.
- GnRH salgılanmaz ise hipofiz uyarılmaz ve LH salgılanmaz.
SORU 28.
I. Kandaki Na ve Cl miktarı azalır, K miktarı artar.
II. Kan osmotik basıncı yükselir.
III. Aldosteron salgısı azalır.
IV. ACTH salgısı azalır.
Kandaki tuz miktarının artmasına bağlı olarak gerçekleşen yukarıda verilen olayların gerçekleşme sırası aşağıdakilerden hangisidir?
A)II-III-IV-I B)I-IV-III-II C)II-IV-III-I D)I-III-IV-II E)III-IV-II-I
Cevap. 28: C
Açıklama:
- Kandaki tuz miktarının artması, kanık osmotik basıncını artırır. ( II )
- ACTH tuzun geri emilimi sağlar. Ancak kanda tuz fazla olduğunda tuzu geri emmek değil vücuttan atılması gerekecektir. Bu durumda tuzun geri emilimin sağlayan ACTH hormonu azaltılmalı. Bunun için kanın osmotik basıncı azalınca hipotalamustaki osmoreseptörler bu durumu algılayıp engelleyici hormonlar salgılar ve hipofizden ACTH salgısının azaltır. ( IV )
- ACTH ın azalması, böbrek üstü bezini etkileyip, Aldosteron salgısını azaltacaktır. ( III )
- Aldosteron hormonunun azalmasıyla da , Böbreklerden Na ve Cl iyonları atılacak dolayısıyla Na ve Cl un kandaki miktarı azalacak ve böbreklerde K iyonu geri emilecek böylece kandaki K iyon miktarı artacaktır. ( I )
SORU 29. Kemik ve kan arasındaki kalsiyum alışverişi aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.
Buna göre numaralandırılmış olaylarda görev alan hormonları ve salgılandığı bezin adını yazınız.
SORU 30. İnsan vücudunda gerçekleşen hormonal olaylardan bazıları şunlardır:
I. Glukagon hormonu miktarının artırılarak kanda glukoz miktarının artırılması
II. Aldosteron hormonu miktarının azaltılarak vücuttan sıvı kaybının sağlanması
III. Vazopressin hormonu miktarının artırılarak vücutta su tutulmasının sağlanması
Bu olaylardan hangilerinin gerçekleşmesi, yüksek kan basıncının normal düzeyine geri dönmesini sağlar?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
Cevap. 30: B
Açıklama:
- Aldosteron hormonu böbreklerden Na ve Cl ’ un emilimini artırarak vücutta su tutulmasını sağlar.
- Aldosteron artarsa su kaybı azalır, kan hacmi artar ve kan basıncı yükselir.
- Yüksek kan basıncının normale dönmesi için aldosteron miktarı azaltılmalıdır.
– Glukagon artarsa kanda glukoz miktarı artar, basınç yükselir.
– Vazopressin (ADH) artarsa suyun geri emilimi artar, basınç yükselir.
SORU 31. İnsanda,
I. kanda sodyum iyonlarının azalması
II. kanda protein yoğunluğunun azalması
III. plazma osmotik basıncının artması
durumlarının hangileri vazopressin (ADH) hormonu salgılanmasını uyarır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III
Cevap. 31: C
Açıklama:
- ADH, kan osmotik basıncı arttığında börek kanalından suyun geri emilmesini sağlar.
- I. ve II de verilenler kan osmotik basıncını azaltır. Dolayısı ile ADH salgısını uyarmaz.
- Ancak III de verilen, plazma osmotik basıncının artması ADH salgısını da uyaracaktır.
SORU 32. Glukagon salgısı artan bir insanda;
•Kan şekeri : ?
•Kanın osmotik basıncı : ?
•Karaciğerdeki depo glikojen: ?
şeklinde verilen ifadelerin karşılarına artar / azalır ifadelerinden uygun olanın yazınız.
Cevap. 32:
Açıklama:
Glukagon salgısı artan bir insanda;
- Kan şekeri : ARTAR.
- Kanın osmotik basıncı : ARTAR.
- Karaciğerdeki depo glikojen: AZALIR.
SORU 33. Aşağıda verilen hormon-hedef doku eşleştirmelerinden hangisi yanlış verilmiştir?
A) Progesteron → Döl yatağı
B) Oksitosin → Döl yatağı ve süt bezleri
C) ACTH → Böbrek kanalları
D) LH → Yumurtalık ve testisler
E) Prolaktin → Süt bezleri
Cevap. 33: C
Açıklama:
- ACTH, Böbrek kanallarını değil böbrek üstü bezinin kabuk bölgesini (adrenal korteksi) uyarır.
- Böbrek organı ile böbrek üstü bezlerinin doğrudan bir bağlantısı yoktur.
SORU 34. İnsan vücudundaki hormonların miktarını belirlemek amacıyla, yaygın olarak aşağıdakilerden hangisi incelenmektedir?
A) Kan B) Dışkı C) Tükürük D) Gözyaşı E) Deri dökümü
Cevap. 34: A
Açıklama:
Hormonlar, genellikle endokrin (iç salgı) bezlerinden salgılanan, hedef organlara kan ile taşınan organik kimyasal uyarıcılardır, düzenleyicilerdir.
SORU 35. Aşağıdaki şemada böbrek üstü bezinin iki farklı bölümünün uyarılması ve bu bölümlerden salgılanan hormonlar gösterilmiştir.
Buna göre şemada I, II, III ve IV ile gösterilen kısımlara gelmesi gereken hormonlar aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
KONU BİTTİ.
Bir yanıt yazın